Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@jkv_134340

 

Selamm,

Geldik mi yeni ficle, çok tutacak gibi bir vibe aldım. (inş) Bu fic bizzat benim yaşadığım olaylardan + kendisine çok değer verdiğim birinden esinlenerek yazılacaktır.

⛔ANGST DEĞİL⛔

Uzun zamandır zorbalık konulu yapmak istiyordum bu fice nasip oldu.

Fazla uzatmadan sizi bölüme alalım

 

☾~♪

Cold blooded speed up ~ Chris Grey 🎶

 

İyi okumalarr...

 

Jeon jungkook: 18

Kim taehyung: 20

Park jimin: 19

Min yoongi: 21

Kim seokjin: 21

Jung hoseok: 20

Kim namjoon: 22

 

 

 

 

 

 

#orospunamjoon#

 

Taehyung

Harbi hepinizin amk

Jin

Biz ne yaptık koçum

Yoongi

Sıçtınız...

 

 

 

Taehyung

Orospu namjoon nerde lan

 

Namjoon

...

Jin

Grup adı...

 

 

 

Taehyung

Planın içine ettin pezevenk

 

 

Jin

Etmedi direk içine sıçtı

Namjoon

Lan kaşındırıcıyı kahveye dökmem gerektiğini nerden biliyim amk

 

 

 

Taehyung

Gerizekalı, kaşındırcı kahveye mi dökülüyor

 

Jin

Bu gerizekalıya birdaha görev vermeyin

benle yoon yaparız

Yoongi

Öyle birşey dediğimi hatırlamıyorum

 

 

 

 

Taehyung

Siz arkada kişneyip video çekiyorsunuz zaten

herşeyi ben yapıyorum ilk defa bişey istedik

Planın amına koydunuz

 

Jin

Haklı abi susun

Yoongi

Biz bıktık bu bıkmadı ya

 

Taehyung

Video çekerken gülüyorsun?

Kahkahalar?

 

Yoongi

Komik çünkü her seferinde rezil oluyor

Jin

Komik ama

 

Taehyung

Jungkook okulun eziği

Onu kim takar ki zaten

Yoongi

Gülesim geldi

Jin

Gül ozaman

Namjoon

Harbi rezil ya

 

Taehyung

Harbi benim lafım şimdi siktirin gidin

Plan bulursanız yazın hemen

Çevrimdışı

Jin

Harbi bipolar

Namjoon

Harbi...

Jin

Anskm

Yoongi

Gidin düşünün siker valla

Çevrimdışı

 

 

 

 

#kooklajim#

 

Jungkook

Yine yaptı, durmuyor bu acılar geçmiyor

(16.40)

 

Jimin

Jungkook tatlı tavşanım

düşünme sakın böyle

Biz seni çok seviyoruz, hep yanıdayız

(16.41)

 

Hoseok

Ballı çöreğim geçicek tamam mı

gerekirse zamanla olacak ama biz seni hep koruyacağız

 

 

 

Jungkook

Sıkılmıyor ki arkamdan gülüyorlar

hepsi hemde, ben onlara ne yaptım?

ne kötülüğümü gördüler?

 

Jimin

Onlar psikopat tamam mı

akli dengeleri iyi değil

 

Hoseok

Jimin...

Onları umursama tamam mı kook üniversiteye geçince kurtulacaksın,

zaten son bir yılımız kaldı, onlar yüzünden kendi hayatını mahvetme

 

Jimin

Daha iyi yerlere gelmek için

çalışman gerekiyor kook

 

Jungkook

Onların üniversitede olmaları gerekiyor

niye lisedeler ki

 

Jimin

Orospular sınıfta kalmışlar çünkü

 

Jungkook

Hyung sizde kaldınız sanki ama

 

Hoseok

Doğru...

Jimin

Yine yaşlandık

 

Jungkook

Hiç gülesim yoktu

skdkddkdkdmdm

 

Jimin

Randomunu yesinler senin

 

Hoseok

Güldürdükkk

 

Jungkook

Hyung ben napıcam

 

Jimin 

Hayvan gibi çalışacaksın ve

sonra onları sikicez tamam mı

 

Hoseok

Çalışmaya tamam da sikmek??

 

Jimin

Çok sinirliyim hepsini tek tek

dövmek vardı şimdi

 

Jungkook

İkimizde onların kolu kadarız hyung...

