Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1.Sezon 3.Bölüm : Her Yanım Kabus...

@istisnalarkaideyib

Patrick beyin kanaması geçiriyordu... Çok korkuyordum.. Onun yaşayıp yaşamadığı tamamen doktorların yapacağı ameliyata bağlıydı. Kalbim çok acıyordu.. Adeta kan ağlıyordu resmen... Gözyaşlarım hastane kapısının önünde sel olmuştu... Tek istediğim onun hastaneden çıkmasıydı...


Ben ağlarken tam o anda biri omzuma dokundu. O korkuyla hemen yerimden sıçradım. Arkamı döndüğümde kıvırcık saçlı, siyah renkli bir erkek gördüm. Tıpkı benim yaşlarımda gibi görünüyordu, genç biriydi. Lacivert ceketinin içinde mavi bir tişört vardı. Ben öyle korkunca "Özür dilerim, sizi korkutmak istememiştim." dedi. Bende "Çok pardon, siz biran için öyle çıkınca çok korktum da..." dedim. O kişi bana "İyi misiniz? Öyle üzgünsünüz ki sizin adınıza çok endişelendim. Bir bakmak istedim." dedi. Bende "Kardeşim şuan yoğun bakımda ve durumu çok kötü. Beyin kanaması geçiriyor... O... O ölebilir..." dedim. O an tekrar ağlamaya başladım. Elimle yüzümü kapattım. O adam "Üzülme lütfen, gel şöyle otur." dedi. Onunla beraber boş bir yere oturduk.


O kişi bana "Bu nasıl oldu?" dedi. Bende "Kardeşim Nancy James tarafından saldırıya uğradı... Bir aile yine Nancy tarafından öldürüldü... Bir bebek Nancy tarafından fırına atıldı... Ve ben... Ben biri tarafından bezle bayıltılıp bıçaklandım..." dedim. Sesim öylesine titriyordu ki... Öyle korkuyordum ki... Bu yaşadıklarımızı bir daha yaşamamayı öyle istiyordum ki... O genç adam başını öne eğdi ve "Sizin adınıza üzüldüm... Çok zor şeyler atlatmışsınız..." dedi. Bende "Maalesef öyle..." diyebildim.


O kişi bana "Benim adım Ethan. Ethan Zetch." dedi. Bende "Benim adım da Ellie. Ellie Larson." dedim. Ethan bana "Tanıştığımıza memnun oldum Ellie." dedi ve gülümsedi. Ardından "Eğer istersen sana telefon numaramı vereyim. Kardeşinin ve senin bir şeye ihtiyacı olursa beni ararsınız." dedi.


Bende "Tabi, Ethan. Nasıl istersen." dedim ve telefon numaramı ona verdim. O da telefon numarasını bana verdi. Ethan yanımdan ayrılmadan önce "Lütfen kardeşin hakkında beni bilgilendir. İyi olup olmadığını bilmek istiyorum." dedi. Bende "Merak etme Ethan..." dedim başımı öne eğerek. Ethan da "Merak etme, eminim o iyileşecek." dedi gülümseyerek. Bende "Umarım." deyip gülümsedim. Ethan daha sonra yanımdan ayrılıp gitti. Bende Patrick'in odasının başında çaresizce umuduma tutunmaya çalışıyordum...


Jack yanıma geldi ve "Ellie, bir haber var mı?" Ben bitmiş bir haldeydim. İlk önce ben ve sonra kardeşim. Ben bitkin bir halde "Maalesef bir haber yok. Patrick'in durumu çok ağır." Ameliyat en az 12 saat sürebilirmiş. Sonunda dayanamadım ve "PİSLİK BİR KADIN YÜZÜNDEN PATRİCK ŞU ANDA CANIYLA CEBELLEŞİYOR. NEDEN NEDEN BİZ." O anda Nancy'nin bir cümlesi aklıma geldi "Neden olmayınca daha korkunç oluyor değil mi?"


Kulağımda bir anda bu cümle çınlamaya başladı. Bir anda iki elim kulaklarıma geldi. Leo o anda "Ellie Ellie iyi misin?" "Doktor bir anda çıkıp acil kana ihtiyacımız var dedi."


