@irispage
|
Uyarı: Bu hikâye, etik açıdan tartışmalı durumlar ve bazı okuyucular için uygunsuz veya rahatsız edici içerikler barındırmaktadır.
1
"zambaklar en ıssız yerlerde açar ve vardır her vahşi çiçekte gurur"
Sezai Karakoç
Adam, çenesini kibirle kaldırıp önündeki kağıda gözlerini kısarak baktı. Sakallarını kaşırken bir şeyler anlamaya çalışıyor gibi, "Hm," diye mırıldandı kaba saba. "Ne bu?"
"CV'im," dedim hevesle. "Eksiksiz doldurdum." Kağıdın üzerinde bir yeri işaret etmeye çalıştım fakat adam arkasına yaslandığı için uzanamayıp geri çekildim. "Mezun olduğum okullar, bildiğim diller, sertifikalarım —"
"Eee?" diye sordu umarsızca ve ince belli çay bardağını dudaklarına taşıyıp çayı hüpürdetti.
Kaşlarımı çatsam da hala kibar tutmaya çalıştığım sesimle yeniden söze girdim. "Anladım. Hiç tecrübem olmadığı için ciddiye almıyorsunuz ama..."
Gülerek çay bardağını tabağa indirdiğinde CV dosyamı masaya bıraktı, kalkıp gidecek diye endişeyle ona baktım. "Bak kızım, iyi güzel doldurmuşsun kağıdı. Donanımlı birine de benziyorsun ama burada bu kağıt geçmez."
Yüzümü istemsizce buruşturdum. "Burada geçmez de ne demek?"
Bu kez daha alçak tondan gülüp babacan bir tavırla öğütler gibi konuştu. "Garson arıyoruz, evladım. Gönüllülük sertifikaları, diploma falan. Bize iş gücü lazım her şeyden önce."
"Çok zor değil, yapabilirim," diye ikna etmeyi denedim.
Derin bir nefes alıp bıraktı, sonra düşünceli düşünceli, "Biz sana döneriz," dedi.
Cidden mi? Lanet olası bir plazada değildik. Tamam, ben daha önce hiç iş başvurusunda bile bulunmadığım için bunu fazla ciddiye alıp CV hazırlamış gelmiştim, ama nihayetinde burası bir restorandı. Üstelik şefliğe talip de değildim. Ne diye burun kıvırıp duruyordu?
"Yaz sezonu gelmiyor mu? Burası çok kalabalık olacak biliyorum, daha önce tatil için Çeşme'ye gelirdim." Soluklandım ve daha tane tane konuşmaya devam ettim. "Yani ne kadar çok çalışan, o kadar iyi düzen ve daha çok müşteri. Öyle değil mi?"
"Daha çok müşteriye ihtiyacımız yok, burası elegant ve sakin bir restoran." Sanki restoran ona aitmiş gibi böbürlendi. "Öyle herkes gelsin gibi bir derdimiz yok."
Onayladım hemen. "Tamam, tamam. Tabii öyledir. Sadece demem o ki ben garsonluk ya da kasiyerlik yapabilirim. Rezervasyon da alırım. Ne lazımsa yani." Aklıma yeni gelmiş gibi ekledim. "Hem üç dil biliyorum işte. Müşterilerle anlaşabilirim."
Dikkatle gözlerini kıstı. "İngilizce de biliyor musun?"
"İngilizce de biliyorum," diye başımı salladım.
"How old are you?" diye sordu şüpheyle.
"Twenty," diye cevapladım, ama gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmam gerekmişti. Bir anda başka bir dile geçeceğimizi tahmin etmemiştim hiç.
Bu kez de büyük bir ciddiyetle, "Where are you from?" dedi.
"I am from Trabzon, but my ethnic origin is Greek."
Kelimeyi seçip "Greek mi?" dedi. "Yunan mısın?"
"Rum kökenliyim, ama Trabzon'da yaşıyoruz," diye açıkladım. Nedense oturduğum yerde küçüldüm ve kucağımdaki parmaklarımla oynamaya başladım.
Reddedilmeye hazır şekilde beklesem de, "Aslında dil bilmen bizim kârımıza," dedi kendi kendine.
Gözlerim umutla ışıldadı. "Tabii ki öyle!" Ellerimi masada birleştirip biraz öne eğildim. "Bakın bu işi almam gerekiyor, yoksa ısrar etmezdim. Rica ediyorum kabul edin."
İkna olması için böyle mi konuşmam gerekiyordu bilmiyorum fakat dediğim üzere tecrübesizdim ve bugünden beri, 37 derece havada dördüncü iş görüşmemi yapıyordum. Bunu da alamazsam düşüp bayılabilirdim.
Nihayet gardını indirdi ve başını salladı. "İyi madem."
Heyecanıma engel olamadım. "Ne demek bu? İşe alındım mı yani?"
İleriye doğru "Efe, bak buraya!" diye seslenip ayağa kalktığında ben de onunla birlikte kalktım. Yanımıza benim yaşlarımda orta boylu, sarışın bir erkek geldiğinde elini onun omzuna koyup beni işaret etti. "Yeni iş arkadaşın," dediğinde rahat bir nefes verip zaferle gülümsedim.
"Marilis," diyerek elimi uzattım.
Başta ismimi anlamaya çalışır gibi baksa da sonra gülümsememe karşılık verip elimi sıktı. "Efe ben de, memnun oldum."
"Tanışma faslı bittiyse, arkaya geç önlük ver. Garsonlukla başlasın sonra duruma göre bakarız."
"Tamam, Reşat abi," diyerek elini uzatıp bana yol açtı. "Buradan Marilis."
• Oy vermeyi unutmayın lütfen 💗 |
0% |