Yeni Üyelik
1.
Bölüm

★1. BÖLÜM★

@justtbirisii

Birden neden diğer kitabı kaldırıp yeniden başladığımı elbette sorgulayanlar olacaktır. Onlar için açıklama; Neptün'ün Halkası benim için çok acemilik eseri diyebileceğim bir şeydi, bir de çok fazla tutrasız yanı olduğunu fark ettim, düzenlemeye ihtiyacı vardı. Ben de hem aralara eklemek istediğim bölümler olduğundan, hem de bu düzenlemeleri yapmak için baştan yayınlamya karar verdim.

Yeni okumaya başlayanlar da hoş gelmişler, safalar getirmişler.

 

 

 

☆°☆°☆

 

Belki Biraz - Adını Bilmediğim

Kulaklığımdaki müziği bölen cama vurma sesi gittikçe şiddetleniyor ve sıklaşıyor gibiydi. Hatta vuran kişi sadece vurmakla da kalmıyor bağırıyordu. Kulaklığı çıkartıp sese kulak kabarttığımda 'Allah rızası için aç şu kapıyı' diye bağıran bir adam duydum.

"Bekle biraz! Geldim."

Sabahtan beri sadece resim yaptığım için galerinin kapısını her zamanki saatinde açmayı unutmuşutum, yine.

Kapıyı açtığımda karşımda boyu 180'den çok uzun olmayan, kumral, hafif dalgalı saçlı, dikdörtgen kemik çerçeveli bir gözlük takan, ela gözlü ve o an için nefes nefese olan biriyle karşı karşıya kaldım.

"Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Aslında..." nefes nefese kaldığından konuşmakta zorlanıyordu, "İlk önce bi' su verirseniz güzel olabilir."

"Peki, siz şöyle geçin, ben hemen getireyim."

Bu yabancının neden aniden bu şekilde alel acele galeriye geldiğini ve neden soluk soluğa kaldığını her ne kadar merak etsem de o an için bunu sormamıştım. Sadece yardıma muhtaç biridir belki de, diye düşündüm.

Elimde bir pet şişeyle geri döndüğümde onu Uranüs'ü çizdiğim tablonun önünde çok dikkatli bir şekilde incelerken buldum.

"Beğendiniz galiba."dedim ve suyu uzattım.

"Evet, sürrealist çalışmayı seviyor olmalısın." bir yandan şişenin kapağıyla oynarkenbir yandan da resmi pürdikkat incelemeye devam ediyordu.

"Eğer gerçekten beğendiyseniz, fiyatı yanında yazıyor."

"Aslında ben buraya herhangi bi' tablo almaya değil, sadece saklanacak kapalı bir alanda olmaya gelmiştim. Neyden kaçtığımı anlatamam, kusura bakma. Ama buraya girip bu resimleri, özellikle de bunu, görünce aklıma senden bi' şey rica etmek geldi."

Bir anda karşı karşıya kaldığım durumu garipsemiştim. "Nedir?"

"Ben bir süredir rap yapıyorum, belki duymuşsundur Neptün'ü."

"Kulağıma yabancı gelmiyor."

"Bir albüm üzerinde çalışıyorum ve kapak tasarımı için birini arıyordum."

"Yani benden albüm kapağı tasarlamamı istiyorsun?"

"Evet, fiyat konusunda geniş olabilim."

"Aslında,bu aralar yetiştirmem gereken bir kaç resim var. Yarına kadar yetiştirebilir miyim bir bakayım, ona göre sana dönüş yaparım."

"Peki, yarın ben yine bu saatlerde uğrarım."

Tam kapıya doğru yönelmiş çıkıyordu ki geri döndü. "Ha, bu arada, ben Mert." dedi elini uzatarak.

Uzattığı eli sıktım. "Ben de Meral."

"Görüşürüz."

"Güle güle."

Mert çıktıktan sonra geri atölye kısmına geçip resim yapmaya başlayacaktım ki kapı yeniden açıldı ve bu sefer içeri kır saçlı, iyi giyimli bir adam girdi.

"Buyrun, nasıl bir şeye bakmıştınız?"

"Hatırlamadın galiba, geçen gün bir sipariş vermiştim."

Adamın konuşmasıyla kafam yerine gelmişti. "Ah, şimdi hatırladım. Şu an onun üzerinde çalışıyorum."

"Bana bu güne veya yarına hazır olacağını söylemiştin."

"Evet, çok bir şeyi kalmadı zaten. Yarın öğleden sonraya bitmiş olur."

"Peki, iyi günler."

Adam sözünü bitirdikten sonra cebinden daha önce yarısını verdiği ücretin diğer yarısını verdi.

"İyi günler."

Bunlar da bi' bitmedi, diye içimden söylenerek geri resmime döndüm. Atölyede tek başıma çalışmama rağmen müziği kulaklıktan açtım ve adama söylene söylene boyaları tekrar karıştırmaya başladım.

Sabah alarm kurmayı unuttuğumdan her zaman gittiğim saatten bir saat daha geç atölyeye varabildim. Ama bu sefer gözüme bir şey çarptı, önceki gün olmyan yeni bir garffiti. Yakındaki bir sitenin duvarındaydı. Lacivert renkle ve karışık bir alfabeyle yapılmıştı ama biraz inceleyince anlamayı başardım. 'Neptün' yazıyordu. O yapmış olmalıydı.

Ben icelemeye devam ederken arkamdan bir ses geldi:

"Beğendin galiba." Mert'in sesiydi.

"Evet, ellerine sağlık."

"Benim yaptığım ne malum?"

"Neptün sen değil misin?"

"Benim, zaten ben yaptım."