Ben ise hemen ön plana çıkarak "Ben verebilirim dedim." Doktor ise üzülerek "Maalesef kanına ilaç karıştığı için veremezsin. Annen veya Baban varsa onlar gelsin dedi." Tam o anda içeri Annemiz Maureen ve Babamız Victor girdi.


Annem hemen "Biz verebiliriz doktor bey." dedi. Babamda başını salladı. Doktor bey ailemize baktı ve "Pekala, içeriye buyurun lütfen." dedi. Doktorlar annem ve babamdan kanlarını aldıktan sonra Patrick tekrar ameliyat için doktorlar tarafından içeriye alındı. Ben hemen koşup ağlayarak annemize sarıldım. "A-Anne..." dedim ağlayarak... Annem de dayanamadı ve ağlamaya başladı. "Üzülme tatlım, bunu da atlatacağız. Patrick iyileşecek. Söz veriyorum..." dedi.


Babam o sıra yavaşça annem ile yanımıza yaklaştı ve benim omzuma yavaşça dokunarak "Üzülme Ellie... Bu senin suçun değildi..." dedi. Ben ise "Hayır baba, hayır... Öyleydi..." dedim. Babam "Hayır Ellie..." dedi. Ben yine "Ö-öyleydi baba..." dedim. Babam bana sarıldı. "Bana söz ver. Bir daha böyle bir şey duymak istemiyorum. Abine de sana da hiçbir şey olmayacak. Ben buna asla izin vermem..." dedi. Ben bir şey diyemedim. Tek yapabildiğim ağlamamı sürdürmekti...


O sırada telefonum çaldı baktığımda "Bilinmeyen Numara" adında bir numaranın aradığını gördüm. Annem ve Babam "Bu da kim? dedi." Ben o anki üzüntüm ve sinirimle hızlıca telefonu açtım ve "BANA BAK BASTIBACAK KARDEŞİME DOKUNDUĞUN İÇİN SENİ PİŞMAN EDECEĞİM." dedim.


Nancy ise pis gülüşünü devam ederek "AH ELLİE PATRİCK VE SEN O KADAR APTALSINIZ Kİ HER BİR ANIMDA TUZAĞIMA DÜŞÜYORSUNUZ. SEN VE O APTAL KARDEŞİN PATRİCK'TE ÖYLE. "ŞU ANDA O AMELİYATHANE KAPISINDA ANNEN, BABAN, JACK LEO VE SENİN MERAKLI BEKLEYİŞİNİ ÇOK İYİ GÖREBİLİYORUM." dedi.


Bir anda ayaklandım. Annem ve Babam "ELLİE NE OLUYOR?" diye bağırmaya başladılar. Ben o anda pantolonumun arka tarafındaki silahımı aldım. Ve "Katil bizi izliyor." dedim. Elimdeki silahla yavaş yavaş hastane koridorunda yürüyüp etrafıma bakmaya başladım. Tekrar telefonum çaldı ve Nancy "Kan kokusunu sever misin Ellie? Şu anda neden beni arıyorsun beni asla bulamayacaksın." dedi. Ellie "Neden olmayınca daha korkunç oluyor değil mi Nancy? Şu anda neden sence seni arıyorum?"


Nancy gülerek "Sen beni asla yenemezsin Ellie..." dedi o gizemli ses tonuyla. Bense "Seni yenmek gibi bir niyetim yok Nancy, sadece yardım etmek istiyorum... Bize bunu neden yaptığınızı anlamak, bizden neden bu kadar nefret ettiğinizi bilmek istiyorum..." dedim. Nancy bana "Zavallı masum Ellie..." dedi gülerek. "Daha öncede söyledim bilmiyor musun?" dedi. Ardından "Neden için çok erken, onu asla söylemeyeceğim. Neden olmayınca çok daha korkunç oluyor. Bilmem kaçıncı söyleyişim?" dedi gülerek. Ben ise iyice gerildim. Elim titremeye başlamıştı...


Ben ise sinirlenerek "İNAN BANA NANCY BU HİKAYENİN SADECE BİR KAZANANI OLACAK O DA İYİLERİN TARAFI KÖTÜLER YANİ SEN VE DİĞER KATİL KAYBEDECEK. BAŞKA BİR KATİL VAR MI BİLEMEM." Nancy dalga geçerek "BELKİ VARDIR SEN GÖRMÜYORSUNDUR DEDİ. Ellie daha fazla dayanamayarak telefonu kapattı. Hemşire odasına girdiğinde iğrenç bir manzarayla karşı karşıya kalmıştı. Çünkü hemşirenin tırnaklar çekilmiş, saçları kesilmiş, gözleri oyulmuş, ve kafatası parçalanmıştı. Direk kusmaya başladım.


