Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Yaşanmışlıklar

@issimsiz1

Uyarı :bu hikaye bir kötünün ağzından yazılmakta yani bir kötünün ağzından hikaye okuyacaksınız. Yorumlarınızı bunu aklınızda tutarak yapmanızı tavsiye ederim ama bu istediğimiz gibi sövemeyeceğiz anlamına gelmiyor galiba bol sövmeli bir hikaye olucak ama bilemiyorum sağım solum belli olmuyor. Dünya yani bu kişi sonradan iyiye döner mi Allah bilir.com.

 

2015

"Kardeşim helikopter pat pat. Yat yere dedi amca kişi başı dört karı anca rüyanda. Alkol bi yand-"

Abimi nazikçe uyarırken şarkısını kesmek zorunda kalmıştı.(!)

Abim, "Susmassam ne yaparsın döver misin?" dedikten sonra tekrar konuştum "hadi hadi dövsene."

Şimdi abimin üstüne atlarsam %100 ihtimalle ben zararlı çıkacağım ee atlamasamda içimde kalacak.

Atladım. Ve daha havadayken beni koltuk altlarından tutup geri yatağıma attı. Başım yatağımın dibindeki peteğe çarparken acıdan bağırdım. Yalnız çok pis acıdı. Kendimi ağlamamak için sıkarken abim beni oturur pozisyona getirdi bir yandanda ağlamaya başladım

Abim, "Kızım yok kafanda bir şey. Boşuna cırlama başım şişti sabahtan beri."

Bir kaç dakika geçtikten sonra konuştum " çık git odamdan, hazırlanacak."

Abim,"iyi be."

Hemen beş dakikada hazırlandım. Aslında beş dakikada hazırlanan kızlardan hiç olamamıştım hep iki saatte hazırlanırım. Bir yere mi gidicez bütün aile iki saat beni bekler. Bu günde annemle bölüm seçmeye gidiyoruz normalde tek gidecektim ama annem sürekli 'sen yapamazsın edemezsin yanlış yaparsın.' gibi şeyler söyledi.

Hayır yani birisi görse rezil olduk 'Eşşek

Kadar kız olmuş hala bir şey yapamıyor." diye dedikodu çıkar.

Annemde demiyorki 'son saniyeye kadar başını ütülüyecem başka bölüm seç' diye. Ben sayısal, istiyordum annem ise sözelbölümünü okumamı istiyordu, ama ben istemiyorum. Neymiş zorlanırmışssın.

Annemle ayakkabalırımız giyerken arkadan babamın sesi duyuldu.

Babam "hadi gidelim bakalım." diyerek kucağındaki beş yaşındaki kardeşimle kapıya geldi.

Gülerek "noldu baba sendemi annem gibi son ana kadar aklımdaki bölümü değiştirmem için mi geliceksin?" dedim.

Babam sahte bir kızgınlıkla "alındım ama benim tek istediğim üç güzellikle yemeğe gitmek." Babam normalde bize karşı böyleydi fakat son 1, 2 ayda bana olan tavrı değişmişti. ama artık eskisi gibiydi. Sonuç mutluyuz, gerisi boş.

"NE! Yemeğe mi bu yüzle mi gideceğim ben" daha yeni giydiğim ayakkabımı çıkartıp odama koştum.

Babam "kızm hadi gelsene. Sen her halinle güzelsin. Söylediğime pişman ettirme beni."

Yüzümdeki kapatıcıyı dağıtırken "olmaz baba" dedim.

🗡

Arabayla giderken yolun kenarında birikmiş olan çamurlu suya arabanın tekerlekleri sürtmesi ile kaldırımda giden bir adamın üstüne çamur sıçramıştı. Kıkırdayıp konuştum "baba niye öyle yaptın ya adama yazık oldu, garibim bir de toz pembe ile beyaz giyinmiş."Diyip gülmeye devam ettim.

Babam, "kızım napalm her yer çamur ve ayrıca açık renk giyinmesini onun suçu."

Annem kıkırdayıp "yalnız adamın yüzü çok komikti."

Biraz gittikten sonra arabadan inip yürümeye başladık.

🗡

"Baba restrontı ne aradık ya, gidelim Mehmet amcanın dükkana tantünümüzü yiyelim oradanda okula geçelim ya."

Babam "Kızım dur bulucağız. " Babamın rehberliğinde gidiyorduk. annem, ben, kardeşim ve babam vardı, Abimi üniversite sınavına çalışması için evde bırakmıştık.

Issız bir sokağa girdiğimizde tedirgin bir şekilde konuştum "baba doğru yolda olduğumuza emin miyiz?"

