Yeni Üyelik
5.
Bölüm

★5.BÖLÜM★

@justtbirisii

Şehinşah - Kapatıyoruz-3

Mert'in anlatımıyla*

İki sene önce

Evime giderken sessiz sokakta yankılanan yağmur seslerine yavaş yavaş başka bir ses karışmaya başladı. Bir kadının ağlama sesiydi.

Az ileride, evimin olduğu apartmanın yanındaki atölyenin önünde, kaldırıma çökmüş ağlıyordu.

Tereddütle yanına yaklaştım ve oturduğu kaldırıma oturdum. Gözlerini bana çevirdiğinde bende çok büyük bir şeyler olmuştu. Ağlamaktan kızarmış yeşil gözleri küçük bir çocuğun masumluğuyla bakıyıyordu ta en derinime.

"Birini mi kaybettin?" diye sordum oldukça yumuşak davranmaya çalışarak. Eğer öyle değilse bu havada burada bu halde olmazdı, yani ben öyle tahmin etmiştim.

Gözlerinde anlık bir şaşkınlık belirse de geri kaybolmuş ve acı geri gelmişti.

"Biliyorum, canın çok yanıyor. Hatta belki kalbinin bin parçaya ayrıldığını hissediyorsun ama emin ol bir süre sonra böyle olmayacak. Sen bu acıya alışacaksın, acınla yaşamayı öğreneceksin. Sana teselli cümleleri kurmayacağım, çünkü hiç bir şeye yaramayacağını biliyorum. Sadece alışacağını söyleyebilirim."

Bana baktı ve yaşlı gözlerine rağmen gülümsedi. Gülümsemesi her şeye bedelmiş gibi geldi. O an dünya durdu ve ben onun ilahi güzelliğine tutuklu kaldım.

Ben ona o an, yağmurun bizi soktuğu hal gibi, sırılsıklam aşık olmuştum.

İki yıl boyunca camından gelen müzik söylemelerini dinledim, bahçesinde oyma yapmasını izledim, yağmurlu günlerde dışarı çıkıp ıslanmasını, kar yağdığı zaman kardan adam yapışlarını gördüm. Gördükçe de hayran kaldım.

Onu her izlediğimde, her duyduğumda deli cesaretiyle konuşmak istiyor, sonra da bana neden baksın ki diye vazgeçiyordum. Bir yandan da onu içimde büyütüyor, şarkılarımda ondan bahsediyor, onu hayatımın bir parçası haline getiriyordum.

Bir gün aradığım fırsat hiç beklemediğim yerden geldi; Sarp'tan.

Sarp ile bir kaç senedir takışıyorduk. Mesele onların benim graffitimin üzerine kendininkilerini yapmalarıyla alevlendi. O gün de onlarınkinin üzerine çizdiğim 'neptün'ün halkasını çizerken arkamdan bağırdılar. Normalde koşarak eve gidecektim ama atölyenin camında siületini görünce oraya girmeye karar verdim.

Beni içeri aldığında soluk soluğa olduğumdan konuşamamıştım. Su istedim ve o getirene kadar çizdiği resimleri inceledim. En az kendisi kadar güzel çiziyordu. Hayran kalmamak elde değildi.

Resimlerin çoğu soyuttu. O an aklıma bir fikir geldi: ben bir albüm çıkaracaktım ve kapak tasarımına ihtiyacım vardı. Eğer o yaparsa onunla bir kaç kere daha görüşebilir ve en azından adını öğrenebilirdim.

Öyle de oldu. O da beni tanımış oldu. İlk izlenimim kötü de olsa da ona karşı bir şansımın olduğunu hissediyordum.

Kahve teklifi aklıma çok ani gelmişti ama iyi ki de gelmişti. Yine aklıma çok ani gelen bir fikirle ona ondan bahsettiğim nakaratı söylemeyi teklif ettim. Nakaratta açık açık o olduğu asla belli olmuyordu ama bir kadından bahsedildiği elbet anlaşılıyordu. Kabul etmesi beni daha da mutlu etmişti.

"Bu sonsuz evrende

Güneşsiz bir yerde

En ücra köşesücre

Güneşi habersizken ondan

Döner Neptün'ün halkası"

Bütün bu olanları Ufuk ve Fatih'e anlattığımda tepkileri kesinlikle görülmeye değerdi.

Kayıt günü onu motorla almaya gittiğimde aslında belime sarılmasını istediğimden bunu yapmıştım.

Utana sıkıla kaskı alıp arkama bindiğinde yavaş süreceğime dair benden söz aldı. Sonra da yavaşça ince kollarını belime doladı. Sırf onun için normalde asla gitmeyeceğim bir hızla gittim.

O yirmi dakika keşke hiç bitmeseydi, keşke hep kollarını belime sımsıkı dolamış, başını sırtıma yaslayarak arkamda oturuyor olsaydı. Ama stüdyo olarak kullandığımız ufak apartman dairesine geldiğimizde sona ermişti.

Çok stres olmuştu, titreyen bacağından ve dudağını kemirmesinden anlamıştım. Bir de Ufuk malı kızı daha da geriyordu, ve tabii ki beni de.

Stüdyoya Ufuk ile beraber girerken gitmesinkorktumuştum

İlk verse bittikten sonra birden durdum. Ufuk şaşırmıştı çünkü hep tamamını birden alırdık.

Çıktığımızda Meral telefonunu kulağından alıp çantasına koydu. Yüzündeki gergin ifade hala duruyordu.

Bir yere gideceğini söyleyip benden kendisini bırakmamı istemişti. Bunu her ne kadar istemedem de ondan ertesi gün için söz aldığımda içim rahatlamıştı. İki sene bekledikten sonra bu kadardan bir şey olmazdı sonuçta.