Ne kadar uzun bir süre kusmaya başladığımı hatırlamıyorum... Tam yardım istemek için bağıracakken bir anda kapı kapandı ve dışarıdan kilitlendi... İnanılmaz korkmuştum... Dilim tutulmuştu adeta... "Orada biri mi var?" dedim. Ama kapıyı kilitleyen kişi bana cevap vermedi... "Kimse var mı?" diye seslendim ama yine ses yoktu... Tam o anda ışıklarda kesildi ben iyice korkmaya başladım. Patrick'ten sonra sıra bende miydi?...


Telefonum çalmaya başladı. Nancy beni arıyordu. Hemen telefonu açtım. Nancy bana "Bizlerle uğraşanların sonunu gördün mü Ellie?" dedi kahkaha atarak. Ben titreyen sesimle "Bunu neden yapıyorsun?..." dedim korkarak. O ise bana "Canınızı yakmak istiyorum... Bu bana ne kadar zevk veriyor asla bilemezsiniz..." dedi gülerek. Ben "Lütfen bunu yapma, hiç kimseye zarar verme lütfen..." dedim yalvaran bir ses tonuyla. Nancy ise "Kimlere zarar vereceğimi ne yazık ki göremeyeceksin Ellie. Çünkü o zamana kadar sende ölmüş olacaksın..." dedi.


O sırada kapının arkasından tanıdığım bir kişinin sesini duydum. Bu Patrick'in sevgilisi Sally'den başkası değildi. Sally "Ellie iyi misin?" Ben ise korku içinde "Sally lütfen beni buradan kurtar midemin bulantısından öleceğim." dedi. Sally kapıyı yabancı bir cisimle kırarak açtı. Sally ise hemşirenin o cansız bedenini görünce birden kustu. Ve "LANET OLSUN BU NEDİR BÖYLE." dedi.


Ben ise o anki gerginliğimle "Sally katil burada bizi izliyor hemen buradan gitmemiz lazım." dedim. O sırada annem, babam geldi ve "İyi misin Ellie?" dedi. Ben ise cesedin olduğu odayı gösterdim. Babam hemen hastane güvenliğine haber verdi. Ben halen olayın şokundaydım.


Ameliyathanenin önünde hepimiz bekliyorduk. Annem ve Babam biraz sakinleşmek için dışarı çıkmıştı. Sally bu arada gergin bir şekilde kapının önünde bekliyordu. Sonra bir anda istemsizce ağlamaya başladı ve ben "Sally ne oluyor?" dedim. Sally ise ağlayarak "Patrick ölmez değil mi Ellie?" dedi. Jack ise Sally'ye "SALLY SAÇMALAMA BAK BURADA HERKES ÇOK KÖTÜ BİR DURUMDA BİRDE SEN AĞLAMA LÜTFEN PATRİCK'İ DÜŞÜNÜYORSAN LÜTFEN AĞLAMAYI KES ONA HİÇBİR ŞEY OLMAYACAK" diye bağırdı.


Birden arkamızda tanıdık biri daha belirdi. Megan yani benim kız arkadaşımdan başkası değildi. Megan son zamanlarda bayağı hoşuma gidiyordu. Ve yanıma yaklaşarak "Ellie nasılsın?" dedi. Ben ise artık bitmiş ve tükenmiş bir şekilde "Açıklamama gerek var mı Megan?" dedim Megan ise artık anlamış olacak ki daha fazla konuşmak istemedi ve bir duvarın dibine çöküp oturdu.


Doktor bir anda ameliyathaneden çıktı ve "Hasta çok iyi geçmiş olsun herkese." dedi. Ben ise derin bir oh çektim. Annem ve Babam Patrick'in iyileştiğini duyunca çok mutlu olmuştu. Patrick'i hemen normal odaya aldılar. Neşesi çok yerindeydi. Sanki beyin kanaması geçirmemiş gibiydi.