Babam "muhtemelen merkeze bağlanan ıssız sokaklar hatta kesin birazdan restruranta girmiş oluruz. " dedi. Etrafımızdan tek tük insanlar geçiyordu ve ben insanları yandan yandan bakarak kombinelerini planlıyordum, böyle diyorum ama sanmayın yani her gördüğümü puanlıyorum iki tane puanladım şu ana kadar, ve hiç kız görememiştim bu ıssız sokaklara girecek kadar cesaretli olanı hiç göremedim yani, aslında Babam olmasa bende girmezdim. Kötüsü var iyisi var dimi yani?

İlk gördüğüm kişinin üzerinde siyah bir pantolon beyaz bir tişört krem rengi bir gömlek vardı. 9/10. İkincisinde ise koyu gri bir sweatshirt ile açık gri bir eşörtman vardı. 7/10 sanki ekmek almaya çıkmış gibi.

Babam birisini durdurup yol sormaya başlayınca bende adamı incelemye başlamıştım, bu da mal çıktı. Adam beyaz sweatshirt altına ise siyah bir pantolon vardı birde siyah bir şapka ile maske takmış, maske şey maskelerinden doktorların ve eczane çalışanlarının taktığı beyaz maskelerinin bez ve siyah hali -ki bence o maskeler ile yaramıyor.-, mavi gözleri hoşuma gitmişti. Sürekli kaçırsada. beyaz sweatshirtin bazı yerlerinde çamur lekeleri vardı.

Babamın adamla konuşması bitmiş olacakki yürümeye devam etmiştik. 5, 10 dakika sonra önümüzü maskeli elinde işlemeli bıçağı olan bir adam kesti.

Babam kardeşimi yere bırakarak bizi arkasına aldı. Adam doğrudan bize doğru gelirken biz olduğumuz yerde kalmıştık.

Babam "kime bakmışsınız."

Adam "a-aaa beni tanımadın mı Sinan? Bak çok üzüldüm şuan."

Babam "kim sin lan sen."

Adam maskesini indirince annem "Berat" diye fısıldadı.

Kardeşimi yerden kaldırıp kucağıma aldım, beş yaşındaydı ama zayıftı, zaten beş yaşındaki bir çocuk nasıl ağır olsun ki.

Babam "siktir git Berat" diye dişlerini sıkarak konuştu.

Kardeşim kulağıma eğilip benim bile zor duyacağım bir sesle fısıldadı. "Abla sigdir git ne demeg?"

Aynı sessizlikle "sonra konuşalım ablacım." dedim.

Berat denilen adam, elindeki işlemli bıçağı salladıktan sonra bıçağı öne doğru savurdu.

Baba.Hayır...

"Baba" diye fısıldayabildim. Bağıramadım, nefes alamadım, gözümü kapatamadım, kıpırdayamadım, zaman durdu...

Hayır durmadı Berat anneme doğru adım attı zaman durmadı. Hayır, Hayır hayır, zaman dursun...

Kardeşimin kafasını kaldıracağını anladığım an boşta olan elimle kafasını tuttum.

Titreyen sesimle konuştum "biriciğim şimdi omzuma koy kafanı, gözlerini kapat, içinden iki yüze kadar say ve bu günü aklından sil."

"Abla igi yüze gadar saymayı bilmiyorum gi." 'K' harfini söyleyemiyordu.

"O zaman iki kere yüze kadar say."

" Yüze gadar saymayı bilmiyorum."

"Elli?"

"I-ı" Hayır anlamına gelen bir mırıltı çıkarmıştı.

"Yirmi beş?"

"I-ı"

"On?"

"Hı-hım." Sonunda onayladığında bir sonraki adıma geçebilmiştim.

"Tamam o zaman sen yirmi kere ona kadar say."

"Abla yirmiye gadar saymayı bilmiyorum." Yarabbim!

"Ablacım canımın içi Birtanem, sen benim sınavım mısın gülüm?" Ben şimdi buna ne diyiceğim?

"Abla sınak ne?" Dikkatli bakarsanız 'k' harfini söyledei!

"Ablacım elinle ona kadar say bunuda on kere yap sonrada bu yaptığını bir kere daha yap."

Suçlu bir sesle konuştu bu sefer, "Abla gere ne demeg?"

"Sayma ablacım."

Fısıltıyla "Peki." dedi

Oda hissetmişti kötü bir şey olduğunu.

Şey. Babamın ölümünü, şey diyiyorum.Üç harf bir hece bir kelime; şey...