 

Jimin 

Aaa başlatma ama

toplarım çeteyi dövdürtürüm hepsini

 

Hoseok

Biz örnek öğrencileriz jimin

öyle birşey yapma

 

 

 

Jungkook

Taehyung zeka oyunları kulübünde

 

Jimin

O bu zekayla oraya nasıl girdiyse helal olsun,

Mangala taşları tek tek götüne girsin piç herifin

 

 

Jungkook

Hyung senin bedduaların genelde

bizim başımızda patlıyor ama

 

Hoseok

Haklı valla aman sen beddua etme jim

Jimin

Ama öfkeliyim ne yapayım

biz bu çocuğa hiçbir şekilde yardım edemiyoruz

kendimi daha çok suçlu hissediyorum

 

 

 

Jungkook

Suç sizde değil ki jim

suç bende, ben kimse tarafından sevilmiyorum

 

Hoseok

Sana böyle düşündüren insanları tek tek

sikeyim tamam mı

Tek tek

Fuck

 

Jimin

Hobi neler oluyor??

 

Hoseok

Jimin Allah seni,

banada bulaştırdın of

 

 

 

Jungkook

Bende küfür etmek istiyorum böyle hepsine,

Bütün küfürleri hak ediyorlar çünkü

Jimin

Ballı çöreğim benim

 

Hoseok

O benim lafım aa

 

Jimin

Aman iki dk kullanıvereyim bişey olmaz

 

 

 

Jungkook

Buluşalım mı diyeceksin hyung

 

Jimin

Nasıl da tutturdu bak

 

Hoseok

Alıcam sizi hazırlanın bakayım

 

 

 

Jungkook

Tamam hyunggg

Çevrimdışı

Jimin

Güzel tavşanım benim

 

Hoseok

Çok üzdü pezevenkler

hiçbirini asla hak etmedi

 

Jimin

Hepsini halledicez hoseok intikamsız bırakmam,

O orospular bin katıyla ödeyecekler bedelini

 

Hoseok

Mesajları silelim de görmesin

 

Jimin

Tamam hadi görüşürüz😘

Çevrimdışı

 

Hoseok

Görüşürüzz

Çevrimdışı

 

 

 

 

 

 

☾~

Jungkook' dan:

Jimin hyung'un isteği ile her zaman gittiğimiz deniz kenarına gidecektik. Bu yeri sevmemin tek nedeni sanırım sadece bize ait olması, çünkü bu saatlerde orada kimse olmuyor, bizde gelecek hakkında sohbet edip saçma planlar yapıyoruz.

Aslında onlar sayesinde bu kadar mutluyum denebilir. Onların da kendilerince sorunları var ama ne olursa olsun hep beni kolluyorlar.

Bazen onlar olmasaydı bu zamana kadar nasıl tek parça geleceğimi düşünüyorum.

Ama şimdi mutlu olmaya gidiyordum. Her ne yaşanırsa yaşansın ben hep güçlü olacağım, ve kendi hayatımı kendim kuracağım.

Onlar insanların acı çekmesinden zevk alıyor olabilirler ama benim buna dayanacak gücüm kalmadı. Bir an önce jimin hyung'un dediği gibi derslerime çalışıp buradan gitmem gerekiyor.

Aklımdaki düşüncelere bir son verip hazırlanmaya başlasam iyi olacaktı. Hoseok birazdan kapıda olurdu, zaten evlerimiz çok yakındı ve genelde hep birlikte okula gidiyorduk.

Hemen üzerime krem rengi bir boğazlı kazak giydim ve jimin'in her gördüğünde tatlı krizleri geçirdiği tavşanlı tokalarımı kahküllerimi iki yana ayırarak kafama taktım.

Aslında bu tokaları sadece üçümüz varken takıyordum çünkü başkaları görürse benimle alay edebilirlerdi.

Altıma da siyah pamuklu bir eşofman altı geçirdim ve montumu da giyip siyah bel çantamı aldım. Anahtarımı telefonumu ve küçük defterimle kalemimi de koyduktan sonra fermuarını çektim.

Gelen mesaj sesi ile çantamı açıp telefonumdaki mesajlara baktım,

Hoseok hyung mesaj yazmıştı, "iki dakikaya kapıdayım🐇"

Şans işte, şimdi çıksam iyi olacaktı, anahtarımı da son kez kontrol ettim, yavaşça sokak kapısına doğru yürüyüp kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

Yaklaşık bir dakika sonra hoseok hyungun arabasını görmemle ona el salladım ve arabanın önünden geçip hızlıca arka koltuğa oturdum.