"E, niye işi yokuşa sürüyorsun?"

"Hiç, öylesine," dedi omuz silkerek. "Ben de senin yanına geliyordum ama bakıyorum bu gün gecikmişsin."

"Evet, alarm kurmayı unutmuşum. Teklifini kabul ediyorum bu arada." Aslında öyle bir karar vermemiştim ama o an ağzımdan öyle çıkmıştı ve mantıklı da gelmişti.

Konuşurken galerinin önüne gelmiştik bile. Anahtarlarımı çıkartıp kapıyı açtım ve onu içeri buyur ettim.

"Ne kadar istiyorsun yapmak için?"

"Ne kadar verirsen"

"Bi' kahveye ne dersin?"

"Üstüne biraz daha para koyarsan olur."

"Kahve artı dört yüz?"

"Kabul. Nasıl bir şey istiyorsun?"

"Aklımda bir şeyler var ama biraz daha oturtmam lazım."

"İyi, sen otur biraz düşün. Bir şeyler ister misin?"

"Yok, sağ ol. Sen içerde resim yapacaksın herhalde?"

"Evet, seslenirsen duymayabilirim. Bir şey diyecek olursan yanıma gel."

"Tamam, sağol"

Her şey bir anda olup bitmişti ve ben bile neler olduğunu takip edememiştim. Ama içimden bir ses bunun kötü yöne gitmeyeceğini söylüyordu.

Mert'i içeride tablolar ve bir takım heykellerle baş başa bırakıp geri içeri geçtim ve dünden kalan tabloyu yapmaya devam ettim. Çok ufak detayları kalmıştı ama yine bir sürü boyayı karıştırıp tonu tutturmam gerekti.

Kulaklığımda DKTT - Neyin Nesi çalıyordu, bir yandan da hafiften eşlik ediyordum. Tam resmi bitirip tam halini iyice incelemek için geri geri gidiyordum ki arkamda duran bir şeye çarptım. Orada bir şey olmadığından emindim o yüzden şaşırarak arkamı döndüm. Mert sırıtarak yüzüme bakıyordu.

"Sesin de en az resimlerim kadar güzelmiş."

"Teşekkürler. Habersizce gelip neden korkutuyorsun?"

"Özür dilerim, bölmek istemedim. İşin bitti mi?"

Resmin üzerine elimdeki ince fırçayla imza attım.

"Şimdi bitti. Şurayı biraz toparlamam lazım ama."

"Peki. Ben içeride bekliyorum."

Mert içeri geçti ve ben de boyaları rafa kaldırıp paletlerle fırçaları temizledim. Tuvalin daha çabuk kuruması için camı hafif açtım ve önlüğümü çıkarıp tabletimi alarak Mert'in yanına gittim. Galerideki ufak masada oturuyordu.

"Nasıl bir şey istiyorsun, anlat bakalım."

"Uzay boşluğunda Neptün ve arka planda diğer gezegenler var ve bana benzeyen bir figür Neptün'ün belli belirsiz halkasının üzerinde oturmuş kulaklıkla elindeki deftere bir şeyler karalıyor."

Onu dinlerken bir yandan da renk paletini hazırlıyordum. Fazla düşünmüş olacağım ki en sonunda müdahil oldu.

"Sen beni dinledin mi?"

"Ha, evet. Renk paletini hazırlıyordum da." Tableti ona doğru döndürüp çıkarttığım renkleri gösterdim.

"Güzel ama..."

"Ama?"

"Renk paletine gerek var mıydı? Zaten gezegenin rengi belli."

"Evet renk belli ama sıcak tonlar mı yoksa soğuk tonlar mı olacağının belli olması lazım. Ayrıca, kare olacak değil mi?"

"Evet."

"Ben yarına kadar bir eskiz yapıp sana atarım. Numaranı versene."

Telefonumu uzatıp numarayı tuşlamasını bekledim. Sonra da onun da beni kaydetmesi için çaldırdım.

Gitmek üzere ayağa kalktı. Kapıya doğru yönelmişti ki bir şey hatırlamış gibi arkasını döndü.

"Kahveyi ne zaman içeriz?"

"Yarın öğleden sonra nasıl olur?"

"Süper. Haberleşiriz o zaman."

"Güle güle."

Mert gittikten sonra atölyeye, uzun zamandır yapmam gereken seramik vazonun başına geçtim. Bir kaç hafta önce bir kadın hiperaktif çocuğuyla beraber gelip hiç bir şeyi beğenemediğinde istemişti. Ben de onu oyalayıp duruyordum ama artık vaktinin geldiğine kanaat getirdim. Ama ufak bir sorun çıktı. Seramik hamurum neredeyse bitmişti ve çıkıp almam gerekti. İnternetten sipariş ettiğimde her zaman farklı nitelik ve nicelikte hamurlarla karşılaştığım için de online alış veriş benim için artık bu konularda sadece hayal olmuştu.

Saate baktım: daha bire gelmemişti. Adam gelene kadar hemen alıp gelirim diye düşünüp daha az önce giydiğim önlüğümü iskemlenin üzerine atıp çıktım. Atölyeyi kitledim ve kapıya saat üçe kadar kapalı olduğunu yazan bir not astım. Bu hayattaki en büyük şansımı kullandığım yer olan atölyenin önündeki otobüs durağında beklemeye başladım.

 

☆°☆°☆

 

Yeni gelmedim, geri geldim, bence iyi ki de geldim :))

İlk bölümümüz bu kadardı, umarım beğenmişsizindir, beğendiyseniz oy ve yorum atarak destek olursanız çok sevinirim<3

Şimdilik çok çok öpücükk🎀

Loading...
0%