Berat anneme doğru giderken annem Koşarak bizim önümüze geldi kollarını iki yana açarak bizi tamamen arkasına aldı. Babamın gözleri kısık bir şekilde bizi izliyordu. Ayağa kalkmak için hareketlendiğinde acı dolu bir inlemeyle yattığı yere geri uzandı.

Dudaklarının arasından "kaçın" diye bir fısıldama döküldü.

Gözlerimi kapattım, sadece gözümü kapattım ve dua ettim.

Annem, "hayır seni burada bırakamam. Dünya kardeşinle birlikte Koşarak kaç buradan, nerye gittiğin önemli değil sadece koş." Son sözlerini fısıltıyla söylemişti.

Hâlâ gözüm kapalıydı annemin ne dediğini anlayamayacak kadar çok korkuyordum. Dudaklarımın arasından "anne" diye bir ses çıktı. Seslenişimin cevapsız kalmasıyla gözlerimi açtım.

Annem.Hayır, hayır hayır hayır.

Berat'ın bize doğru yüzündeki sırıtmayla geldiğini görünce korkuyla geri adım attım.

Boştaki elimle cebimden telefonumu çıkartıp polisi aradım.

Berat denen şeref yoksunu herif, "korkmayın sadece küçük sarışını alıp gideceğim, küçük benimle çok mutlu olacaksın." Küçük adımlarla bize doğru geldiğini fark ettiğim an

O kadar hızlı etrafa baktım ki anlatamam. Bulunduğumuz sokakta yıkık evler ve başka sokaklara çıkan sokaklar dışında hiç bir şey yoktu.

Arkamı dönüp koşmaya başladım, evet annem ve babamı orada kanlar içindeki canlı mı yoksa cansız mı olduğunu bilmediğim, bedenlerini bırakıp koşmaya başladım. Bir yandan koşuyor bir yandan da polisle konuşuyordum.

Sahi polisi ne ara aramıştım?

🗡

Ne kadardır koşuyorum bilmiyorum ama 7, 8 metre ilerdeki inşaatın orada polis sirenleri görmem sürpriz olmamıştı.

Polislere doğru koşarken polisler de beni fark etmiş bana doğru koşuyorlardı. Önüme bir çukur çıkmasıyla durmak zorunda kaldım. Büyük bir çukrdu bu çukura apartman yapılacak gibi duruyordu ama altındada bulunan kolonlar inşaatın dırduğunın habercisiydi. Kolonlar 20, 25 santim uzunluklarındaydılar, Belkide daha az.

Arkama baktığımda Berat'ın yaklaşmış olduğunu gördüm. Bu sefer yana doğru

Koşmaya başladım çukurun tabanının bittiği yere geldiğimde tekrar polislere doğru koşmaya başladım.

Kardeşim "Abla yüz dogsan yedi." dedi. What?

Sendelememle beratın bana yaklaştığını anlamıştım.

Omuzlarımda hissettiğim iki elle daha bir şey yapamadan beni kendine döndürmeye çalışırken ayağımın kaymasıyla sağa çukura düştüm. o sırada bir kolunun tam üstüne düştüğümüz fark etmiştim, ve kucağımda olan güneş koluna karşı bana kalkan yapar gibiydi. Benim ise tek yapmak istediğim sırt üstü dönmekti böylece Güneş'e gelen hasarı en aza indicektim.

Bu kadar yaklaştığını düşenememiştim ben malım eğer dönemessrmde kendimi asla affetmezdim.

Yapamadım. Kardeşimi koruyamadım.

Kalbimin bir kaç santim altında hissettiğim soğuk demir ile olduğum yerde öyle bir dondum ki anlatmaya kelimeler yetmeyebilirdi. Ama ben ne yaptığımı biliyordum en azından bilebildiğim kadar biliyordum, bacaklarım titredi, kendimi kitledim, her yerim titredi, aklımdan sadece bir kelime dolanıyorordu 'Güneş' biri bitmeden diyeri başlıyordu. Aynı faliyeti kaç farklı şekilde yaptım bilmiyorum. Kendimi kitledim, gözümü, nefes alış verişimi, her yerimi kitledim. Her yerim titredi, bacaklarım, ellerim, ayaklarım, her yerim titredi.

Güneşin son sözlerini duyunca canımdan can gitti, kalbime saplanmış okların yerine yeni bir ok saplandı adeta. "Abla iki yüz abla canım çok acıyor..."

Yere bir şeyin çarpmasına kendine geldim ama yine kitlenmem uzun sürmedi.

Yere üzerinde annemle babamın kanı olan bıçak düşmüştü tam önümde duruyordu.