"Selamm"

"Selammm", jimin gülüp tokalarımı düzelttiğinde bende ona gülümsedim ve elini okşadım "hyung elin sıcacık"

Kıkırdadı "öyledir, şu ısıtıcı kalpli aletten aldım, içindeki metali çıtlatınca ısınıyormuş ya. İlk gördüğümde inanmadım ama gerçekten işe yarıyormuş jungkook, al hatta istersen sana birini vereyim"

Gülümseyerek kafamı salladım "sağol hyung gerçekten gerek yok" inat eder gibi sol elini cebinden çıkardı ve o 'kalpli alet' diye bahsettiği ısıtıcıyı hızlıca elime tutuşturdu.

"İtiraz istemiyorum, bana yanlışlıkla 16 tane yollamışlar, beleş mal yani bir işe yarar en azından"

Kısık bir sesle kıkırdadım,"neden beleş mal diyorsun hyung"

"Normalde 5 tane almıştım, bir yanlışlık olmuş o yüzden falza gelmiş herhalde, bende yanlış göndermişsiniz deyip geri yollamaya çalıştım ama telefonu açmadılar, o yüzden elimde kaldi bir kutu ısıtıcı"

Gözlerim, öndeki hoseok'a kaydığında güldüğünü gördüm, ardından bende gülünce jimin de kıkırdadı, sonra yol boyunca pek konuşmadık.

~~~

Sahil gibi olan yere vardığımızda hoseok hyung arabayı park etti ve dışarı çıkıp her zaman oturduğumuz banka doğru yürümeye başladık.

Yanımda yürüyen jimin'in elinde tuttuğu kapları daha yeni fark etmiştim.

"Jimin bunlar ne??", gülümsedi "bişeyler yemezsek olmaz kook, sana özel yaptım, hemde en sevdiğindenn"

Kelimeleri uzatınca gerçekten tatlı oluyordu, yanağından ufak bir makas aldım ve mırıldandım "çok teşekkür ederim jim"

Kafasını salladı "ne demek, milli görevimiz"

Beni nasıl güldüreceğini iyi biliyordu, sesli bir kahkaha attığımda onlar da benimle birlikte güldüler ve bankı jimin'in getirdikleriyle hazırladık.

Her çeşit şey vardı, önceden hazırladığına o kadar eminim ki.

Bizim bulunduğumuz bu tarafa gelen insan sayısı hiç yok denecek kadar azdı. Bu kısmı keşfeden tek kişiler bizdik galiba.

Önümdeki ramenden bir lokma aldığımda beğendiğime dair mırıltılar çıkardım, ve müzik eşliğinde yemeye devam ettim.

Evet hoseok hyung müzik açmıştı, Chris grey'den cold blooded çalıyordu ve bunun en sevdiğim şarkı olduğunu biliyordu. Ona bakıp gülümsediğimde bana karşılık olarak sıcak gülümsemesini sundu.

Bir yandan da şarkıya eşlik ederek konuştum. "Ellerine sağlık jimm, senin yemeklerine bayıldığımı biliyorsun"

Kafasını salladı "biliyorum kookk, canım sıkıldı birşeyler oynayalım mıı?"

"Olurr"

Ben yerimden kalkıp ufak adımlarla banktan uzaklaştığımda yakalamaca oynamak istediğimi anlamıştı,

Durur mu? hemen peşimden koşmaya başladı.

"Gel burayaaaaa"

"Aaaaaaa"

Biraz fazla bağırarak oynuyorduk ki bir süre sonra bizim aracımızın yanına park eden araçtan haberimiz olmamıştı.

Hoseok bize seslendiğinde jimin ile birlikte oyunu sonlandırıp onun yanına gittik.

"Kimler gelmiş sizce?"

Hoseok sorduğunda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "O-onlar mı geldi"

Jimin kafasını salladı, "hemen gidiyoruz buradan" yanıma gelip elimi tutuğunda onlar çoktan arabadan inmişlerdi bile.

O an kafamdaki tokaları hatırladım ve saklamak için bir hamle yaptım. Ben elimi kaldırdığımda jimin çoktan kafama beresini geçirmişti.

"Çıkarabilirdik"

Sorun yok diye fısıldadı ve eşyaları toplamaya başladı. Gittikçe yaklaşıyorlardı hissediyordum.

Hemen elimi çabuk tutarak yiyeceklerden kalanları kaplara yerleştirmeye başladım.

