Duman - Bal

Gece'ye fena halde kızgındım. Sebebi ise tabii ki bir önceki gece bana olan tavrıydı.

Ben ondan beni sevmesini istememiştim, sadece bir cevap istemiştim. Görüldüğü üzere de istediğimi alamamıştım. Üstüne üstlük de yağmurlu hava sevdamın sonucu olarak da yatak döşek hasta olmuştum. Allah'tan kendi kendime bakabilecek durumdaydım da çok kötü durumda sayılmazdım.

Gerçekten, hiç de kötü değil.

Gece sabah bana bir kaç mesaj atmış olsa da bakmadan engellemiştim. Şu an yapmak istediğim son şey onunla konuşmaktı.

Zaten konuşsak bile o tavrından sonra söyleyecek bir şeyi olduğunu düşünmüyordum.

Evden çıkacak halim olmadığı için ihtiyacım olan şeyleri sipariş etmiştim ve onların gelmesini beklerken bir yandan da kitap okuyordum.

Zil çaldığında üzerimdeki battaniyeyi de sırtlanarak ayağa kalktım ve paytak adımlarla kapıya ilerledim. Sipariş ettiğim şeylerin geldiğini düşünerek kapıyı hiç bakmadan açtım.

Gece.

Kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. Kapıyı bir kez daha çalsa da aldırış etmeden direkt az önce kalktığım yatağıma gittim.

Yatakta uzanır pozisyonda kitap okumaya devam ederken bu sefer siparişler için kapı çalmıştı. Oflayarak yerimden kalktım ve kapıyı açtım.

Kapıdaki kuryeye ödemeyi yapıp sipariş poşetini aldığım sırada kapı kolunda asılı duran başka bir poşet fark etmiştim.

Siyah poşeti de aldıktan sonra içeri geçtim ve battaniyemi bir kenara koyarak mutfağa geçtim.

İlk önce sipariş ettiğim şeyleri tezgaha döktüm ve ıhlamur ve zencefili kenara koyduktan sonra diğerlerini yerlerine kaldırdım. Sonra da gizemli siyah poşetin içini açıp ne oolduğuna baktım.

Küçük bir kavanozda bal ve katlanmış bir not vardı.

Bal'a bal vermek ne kadar yararlı olur bilmiyorum ama genelde zencefille yiyince iyileştirir.

-Gece 

Notta yazan diğer her şeyden çok hasta olduğumu nereden bildiğini sorgulamıştım.

Sırf meraktan engelini açtım ve yazdım.

Hilal: Hasta olduğumu nereden biliyorsun?

Gece: evlerimiz karşılıklı?

Hilal: Sen beni mi gözetliyorsun sapık gibi?

Gece: hayır, sabah hava almak için balkona çıktığında şans eseri gördüm

Sanki dün gece hiç yaşanmamış gibi davranması sinirime dokunmuştu. Panelde gördüğüm yazıyor... ibaresine rağmen tekrar engelledim ve işime döndüm.

Ketıla su koyup kaynamasını beklerken bir yandan da Gece'nin dediği gibi ballı zencefil yapmak için bal kavanozunu açmaya uğraşıyordum.

Gururu koy kenara şimdi, hastayım sonuçta.

Zaten hasta olduğum için gücün yerinde olmadığımdan sıkışmış kavanozu açamamıştım. Oflayarak çekmeceden bir bıçak çıkartıp kapağı öyle zorladım. En sonunda açılmasıyla rahat bir nefes verip ufak bir kaseye birazcık koydum. Üzerinde de sipariş ettiğim zencefilden döküp karıştırırken ketıl da kaynamıştı.

Kaynamış suyu kupaya koyup içine de ıhlamuru bırakıp demlenmesini beklemeye başladım. Tam o sırada mutfak masasındaki telefonun çalmaya başlamasıyla tezgahın yanından ayrılıp ona baktım. Esin arıyordu. Dün akşam her şeyi ona mesajla anlattığım için arıyordu büyük ihtimalle.

"Alo?"

"Bu çocuk mal mı yoksa ben mi yanlış anladım?"

Esin'in mesajları okuyup öyle aradığını anlamam çok uzun sürmemişti.

"Bilmiyorum," dedim göremese de omuz silkerek. Telefonu kulağımla omzumun arasına sıkıştırıp ellerime ballı zencefilim ve ıhlamurumu alıp odama geçtim. "Bir de bu sabah şey oldu."

"Ne oldu?"

Esin'e sabah olan her şeyi baştan anlattım.

"Hilal sen mal mısın? Bak siz iki mal çok iyi anlaşırsınız ama lütfen ülkenin geleceği için üremeyin."

"Ne diyorsun Esin?"

"Diyorum ki, çocuğun yazdığı nota hiç mi dikkat etmedin? Edebiyatçı olam sen değil misin?"

Esin'in dediklerinden hiç bir şey anlayamamıştım. "Hiç bir şey anlamadım dediklerinden."

Esin ofladı ve "Çocuk sana notta bayağı Bal demiş ama sen sahiplik eklemeyince anlamamışsın belli ki," dedi beni azarlarcasına.

"Ne?"

Bu çocuk niye örtülü anlam kullanıyor ki? Adam gibi söyleseydi işte ne hissediyorsa.

"Günaydın," dedi dalga geçerek. "O değil de ben sana ne diyeceğim."

"Ne diyeceksin?"

Hala az önce idrak ettiğim şeylerden dolayı aklım havada olduğu için ne dediğine dikkat edemiyordum.

"Biz Enes'le sevgiyiz," diye şakıdı neşeyle.

"Çok sevindim sizin adınıza da, nasıl oldu bu?"

Esin derin bir nefes alıp dün gece yaşadıklarını anlatırken benim de aklım Gece'deydi.

Aklımın onda olmadığı bir zaman dilimi yok gibiydi gerçi ama, boş ver.

Esin'le biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapadım ve telefonu elimden bırakmadan Gece'yle olan sohbetimize girdim. Engelini açmamla mesaj gelmesi bir olmuştu.

Gece: aslında sen de haklısın

Hilal: Nasıl haklıyım mesela?

Gece: engeli kaldırmışsın?

Hilal: Evet

Hilal: Çünkü konuşmamaız gereken şeyler var

Gece: eğer beni engellemeseydin söylediklerimi görebilirdin

Hilal: Sence haklı değil miyim engellemekte?

Hilal: Hani benim de bir gururum var ya?

Gece: ben yok mu dedim?

Gece: sadece en azından benim de kendimş açıklamam için izin verseydin

Hilal: Şu an veriyorum işte o izni

Hilal: Ben zaten her şeyi açık açık söyledim

Hilal: Senin kendini açıklamanı bekliyorum

Gece yazıyor...

Gece çevirimiçi

Gece yazıyor...

Gece: aslonda her şey o kadar karmaşık değil

Gece: nottan da bir şeyler anlamışsındır ama sanırım daha açık olmam gerekiyor

Gece: notta sana bal demiştim ya, ona senin de iznin olursa sahiplik eki eklemek istiyorum

🌙

Ay oldu vallahi bunlarrr🫠

Sonraki bölümde Gece'nin Hilal onu engellediğinde ona yazdığı mesajları da yazacağım.

Şimdilik çok çok öpücükk <3