Üşüyorum hemde çok ama kimse anlamıyo kimsenin umrunda değil hiç istemedim cam kenarında yatmayı ama zorla kabul ettim kabul etmeseydim ferhunde hanımın vereceği aç kalma cezasına katlanamazdım ferhunde yurt müdürümüz beni hiç sevmez gerçi beni anam babam sevmemiş o niye sevsin ki? olsun ben kendimi onların yerinede severim
henüz 8 yaşındayım sesler henüz yok burası küflü yatak çok rahatsız hava çok soğuk ben çok açım üzerimde kısa kollu bir badi var altımda şort kış ayında niye bu gecelikleri giymek zorunda kalıyorum ki en azından yaşıyorum bu güzel birşey yani ozaman öyle sanıyordum burası tam bir kurtlar sofrası
hata yaparsan ceza alırsın
kurallar
1) her sabah tam 8 de yemek hanede ol yetişemezsen bir gün boyunca yemek yok
2) Asla yatağını değişmeye çalışma benim gibi zayıfsan dayak yersin
3) Dayak yeme yaralarını kendin sarmak zorunda kalırsın
4) dayak atma 1 gece yağmurlu havda dışarıda kalırsın
5) kaçmaya çalışma yoksa 5 gün oda hapsi
6) Zehranın çetesine bulaşma müdür kayırıyor
7) Müdüre ima yapma çeteden dayak yersin
.
.
.
.
Diye kurallar ilerliyor malesef hepsini tecrübe etmek zorunda kaldım ve bu hayatı yaşamak zorunda olduğum her an anne ve babama kinlendim onlardan hırsımı alamadığım için eşyalara sataştım sonra insanlara karşılığında ağır bedeller ödedim ama sonunda olmak istediğim canavara dönüştüm ilk cinayetimi sanırım 14 yaşında işledim ve bu kişi zehraydı beni hırsızlıkla suçlamıştı müdürden para çalıp arama olduğunda çantama atmıştı bunu görmüştüm ama kanıtlayamadım sonra bu bir kaç kere oldu yurttan atılmak üzereydim kavgalar çıkmaya başlamıştı bende kendi sakinleştirici haplarımdan tam 8 tanesini yemeğine kattım sonra derin bir uykuya daldı ama otopsi yaparlarsa bu ortaya çıkardı ilaçları müdürdem gizli alıyordum zaten hepsini yaktım bir haftadır kameralar bozuktu ve ferhunde masraf etmek istemiyordu kusursuz bir intihar mektubu yazdıktan sonra Zehranın bedenini camdan aşşağıya fırlatıp bir çığlık patlattım
"Aaaa Ferhunde hanım yardım edin lütfennn çabuk olun hayır ölme ölemezsin hayırrr"
bir görseniz feryat figan hiç acımadım hiç kötü hissetmedim aksine üzerimden bir yük kalktı ve ayrıca kim olduğunu bilmesemde beni tebrik eden sesler vardı övgü hoşuma gitmişti
"Sen ona hal ettiğini verdin serap"
"aferin iyi işti"
"diğerlerinin cezasını kesmelisin"
"Artık dayak yeme zamanı değil"
cinseyetini ayırt edemediğim bu sesler başlarda rüyama girmeye başladı sonra gerçekten duymaya başladım onlarla dosluk kurdum onlar beni eğiten efendilerim oldu
"Serap sencede ferhunde hanım oksijen israfı değilmi"
"Öylemi"
"öldür onu yok et meden bir kadın senden büyük olduğu için seni cezalandırma hakkına sahip ki senin ondan ne eksiğin var yok et onu öldür ve tahta sen otur"
Evet haklılar o ölürse bir çok sorun çözülür etrafa baktım kış ayı ve buz tutmuş her taraf buz tabi ya buz bir buz parçasını beynine saplarım ve ölür buzda orada eriyip gider hahah ne zekiyim
böyle böyle bir sürü cinayet işledim ve tek şahit yetim hanenin duvarlarıydı onuda yaktım her şey orada gömülüydü ama önce dumana dönüştüler sonrada havaya karıştılar hayatın bir anlık bir şey olduğunu anladım ferhunde az önce yaşıyordu şimdi yaşamıyor zehra az önce yaşıyordu şimdi yaşamıyor bem ise öldürdükçe ömrüme ömür katıyorum...