Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@jeonsexual97

Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)

Başlangıç tarihini alayım ^_^

Yıldızı doldurup başlasak bölüme=)

Keyifli Okumalar ♡

Günümüz;

İnsanlar genelde 18 yaşında kadar doğru düzgün bir şekilde özgürce yaşayamadığını ve üniversite zamanı gelip çattığında işte şimdi istediğimi yapabilirim, gezebilirim, barlarda sarhoş olabilirim, sevgilimle rahatça birlikte ayrı eve çıkabilirim düşüncelerini beyninde dolandırıp genelde de bunları yaparlardı.

Ama ben, yani Ruby Lee ne yazık ki üniversite üçe giden asosyal halime acınası ve üzgün bakışlar atmadan edemiyordum çünkü; lanetliydim.

Evet, belki etrafta kar gücüne esrarengiz bir adam sayesinde sahip olan başka biri olsa bu gücünün neden ve nereden geldiğini umursamadan do you wanna built a snowman? şarkısını söyleyerek bu gücün tadını çıkarırdı. Eh, açıkçası kulağa kötü gelmiyordu. Ama kötü yanlarını benim gibi fark ederseniz işte o zaman şarkınız bir anda let it go'ya dönerdi.

Bu lanet şey üstümde olduğu için kışın daha başlangıcında -gerçi her Tanrı'nın günü böyle yapıyordum- yanımda vantilatör ile geziyordum, çünkü asla sıcak kalamazdım. Görenler beni manyak diye anıyor veya garip bir griliğe sahip göz rengimden dolayı yabancı sanıp soğuk ülkelerden geldiği için bu soğuk ona sıcak geliyor herhalde diyordu.

Hiç biri değildi.

Doğuma büyüme asyalı olarak 1 yaşımda Elina'nın annemlere çocukken anlattığı; yüzünü görmediği bir adam tarafından bahşedilen taşın kalbime girmesiyle başlamış bir güce sahiptim.

Hoş, zaten bu güç hakkında bildiğim tek şey buydu.

"Ruby! Elinaa geldi tatlım!"

Giydiğim mavi tulum ve ince beyaz kazak ikilisini aynada son kez kontrol ettim ve uzun, dalgalı saçlarımı at kuyruğu yapıp tokayı yeniden sıktıktan sonra çantamı alarak hızla aşağıya inmeye başladım.

Elina her zamanki gibi Afrodit'e diss atacak güzellikte beni bekliyordu. Ve biz çoğu zaman olduğu gibi bugün de benim yüzümden geç kalmak üzereydik!

"Kızım ağaç oldum, ağaç! Köklerim salındı etrafa ya!"

Mahçup bir yüz ifadesiyle hızlı hızlı özür dilerken aynı zamanda ayağıma mavi botlarımı da geçirmekle meşguldüm.

Bu aceleci hallerime kahvaltı masasından gülerek bakan babama minik bir öpücük atıp kapıyı kapatacakken, "Ruby, vantilatörünü unuttun annecim." diyen annemin elime tutuşturduğu vantilatörle artık üniversiteye gidebilirdik.

"Sayende hep geç kalıyoruz. Bence bu yüzden bize bir plaket falan vermeliler." Homurdanarak otobüs durağına beni çekiştiren Elina'ya bakıp güldüm ve kafamı salladım. "Sabah 7'de uyanıyorum ama her gün soğuk kalmak için banyo yapmam biliyorsun geç kalmama sebep oluyor. İstersen bir daha beni beklemeden git. Hiç kırılıp darılmam zaten, senin son senen."

Elina durağa geldiğimizde kendini yaşlı neneler gibi oturaklara attı ve beni de yanına oturttu. "Saçmalama Ruby. Seni her gün okula velin gibi bırakma zevkini geç kalsak bile elimden alamazsın. Hem zaten bizim sınıf benim arkamdan giriyor içeri."

Çok haklıydı. Tıp okuyan biri olarak geç kalması kötü bir özellikti ama zaten kendi sınıfında en az 10 kişi geç geldiği için Elina, o kadar da göze batmıyordu.

Bir tek Pazartesi dakik bir hoca olan Harry hoca sıkıntı çıkartıyordu o kadar.

Şu anda günlerden perşembe olduğu için o kadar kötü durumda sayılmazdık.

Bir süre sonra gelen otobüsle hemen akbillerimizi basıp bindik ve tıklım tıklım olan otobüste 30 dakika boyunca bize denk geldiğine şaşırmadığım kötü kokulu insanlarla ayakta geçirdik. Nihayet ölümcül vakit bittiğinde hızla kırmızı tuşa basıp inmiş ve bir sokak ötede olan üniversitemize koşturmaya başlamıştık.

Trafik şaşırtıcı şekilde az olduğu için 45 dakikalık yolu 30 dakikada gelmiştik ve derslersin başlamasına hala 5 dakika vardı.

