Liz Scarlet’in Kendi Bakış Açısından Hikayesi:
Ben Liz Scarlet, Scarlet ailesinin en küçük çocuğu ve belki de en şanssız
olanıyım. Gözlerimdeki ateş kızılı renk ve gülümsememle, herkesin
dikkatini çekerim. Büyüdükçe, bu dikkatleri biraz fazla ciddiye aldım. Benim
için her şey kolaydı. Ailem her istediğimi yapar, istediğim her şeyi elde
ederdim. Ama gerçek hayatta işler hiç de düşündüğüm gibi değildi.
Ailem, Nox ailesiyle olan anlaşmazlıklarını çözmek için beni Andre Nox ile
nişanlandırdı. Bu, bana çok yabancı bir fikir gibi gelmişti. Ama Andre’nin
gözlerine ilk bakışımda, her şey değişti. Onun sarı saçları ve okyanus kadar
derin mavi gözleri, beni ilk başta büyülemişti. Bir tür aşk vardı aramızda,
ama bu aşkta gerçek sevgi mi vardı, yoksa yalnızca bir zorunluluk mu,
bunu bilemedim. O zamanlar Andre’nin benim gibi birine âşık olabileceğini
düşünmemiştim. Ama o da bir şekilde bana yakınlaştı, hep yanımda olmaya
başladı. Aramızdaki dostluk, her geçen gün derinleşti. Ne zaman zor bir
durumda olsam, Andre yanımda dururdu. Onunla geçen zamanlar, o kadar
güzeldi ki, aşkımı ona açıkça söyleyemedim bile.
Her şey, Rachel sınıfımıza katıldığında değişti. O andan itibaren, Andre’nin
gözlerindeki parıltıyı başka birine bakarken görmeye başladım. Rachel’in
her hareketi, her gülüşü, Andre’nin ilgisini çekiyordu. O kızın kim olduğunu
bilmiyordum ama bu kıskançlık beni çok derinden sarstı. Andre’nin Rachel’ı

fark etmesi, onunla ilgilenmesi, tüm dünyamı alt üst etti. Bu hislerin ne
kadar tehlikeli olduğunu o zaman anladım.
Ve sonra, Scarlet ailesinin düzenlediği bir parti sırasında, sabrım tükendi.
Rachel’ı ve Andre’yi birlikte görünce, sinirlerim bozuldu. İçimdeki öfke
patladı ve bir bardak şarabı Rachel’a döktüm. Bunu yaparken, Andre’nin
bana karşı olan sevgisini kaybettiğimi fark ettim. O an, Andre bana tokat
atarak her şeyimi yerle bir etti. O anın ardından her şey değişti. Hem ailem,
hem de hayatımın geri kalanı. Andre beni yüzüstü bırakıp Rachel’a yöneldi.
Benim bu kadar hırpalandığımı görmek, onun için hiçbir şey ifade
etmiyordu.
Bunun ardından, ailem yok oldu. Babam hapse girdi, ağabeylerim kaçtı ve
biz annemle yalnız kaldık. Bütün bunların sorumlusu ben miydim?
Gerçekten ne kadar yanlış yapmıştım? Bu sorular zihnimde hep yankılandı,
ama bir şeyin farkına vardım: Her şeyin bedelini ödeyecektim.
Hayatımın yeni bir dönüm noktasında, okulu bırakıp çalışmaya başladım.
Annemin tedavisi için para kazanmak, hayatımı düzene sokmak
zorundaydım. Bir kafede çalışırken, bir gün Rachel ve Andre ile karşılaştım.
Andre’nin alaycı bakışları ve küçümseyici sözleri, beni çok yaraladı. “Ailenin
bu hale düşmesinin en büyük sebebi sendin,” dedi. O an, içimdeki tüm öfke
patladı. Kendimi kaybettim ve ona gerçeği söyledim: “Ailemin Nox ailesiyle
nişan yapmasının tek sebebi, sizin sırlarınızı ele geçirmekti. Ama ben, her
şeyi kendi yöntemlerimle hallettim.” Bu sözlerim, Andre’yi şoke etti. Ama bir
şeyler kırılmıştı, artık geriye dönüş yoktu.
andan sonra, kendimi hastanede buldum. Zihnimde iki hayatın anıları
birbirine karıştı. Roman dünyasındaki Liz Scarlet’in hayatı, gerçek
dünyamdaki yaşadıklarımın yankısıydı. Gerçek dünyada, yalnız bir yetim
olarak büyüdüm, büyük başarılar elde ettim, “Finans Kraliçesi” olarak
tanındım. Ama burada, bu dünyada Liz Scarlet olarak yaşıyordum. Bir
zamanlar istediğim her şeyin, aslında bana neler kaybettirdiğini anlamam
zaman aldı.
Ama geçmişin yükünü taşıyan biri olarak, burada öğrendiklerimle bir şeyler
değiştirebilirim. Liz Scarlet’in annesini, kendi annem gibi görmeye
başladım. Geçmişte yaşadığım yalnızlık, bu dünyadaki annemle olan
bağımı güçlendirdi. Annesine yardım etmeye karar verdim ve bu yolculuk,
bana kim olduğumu hatırlatacak bir fırsat sundu.
Artık tek bir amacımdı: Bu dünyada, ne kadar zorlayıcı olursa olsun,
doğruyu yapmak ve Liz Scarlet’in hayatını baştan yazmak. Geçmişin
hatalarından ders alarak, yeni bir yol açmaya karar verdim.