Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@isolde_ravenscroft

Kral Aelric ve Beş Büyük Aile: Alveria’nın Efsanesi Bin yıl önce, Alveria Krallığı’nın toprakları, birbirine bağlı beş büyük ailenin yönetimi altındaydı. Alveria, bir zamanlar sadece efsanelerde ve eski haritalarda yer alan bir yerdi; fakat o günlerde, bu toprakların kaderini şekillendirecek olaylar gizlice ve derinlerde filizleniyordu. Krallık, etrafını çevreleyen dört bir yandan gelen barbar kabilelerle tehdit altındaydı, fakat bu topraklarda hüküm süren beş büyük ailenin büyüleri, ülkenin korunmasını sağlayacak kadar güçlüydü. Bunlardan biri, halkı tarafından “ateşin efendisi” olarak bilinen Kral Aelric Emberthorn’dı. Cesareti, gücü ve karizmasıyla ün kazanan Aelric, halkını koruma arzusuyla her zaman en önde duruyordu. Ateşi kontrol etme gücüne sahipti, fakat sadece ateşi değil, aynı zamanda savaşın ruhunu da yönetiyordu. O, ateşi kendi iradesine göre yönlendirebiliyordu; ordusunun morallerini yükseltmek, düşmanları korkutmak ve savaş alanını alevlere boğmak, onun için bir ustalık alanıydı. Aelric’in yanında, Selthorne Hanesi vardı. Selthorne ailesi, suyu kontrol etme gücüne sahipti ve su onların koruyucusuydu. Dalgaları çağırmak, nehirleri yönlendirmek ve denizleri fethetmekte ustaydılar. Aelric’in savaşta karşılaştığı düşmanlar, sel olup akarken, Selthorne’un su büyüleri düşmanları yavaşça boğuyordu. Birlikte savaştılar, birlikte kazandılar. Ve Aetherwind Hanesi… Rüzgarları, fırtınaları ve kasırgaları kontrol edebilen bu aile, hız ve gizlilik konusunda ustaydı. Düşmanlar, rüzgarın getirdiği ölümcül kasırgaların ne zaman patlak vereceğini bilemezlerdi. Aetherwind’ler, düşmanlarının yavaşça ortadan kaybolmasına neden olan bir hızla, aniden ortadan kayboluyor ve ardından çarpıcı bir hızla geri dönüyorlardı. Krallığa geldiklerinde, Alveria’nın havasında bir değişim oluyordu; her şeyde bir yıkımın habercisi. Bunun yanında, Ironvale Hanesi vardı. Toprağın efendisi olan Ironvale’lar, kayaları, dağları, surları hareket ettirebilen bir güce sahiptiler. Savaş alanında düşmanlarını yerle bir ederken, toprak bir silah gibi ellerindeydi. Krallığın surları, Ironvale’ların emeğiyle sağlamlaştırılmıştı. Alveria’nın toprakları, bu aile sayesinde düşmanlardan korunuyordu. Ve son olarak Duskbane Hanesi… Gecenin efendisi, karanlığın sırlarını taşıyan bu aile, gölgeleri ve karanlık gücüyle korku salıyordu. Hiçbir düşman, Duskbane’lerin gölgeleriyle ne kadar derin bir sarmal içine girdiklerini fark etmiyordu. Geceyi bir silah gibi kullanıp düşmanlarını avlıyor, yerle bir ediyorlardı. Alveria, bu karanlık güç sayesinde geceleri korunuyordu. Bir Gün Zirvesiz Dağlar’da… Bir sabah, Aelric ve beş aile başı, Alveria’nın kuzey sınırında başlayan büyük bir işgalin tehdidiyle karşı karşıya kaldılar. Fakat savaştan önce, Aelric’in gözüne bir kehanet takıldı. Zirvesiz Dağlar’a doğru bir yolculuk yapmalıydılar. Orada, onlara eski bilgelik ve savaşın sırrını verecek bir varlık vardı: Kaeltharion, bir zamanlar ejderha olan, büyü dünyasında derin bilgiler taşıyan bir varlık. Zirvesiz Dağlar’ın eteklerine indiklerinde, Kaeltharion onlara karşı çıkmadı. Aksine, derin bilgi ve büyüsünü onlarla paylaştı. Savaşın ruhu, büyünün derinlikleri, zamanın ötesindeki sırlar, Kaeltharion’ın öğretileriyle yeniden şekillendi. Ejderha onlara, her biri kendi elementini nasıl daha güçlü kullanabileceğini, savaş alanında nasıl üstünlük sağlayacaklarını öğretti. Ancak, Kaeltharion’la ayrılma vakti geldiğinde, her şey beklenmedik bir şekilde değişecekti. Aelric ve ailesi, Alveria’ya geri dönerken, büyük bir tehlike onları bekliyordu. İşgalci ordular, kuzeydeki kaleleri fethetmiş, Alveria sınırlarına dayanmaya başlamıştı.

Loading...
0%