Şu anda yanımızdan geçiyorlardı, beni fark etmemişlerdi... Ama o an olan oldu,

Ellerim titrerken tuttuğum folyosu yarım açılmış muzlu sütü taehyungun üzerine döktüm.

"NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN SEN??!"

Sinirle kükrediğinde korkuyla geri çekildim, vücudumu bir titreme dalgası esir almıştı.

"B-ben çok ö-özür dilerim"

Çeneme kadar titriyordum ve bu benim konuşmama engel oluyordu. Hoseok onlara öldürücü bakışlar atmakla meşguldü jimin ise her an üstlerine atlayabilecek bir durumdaydı.

"Jungkook?"

Beni fark etmişti, tam o anda jimin araya girdi "Siktirin işinize bakın lan, uğraşmayın onunla!!"

Taehyung piç gülüşüyle kıkırdadı ve üzerime doğru gelmeye başladı

"G-gelme, YAKLAŞMA BANA!"

Rahatsızca bağırdığımda bilerek daha çok üzerime geldi ve vurmak için elini kaldırıp savurduğunda başka bir el tarafından durduruldu.

"Rahat bırak onu!"

Hoseok tutmuştu, arkadan onun arkadaşları da geldiğinde geri çekilmemiz gerektiğini anladım.

"J-jimin gidelim"

Bir kez daha geriye doğru adımladığımda, hepsi ellerini pantolonlarının ceplerine sokmuş bir şekilde, karşımızda duruyorlardı.

Taehyung bir anda elini kafamdaki bereye götürdü ve saçlarımı yolarcasına çıkardı.

Kıkırdayarak, "Bizim ucube tavşanları seviyormuş ha" dedi. Hoseokun yanımda sinirden titrediğini görebiliyordum.

Alayla konuştuğunda hoseok kendini daha fazla tutamadı ve çenesine sert bir yumruk geçirdi.

"SİKTİR GİT OROSPU ÇOCUĞU RAHAT BIRAK KARDEŞİMİ!!"

Hoseok hala sinirden titremeye devam ediyordu, sağlam çarpmıştı ama.

Arkadaşları bir kez daha üzerimize geldiğinde taehyung onları eliyle durdurdu,

"Şşt sakin, şerefsizin yumrukları çok sert, okula kalsın artık"

Bu sefer de jimin sinirden titriyordu, hepimiz farklı bölümlerdeydik. O yüzden tenefüslerimiz farklıydı ama onlar yinede bu zamana kadar bana yardımcı olmuşlardı.

"Seni de arkadaşlarını da sikerim adam ol siktir git İŞİNE BAK!!" Sona doğru sesinin tonu yükseldi ve topladığımız eşyaları da alıp hızlı adımlarla arabaya doğru ilerlemeye başladı, hoseok da onun arkasından ilerledi ve bir yandan beni çekiştirerek ikimizi de arabaya götürdü.

Taehyunglar ve ben bu zamana kadar hep aynı bölümde olmuştuk. Neden bilmiyorum ama ben eşit ağırlık seçtiğim için onlar da bu bölümü seçmişler gibi hissediyordum, çünkü bu bölüm çok da onlara göre değil.

Hoseok arabayı çalıştırdığında rahat bir nefes aldım.

"Bölümümü değiştireceğim"

Jiminden duymayı hiç beklemediğim bir laftı bu, o resim öğretmeni olmak istediği için resim seçmişti.

Hoseok ise dil öğrenmeyi çok sevdiği için dil bölümündeydi.

"Bende"

İkiside resmen benim yüzümden hayallerinden vazgeçiyorlardı.

"Asla olmaz, benim yüzümden hayallerinizden vazgeçmeyin" jimin başını salladı, "ben istiyorum kook, hoca da kılmış zaten hiç sevmedim, senin bölüme geleyim hallederiz bunları"

Hoseok da onaylarcasına göz kırptı "bensiz olur mu, en sağlam yumruk atanınız benim"

İçten bir gülümseme ile onlara baktım "iyiki varsınız hyunglarım"

"Ne demek kookk asıl sen iyiki bizimle tanışmışsın", "yaa yerim seni jimm"

Kıkırdadı "yeeeeee ama önce ben yerim seni"

İkiside gerçekten çok iyi insanlardı, onlar olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.

Bir süre sessiz kalıp düşüncelerimizin konuşmasına izin verdik.