Patrick ise benimle dalga geçerek "Ellie seni hastaneye getiriyoruz ama ben yaralanıyorum bu nasıl bir iş?" dedi. Ben ise gülerek "Sen çok iyisin bence buradan sonra seninle eve geçebiliriz." dedim.


Bir ara terasa çıkmak istemiştim her ne oluyorsa sürekli ben belamı buluyordum. Tabii kendi silahım da yanımdaydı. Bir daha onu asla bırakamazdım. Terasa çıktım ışıklar vardı ama insan namına hiç kimse yoktu.


Oturdum bir süre ve hava aldım. Sonra birden telefonum yüksek bir gürültü ile çalmaya başladı. Bu sefer hiç telefonu açasım gelmedi. Ama açtım ve karşıdaki ses ethanın sesiydi. Ethan "Ellie kardeşin nasıl? çok merak ettim." dedi. Ben ise sevinerek iyi dedim ama çok korkmuştum. Ethan korktuğumu sezmiş olacak ki "Ellie korkutmadım değil mi?" dedi. Ben ise sakinleşerek "Sadece seni Nancy James sandım bir problem yok." dedim. Ethan bir işi olduğunu ve sonra ziyarete geleceğini söyledi ve telefonu kapattı.


Sonra birden tekrar telefonum çaldı ve "Bilinmeyen Numara" adı altında bir numara arıyordu. Bunun kim olduğunu tahmin ediyordum. Telefonu açarak "Ne istiyorsun?" dedim. Nancy ise "İyice alıştın." dedi. Nancy konuşmasını devam ettirerek "Sana bir gösteri yapayım mı?" dedi. Ben ise sinirlenerek "HANGİ SIÇAN DELİĞİNE SAKLANDIYSAN ÇIK ORTAYA SENİ KÜÇÜK SIÇAN" dedi.


Nancy terasın cam kapısına bir sandalye ve ardından bir yanmış bebek attı. Ben ise artık dayanmak zorunda olduğumu anladım ve bu sefer kusmadım. Nancy ise elindeki kanlı bıçağı keskin tarafını tutarak temizledi.


Nancy korkunç bir kahkaha atarak "Gösterimi beğendin mi?" dedi. Ben ise sinirlenerek "GEL BAKALIM MADEM KAŞINIYORSUN KAŞIYAYIM SENİ." dedim.


Nancy bir anda koşmaya başladı ve üstüme atladı. Sürekli her yerime vuruyordu. Sonra bir anda kafamı tutup yere vurdu. Başımı tuttum ve bir anda tekrardan bıçağını kaldırdı ve ben tam o anda karnına bir tekme attım. Yaklaşık 3 metre kadar uçtu ve cam masanın üstüne düştü. Sonra ben Nancy'yi yakasından tuttum. Kaldırarak bir yumruk attım ve "SENİ GEBERTECEĞİM" dedim. Nancy bir anda güçsüz düştü ve yere kapaklandı. Ben belimdeki silahı çıkardım. Başına dayayarak bir anda katil moduna geçiş yapmıştım. Nancy'ye "Ölümün nasıl bir şey olduğunu bilir misin Nancy. Bir anda sıkıştırır. Bir anda tüm kasların boşalmaya başlar ve vücudun tutulur." Nancy gülerek "Öldürdüğüm 892 kişi bu duyguyu yaşadı. Ellie yapamayacağını bildiğin halde neden beni öldürmek istiyorsun?" dedi. Ben ise gülerek "Neden söylemek için çok erken böyle daha korkunç oluyor değil mi?" dedim.


Tam o sırada Annem ve Babam içeri girdi. Ben Anneme ve Babama bakarken birden silah patladı ama Nancy'ye değil duvara isabet etmişti. Nancy ise bana tekme attı ve 3 metre kadar uçtum. Babam bir anda Nancy'ye saldırmaya başladı. Nancy beni sinirlendirmek için anneme yumruk attı. Bu beni daha çok sinirlendirmişti. Sonra birden bağırarak itekledim ve korkuluklardan 60.kat aşağıya düşmüştü. Işıklar bedenini aydınlatıyordu. Ben ise şoka girmiştim. Sonra bir daha baktığımda Nancy orada değildi. Bu doğa üstü bir güçtü. Karanlık gecede gene kaybolmuştu.


Loading...
0%