Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Bir delinin aşk mektupları

@jutenya

Yine ben Elfida

Bugün her günden umutsuzsum

İçimde çaresiz bir sensizlik

Biliyorum gelmeye takadin yok

Gel demeye dilin dönmüyor

 

Küçük bir ekmek kırıntısı kadar umut içim de filizlenmeyi bekliyor.

Menekşeler kokmuyor fakat onlar da kokunu arayacak kadar meczupum

 

Ev'im zaten sen

Adresi biliyorum ama gelemiyorum

Bugünlerde alzheimer olmaktan korkuyorum.

İçime seni unutmak korkusu düştü.

Yaşlanıp seni unutmak

Tanrım düşüncesi bile kan donduruyor.

 

İsmini unutmamak için güzel olan her şeye Elfida diyorum.

Sen çirkin değilsin ama yakın da çirkin olana Elfida diyecekmişim gibi bir his var içimde

 

Penceremde ki saksılara papatya ektim.

Mevsim kış baharı görürmüyüm meçhul.

Mahallenin sonunda ki yaşlı teyze menekşe ekiyor diye menekşe ekmedim

Hem sen papatya seversin

Zaten benim ektiklerim de sen gibi kokmuyor.

 

Göçmen kuşları dönmedi

Gökyüzü hiç gelmeyecek sen gibi

Kış ya kara bulutlar maviyi gölgeledi.

Yağmur yağacak

Sen aklıma düştün diye ben de gidip yağmur da ıslanacağım.

Tamam biliyorum

Aynı yağmur altında ıslanmıyoruz ama aynı gökyüzü altındayız

Hem belki üstümde ki karabulut senin üstünden geçti.

Aynı gökyüzünün altındayız

Farklı yağmurlar da ıslanacağız

Sen göz yaşlarını saklamak için yağmur da ıslanmak istiyorsun

Bende ıslandığım bulut üzerinden geçti diye,

 

Omzumda heybem

İçinde hasret

Hasretini kimseye bırakmak istemediğim için omzum da,

Belki kamburum çıkacak

Belki gördüğün de beni beğenmeyeceksin

Ben alzheimer hastası ama gözlerini gördüğüm ilk anda seni hatırlayacağım.

Sen gülümseyeceksin.

Tenin gencecik gözlerin berrak bir yeşil. İçine gömülmek istediğim Gamze'n çukurlaşacak

 

Ben gayri ihtiyar gülümseyeceğim

Senin yüzünden ki gülümseme daha büyüyecek.

Omzumda heybem için de hasretin

Yağmur yağacak ve ikimizi ıslatacak

Sen elini uzatacaksın

Heybemin içinde hasretin külfeti

Yükümü hafifletmek ister gibi çekip alacaksın.

 

Heybem ağır

Külfetim hasret

Sen sanki kuş tüyünü taşır gibi çekip aldın.

Gözlerin berrak yeşil

Tenin genç

Ben alzheimer olmuş bir yaşlı

Yanağın da gömülmek istediğim çukur.

 

Tanrıya edilmiş duam kabul olmuş gibi bitti diyeceksin.

Ellerimiz birleşecek,

Hiç ayrılmayacak gibi

 

Ben pencere kenarında gökyüzün de kara bulutlar.

İçim de küçük bir ekmek kırıntısı ile hayal kurutup seni düşlüyorum.

 

Alzheimer olmaktan korkuyorum.

Çünkü sığındığım tek şey o ekmek kırıntısı kadar umut ve hayalin.

Heybem omuzum da için de hasret.

Hasretini unutmaktan korkuyorum.

 

Loading...
0%