Tıp bölümü ilk başta olduğu için kampüse bana sulu bir öpücük verdikten sonra koşarak giren Elina'ya arkasından, "Ders bitişi görüşürüz!" diye bağırmış ve hızlıca Eğitim fakültesine koşmaya başlamıştım.

Arabaların park kısmında olan eğitim fakültesine vardığımda birazdan dersimize girecek olan hocanın her zaman ki yerine park ettiği arabasını görmeyince içimden sevinç nidaları gösterip kampüse koşmaya devam ettim.

Hoca benim erken geldiğimi görünce baya şaşıracaktı-

Birden tozu dumana katarak park yerine giriş yapan 4 arabayla bakışlarım kampüs kapısının önünden park tarafına döndü. Donmuş bir şekilde gelenleri seyretmeye başlamıştım.

Mavi, kırmızı, yeşil ve siyah rengine sahip oldukça havalı bir şekilde park ettikleri arabaların içinden çıkan yüzleri gördüğümde istemsizce onları incelemeye başladım.

Mavi arabadan Adalia-Jake ikilisi çıkmış ve kısa bir öpüşmeden sonra farklı kampüslere ilerlemeye başlamışlardı.

Yeşil arabadan Bert, Cyrus, Felix ve Evan -direksiyon kısmında o vardı- çıktı ve Felix hariç hepsi aynı yöne koştular.

Felix, Elena gibi tıp okuyordu.

Kırmızı arabadan gucci markasını üzerinden eksik etmeyen ikili, yani Alex-Lisa indiğinde onlar biraz daha sulu ve yakın davranışlar sergileyip ayrılmışlardı. Ayrıca Lisa şu anda tam olarak buraya doğru geliyordu. Çünkü onunla aynı sınıftaydım.

Ve son olarak siyah asil arabadan çıkan Darian Roman...

Kimseye yakışmayacağını düşündüğüm ama ondan bir model edasında kalan mor ceketi ve onun altına giydiği siyah gömlek ve kot siyah pantolonla yutkunmama sebep olacak şekilde tehlikeli bir yakışıklı, aynı zamanda platonik olduğum insandı.

Titrek bir nefes verdiğim sırada Darian, hiç buraya bakmadan Hukuk bölümüne ilerledi. Zaten biz hiç göz göze gelmezdik. Onun için ben...görünmez bir insandım.

"Şey, geçebilir miyim?"

İrkilip bana seslenen nazik ve ince sese döndüğümde bunun Lisa Cruz(!) olduğunu görüp titreyen sesimle, "Üzgünüm dalmışım, geç tabi!" diyerek geri çekilmeye çalışmıştım. Ama yağmurlu havadan dolayı nemli zeminde dengemi kaybedip yere kapaklanmam ne yazık ki kaçınılmaz olmuştu.

Şansıma sıçayım ya!

Lisa endişeli bir şekilde yanıma çöktü ve beni kaldırmaya çalıştı. "İyi misin? Çok kötü düştün." Altımda hafifçe hissettiğim ıslaklıkla bütün küfürlerimi içimden sıralayıp dudaklarımı birbirine bastırırken kalkmama yardım etmesine izin verdim. Ve aynı zamanda şaşkın bakışlarım onun üstündeydi çünkü haraketleri ve sesi ilk kez tanıştığı bir insana karşı fazla...samimiydi?

"İ-iyiyim bir şeyim yok. Kusura bakma bir anda sakarlığım tuttu. Kapıda dalmıştım Lisa."

Açıklama yapmama bakmadan beline sardığı siyah -Gucci(!)- gömleği çıkartıp benim belime bağladı. "Kusura bakılacak bir şey ama adımı bildiğine göre beni tanıyorsun?"

Ben aslında Darian'ın etrafında olan herkesi tanıyorum demek üzereyken yanağımı ısırıp, "Fazla popülersiniz üniversitede ve aynı sınıfta olduğumuz için yoklamada ismini duymuştum." dedim.

Kafasını sallayıp, "Anladım." dediğinde birlikte sınıfa ilerlemeye başlamıştık çünkü arkamızda duyduğumuz araba sesi tam olarak koreli Bang Do hocaya aitti.

Kapıdan girdiğim sırada her zamanki en arka yerime ilerledim ve oturdum. İnsanlar erkenden gelmeme şaşırmış gözüküyordu ama benim bunu umursayacak halim yoktu. Resmen Lisa'ya rezil olmuştum!

Umarım bunu gruplarında konuşurken anlatmazdı. Darian'ın beni böyle tanımasındansa hiç tanımamasını tercih ederdim.

Kitaplarımı çıkartıp kalemliğimle birlikte masaya koyduğum sırada yanıma birinin oturduğunu hissedip kaşlarımı çatarak kafamı oraya doğru çevirdim. Kimse benimle oturmazdı ki?-

Lisa büyük bir gülümseme ile bana bakıyordu.

