Yeni Üyelik
28.
Bölüm

3.Sezon 6.Bölüm: Gerçekten 24 Yıl Sonra Mı?

@istisnalarkaideyib

3. Sezon 6. Bölüm


New York Legacy


Yıl: 2024


Yer: New York


Ellie ve Patrick, polis sorgusundan çıktıktan sonra evlerine döndüler. İçlerinde biriken korku ve endişe, yıllar geçse de hafızalarındaki yerini koruyordu. Olaylar yeniden alevlenmiş ve geçmişin karanlık gölgeleri tekrar üzerlerine düşmüştü.


Sally ve Patrick'in Evi;


Sally, mutfakta oturmuş düşüncelere dalmıştı. Oğulları Jack ve Leo, sessizce odalarında oyun oynuyordu. Sally, kocası Patrick'in yanında olmak istemesine rağmen, çocukların güvenliği için evde kalmayı tercih etmişti. Bir yandan da yaşananları anlamaya çalışıyordu.


Sally: (Kendi kendine mırıldanarak) Gerçekten 24 yıl sonra mı? Bu kabus bitmeyecek mi?


Bir Gece Kulübü


New York'un hareketli gecelerinden birinde, Ezel ve Serkan, şehrin enerjisini hissetmek için dışarı çıkmışlardı. Kulübün ışıkları ve müziği, onları kısa süreliğine de olsa gerilimden uzaklaştırıyordu. Ancak, beklenmedik bir misafirle karşılaştılar.


Ezel: (Gülerek) Bu şehir gerçekten hiç uyumuyor, değil mi Serkan?


Serkan: (Gülümseyerek) Aynen öyle dostum. Ama dikkatli olmalıyız, şu son olaylardan sonra...


Aniden, kulübün girişinde Nancy belirdi. Gözleri Ezel ve Serkan'a dikildi, dudaklarında sinsi bir gülümseme vardı.


Nancy: (Gizlice yaklaşıp fısıldayarak) Keyfinizi kaçırmak istemem, ama size bir sürprizim var...


Ezel ve Serkan irkilip arkalarına döndüler. Nancy'nin elindeki bıçak, ışıkların altında parlıyordu. Kulübün gürültüsü içinde kimse bu gerilimi fark etmemişti.


Ezel: (Korkuyla) Nancy! Ne yapıyorsun burada?


Nancy: (Tehditkar bir şekilde) Beni unuttunuz mu? Geçmişin hayaletleri geri döner. Sizi izliyorum.


Nancy hızlı bir hareketle bıçağını salladı, Ezel ve Serkan hemen savunma pozisyonu aldılar. Bir arbede başladı, kulübün içindeki insanlar panikle dağıldılar.


Ellie'nin Evi


Ellie ve Patrick, evde oturmuş durum değerlendirmesi yapıyordu. Her ikisi de polisin Nancy'nin peşinde olduğunu biliyorlardı, ama bu onları rahatlatmıyordu. Bir yandan da çocuklarını düşündükleri için endişeliydiler.


Ellie: (Derin bir nefes alarak) Patrick, Nancy'nin peşimizde olduğunu biliyoruz. Ama neden hala burada? Neden geri geldi?


Patrick: (Sıkıntılı) Bilmiyorum Ellie. Ama bildiğim tek şey, çocuklarımızı korumamız gerektiği. Bu defa onu durdurmalıyız.


Birden cam kapıdan bir sandalye ve yanmış bir bebek atıldı. Camlar tuzla buz oldu ve evin içinde bir kaos başladı. Ellie ve Patrick, şok içinde birbirlerine baktılar.


Ellie (Sinirlenerek); Alıştım canım artık 24 yılın tecrübesi.


Dışarıda


Nancy, yanına iki kırmızı maskeli adamla birlikte eve doğru ilerliyordu. Bıçaklarının keskin taraflarını temizliyorlardı. Planları belliydi: Kaos yaratmak ve Ellie ile Patrick'i köşeye sıkıştırmak.


Nancy: (Gülümseyerek) O geceyi hatırlıyor musunuz? Aynı hataları yapmayacağım bu sefer.


İçeri girdiklerinde, Ellie ve Patrick hazır bekliyorlardı. Kısa bir süre içinde, polis sirenlerinin sesi duyulmaya başladı. Nancy hızlıca bir ceset atarak dikkatleri dağıttı ve yanındaki adamlarla birlikte kayboldu.


Sorgu Odası


Ellie ve Patrick, bir kez daha polis memuru ile karşı karşıya geldiler. Bu kez, olaylar daha ciddiydi ve her şey daha karmaşıktı.


Polis Memuru: (Ciddi bir şekilde) 2001'de yaşananları hatırlıyorsunuz, değil mi? O zamanlar neler olduğunu anlatmanızı istiyorum.


Patrick: (Derin bir nefes alarak) Evet, o zamanlar da Nancy vardı. Onun gölgesi hep üzerimizdeydi. Şimdi de aynısı oluyor.


Ellie: (Korkulu) Nancy bizi yine buldu. O gece yaşananlar tekrar ediyor. Onu durdurmalıyız, yoksa bu kabus bitmeyecek.


Polis Memuru: (Not alarak) Anladım. Detayları bizimle paylaşın. Nancy'yi bulmamız ve durdurmamız için tüm bilgilere ihtiyacımız var.


Patrick: (Kararlı) Ne gerekiyorsa yapacağız. Bu sefer onu yakalamalıyız.


