Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@istanbul

Biz ayrı dünyaların insanıyız demişti bana o cümle aklıma kazındı o gün ayrı dünyaların insanı olmak ne demekti ki Zengin fakirmi patrin çalışan mı esmer kumral mı ne ki ama aynı dünyadayız bende bu lanet gezegende doğdum ama o daha şanslı ben küçükken kötülüğün ne olduğunu bilmezken henüz çamura batmamışken anneme adımın neden ay olduğunu sorduğumda beni istemediği için geceyi sevmediği uğursuzluk getirdiğine inandığını söylemişti

ama o zaman güneş koysaydı adımı severmiydi değişirmiydi hakkımdaki düşünceleri yok sanmam değişmezdi çünkü babam vardı onu çok seviyordu ama öldüğünde beni kendisine emanet etmiş annem bana baktıkça babamı hatırlar onu bırakıp gittiği için nefret edermiş ölmek onun elindemiydi ölmek bir insanın seçebileceği bir şey mi yada ölmek ne orta okul yıllarımda bunun hakkında bir fikrim yoktu çok umursamazdım...

çok güzel bir kız değildim siyah saçlarım siyah kaşlarım siuaha çok yakın koyu kafve gözlerim siyah giyimim yaşıtlarıma göre zayıftım saçım hep karışıktı taramayı bilmiyordum annemde taramazdı ama o benden çok farklıydı hoş kesilmiş sarı saçları bal rengi gözleri uzun boyu açık renkler giyerdi hep her şey ona çok yakışıyordu

yan yana oturtmuştu hoca biz ozaman iki farklı dünyanın insanı değildik aynı dünyanın zıt kutuplarıydık siyah beyaz gibi kara delikle ak delik gibi veya tam olarak güneş ve ay gibi...

gibi kelimesi fazla kaçtı çünkü öyleydi onun adı Güneşti sorduğumda annesi güneşi ve gündüzü çok sevdiği için olduğunu söyledi özendim ona ismine aşık oldum annem benden nefret ediyo diyemedim utandın bende annemin geceyi cok sevdiğini söylemek zorunda kaldım sırf onun yanında oturduğum için uğramadığım zorbalık kalmadı

Tuvalete kitlediler zaten yoluk olan saçlarımı yoldular onum yanında oturmayı bırakmazsam beni okuldan attırmakla tehtit ettiler ama seviyodum işte onu ne yapayım vaz geçiremeyince sene başında köşeye kıstırıp saçımı sıfıra vurdular onun karşısına öyle çıkmaya utandığım içın kalktım sıradan en arkaya beni özellikle aramazsa göremeyeceği bir yere oturdum ama lanet olsun özellikle aradı beni

8. sınıfın ilk günü sınıfa girdiğimde (saçlarım en azından kulaklarıma kadar uzamıştı ve tavşan gibi gözüküyordüm) herkes bana gülmeye başladı

"ıyyy şuna bakın iğrenç"

"Ne kadarda eziksin"

"Bu haliyle birde Güneş'e aşık hahahaha"

o cümle bir kurşun gibi beni beynimden vurdu kaybettiğim günlüğüm en baş düşmanım yıl boyu beni ezikliyen ufacık hayatımın içine benzin döküp yakan Sudenin elindeydi okulun son günü ben kaybetmiştim o bulmuştu tam bir aptalım başıma gelecekleri tahmin etmeliydim ağzını gere gere konuşmaya başladı

"Ay ay ay kimler gelmiş Ay gelmiş espirimi anladın dimi ay falan hahah bbip bakalım kim bütün okulda seni arıyo doğru bildin güneşcigim seni arıyor"

söylemişlerdi bütün yıl benimle uğraşmak için söylemişlerdi ne bekliyordum ki biz senin arkandayız al bu günlüğü duygularına sahip çık mı diyeceklerdi imkansız bunun benimle ilgisi yok bütün insanlar böyle herkes kendisine bir seylerden eğlence çıkarma çabasında birtek ben onların eğlence malzemesiyim ama hiç eğlenmedim hiç nasıl güldüğümü görmediler

Güneş in sınıfa gireceğini sezdigim an en arka sırada kendimi bir montun arkasına gizledim Güneş o hoş bilge edasıyla sınıfa girdi yüzünde hiç bir duygu yoktu beni bulsaydı dalga geçecekti adım gibi biliyordum çünkü bem bir hiçim benim duygularım veya bir önemim yok

Güneş yanıma kadar geldi montu önümden çekti ve sadece şu cümleleri söyledi

"Sen iyi bir insansın ama biz ayrı dünyaların insanıyız Ay"

ve sınıftan çıktı dalga geçmedi gulmedi hakaret etmedi kızmadı sadece bir cümle söyledi ve o günden sonra bir daha gelmedi belki öldü belki başka bir şehire gitti belki başka bir ülkeye belki başka bir gezegene gitti

"Hanım efendi?" o iğrenç anılardan sıyrılıp kendime geldim tanımadı beni Ay demedi yada tanıdığını belli edecek hiç bir sey yapmadı ama ben onu tanıdım tam 4 yıl sonra sarı saçları gözleri gulümsemesi ciddiyeti bu dünyaya ait olmayam bilge tavırları

"Şey aslında ben pendiğe nasıl gidileceğini soracaktım biliyormusunuz"

"Hayır malesef bilmiyorum bende bu sehirde yeniyim bey efendi"

"Anlıyorum sağolun"

ve yanımdan geçip gitti ayrı bir dünyaya gitti galiba kendi dünyasına nasıl tanımadı beni o zamandan beri kesmediğim siyah dizlerime kadar gelen saçlarım bileklerime kadar uzun olan siyah kimonom siyah kumaş pantolonum ben yine o yıllardaki gibi siyahım ben yine Ay ım oda yine Güneş ama demekki okadar umrunda değildim hatırlanmaya değer değildim

Biz yine farklıydık o büyük ihtimalle üniversite okumuş sirket yönetiyordu ben henüz 17 imde imde konfeksiyonda evlenip boşanmış ablaların haytını anlatmalarını dinleyerek veya bana torunlarını gösteren teyzelere evlenmeyi istemediğime ikna etmeye çalışarak günümü geçiriyordum...

Loading...
0%