@jutenya
|
Biliyor musun Elfida? Kalemi ne zaman elime alsam, Sanki tüm mısralar sana yazılacakmış gibi geliyor.
Ezbere bildiğim sokakların adresi sen. Issız bir sokağın taş duvarlarına yazılmış duvar yazıları sen.
Heybem de sana ait hasretlik. Böyle tıka basa dolu, Özlem sen Yanlızlık sen.
Pusulam yine sen ya, Sanki yön gösteren kutup yıldızı sen, Biliyorum ezbere bildiğim sokaklar da evin var. Adresi beynime kazılı, Olduğun şehre gelsem gözüm kapalı gelebilirim.
Ama engeller ve ben gözüm açık sana gelemiyorum. Issız bir şehir de kaybolmadım. Ayaklarım sana gelmek istiyor Tıpkı senin için atan kalbim gibi, Geçtiğim her sokağın duvarına heybemdeki hasretinle sensizlik şiirleri yazıyorum.
Belki önünde geçip okumadan gidiyorsun. Ama ben seni okurken hayal ediyorum. Nazım severdin ya, Marcus daha güzel şiir yazarmış dediğini hayal ediyorum. Kulaklarım duymadığı tını ile bayram ediyor.
Sanki bir yel esiyor ve unutmadığım kokunu alıp bana getiriyor. Bu sefer ciğerlerim bayram ediyor. Bayram sabahın da giydiği bayramlıklar ile mutlu olan bir yetim gibi gülümsüyorum. Zaten senden sonra yetim gibiyim. Belki de öksüz.
Heybemde hasret. Sokak sokak geziyorum duvarlara şiir yazan bir dilenci. Sen nameli şiirler. Bir bayram sabahı önünden sen geçiyorsun. Aynı şehir de değiliz ama sen geçiyorsun. Gördüğün mısralar ile dudakların kenara kıvrılı yor. Sana yazıldığını anlıyorsun. Yüzünde ki tebessüm gülümsemeye dönüyor.
Ben yetim ve öksüz çocuklar gibi mutlu oluyorum. Sen sana yazdığım mısraların sahibi olduğundan haberdarsın Gülümsüyorsun.
Heybemde hasretin. Omuzlarım yorgun ama yinede taşımaktan vazgeçmiyor. Ellerim Soma'da ki madenciler gibi kara ama kiri tertemiz. Onların ki alın teri... Benim ki sevda teri.
Hem kir pasta neymiş bizim gönüllülerimiz tertemiz. Ben sevda karası seviyorum. Onlar ekmek karası için çalışıyor. SONRA oraya seni yazmak istiyorum. Tüm karanlığa rağmen aşkını dize dize kömür karası madenlere yazmak. Seni yazdığım madenler kazıldığın da altın maden değil aşk keşfedilmeli. Heybemin yükü ağır. Benim kazmaya mecalim yok, Ben duvarlara seni yazıyorum.
Bazen ıssız çıkmaz bir sokağın taş duvarlarına, Bazen de kömür karası madenlerin taş duvarlarına
Lakin sen yazıyorum. Toprak altında doğacak çocuğunun rızkını kazıyan bir madenci gibi, Ben de o umutla sen yazıyorum Elfida.
Söylesene Elfida bir daha seni benim gibi seven gelir mi dünyaya. |
0% |