Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Dergi

@justtbirisii

Eve gider gitmez yaptığım ilk şey yatağa kendimi atıp yüzümü yastığa gömerek çığlık atmak oldu. Çok mutluydum. Hayallerimi gerçekleştirmeme son bir adım kalmıştı.

Bu haberi bir an önce birileriyle paylaşmak için abimi aradım. Telefon çalmış, çalmış ama açılmamıştı. Çok üstelemeden duruşmada olduğunu düşünerek tekrar aramadım.

Aklıma Esin'e söylemek geldiğinde direkt ona mesaj attım.

Hilal: Tahmin et ne oldu

Hilal: Gerçi tahmin edebileceğin bir şey değil

Hilal: Ben de tahmin etmezdim çünkü

Hilal: Esiiiiiinnnn

Hilal: Baksana şu telefona

Esin: Ne oldu

Esin: Kesin sonunda Gece'ye açıldın

Hilal: ​Hemen kendi kendine gelin güvey olma

Hilal: Hocamız bizden deneme yazmamızı istemişti ya

Hilal: Meğerse en beğendiğini dergiye gönderecekmiş

Hilal: ​​Ve tahmin et o kiminki?

Esin: Seninki mi?

Esin: Oha

Esin: E süper

Esin: Gerçekten çok mutlu oldum senin adına

Esin: Ama şimdi benim gitmem lazım

Esin: Malum sınavlar yaklaşıyor ve bu bebişin mezun olması lazım

Hilal: O zaman o bebişe iyi çalışmalarrr

Esin: Teşekkürlerrr

Çevrim dışı olduğunu görünce telefonu kapatıp bir kenara koydum ve sevinçten içim içime sığmayarak kendimi yatağa attım.

Tavanla bakışarak hayaller kurmak şu an için en mantıklı ve eğlenceli seçenekti benim için. Hem de yapacağım çoğu şeyden çok daha güzeldi.

Bir süre öylece tavanla bakıştıktan sonra karnımın acıktığına kanaat getirip yataktan kalktım ve mutfağa gittim. Mutfakta pek iyi olduğum söylenemezdi ama makarna da gikarın doyuruyordu sonuçta.

Buzdolabından dünden kalma makarna tenceresini çıkartıp ısınması için ocağa koydum ve onu beklerken ben de telefonumu kurcalamaya başladım. Sonra da bu mevsimde tatilde olanları görünce kapatmak zorunda kaldım.

Makarna ısındığında ocaktan alıp bir tabağa döktüm ve yemek üzere masaya oturdum. Tam yemeğimi yiyecekken telefonumun çalmasıyla kaşığı tabağın kenarına bırakıp kimin aradığına baktım. Kanuni Sultan arıyor...

Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve bir yandan da yemeğimi yemeye başladım.

"Seda?"

"Abi?"

"Bir şey mi oldu bu saatte aramışsın?"

"Önemli bir şey yok aslında işin varsa sonra da söylerim."

"Az önceye kadar vardı, şimdi arabadayım eve gideceğim. Ne oldu?"

"Yazım dergide yayımlanıyor!"

Heyecanım sesimden belli oluyordu. Abim de bunu anlamış olacaktı ki ilk önce benim bu halime gülmüş, sonra da "Tebrik ederim," demişti. "Annemle kavga etmenize değmiş bari."

Annemden bahis açıldığı gibi modum düşmüştü. Abim bunu büyük ihtimalle fark etmesen söylemişti. Zaten çok da dikkat etmiyordu bu konuya çünkü annemle konuşursam sorunların hallolacağını düşünüyordu.

"Abi, açmasak bu konuyu?"

"Tamam. Ne yazdın da verdin dergiye?"

Abimin başarılı konu değişimiyle modum anında geri yerine gelmişti.

"Hocamız deneme yazma ödevi vermişti, en beğendiğini vermiş. Ben vermedim yani."

"Hocanın da gözüne girdin yani?"

"Evet, öyle bir şey oldu."

Telefondan abimin gülüşünü duydum. "Ben kapatıyorum şimdi, sonra ararım."

"Görüşürüz, dikkatli sür."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp ayaklarım yerden kesilmiş şekilde bitirdiğim yemekten kalan bulaşıkları yıkayarak kaldırdım ve geri odama geçtim.

Sınavlar başlayacaktı, o yüzden çalışmam gerekiyordu ama çalışsam da bir şey anlayacağımj zannetmiyordum. Ayrıca çalışacağım çok bir şey de yoktu, zaten çoğu hoca metin üzerinden sorular soruyordu.

Sınavlara çalışmayı boş verip kitap okumaya karar verdim. Kitaplığımdan daha önce okumaya başlayıp da yarım bıraktığım kitaplardan birini aldım ve yatağa uzanarak okumaya başladım.

🌙

Üç hafta sonra

Beklediğim gün gelmişti, yazdığım yazı derginin bu gün çıkacak olan sayısında yayımlanacaktı. Çok heyecanlıydım, bir an önce dergiyi alıp gözlerimle görmek istiyordum.

Yazımın yayımlanacağını öğrendikten iki gün sonra dergiden bir e-posta almıştım. Duyduğumda inanmakta zorluk çektiğim bu bilgi bana gelen e-posta ile somutlaşmıştı.

Evden hazırlanıp çıktım ve dergiyi almak için yola çıktım. Mutluluktan neredeyse seke seke yürüyecektim.

Bakkala doğru ilerlerken birden yanımda duran siyah arabayla irkilerek adımlarımı hızlandırdım. Arabadan bir korna sesi geldiğindeyse neredeyse koşar adaım ilerliyordum.

Büfeye varıp kendimi can havliyle içeri attım. Bakkalın sahibi Salih amca üç senedir gide gele beni tanıdığından telaşla "Ne oldu kızım?" diye sordu.

