@justluzz
|
(Herkese selam , umarım bu bölümü beğenirsiniz, sınavlardan dolayı uzun zamandan beri yazmıyorum, sizi çok özledim 🥹) Lema yataktan bilmediği bir yorgunlukla zor da olsa kalktı. Robert'ın babası onların kalkmasını beklemiş, normalde erken kalkmasına rağmen odasında oturuyordu. Robert dalgın halde dışarıyı izliyordu , Lema kahvaltılık malzemeleri koyduktan sonra Robert'a seslendi . "Babanı sen mi çağıracaksın yoksa ben yukarıya çıkayım mı?" Robert dalgınlık haliyle Lema'nın sesini duyunca irkildi . Hiç bir şey söylemeden ayağa kalktı ve yukarıya çıktı. "Bende öyle düşünmüştüm. " Babası yemek masasına geldiğinde her zamanki o gerginlik hakimdi. Lema ne yapmaya çalışsa da babasının sessizliğini bozamıyor özellikle Robert'ın sıkkın hali onu hiç olmadığı kadar moralini bozuyordu. Akın ( Robert'ın babası) masadan kalktığında Robert çatalını bıraktı ve gitmesini izledi. Akın durdu ve Robert'a baktı. "Yukarıya gel." Akın onun tek lafıyla buz kesilen Robert'a karşı Lema'ya dönüp samimiyetsiz bir gülüş sergiledi. Oğlunu kendi arkasında bırakarak hızlı adımlarla merdivenlerden geçti. (...) Saniyeler dakikalar geçiyor ama Robert hala gelmiyordu. Lema masayı toparlarken en sonunda elindekileri bir kenara bıraktı ve yukarıya çıktı. Tamamen kapanmış olan kapıdan Akın 'ın sesi geliyordu. "Ne zaman bunları yapmayı bırakacaksın peki? Onun seni sevmediğini biliyorum ama sen hala şu salak görevlerine devam ediyorsun ve hiç bir boka yaramıyor!" Robert sesini çıkarmamak için kendini oldukça kasıyordu. Lema eğildi ve kapının deliğinden onlara baktı. Babası Robert'ın önünde duruyor, Robert sadece onu dinliyor gibi görünüyordu. "Nereden biliyorsun beni sevmediğini ve bunun bir görev olduğunu? Onu severek evlendim ortada bir görev yok." "Tabii tabii ortada bir görev yok. O kızın yerinde olsaydım bu lanet evde bir dakika bile durmazdım." "Senin durmadığın gibi mi baba?" Babası Robert'a tokat attı. Lema yukarıya çıkmamış bile olsaydı o tokadın sesiyle irkilirdi. Zaten irkildi de. Robert'ın yüzü yana doğru kaydığında burnunun kanamasını umursamadan geri önüne döndü. Babası bir şey söyleyecek gibi ağzını açtı ama kapıya doğru yöneldi. Lema koşarak aşağıya indi. Akın paltosunu aldı ve hızlıca ilerledi. Babası Lema'nın ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlarına cevap olarak "Bir işim çıktı akşama gelirim kızım. " dedi. Lema kızım lafına aynı şekilde ürperdi. Kapı kapandıktan sonra Lema koşarak yukarıya çıktı. Robert babasının odasında kalakalmış yatağın kenarına oturmuştu. Ağzının kenarından süzülen kanları ellemiyor üstüne dökülmesine izin veriyordu . Gömleği şimdi kırmızıya bürünmüştü. Lema kapıdan içeri girdiği gibi eğildi ve Robert'ın suratına doğru baktı. Soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu. Hiç birşeydemeden tuvalete gitti ve aldığı pecetelerle Robert'ın suratını silmeye başladı. Robert da hiçbir şey demeden Lema'nın ona yardımcı olmasına tepki vermiyordu . Lema ne oldu diye sormaya gerek duymadı ama Robert'ın ihtiyacı