Kafamı boşaltmaya ihtiyacım vardı, cebimden kulaklığımı çıkarttım, genelde çantama koymasam bile cebimde kulaklık taşırdım. Yalnız takıldığım için kulaklık benim en yakın arkadaşım olmuştu.

Birde kulaklık koleksiyonum vardı, bazılarına kendimce kılıf yapmıştım. Bu aralar en çok taktığım siyah beyaz iplerden üstünü kapladığım.

(Bu şekilde yaptığı birkaç tane daha var, böyle düşünebilirsiniz)

Yani buna ne kadar koleksiyon denebilirse, genelde ruh halime göre renkli takıyorum.

Hemen spotify'ı açtım ve en sevdiğim şarkıya tıkladım.

 

^^

She's got her venom in my veins

Liquor on her lips

Driving me insane but she knows I can't resist

Digging in her fangs

Feels just like a kiss

She don't need nobody she my cold blooded bitch

Her love is a drug

I'm addicted to hеr lies

If I take too much I won't make it out alivе

^^

 

En sevdiğim nakarat kısmı buydu, nedense kendimi görüyordum burada...

Yoldan dolayı sallanan arabanın içinde dinlediğim şarkının ritmiyle birlikte ayağımı sallıyordum, jimin de gerginliğimi fark etmiş olacak ki sıcacık elleri elime uzandı ve sakinleştirmek istercesine tuttu.

"Hiçbir şey olmayacak, seni çok seviyoruz biliyorsun bunu. Eğer bir şey yapmaya kalkarsa bundan sonra başında bizi bulacak, yarın gidip bölümümüzü değiştirmek için müdüre dilekçe vereceğiz, değil mi hoseok?"

Hoseok da onaylarcasına kafasını salladı, "asla tek değilsin bunuda sakın unutma" dedi yavaşça. Biliyordum sadece korkuyordum, ya benim yüzümden onların başına da bir şey gelirse? O zaman kendimi affedemezdim.

Benim korkum kendime değil onlaraydı, kendime acımazdım ama söz konusu sevdiklerime geldiğinde içimden çıkan insanı bazen ben bile tanıyamıyordum.

Bana istediklerini yapabilirler ama arkadaşlarıma dokunurlarsa içimdeki öfke ile dolu insanı kullanmaktan hiç çekinmezdim.

Gelmeyin demek istedim ama susmayı tercih ettim, bazen susmak da bir şeyler anlatırdı insana. Neler yaşanır bilmiyorum ama her şey daha kötü olacak gibi geliyordu.

Araba virajdan dönüp yavaşladı ve evimin önünde durdu, ilk beni bırakmışlardı. "çok teşekkür ederim hyunglarım, yarın okulda görüşürüz sizi seviyorum", jimin boynuma atlayıp sıkıca sarıldığında bende onu belinden sararak karşılık verdim.

"Gidip dinlen ve erken yatmayı unutma tamam mı kookiem?", jimin anne nasihatı verir gibi konuştuğunda kıkırdadım "tamam hyung sizde güzelce dinlenin olur mu? Yarın görüşürüz"

Hoseok da önden elini salladı ve "bizi merak etme balım güzelce dinlen, sabah kapıdan alırım ikinizide ", dedi. Başımı salladım ve gülümsedim jimin son kez yanağıma küçük bir öpücük bıraktı ve ön kapıyı açıp koltuğa oturdu.

"Yarın görüşürüz ballı çöreğim, şimdi git bir güzel sıcak duş al, rahatlatır baya seni", başımı onaylarcasına sallayarak son kez onlara döndüm jimin git hadi dercesine elini oynatınca gülümseyerek kapıya doğru ilerlemeye başladım.

Kapıya ulaştığımda hala bekliyor olduklarını gördüğümde bağırarak "yarın görüşürüz!", dedim. Hoseok hyung da camını açıp bana el salladı "görüşürüz balımm", içeri girdiğimde arabası yavaşça hareket etti ve bir sonraki sokaktan sağa dönünce komple gözden kayboldu.

İç çekerek merdivenlere yürüdüm ve odama çıkmaya başladım, gerçekten çok yorulmuş ve gerilmiştim.