Bir Gün Sonra


Ellie ve Patrick, evlerine döndüklerinde hala yaşananların şokunu üzerlerinden atamamışlardı. Sally, çocuklarla birlikte onları bekliyordu.


Sally: (Endişeli) Ne oldu? Polis bir şey buldu mu?


Ellie: (Yorgun) Hayır, hala Nancy'nin peşindeler. Ama bu iş daha da karmaşıklaşıyor.


Patrick: (Derin bir nefes alarak) Evet, ama pes etmeyeceğiz. Bu sefer onu yakalayacağız.


Bir Hafta Sonra


Ellie ve Patrick, balkonda oturmuş eski günleri konuşuyorlardı. Yanlarında çocukları da vardı. Geçmişin gölgeleri hala peşlerindeydi, ama bu defa daha güçlüydüler.


Patrick: (Derin bir nefes alarak) 24 yıl önce, ben ve Ellie bir kabusun içindeydik. Nancy hayatımıza girdi ve her şey değişti.


Çocuk: (Merakla) Baba, Nancy kim?


Ellie: (Korkulu) Nancy, çok tehlikeli bir kadın. Bizim peşimizdeydi ve hala peşimizi bırakmıyor.


Telefon çaldı ve Ellie açtı. Karşı tarafta Nancy'nin soğuk sesi yankılandı.


Nancy: (Tehditkar bir şekilde) Merhaba Ellie, beni hatırladın mı?Ellie'nin yüzü soldu, Patrick ise hemen yanına geldi.


Ellie: (Titreyen bir sesle) Nancy...


Nancy'nin sesi hala soğuk ve tehditkardı.


Nancy: (Gülerek) Oyun yeniden başlıyor. Hazır mısınız?


Ellie ve Patrick, birbirlerine korku dolu gözlerle baktılar. Bu kez ne yapacaklarını bilmiyorlardı, ama birlikte savaşacaklardı. Geçmişin gölgeleri hala üzerlerindeydi ve bu defa daha karanlık bir savaşın içine girmişlerdi.


19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı: Bağımsızlık Ruhunun Yeniden Doğuşu


Her yıl, Mayıs ayının 19'u, Türkiye için özel ve anlamlı bir günü işaret eder: 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Bu tarih, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün anısını yaşatmakla kalmaz; aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin başlangıcını simgeler. 19 Mayıs, bir ulusun kaderini değiştiren, umut ve kararlılıkla dolu bir günün kutlamasıdır.


1919 yılının 19 Mayıs günü, Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ayak basması, Kurtuluş Savaşı'nın fitilini ateşleyen bir adımdı. İşgal altındaki bir ülkenin bağımsızlık ateşini yaktığı, ulusal direnişin ve kurtuluş mücadelesinin başladığı bu gün, Türk milletinin kendi kaderini tayin etme iradesinin simgesi haline geldi. Atatürk, bu günü gençlere armağan ederek, Cumhuriyet'in geleceğini genç nesillere emanet etmenin önemini vurgulamıştır.


Atatürk, gençlere duyduğu güveni şu sözlerle ifade etmiştir: "Bütün ümidim gençliktedir." Bu sözler, gençlerin ülkenin geleceğinde oynayacağı kritik rolü açıkça ortaya koymaktadır. 19 Mayıs, yalnızca tarihî bir olayın yıl dönümü değil, aynı zamanda gençlerin enerjisini, dinamizmini ve yaratıcı gücünü kutlamaktır. Bu bayram, gençlerin sporla, sanatla ve bilimle iç içe bir yaşam sürmelerini teşvik eder ve onların toplumun her alanında aktif rol almalarını destekler.


19 Mayıs kutlamaları, Türkiye genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleştirilir. Okullarda, meydanlarda ve spor salonlarında düzenlenen etkinlikler, gençlerin yeteneklerini sergilemeleri ve Atatürk'ün ideallerine bağlılıklarını göstermeleri için bir fırsat sunar. Törenlerde yapılan konuşmalar, şiirler ve gösteriler, bağımsızlık mücadelesinin anlamını ve Atatürk'ün gençlere olan inancını hatırlatır.


Bu özel günde, Türk gençliği, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak, Atatürk'ün izinde ilerlemeye kararlıdır. 19 Mayıs, geçmişle gelecek arasında kurulan güçlü bir bağdır; gençlerin, özgürlük ve bağımsızlık ruhunu canlı tutarak, daha aydınlık yarınlar inşa etmeleri için bir ilham kaynağıdır.


Atatürk'ün vizyonu, gençliğe verdiği değer ve güvenle şekillenmiştir. Bu yüzden 19 Mayıs, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda gençlerin potansiyelini fark etmesi ve bunu hayata geçirmesi için bir motivasyon kaynağıdır. Geleceğin teminatı olan gençler, bu bayramda, Atatürk'ün mirasını devralarak, daha güçlü ve bağımsız bir Türkiye için çalışacaklarına dair söz verirler.


19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan ruhun ve kararlılığın yeniden hatırlandığı, gençlerin enerji ve coşkusuyla daha da anlam kazanan bir bayramdır. Bu özel günde, geçmişe olan saygımızı gösterirken, geleceğe olan inancımızı da tazeliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anarken, gençliğin enerjisiyle dolu dolu bir 19 Mayıs kutluyoruz.


Türkiye'nin her köşesinde yankılanan bu coşkulu kutlamalar, bağımsızlık ruhunu ve gençliğin gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Ne mutlu Türk gençliğine, ne mutlu Atatürk'ün izinden yürüyenlere!


Loading...
0%