@isikdiyarii
|
"Yaşamak için ya öldürecektik ya da ölümü kabullenecektik."
Ben de herkes gibi sıradan bir insandım bugün o maili alana kadar. Lisede dil bölümünü okumuş daha sonra üniversitede yabancı dil öğretmenliği okuyup bir kurumda çalışmaya başlamıştım. Bugünde her zamanki gibi işime gitmek için kalkmış kahvaltı yapıyordum. Kahvaltımı yapıp, hazırlandım ve her zamanki gibi işe gelmiştim.
Bugün diğer günlere nazaran garip bir his vardı içimde. Derken zaten mailden bir bildirim gelmişti. Murat Akkuş’dan bir mailiniz var* Yazısını görünce hemen ismi hatırlardım ve maile tıkladım. Mailde şunlar yazıyordu; “SEVGİLİ ESKİ ÖĞRENCİLERİM, BU MAİL ESKİDEN OKUDUĞUNUZ LİSENİN MÜDÜRÜNDEN GELMEKTEDİR. OKULUMUZUN SAHİPLERİ TARAFINDAN DÜZENLENEN BİR YARIŞMA VAR. “SONSUZ LABİRENT” ADLI BİR YARIŞMA. BU MAİLİ ALIYORSUNUZ ÇÜNKÜ SEÇMELER YAPILDI SİZLER İSE KAZANANLAR OLDUNUZ. BUGÜN AKŞAM GRUPLAR KURULACAK VE ÖNÜMÜZDE Kİ HAFTA İSE YARIŞMAYA BAŞLANACAK. KURALLAR İSE ŞUNLARDIR; -HER GRUP EN AZ ÜÇ EN FAZLA DÖRT KİŞİ OLMAK ZORUNDADIR. -HER GRUPTA EN AZ BİR KIZ VE BİR ERKEK OLMAK ZORUNDADIR. -HER GRUBUN LİDERİ OLMAK ZORUNDADIR. -KAZANMAK İÇİN DİĞER GRUPLARI ÖLDÜRMENİZ GEREKMEKTEDİR. -ÖLDÜRDÜĞÜNÜZ KİŞİLERİ SAKLAMAK ZORUNDASINIZ. -GELEN EMİRLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK ZORUNDASINIZ. -YARIŞIRKEN İNTİHAR ETMEK YASAKTIR. -EĞER Kİ EDİLİRSE YARIŞMA İPTAL OLUR HERKES ÖLÜR. VE LABİRENT YANARAK YOK OLUR. KURALLARIMIZ BUNLARDIR. EĞER İSTEMİYORSANIZ İPTALE BASINIZ.” Gibi şeyler yazıyordu mailde. Tam iptale yazacakken bir anlık boşlukla iptale basmak yerine onaya bastım ve karşıma akşam 19.00da eski okulun önünde olmamızı ve para miktarını beyan ediyordu. Para miktarı ise 200.000.000 dolardı. Ardından ise stresle akşamı bekledim. Gitmeyecektim oraya ama gene de bekledim akşam olmasını. * * * Akşam olduğunda kızlara çıktığımı haber verip işten çıktım ve bana gönderilen adrese doğru yol aldım. Bu işte büyük bir terslik vardı. Hem de hiç olmadığı kadar. Zira başvuru yapmadan seçilmiştim. Ayrıca eski lisem niye böyle bir şey yapıyordu? Mantığı neydi? Ayrıca niye biz seçildik onu bile bilmiyordum. Sırf bunları öğrenmek için gidiyordum o adrese. Belki de eğlenceli olur. Ama hayır, ölüm kalım savaşında benim ne işim vardı? Olmamalıydım. Eve gitmeliydim oraya değil. Ama beni oraya çeken bir şey vardı. Bütün vücudum beni istemsizce oraya çekiyordu. Aklım, oraya gitmememi; kalbim, oraya gitmemi söylüyordu bana. Ve ben ilk defa kalbimi dinleyecektim. Üzgünüm aklım… Adrese gelmiştim ve orada seçilen diğer yarışmacılar vardı. Ah, pardon unutmuşum, geleceğin cesetleriydi onlar… Belki de bende vardım aralarında. Belki bende bir ceset olacaktım. Ama umurumda değildi. Her yerde sandalyeler vardı ve biz burada neredeyse kırk ya da elli kişiydik. Büyük ihtimalle gruplar dörder ya da beşer olacaktı. On kişi de olabilirdi belki onu şimdi öğrenecektik. Herkes yerlerine oturduğunda müdür mikrofonun başına geçti ve konuşmaya başladı. “Gençler uzun bir süre sonra merhaba. Bugün burada büyük bir yarışma için buradasınız. Şimdi gruplarınız açıklanacak ve sonrasında size birkaç tane mesaj gelecek. O mesajlarda her şey açıklanmış olacak. Burada şu anda kırk kişisiniz ve her grup dörder kişi olmak üzere on gruptan oluşacaksınız. Ve her grubun bir telefon taşıma hakkı olacak. Bu şekilde ancak gelen mesajlarla talimatlara uyabileceksiniz.” dedi ve gruplarda ki isimler açıklanmaya başladı. Herkes grubunun olduğu yere geçerken sıra benim olduğum gruba gelmişti. Ve sırayla isimlerimiz okundu. “Zarif Erarslan, Erdem Kadı, Zilan Ercan ve Emre Yiğitcan.” İsimler okununca büyük ve yoğun bir şoka uğramıştım. Erdem, Zilan ile sevgiliydi. Ve Zilan benim en büyük zorbamdı. Emre ise bana takıntılı ama benim yüz vermediğim çocuktu. Erdem ve Emre büyük bir kavga sonucu hasım kesilmişlerdi birbirlerine zira Zilan bana zorbalık yapıyordu ve Emre de Zilan’ın o zamanki sevgilisi olan Erdem’e bunu söylediğinde birbirleriyle büyük bir kavga etmişlerdi. Zilan ve benim içindi bu kavga. Ve şimdi ise tekrar bir aradaydık. Ama bu sefer yaşayıp birbirimizi yaşatmak için. Grup olarak toplandığımızda ise hepimiz birbirimize pişman ve özlemle bakıyorduk ve garip hissettiriyordu. Ama bunun üzerinden gelip telefonlara gelen talimatları uyguladık ve en son eşyalarımızı alıp artık okula girmek zorunda kaldık. Her şey ani gelişmişti gruplar oluştuktan sonra. Ama artık bir süreliğine birlikteydik. Ya buradan çıkana dek ya da ölene ve öldükten sonraya dek.
|
0% |