İyiki varlardı, annem de birkaç günlüğüne nöbette olduğuna dair mesaj atmıştı. Yani bu birkaç gün yalnız kalmam gerektiğine işaretti.

Odama geldiğimde kapımı yavaşça araladım ve üzerimdeki montu çıkararak askıya asım. Duşa girip üzerimi değiştirsem iyi olacaktı, bornozumu ve temiz kıyafetlerimi de alıp banyoya gittim.

Aynaya ve kafamdaki tavşanlı tokalara baktım, gözlerim dolduğunda yansımama bakmaya devam ettim, "Her şey geçecek, eninde sonunda mutlu olacağım. Hyunglarım var onlar beni koruyacaklar. Söz verdiler bana, beni bırakamaz onlar", diyerek fısıldadım kendi yansımama, göz yaşlarım arttığında gözlerimi yansımamdan bana bakan ürkek kahve gözlere diktim.

"Hayır jungkook, sen güçlü birisisin bugün ağlamak yasak sana, ağlama" kendi kendimi teselli ederek üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum ve sıcak suyu açarak saçlarımı ve vücudumu bir güzel yıkadım.

Bugün ağlamak yok dedim içimden bir kez daha, bugün ağlamak yok, göz yaşlarıma yazık. Sıcak su beni iyice mayıştırırken yavaşça yere çöktüm. Ve biraz da o şekilde sıcak suyun altında durdum.

Şu anda vücudumdaki bütün kasların gevşediğine yemin edebilirim. Ama biraz daha kalısam uyumam an meselesiydi, gerçekten yorucu bir günün akşamı yapılan sıcak duş her şeyi unutturup insanı rahatlatıyordu.

Yeterli olduğunu düşünerek son kez vücudumu duruladım ve suyu kapatarak duşa kabinin üzerine astığım bornozuma uzandım. Üzerime bornozumu geçirerek kabinin kapısını açtım, ayaklarımı yerdeki havluya kurulayarak terliklerimi giydim ve kirli kıyafetlerimi de elime alıp çamaşır makinesinin durduğu köşeye gittim.

Makinenin kapağını açıp kirlilerimi içerisine koydum, üstlerine bir kapak da deterjan döktüm ve kapağını kapattım makineyi 30 dereceye ayarlayarak çalıştırma tuşuna bastım ve çalışınca banyonun kapısını açarak odama ilerledim.

Daha fazla üşümemek için üzerimdeki bornozdan kurtuldum ve pijamalarımı giyindim. Saçlarımın da havluyla nemini alarak kurutma makinesinin durduğu komidinime ilerledim, Havluyu omzumda bırakarak saçlarımı kuruttum.

İşim bitince çantamın içini açıp son kez kitaplarımı kontrol ettim ve eksik olmadığını görünce fermuarını kapatıp yatağıma yattım.

Komodinime bırakığım telefonumu aldım ve gruba girdim, jimin "hepinize iyi geceler, güzel rüyalar görün ve sizi çok sevdiğimi unutmayın Xx", diye mesaj göndermişti.

Jiminin ardından hoseok hyung'dan da mesaj geldi, "iyi gecelerr", bende "sizlere de iyi geceler yarın görüşürüzz" yazdım ve telefonumu kapatıp komodinimin üzerine koydum ve şarja taktım.

Artık rahatça uyuyabilirdim. Yarın bölüm değiştireceklerdi ve onlardan çok ben heyecanlıydım, en azından artık zorbalıklara mahsur kalmayacağım, diye düşündüm içimden.

Gözlerimi kapattım ve kendimi yavaşça uykunun kollarına teslim ettim...

 

 

 

☾~

(Sabah)

Jungkook'dan:

Uyandığımda kendimi yatakta yastığıma sıkı sıkı sarılmış bir halde buldum. Kaktım ve saatimi kontrol ettim. Dersin başlamasına tam olarak 55 dakika vardı, bu zaman hemen geçip bitiyordu o yüzen yataktan kalktım ve banyonun yolunu tuttum.

Hemen yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım, dün sabah şans eseri lavabonun kenarında unuttuğum çilekli lipbalmı dudaklarımda bir tur gezdirdim ve kapağını kapayıp pijamamın cebine attım.