Aniden pahalı olduğu belli olan yüzüklerle dolu elini bana uzattı. "Yeniden tanışmak istiyorum seninle. Ben Lisa Cruz. Tanıştığımıza memnun oldum..." diyerek beklentiyle ışıl ışıl olan gözlerini üzerime tuttu.

Şaşkınlığıma bir son verip siyah, parmak arası geçen eldivenli elimi eline bıraktım ve, "Ruby." dedim. "Ruby Lee. Bende tanıştığımıza memnun oldum Lisa."

"Yanına oturmamda sıkıntı yok değil mi?"

Yaşadığım bugün bilmem kaçıncı şoktan çıkmam bitince onu onaylayıp kenara kaydım ve hocaya dikkat kesildim ama beni inceleyen Lisa'yı görmezden gelmek çok zordu.

Neden böyle inceliyordu ki birden beni?

"Arkadaşlar bugün ders kütüphanede geçecek. 3 hafta sonra kış tatili diye sizden sadece proje hazırlamanızı isteyeceğim. Vereceğim konular biraz karışık olacak. Bu yüzden derslerimde kütüphaneye iki kişilik gruplarla çalışmalarınıza yardım edeceğim. Ama tavsiyem okul çıkışları evlerinizde buluşup kütüphaneden ödünç almanız gereken kitaplarla projeyi halletmeniz." diyen hocayla bakışlarım tahtaya yazdığı isimlere döndü.

Jeremy-Alec

Benjamin-Ashley

Ruby-Lisa..

İsmimin yanında yazan ismi okumam bittiğinde göz bebeklerim büyüdü ve yanımdaki Lisa'ya baktım.

O ise oldukça keyifli bir gülüşle başını eline yaslayıp bana bakıyordu. "Lütfen proje çalışmalarında iyi olduğunu söyle."

Kafamı salladım şoktan çıkarak. "E-evet elbette. Çoklu grup çalışmalarına pek ayak uyduramam ama iki kişilik çalışmalarda iyiyimdir. Sen?"

"Açıkçası araştırma değil, dizayn ve yazmada iyiyim. Yani araştırmamız gereken kitabı bulup okuyarak anlama işini sana bıraksam zorlanır mısın? Ben proje malzemelerini ve çıktıları yazarım."

Okumayı ve araştırmayı sevdiğim için benim açımdan sıkıntı yoktu.

"Olur tabi." dedim tebessüm ederek.

Sandığımdan daha çabuk konuşmayı başarmıştım onunla.

Hiç bir zaman Darian ve etrafındaki bir insanla heyecandan -pot kırma ihtimalinden- konuşamayacağımı sanırdım. Ama Lisa'nın kibar sesi beni daha da rahatlatmıştı.

...

Kütüphaneye gittiğimizde araştırma için kitap seçerken Lisa'nın muhabbeti o kadar hızlı sarmıştı ki ne ara projeyi boş verip onunla gülüşerek konuştuğumu fark etmemiştim.

Öyle ki görevli kadının bir kaç kez uyarısına maruz kalmıştık.

Bir saatin sonunda ders bittiğinde Alex kütüphaneye damladı ve Lisa'nın arkasından sarılıp gerdanını öptükten sonra bana kare gülüşüyle selam verip sevgilisini artık çalması gerektiğini söyledi. Lisa ona ayak uydurup kalkarken numarasını vererek proje için konuşalım yazarsın diyerek kütüphaneden Alex ile çıkıp gitmişti.

Ah, bu arada çıkmadan önce yanağımı hafifçe öpmüştü.

Elimle gizlice yanağımı tutarken neden iki yıldır onların böyle samimi insanlar olduklarını fark etmediğimi sorguluyordum. Dışarıdan gruplarına biri haricinde takılmaya karşı gibiydiler ve Lisa'nın şu ana kadar izlediğim kadarıyla kimseye böyle yakın davrandığını görmemiştim.

Üstümdeki donukluğu kısa sürede atıp bugün başka bir dersim olmadığını bildiğim için 40 dakika sonra dersi bitecek olan Elina'yı kafede beklemeye karar vermiştim.

Bugün yaşadıklarımı anlatmak için sabırsızlandığım gerçeğinden ise kesinlikle kaçamazdım.

Lisa'nın evine gidecektim, ya da o benim evime gelecekti! Belki de Darian ile bir bağım olmuş olurdum-

Çıplak elle kimseye uzun süre bile dokunmayan Ruby Lee dedi içimdeki kötü tarafa ait olan ses, Darian seni fark etse ne olur? 17 yaşında ilk öptüğün insanı sadece 10 saniye içinde soğuktan komaya sokup neredeyse öldürdüğünü nasıl unuttun?

BÖLÜM SONU

Darian sizce nasıl biridir?

İlk bölüm hakkında yorumlarınızı lütfen buraya bırakır mısınız?🥺

Kurguyu anlamak şu an zor ama zamanla anlayacaksınız oldukça sırlarla dolu bir kitap olacak ama çözeceğiz 😈😈🖤

Vote😘

 

 

Loading...
0%