Ceketimi ve telefonumu alıp çıktım. Ufuk pis pis bakıyordu. Ben de ona karşılığını vererek devam ettim.

Mororsiklete binip yola koyuldum. Yağmur başladığı için dikkatli sürmeye çalışıyordum. Ta ki çevre yolunda ne işi olduğunu anlamlandıramadığım o köpek yola atlayana kadar...

Yerde yatıyordum. Hareket etmeye, ayağa kalkmaya çalıştım ama sol bacağımdan gelen sızı bunu engelliyordu. Gözlerimi bile tam açamıyordum. Başımda iki kişinin konuşmasını duydum.

"Ailesi var mıdır, haber versek telefonundan?"

Üzerime eğildiğinde gözlerimi aralamaya çalıştım.

"Baygın değil!" sonra da bana döndü "İyi misin?"

Sadece kafamı sallayabildim. Telefonumu ceketimin cebinden bulup açtı. Şifre koymaya gerek duymamak işimi kolaylaştırmıştı.

"Kimin kimsen var mı?"

Ağzımı araladım, kısık bir şekilde "Ufuk" diyebildim sadece.

Adam telefonun kilitlenen açıp rehberde numarıyı buldu ve aradı.

"Alo? Arkadaşınız kaza yaptı, ambulansı aradık evet, hangi hastaneye gittiğini haber veririm, ambulans geldi zaten şuan."

Bunlar bayılmadan önce sen duyduklarımdı. Nefes almak zorlaşıyordu, sesler boğuklaşıyordu, gözlerimi açamamaya başlıyordum.

Gözlerimi açtığımda hastanenin parlak beyaz ışığından geri kapatmak zorunda kaldım. Işığa alışmak için gözümü kırpıştırırken yanımdaki hastayla ilgilenen hemşire arkasını dönüp uyandığımı gördü. Gülümsedi ve -muhtemelen doktoru çağırmaya- gitti. Ne kadardır baygın yatıyordum acaba°

Bir kaç dakika sonra az önceki hemşireyle beraber bir doktor geldi.

"Kendinizi iyi hissediyor musunuz?"

Sadece kafa salladım. Konuşacak gücü kendimde bulamamıştım.

"Şimdi polisler gelip sizden ifade alacaklar, tarfik kazası olduğu için. Konuşabilecek durumda değilseniz bekleyebileceklerini söylediler."

"Konuşurum."

"Peki, ifadeniz alınınca odaya geçersiniz."

Biri kadın biri erkek iki polis yanıma geldiğinde olanları anlattım. Normal hızda gidiyordum, sonra karşıma bir anda köpek çıkmıştı ve ona vurmamak için bariyere vurmuştum. Teşekkür edip çıktılar.

Beni odaya aldıklarında yanıma hemen Ufuk ve Fatih geldi.

Onlarla ufak bir sohbet edip onlardan sadece Meral'i çağırmalarını istemiştim. Az önceye kadar burada olduğunu öğrendiğimde çok mutlu olsam da ona söylemem gerekenler vardı.

Bu kazadan sonra artık içimdekileri daha fazla tutmamaya karar vermiştim çünkü.

"Geldiler."

Kalbim güm güm atıyordu. İki yıldır beklediğim o ana sadece dakikalar kalmıştı.

Odaya girdi. Daha dün duracak olan kalbim onu görmemle deliler gibi atıyordu. Berbat haldeydim. Bir ayağım alçıdaydı, yüzüme bakmaya fırsatım olmasa da bir sürü morluk olduğundan emindim, kolumda serum takılıydı, hastane yatağında yarı uzanmış şekilde duruyordum.

"Bir şey mi oldu?"

"Seninle uzun zamandır konuşmam gereken bir şey var, Meral." Ufuk ve Fatih odadan çıktı. Yanlız kalmıştık. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu.

"Uzun zamandır?"

"Garip gelecek ama iki yıl olacak neredeyse."

"Mert açıklar mısın?"

"İki yıldır, seni atölyenin önünde hüngür hüngür ağlarken görüp merakta yanına geldiğim günden beri, neredeyse her gün evimin yanında şarkılar söyleyerek resim yapan o kızla konuşma fırsatı arıyordum. Sarp piçi de bi boka yaradı ilk defa da buna vesile olmuş oldu. O gün özellikle senin camını yumruklamamın bir sebebi vardı Meral. İçimden bir ses ancak böyle olacağını söylemişti çünkü. Çünkü ben seni hiç tanımadansevmiştim ve tanıdıkça daha da çok sevmeye başlıyorum. Ölümle burun buruna geldikten sonra beklememeye, hemen söylemeye karar verdim."

Şaşkınlıkla suratıma bakıyordu. Ben de gözlerine odaklanmıştım. Çok güzeldi, her detayıyla mükemmeldi. Gülümsedim. Oysa hala şaşkınlığını gizlemeden suratıma bakıyordu.

"Bir şey demeyecek misin?"

Gülümsedi. Elimi tuttu ve yavaşça eğilip yanağımı öptü.

"Galiba yanlız değilsin. Seni seviyorum, Neptün."

Ayağa kalktı ve daha fazla bir şey söylemeden odadan çıktı. Karnımda kelebekler uçuşuyordu, kendimi sanki vücudumda kırıklar ve ezikler yokmuş gibi sapasağlam hissediyordum.

Beni seviyormuş!

☆°☆°☆

Bundan sonra 5'in katı olan bölümlebölümlerden ağzından önceki bölümlerde olan şeyleri okuyacaksınız.

Şimdilik çok çok öpücükk🎀

 

Loading...
0%