@k.merywm
|
Sevgili okurlarım... Her şeye " Bu kitap içinde halledemeyenlere gelsin. " Cümlesiyle başladık. İçinizde bazı şeyleri öyle halledememişsiniz ki benim satırlarıma geldiniz. Ben de bu satırları yazmaya bazı şeyleri içimde halledemeyerek başladım. Bazen bazı zamanlar olur, kim olduğunuzu unutursunuz, dünyadaki yerinizi sorgularsınız. Öyle şeyler hissedersiniz ki acı içinde olduğunuzu bilir ama kimseye ispat edemezsiniz, insan kolunu kapıya çarpar bunu ispat eder, bu acıya da bir açıklama bulur. Hasta olur, ispat eder. Sakatlanır ve bunu herkese gösterebilir, herkesi buna inandırabilir. Oysa insanın ruhu acı içindeyken bunu kendinden başka kimseye tam olarak anlatamaz, kendinden başka kimse sayesinde iyileşemez...
1. BÖLÜM Mutluydum ve bunun kısa süreceğinin farkında değildim. Bugün okulun ilk günü ve son yılım, artık kafamı sadece derslere verip başarılı olmam lazımdı çünkü her zayıf dersim bana yeni ve daha büyük zorluklar getiriyordu. Nasıl zorluklar diye soracak olursanız biraz daha derinlere inelim. Zorluk evet çünkü ben bu hayatta yaptığım her şeyin, verdiğim her kararın hesabını aileme verdim. İlerleyen bölümlerde beni daha iyi anlayacağınızdan eminim. Hazırlanıp okula gittim. Arkadaş çevrem fazla yoktur bazdır. hatta hiç yok denilecek kadar azdır. Çünkü benim arkadaşlarımı dahi ailem seçer. Ben size bunları anlatırken ders zili çaldı bile. Okulun ilgünü, ilk günün de ilk dersi herkes dikkatli bir şekilde öğretmeni dinlerken kapı tıklandı ve bu sesle dikkatimiz bozuldu içeriye müdür girdi - Dersinizi böldüğüm için özür dilerim hocam. Bu yıl okulumuza yeni nakil olan öğrenciyi bu sınıfa aldık. Gel Toprak yeni sıfın burası. İyi dersler çocuklar. Çocuk o kadar yakışıklıydı ki gözümü ondan alamadım. Onu büyülenmişcesine izlerken bir anda öğretmenin sesiyle irkildim. Beni göstererek - Minelin yanı boş oraya oturabilirsin Toprak. Tenefüste de arkadaşlarınla tanışırsın. Diyip ders anlatmaya devam etti ama Toprağı izlemekten dersi dinleyemiyordum. Benim onu izlediğimi fark edip gülümseyerek bana yaklaştı - Efendimm Dedi uzatarak söylemesi hoşuma gitmişti ve ne söyleyeceğimi bilemedim - ş-şe-şey Gülerek cevap verdi - Utanma tanışalım o halde ben Toprak - Ben de Minel - Memnun oldum Minel - Ben de memnun oldum Konışmamızdan bir kaç dakika sonra tenefüs zili çaldı, ve sınıftaki bütün kızlar Toprakla tanışmak için etrafımıza toplandı. Toprak onlarla sohbet ederken bana bakıp göz kırptı, kıskandığımı belirtmek için gözlerimi kaydırıp başımı çevirerek sıraya yattım. Beni umursamayarak kızlarla konuşmaya devam etti. Bir kaç dakika sonra nihayet sonunda ders zili çaldı ve herkesyerine dağıldı. Toprak kulağıma yaklaşıp - Merak etme en güzelleri sensin Dedi. Buna sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Olsun bu da bir başlangıçtır. Öğretmen geldi ve tekrar ders anlatmaya başladı ama onu dinlemem imkansızdı çünkü dünyanın en güzel manzarası karşımda duruyordu. Toprağı izlerken uykuya dalmışım ve yanağıma kondurulan bir öpücükle uyandım. Bu öpücüğün sahibi Topraktı evet yanlış duymadınız Toprak beni öpmüştü. Adeta kalbimin ritmi değişmişti, ve şöyle devam etti - Uyan artık uyuyan güzel, dersler bitti. Ha bu arada defterine numaramı yazdım. Bugün içinde yazmanı ve aramanı bekliyorum. Diyip gitti. Heyecanlıydım ve hemen defterimden numarasını aldım. Eve gidip hemen aramak için sabırsızlanıyordum, ve tam bu anda ailem aklıma geldi. Bunu onlardan saklamam lazımdı. Diceksiniz ki sadece arkadaş öğrenseler dahi bir şey olmaz, onun beni nasıl gördüğüni bilmiyorum ama ben ona çoktan aşık olmuştum bile. Bu yüzden ailem öğrenmemeliydi öğrenirlerse hayatımın tamamen değişeceğini biliyordum ve öyle de oldu... |
0% |