Bıçağın üstünde annem ve babamın kanı vardı benim üzerimde ise kardeşimin kanı vardı.

Kardeşim öldü kalbine bir Demir saplanarak öldü.

Kardeşimi ben öldürdüm Berat beni isteseydi bende dengemi kaypetmeseydim kardeşim hâlâ yaşıyor olurdu, yada havadayken sırt üstü dönebilseydim o Demir kolon bana saplanabilirdi.

🗡

O gün Berat yakalanmıştı. 27 yıl hapis cezası almıştı.

Mahkemelerde beni suçlu göstermeye çalışmıştı fakat başaramamıştı.

Ama bende suçlu depil miydim?

Kardeşim elimde öldü.

Bana da ceza verilmesi lazım değil miydi?

2024

Otel odamda otururken kapımın çalınmasıyla ayağa kalktım.Tayinim yeni çıkmıştı haliylede ev daha bulamamıştım bu yüzdende otele gelmiştim. Kapıyı açınca burda çalışan bir hizmetlinin çaldığını fark ettim.

"Buyrun kime bakmıştınız?"

Hizmetli abla "buyurun bu size geldi. Resepsiyon size vermemi istedi."

Elindeki kargo paketini alırken "Teşekkür ederim." dedim.

Hizmetli abla "rica ederiz"

Kapıyı kapattığımda bir süre kargo paketiyle bakıştık. Nereden çıkmıştı şimdi bu kargo falanda vermemiştim.

Paketi kenara bırakıp valizimi bir çift plastik eldiven aldım. Mesleğim sağolsun.

Kargoyu açtığımda bir kutuyla karşılaştım. Kutuyuda aynı temkinlikle açtım. Ama bu nasıl olur? İçindeki bir sürü bıçak vardı ve hepsinin üzerinde sarı bir kurdele.

İçindeki şeylerden birini alınca iyice şok oldum. Bu oydu ama artık üzerinde Kızıl bıçak yazıyordu. O günki bıçak.

Takma adımı kimse bilmiyordu gruptakiler dışında. Bir gurupta yer alıyordum.

Peki bunu kim gönderdi. Gerçek kimliğimi kimse bilmiyor.

Ben gardian Dünya kılaç.

Ailemin intikamı için ise kırmızı listede aranan suikastçı Kızıl bıçak.

________/______/________

 

Merhaba umarım hikayeyi beğenmişsinizdir. Hikaye sürükleyici de bulmuşsunuzdur inşallah.

Yazım yanlışları için özür dilerim.

Bölümde en sevdiğiniz kısım neresiydi?Ya evet biliyorum daha ilk bölümdeyim fakat ben çok soru sormak istiyorummm.

Merak ettiğiniz bir şey var mı veya aklınıza takılan bir şey?¿ mantık hatası gibi söyleyince varsa düzeltiyim.

Ve arkadaşlar ilk hikayem kötü olabilir.

Diyer bölümde grupla falan tanışacağız nasıl düşünüyorsunuz?

Peki ya Berat herifi hakkında?

Niye yaptı ki Acaba bu herif bunları? Yani amacı ne ki?

Peki her şeyi bilmeme rağmen bilmemezlikten gelmeme ne diyelim sjsjsjsjsj.

Durun lan yazacağım kelimeyi unuttum!!! Ağağağağğaağğa çok gıcık oldum kendime niye hemen yazmazsın ki!!!

Fikirleriniz miydi? Yok yaa değildi. Aklıma sürekli müneccim ve kahin kelimeleri geliyor ama onlarda değil!! Sizce ne olacak mıydı? Cık oda değildi bu bir cümle değildi.

Arkadaşlar yine merhaba, bu yazdıklarımın ardından bir gün geçti, yayınlamadığım için fark etmezsiniz ama neyse, yazacağım şey galbi buydu 'olacaklar hakkında düşünceleriniz?' Ve bunu yazarken de az kalsın unutuyordum!!!

Olacaklar hakkında düşünceleriniz? Sjsjsjjsjsjsj

Arkadaşlar bu arada hikayeyi düzenliyorum ikinci bölüm ne zaman gelir bilmiyorum.

Oooffffff neyse bay 🤚 he birde unutmadan alttakini okumadan geçme. Veya istersen geç sana kalmış.

Neyse şimdi her bölümde göreceğiniz bir şeyler yazıyorum alta. 👇

Unutmayın seviliyorsunuz hiç kimse beni sevmiyor demeyin çünkü siz fark etmeseniz bile birisi sizi seviyor en basitinden okuduğunuz kitapların yazarları her zaman okurlarını sever.

SEVİLİYORSUN...

Loading...
0%