Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@isolde_ravenscroft

Liam Scarlet’in Hikayesi: Kardeşimin Düşüşü ve Ailenin Çöküşü
Ben Liam Scarlet, Liz’in abisiyim. Ailemi ne kadar sevdiğimi sanıyordum, ama
bir noktada her şeyin yıkılacağını hissedebiliyordum. Babam, Scarlet ailesinin
başıydı, fakat bizler sadece onun “gölgesi”ydik. Liz’in özel olduğu düşünülürdü,
ama ben her zaman bunu farklı bir şekilde gördüm. Ailemizi korumak, bizim
için her şeyden önce gelirken, Liz farklıydı. O her zaman babama layık, örnek
evlat olarak görülse de, benim gözümde yalnızca babamın arkasında kaybolan
bir figürdü.
Liz’in hayatı, babamın karanlık dünyasıyla kesiştiğinde işler değişmeye
başladı. Scarlet ailesi, sadece gücü ve parayı değil, aynı zamanda gizli
ilişkilerini de korumaya çalışıyordu. Babamın yasadışı işlerinin gizliliği, bir gün
ortaya çıkacağına inandığım bir sır gibi duruyordu.

Bir gün, bu karanlık geçmişin her şeyin önüne geçtiğini gördük. Babamın suçu,
Scarlet ailesinin tüm servetini tehdit altına aldı. Bir sabah, en karanlık
günümüzde, babam tutuklandı. O an her şey değişti. Liz, annem ve ben bir
şekilde kopuyorduk. Babamın hapse girmesiyle birlikte, tüm aile sırları gün
yüzüne çıkmaya başladı. Liz’in hâlâ “aile”yi savunmaya çalışırken, ben
tamamen farklı bir yoldan gitmeye karar verdim.
Liz’in, babamın tutuklanmasının hemen ardından başlayan karmaşası, bana
her şeyi sorgulattı. İki ağabeyimle birlikte bu durumu nasıl göğüsleyeceğimizi
tartışırken, Edward hemen kaçmaya karar verdi. O, benden daha cesurdu,
belki de daha hırslıydı. Ben ise Fransa’ya gitmeye karar verdim. Uzaklaşmak,
sessizleşmek istedim. Ailemin bu halini görmek, yaşadıklarımızı kabullenmek o
kadar zordu ki, bir süre sadece kaçmayı tercih ettim.
Ama Liz’i bırakmak zorundaydım. Bir abla olarak ona sahip çıkmalıydım, ama
gerçek şu ki, ona karşı ne kadar bağlı olsam da, onun kararlarına müdahale
etmenin gereksiz olduğunu düşündüm. Annemle birlikte Liz’i terk etmek, doğru
bir hareketti. Çünkü onların bu bunalımla tek başlarına mücadele etmeleri
gerekiyordu. Liz ve annem, birbirlerine sarılarak hayatta kalmalıydılar. Benim
onlara katılmam, onlara sadece daha fazla acı verebilirdi.
Paris’te, uzaklarda, o sessiz günlerde Liz’in bayıldığına dair haber aldım.
Kardeşimin o kadar kötü durumda olduğunu duyduğumda, içim paramparça
oldu. Liz, annemle birlikte ne kadar zorlanmıştı, ne kadar yalnız hissediyordu.
Onu hastaneye kaldırmışlar. Bu haberi aldığımda kalbim daraldı. İçimde bir
şey koptu. Kendimi orada hissettim, onun yanında olmalıyım diye düşündüm.
Ama sonra, her şeyin bu kadar kötü gitmesinin, belki de Liz’in geçmişiyle
yüzleşmesi için tek yol olduğunu fark ettim. Ona bir şekilde yardım edebilirdim,
ancak ona bakacak gözlerim olmadan, onu bu karanlık dünyadan kurtarmaya
çalışmalıydım.
Hemen yola çıkmaya karar verdim. Annesiyle birlikte Liz’in yanına gitmek, bu
zor zamanlarda ona destek olmak istedim. Ama bir yandan da suçluluk
hissediyordum. Kardeşimi yalnız bırakmıştım. Ancak ne yapabilirdim ki?
Ailemizin dağılması, bir noktada herkesin farklı bir yolu seçmesini
gerektiriyordu.
Liz ve annesi, birbirlerine tutunarak hayatta kalmalıydılar. Onların yanlarında
olamayacak, ama her zaman kalbimde onlara destek olacaktım. Bu duyguyla,
annemle Liz’in yanına gitmek için yola çıktım. İçimde büyük bir boşluk vardı,
ama Liz’in geçmişteki hüsranına tanıklık etmek yerine, ona yardımcı olmak için
ne gerekiyorsa yapmalıydım.

Loading...
0%