"Yolda yürürken bir araba yanımda durdu, sonra arkamdan korna çaldı. Ben de hızlı hızlı geldim işte," dedim nefes nefese.

"Aman dikkat et kızım, it kopuk dolu her taraf. Buralarda pek öyle tipler dolaşmaz ama sen yine de kendine dikkat et."

Başımı sallayarak anladığımı belirttim. Bu nasihatlar gece vakti anlık bir kararla yanına gittiği adamla hala görüşen ve onu seven biri için ne kadar işe yarardı sorgulanırdı ama, neyse.

"Sen dergi için mi geldin?" diye sordu Salih amca konuyu değiştirerek. Her geldiğimde dergiyi getirttiğinden emin olmak için sorduğumdan o da biliyordu.

"Evet, geldi değil mi?"

"Geldi, geldi," dedi gülerek ve tezgahın arkasından çıkıp gazete ve dergilerin olduğu rafa ilerledi. Benim istediğim dergiyi bulduğunda bir sayısını eline aldı ve bana uzattı.

Uzattığı dergiyi anında aldım ve heyecanla karıştırmaya başladım. Derginin 'Genç Yetenekler' köşesinde benim ismim, ve benim yazım vardı. Mutluluktan gözlerim dolarken bakkalın kapısı açıldığında gerçek dünyaya dönüp oraya baktım.

Gece.

Son üç haftadır o kadar sık görüşmüyorduk. Haftada bir, belki iki kereye düşmüştü görüşmelerimiz.

Onu görünce istemsizce gülümsedim. O da bana gülümsedi ve "Günaydın," diyerek selam verdi.

"Neye baktın delikanlı?"

Gece işaret dilinde olmayan konuşamadığını anlatmaya çalışan bir kaç işaret yaptı. Salih amca olayı anlamamıştı ki ona garipçe bakıyordu sadece. Olaya el atmam gerektiğini fark edip araya girdim.

"Salih amca, Gece konuşamıyor."

"Ha," dedi anladığını belirterek Salih amca yüzündeki ifade yavaşça yumuşarken. "Kusura bakma delikanlı."

Gece elini sorun yok dercesine salladı ve bana döndü. "Niye kaçtın benden?"

"Kaçtım mı?" diye sordum dediklerini anlamayarak.

"Evet, kaçtın."

Aklımda bir ampul yanarken ne demek istediğini anlamıştım. Buraya gelirken yanımda duran araba Gece'nindi.

"O araba senin miydi?"

Başını sallayarak dediklerimi onayladı. Sonra da elindeki yeni fark ettiğim su şişesini Salih amcaya uzattı.

Salih amca ne demek istediğini anladı ve "Yedi buçuk lira," dedi.

Gece elini arka cebine götürüp cüzdanını çıkarttı ve parayı uzattı. Ben de elimdeki derginin parasını ödediğimde beraber bakkal dükkanından çıktık.

Gece'ye yazımın yayımlanacağını söylememiştim. Ona direkt olarak gösterip sürpriz yapmak istemiştim.

Yürüyerek arabanın yanına geldiğimizde durdu ve bana döndü.

"Nereye gidiyordun?" diye sordum merakımı gizleyemerek.

"Doktora."

"Bir şeyin mi var?" ​​​diye sordum enişeyle.

Güldü ve "Endişe edecek bir şey yok," dedi. "Ameliyat olmaya karar verdim, sesim için."

"Niye ki? Yani, yanlış anlama ama bunca sene böyle yaşamışken, neden?"

"Öyle gerekti diyelim," diye cevapladı sorumu geçiştirerek.

Beni geçiştirmiş olmasını bir kenara koyarak kolumun altına sıkıştırdığım dergiyi aldım ve o sayfayı açarak uzattım. "Baksana."

Gece ne olduğunu anlamayarak kaşlarını çattı ve yazanları okumaya başladı. Bir süre sonra gülümseyerek kafasını kaldırdı.

"Sen mi yazdın?"

"Evet, ismim yazıyor ya," diye konuştum elimde dergiyi tuttuğum için.

"Tam ismini bilmiyordum."

Evet, ben bunu atlamıştım. Aslında ben de onun tam ismini bilmiyordum. "Ben de seninkini bilmiyorum."

Güldü ve montunun cebinden bir kalem çıkartıp derginin köşesine bir şeyler yazdı. Çevirip ne yazdığına baktım. Asaf Gece Yalçın.

"Başka bir şeyi merak edersen sorman yeterli."

Dergiyi kapatıp geri kolumun altına sıkıştırdım. "Az önce sorduğumda geçiştirmiştin."

"Anlatabileceğim hiç bir şeyi sakınmıyorum senden."

​​Konuyu değiştirerek "Ameliyatın ne zaman?" diye sordum.

"Bilmiyorum, ama bir ay içinde olur. Bu gün gittiğimde gün vereceklerdi."

"Anladım."

"Benim randevuya yetişmem gerek, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Gece'nin arabaya binip uzaklaşmasını izledikten sonra eve dönmek üzere yürümeye başladım.

Gece'nin birden ameliyat olmaya karar vermesi içime bir kurt düşürmüştü. Bunca sene böyle yaşamıştı, ve daha çncesinde bundan rahatsız olmadığını da söylemişti. Öyleyse şimdi neden birdenbire sesine ihtiyaç duymuştu?

 

🌙

 

Bir bölümün daha sonuna geldik, nasıldı bölüm?

Çok sık bölüm atamadığımın farkındayım ama aynı anda dört kurgu yazmak inanın ki hiç kolay değil, bir de üstüne sınav haftası olunca hiç yazamadım. Neyse ki geçti gitti de kurtuldum.

Şimdilik çok çok öpücükk<3

Loading...
0%