vardı. "İyi misin ?" Robert boş bir ifadeyle Lema'nın suratına baktı. Lema Robert'tan gözlerini kaçırıp onu odaya gitmesini söyledi. Odaya geldiğinde yine aynı şekilde oturuyordu. İse gitmesi gerekiyordu ama uzun zamandır yaşamadığı o baba korkusunu tekrardan yaşamak ona kötü zamanlarını hatırlatmıştı. Lema Robert'ın gömleğini çıkarmaya başladı. Kan olan göğsünü farkettiginde ona sarıldı. Bunu aniden yaptığından bir kaç saniye geri çekilemedi . Robert ellerini bir süre Lema'ya dokundurmadı. Ağlamak istemiyordu. Güçsüzlüğünü Lema'nın görmesini istemiyordu. Lema geri çekildiğinde kalktı ve Robert'ın odasından kıyafet getirmeye gideceği sırada geri döndü. "Bugün gitme burada kal." "Olmaz gitmem lazım." "Ne demek olmaz zaten iyi değilsin otur yat şuraya. " Lema pijamalarını getirmeye gittiğinde Robert ayağa kalktı Lema'nın kolundan tuttu. "Beni bu kadar önemsemen sana yakışmıyor. Seni daha fazla zorlayamam gitmek istiyorsan gidebilirsin." Lema duyduğu sözler üzerine şaşırmıştı. Robert babasının "Lema seni sevmiyor onu zorlama artık " sözleri üzerine artık daha fazla çabalamak istemediğini farketti . Yorulmuştu. Lema hala neye uğradığını şaşırmış şekilde Robert'a bakıyordu. Robert onun konuşmasına izin vermedi. "Sana sürekli bunu belli ettim Lema. Seni seviyorum , sen farketmek istemedin . Öyleyse daha fazla çabalayamam. Sen de zorla burada kalmak durumunda olmazsın. Bunu demeyi istemezdim ama babam ilk defa haklıymış." Lema bir tokadı da kendisi atmak istemiyordu . Gitmek için ilerledi. Durduğunda Robert'a döndü. "Burada kalmayı ben istemedim , ben seçmedim. Ama sen boşanma süresi diye koyduğun o siktiğimin şeyine kadar bekliyemedin. Her şeyi kendi koyduğun kararlarla duzeltemezsin." Bir an kızgınlıkla elini kaldırdı ama geri indirdi ve eşyalarını koyduğu çantasını alıp hemen evden çıktı. Annesinin yanına gitmesinin şuan iyi bir fikir olmadığını biliyordu . Bu yüzden kızların yanına gidecekti . (...) Robert bu sefer de evde tek başına kalmıştı. Kapının önünde duran korumalara hiçbir şey diyememişti . Hatta Lema'nın gitmesine o sebep olmuştu. Ama yaptığı her şeyin pişmanlığını yaşadığı için arkadaşlarının toplandığı o harabeye gitti. (...) Lema kapıyı çaldığında kızlar onu beklemediğini için şaşırmışlardı. Lema her şeyi anlattı. Kızlar bu sefer daha çok şaşırmışlar, çünkü onlar Lema ile Robert'ın gizli bir evlilik yaptıklarını bilmiyorlardı ve Lema bir anlık sinirle anlamıştı. Betül sigarasını yakmıştı. Normalde kızlar rahatsız oldukları için onların yanında içmezdi ama bu sefer söyleyeceği şeyler vardı. "Sen rol yapmayı beceremiyorsun." "Ama ne yapabilirdim ki ona karşı gerçek bir sevgi hissetmiyordum." "Ya da hissetmekten korkuyordun. " dedi Ayla. Duru Lema'ya üzgün bir şekilde bakıyordu. Çünkü Robert ile ilişkisini en çok destekleyen oydu. Onların Lema'nın tabiriyle bitmesine üzülmüştü. Ama dedi Lema. "Sizinde bilmenizi istediğim bir şey var." Betül sigarasını söndürdü ve hiç olmadığı kadar heyecanla kızların yanına geldi.
Yorumlarınızı bekliyorumm<3
|
0% |