Koşar adım odama ilerledim ve üzerimi değiştirdim. Üstüme siyah bir oversize tişört altıma da bol gri bir pantolon geçirdim ve pijamamın cebine attığım lipbalmı çıkarıp eşofmanımın cebine koydum.

Telefonumu şarjdan çıkardım bir yandan da grup mesajlarına bakıyordum tam o sırada hoseok hyung bana özelden mesaj attı, "20 dakika sonra kapıdan alırım hazır ol 🐇", kıkırdayıp cevap yazdım "çoktan hazırım bile hyungg"

Anında cevap geldi "tamam o zaman geliyorum (şaka)" bir kez daha kıkırdadım,

"Hyung bence git jimini çaldır, kesin kalkamamıştır bu salak şimdi"

"tamamm🤟🌟", mesajını gördüğümde gülümseyerek telefonumu cebime atım ve üzerime ceketimi geçirerek sırt çantamı taktım ve yatağımın üzerine oturdum.

Genelde sabah kahvaltı etmezdim ama jiminler ilk ortak teneffüste beni zorla kantine götürüp iyice doyduğumdan emin olduktan sonra gitmeme izin verirlerdi.

Okulun kötü olan tek tarafı eşit ağırlık, sözel ve sayısal yani ana bölümlerin bir binada, diğer (biraz daha sosyal olan) bölümlerin bir yanındaki binada olmasıydı, benim olduğum binadakiler genelde yan binaya sanat tarafı diyorlardı, iki bina da aynı okulun değilmiş gibi.

Ve anlaşılan bunu değiştirmeyeceklerdi, keşke bu zamana kadar en azından teneffüsler aynı zamanda olsaydı, diye düşündüm. Çünkü sadece ilk 15 dakikalık teneffüs aynı zamandaydı.

Ama bugün benim bölümüme gelecekleri için bu sorun ortadan kalkacaktı. Heyecandan titreyen ellerim ile telefonumun saatini kontrol ettim, 25 dakika vardı hoseok hyung her an gelebilir diye düşündüm ve yataktan kalkıp sokak kapısına ilerledim.

Ayakkabılıktaki siyah beyaz nike jordan ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Bu ayakkabılar annemin hediyesiydi ve aldığı zamandan beridir şu anda ilk defa giyiyordum.

Baya pahalı bir ayakkabıydı ama annem bana hediye olarak almıştı işte, çok güzellerdi. Tam o sırada telefonumdan gelen bildirim sesini duymamla birlikte hemen cebimden çıkardım ve mesaja baktım, hoseok hyung mesaj atmıştı,

"Kapının önündeyim çabuk koş yoksa giderim bak 🥕💫😖"

Mesajına gülüp el çabukluğuyla bağcıklarımı bağladım ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Bugün hava sandığım kadar soğuk değildi. Hemen klasik hareketimle arabanın önünden geçerek arka kapıyı açtım ve koltuğa atlarcasına oturdum.

"Vayyy bakıyorum bugün keyfimiz yerinde", jimin gülümseyerek bana baktığında bende gülümsedim ve ayakkabılarımı işaret ettim "annemin hediyesi, bugün ilk defa giydim ve çok heyecanlıyımm"

Hoseok da bize gülümsedi ve dikiz aynasından gözlerimiz buluştu "dakik tavşan senii" yüksek sesle kıkırdadım bu ikisinin de gülümsemesine sebep oldu.

Sonra jimin konuşmaya başladı, "şimdi direk sınıfa geçeceğiz dilekçeye falan gerek kalmadı ben dün akşam müdür ile konuştum ve durumu anlattım. Biliyosunuz ki taehyung un babası okulun sahibi o yüzden de müdür ondan korkuyor, bende deyince kabul etti ve artık hepimiz aynı sınıftayız, 12B yani"

Bu çok güzel bir haberdi ama taehyung un isminin geçmesi biraz ürpermeme sebep olmuştu. "umarım güzel bir gün olur sizin için", diye mırıldandım.

"Alışırız bee bişey olmaz" hoseok enerjik bir şekilde cevap verdiğinde gülümsedim.

"Hadi bakalım"

Okulun önüne geldiğimizde hoseok arabasını okulun yanındaki otoparka park etti ve arabadan indik. Ellerimin titrediğini hissediyordum, jimin güven verir gibi elimi kavradığında gülümsemeye çalıştım.

