Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm Gerçekleri Anlama

@isikdiyarii

Sabah perdelerin içeri girip güneşin yüzüme vurması ve mis gibi kokan bir kahvaltı kokusuyla uyandım. Uyandığımda karşımda beyaz tenli, uzun ve sarı saçlı, mavi gözlü, kocaman kanatları olan meleğe benzeyen bir yaratık gördüm. Bu yaratık hayatımda gördüğüm en güzel yaratık olabilirdi. Ardından ona "Sende kimsin böyle?" diye sorduğumda bana nazik ve tatlı bir samimiyet ile "Efendim ben Güneş Krallığından Gemela. Lordum, Aten tarafından Lordumuz Forseti'ye getirilip sizin emrinize verildim. Ayrıca benim gibi olan ve Gece krallığından olan Kaira var. O da duş almak isterseniz diye banyonuzu hazırlıyor. Emrinize amadeyiz efendim." dediğinde içeri Kaira olduğunu umduğun peri meleği girdi.

Evet bu ismi şimdi ben onlara takmıştım. "Günaydın varisim yemek yemez misiniz? Sizlerin sevdiği şeyleri yaptırıp getirttik." dediğinde kahvaltı tepsime baktım. Çok güzel görünüyordu. ardından onlara bakıp "Sizin türünüz ne?" diye sordum. onlar ise "Efendim bizler peri ve meleklerin birleşimiyiz ama genelde bizlere melek derler." dediğinde başımı sallayıp kahc-valtı tepsimi aldım elime ve yemeye başladığım sırada onlara oturmaları için el işareti yaptım. Onlarda gocunmadan oturmuşlardı. Ardından onlarla sohbet etmeye başladım. Ve onlarla sohbet ederken içimde onlara karşı bir ısınma peyda oldu.

"Eee anlatın bakalım bu krallıklar nasıl işliyor?" dediğimde onlar anlatmaya başladı. Daha doğrusu Kaira anlatmaya başladı çünkü krallıklar aynı işliyormuş. Tek fark biri Gece daha aktifken diğeri daha aktif bu yüzden Gece ve Gündüz krallığı denilmiş. Bu sorunun ardından Kaira'yı dinlemeye başladım.

"Efendim, aslında her iki krallıktada beş büyük elçi var onlardan dördü elementleri yönetmekte diğeri ise krallıklara ait ormanları. Her bir elementi lordların emirleriyle yönetirler. Ama o beş elçinin bir halkı yok. sadece üç halk var. Gece doğanlar halkkı, Gündüz Doğanlar halkı ve Gökyüzünden olanlar. Gökyüzünden olanlar bütün krallıklara girebilir, bütün krallıkların gücüne sahiptirler. Sizde Gökyüzü Varisisiniz. aslında kraliçesisiniz. Siz, herkesten daha güçlüsünüz. Gökyüzü Krallığından olanlar ise sizin okuduğunuz kitaplarda ki karakterler. Ayrıca şafak, seher gibi zamanlarda doğanlar sizin halkınızda yer almakta." diye anlattı en kısa şekilde. Bende onlara en kısa şekilde başıma gelenleri anlatmaya başladım. Ki zaten başıma gelenleri biliyorlardı.

"Benim başıma gelenleri zaten biliyorsunuzdur. Yıllar önce insanlar sizlerle güç için savaşırken asıl gücün bende olup beni kaçırmışlar ama orada yaşayamayip ölmüşüm. Ardından ise yıllar sonra tekrar doğmuşum. Sol ayak bileğimin içerisinde ki kalp şeklinde beni bulmuşlar. Tabii bunu yaparken ilk başta Forseti yapıyormuş ve yerine Aren'i getirmiş. Veron bana onların kardeş olduğunu söylemişti am adeğillermiş. Forseti, onu geçici olarak atamış. Ardından ise bakmış hiçkimseyi dinlemiyor kendi bildiğini okuyup kafasına göre davranıyor, Forseti beni aramayı ona devrretmiş. Ve pat buradayım. Acaba Aren ve diğerleri şu anda ne yapıyorlardır?" diye sorduğumda birbirlerine bakıp söylesek mi acaba bakışı attılar. Ve o an aslında bir terslik olduğunu anladım.

"Eee? Ne oldu söylemeyecek misiniz?" diye soru onlara baktım. Onlara bakarken çayımdan bir yudum aldım. "Efendim, Aren Efendiyi zindana attılar o zamanki yaaptığından ve sizin hislerinizle oynadığı için. Diğerleri ise şu anda halkın arasına gerş döndüler. eski yaşamlarına." dediklerinde rahatladım en azından diğerlerine bir şey olmamştı. Ardından onlara son kez "Peki ya ailelerimize ne oldu?" diye sordum. "Onlar ise, Vücuden de buraya geldiğinizde tam anlamıyla ortalık karıştı ve herkesin zihninden, buna ailelerinizde dahil, silindiniz." diye cevap verdi Gemela.

Ardından biraz daha sohbet ettik ve bana sarayı gezdirip bana özel yapılan kütüphanemi gezdirdiler. Akşam olduğunda ise Forseti'ye "Ne zaman ailemi yani burada ki akrabalarımı göreceğim? Ayrıca herkesin zihninden silindiysem onlar nasıl burada?" diye sordum. O an Forseti, "Sevdiğin herkes ölünce bizim bu halkımıza karışır. Yani halkımızdan biri olur. Bu yüzden korkma sevdiklerin ölünce buraya gelecek ve seni hatırlayacaklar. Ayrıca o eve gitmene daha var bence. Çünkü saklanıp bir şeyler öğrenmen gerekir. Hem merak etme Gemela ve Kaira hariç halktan kimse bilmiyor burada olduğunu. Şu anda senin enerjini büyük bir sihirle saklıyorum." deyip anlatmaya devam etti her şeyi bende onu anlayıp dinlemeye devam ettim.

Konuştuktan sonra akşam yemeklerimizi yeyip benle beraber kütüphaneme geldi. Ve beni varislik için çalıştırmaya başladı.

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

Çocukların vücutları kaybolunca ve üzerine o mektup çıkınca aileler, doktorlar ve halk hatta tüm dünya tedirginlikte boyut atlamışlardı. Ama bilmedikleri bir şey vardı. Bu mektup büyük bir yanılsamaydı. Ve Zümra bu mektubu öğrenince Aren’in başına gelmedik şey bırakmayacaktı.

Günler geçmişti bu olaylardan sonra. Günler geçtikçe insanlar bu çocukları unutmaya, hafızalarından tam anlamıyla yok olmaya başlamışlardı. Ve en son ailelerine gelmişti unutma sırası. Bir gece ansızın tam anlamıyla herkesin hafızasından silindi bu isimler. Tüm dünyanın, ailelerin herkesin zihninden yok oldular. Haberler silindi, onlara ait kayıtlar… Her şey yok oldu. Ve hayat artık eski akışına dönmüştü.

Ta ki Zümra hem Aren’in mektubunu hem de Işık Diyarının altında yatan o büyük karanlık sırrı öğrenip gücünü taşırana kadar. Zira o gün geldiğinde gökte bir yıldız kayacak ve bu yıldızın kayışı Zümra’nın kalbinde büyük bir fırtınaya; dünyada ise kıyameti başlatacaktı

 

 

Loading...
0%