Okulun kapısına doğru ilerlemeye başladık ve bahçeye girdiğimizde herkesin bakışları benim ve onların üzerindeydi. Birkaç kişinin kendi aralarında fısıldaşmalarını duymuştum.

"Bizim ucubeye bak kanka yapmış"

"Bunlar sanat tarafındaki popüler çocuklar değil mi bu ezikle ne işleri var ki?"

"Hey ucube! Kanka mı yaptın lan?"

"Iyyy bugün de iğrenç gözüküyor"

Konuşmaları duyduğumda başımı önüme eğdim ve kulaklarımı kapatmak için hamle yaptım ama hoseok ellerimi yakaladı ve bağırdı:

"BİRDAHA BU ÇOCUKLA UĞRAŞAN KARŞISINDA BİZİ BULACAK! O YÜZDEN AYAĞINIZI DENK ALIN VE HADDİNİZİ BİLİN!!"

Hoseok bağırmayı bırak neredeyse bahçe ortasında kükrediğinde herkes anında farklı yerlere odaklandı ve bize bakmayı kestiler.

Hoseok ve jiminin sanat tarafında popüler olduklarını biliyordum.

Bir anda karşı taraftan bize yaklaşan taehyung ve arkadaşlarını görmemle jiminin koluna sıkıca tutundum. Jimin sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çaılştı.

Taehyung tam karşımıza geçip konuşmaya başladı;

"Ne işiniz var lan burada?!"

Hoseok ona öldürücü bir bakış atarak cevap verdi "seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum çekil önümüzden!"

Taehyung bana yaklaşıp konuştuğunda geriye adımladım "seninle işimiz bitmedi ezik ucube" kıkırdayıp geri çekildiği anda hoseok'un onu ittirip yere düşürmesi bir oldu.

"HAY SİKEYİM!" taehyung sinirle saniyesinde düştüğü yerden kalktı ve o sırada ayakkabıları gözüme çarptı.

Benimle ayakkabıları aynıydı! Onun görmemesini umarak jimin in arkasına saklandım ama artık çok geçti çoktan görmüştü bile.

"Hey ucube hangi çöpten aldın bunları ha?! Çakma olduklarına o kadar eminim ki" alayla sorduğunda jimin daha fazla dayanamadı ve beni de peşinden sürükleyerek okul binasına doğru koşmaya başladı.

Hoseok da arkamızdan bize yetiştiğinde rahat bir nefes aldım ve okula girdik.

Hemen sınıfa gitmeye başladım ve onlar da peşimden geldiler.

Ders başlayana kadar 10 dakikamız vardı. "kantine inelim mi?" diye sordu jimin. "Olur", yavaşça fısıldadığımda hoseok sırtıma pat pat vurdu. "O piçleri sakın umursama tamam mı artık biz varız yanında" başımı salladım.

"İyi ki geldiniz"

Jimin şefkatli bir anne gibi saçlarımı okşadı ve rastgele yan yana olan üç sıraya çantalarımızı bıraktık, "hadi inelim vaktimizden gidiyor".

Sonra neredeyse koşarak sınıftan çıktık ve benim yönlendirmelerimle birlikte kantine indik.

Etraf kalabalık değildi. Hemen kasaya doğru gittik ve bir şeyler aldık. Boş bir masaya oturduğumuzda yemeklerimizi yemeye başladık.

Hiçbirimiz konuşmuyorduk ve bir süre sessizce yemek yemeye devam ettik. En sonunda jimin dayanamayıp sordu, "Her sabah sana bunu yapıyorlar mıydı?!" yutkundum. "E-evet".

 

 

 

 

☾~~

Selamlarrr,

Bu bolumu yazarken canim cikti diyebiliriz, bilgisayardan worlde yazip kopyala yapistir ile wattye gecirdim.

Umarim sizi sikmamistir, benim icime sinen ilk uzun bolum buydu galiba.

Hic 3.000 kelimelik yazmamistim benim icin de bir ilk oldu (3.451)

Kitaptan bağımsız resim birakıp kaciyomm

 

Bir sonraki bolume kadar beklemede kalinn, okuyan herkese cok tesekkur ederimm...

İg: jkv_134340

🎶🎵✔️

(Lusí)

Only tk ;)

Xx

 

Loading...
0%