Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@k07x0809

Cenazeler, verilen kayıp, yakılan ağıtlar, derin bir acı, gidenler, arkada kalanlar ve

ölen bir insanın arkasında bıraktığı insanlar defalarca üç kez keskin bir acı hissederdi.

İlk acı ; Ölüm haberini aldığınız an

İkinci acı ; Onu toprağa verdiğiniz an

Üçüncü acı ; Yokluğunu ilk hissettiğiniz an.

Sırayla olurdu bunların hepsi. ilk acı ve ikinci acı birbirine çok yakındır ama üçüncü acı en keskin olanıdır.Öyle bir anda gelir ki neye uğradığınızı şaşırısınız. Henüz yedi yaşında olan Liya Nida iki acıyı yaşamıştı.Üçüncü acıyı ise iki gün sonra yaşayacaktı.

Liya Nida'nın annesi ölmüştü ve dedesinin elini tutup ağlamamak için direnen Liya annesinin toprağa konuluşunu izliyordu. Büyük bir sakinlik ile duruyordu,ağlayamazdı çünkü babası duyarsa kızardı.Tahammülü yoktu sese ki özellikle Liya'nın sesine.

Dedesinin elini daha çok sıktı.Annesinden sonra en güvenli yerdi dedesi, en güvensiz yer ise babası. Annesinin üstüne son toprak atılmıştı ve dualar okunmuştu. Liya henüz küçük olduğu için kimse annesinin öldüğünü anlamaz sanıyordu ancak Liya anlamıştı. annesi ölmüştü işte ve böylece Liya Nida annesiz kalmıştı."Gel dedeciğim içeri geçelim"

Dedesinin içeri götürmesi ile uslu uslu içeri geçti .Liya sorun çıkarmaz ise annesi gelirdi belki -her ne kadar gelmeyeceğini bilsede- "Yemek yemek ister misin Liya?Hiç bir şey yemedin"

Dedesinin sorusuna cevap vermedi Liya. Annesinin öldüğünü kimse ona söylememişti.Komşular dedesine haber verirken duymuştu ve o andan beri derin bir sessizlik içindeydi.Kimse ile konuşmuyordu. Sadece annesini bekliyordu

ama biliyordu annesi gelmezdi ölen kimse geri gelmezdi.Küçük adımlar annesinin odasına girdi. Dedesinin evinde cenaze töreni yapılmıştı.Taziyeye gelen insanlar buraya gelmişti.En son annesi ile girdiği bu odaya ilk ve son kez tek başına girdi.Cama yaklaştı ve gökyüzüne baktı.Yıldız yoktu ama annesi artık oradaydı.

Liya giden herkesin gökyüzünde olduğuna inanıyordu. Dedesi Liya ile biraz daha konuşmaya çalışmış ardından pes etmişti ve aşağıya taziyeye gelen insanların yanına gitmişti

~~~~~

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Hikmet bey yanında Elif hanımın yani Liyanın annesinin mezarını izleyen arkadaşına döndü.Elinde sigarası ile boş gözlerle Elif hanımın mezarını izliyordu

"Bilmiyorum Elif'in yokluğunda ne yapılır bilmiyorum onun yokluğuna bir kez daha nasıl katlanırım bilmiyorum"

Barış bey bunları söylerken Elif hanımın mezarınından ayırmıştı kalbinde derin bir acı vardı. " Liya ne olacak peki? Kızı babasına bırakamayız"

Hikmet Bey'in iki endişesi vardı bunlardan biri; Bundan sonra en yakın arkadaşı olan Barış Bey'e ne olacağıydı.ikincisi ise Liya'nın ne olacağıydı.Ikisi için de büyük bir endişe duyuyor ancak ne yapması gerektiğini bilemiyordu.

"Liya'yı yanıma alabilirim.Elif'in emaneti olarak kalan tek şey Liya ve onu evlat edinmek istiyorum Hikmet"

Barış Bey bundan emindi. Elif Hanımdan kalan son ve tek şey Liya idi. Ona gözü gibi bakacaktı ve Elif Hanım'ın son isteği bu idi

Liya'nın Barış ile büyümesi

"Barış onu evlat edinebilmen için hiçbir akrabası olmaması lazım babası ve dedesi var. Dedesi bakmak istiyor"

Barış beyi güldüren şey 'babası var' kısmı olmuştu öfkeli bir ses ile " o şeref yoksunu sikik benden Elif'imi aldı Hikmet! Nasıl Elifim'den kalan son parçayı ona bırakabilirim ben?"

Arkadaşına hak verdi Hikmet Bey.Elif Hanım'ın eşi olan Cahit cenazeye gelmemişti bile ancak işin can yakıcı kısmı kızın en çok babaya ihtiyacı olduğu anda karısının cenazesine katılmak yerine bir kadınla gönül eğlendirmek ile meşgul olmasıydı.

-"Bunu bende istiyorum Barış. Liya'yı evlat edinmeni ancak o adam Liya'nın yasal olarak babası"

Söylediği her laf ile daha çok sinirlenen arkadaşına bakarak devam etti Hikmet bey "Ayrıca babası bakmak istemezse bile dedesi var " Barış bey yeniden güldü ancak son derece samimiyetsiz bir gülüş kaçmıştı dudaklarından

" Hikmet sen cidden Liya'ya bakmak isteyeceğini düşündün mü ? adam çocuktan kurtuluyor diye seviniyor"

Geldiği andan beri ilk kez Elif Hanım'ın mezarından gözlerini çekti nefesi kesilmiş gibi oldu .

"Liya bana Elif'imden kalan son şey o bana emanet ve elimizden ne geliyorsa fazlasını yapacağız .Liya benimle büyümeli. Bu Elif'in son ve tek isteği benden"

Arkadan yaklaşın baston sesleri ile arkasına baktı Hikmet Bey ancak Barış Bey dönmedi çünkü gelen kişiyi iyi biliyordu

"Sanada banada kızımdan kalan tek şey torunum ben ile büyücek AKAL"

Duyduğu ses ile derin bir nefes aldı Barış bey. İçinde fırtına kopsada sakin bir şekilde cevap verdi " Liyanın benimle büyümesi Elif istedi benimle kalacak"

Erdem Bey'in pek umrunda değildi.Tek bir torunu vardı ve onunla büyümeliydi "Elif ile olan geçmişine güvenme AKAl"

"Bakın Erdem Bey burda problem Elif ile olan geçmişim değil küçük bir kız çocuğu söz konusu"

Tek isteği Elif'in son ve tek isteğini yerine getirmekti.

"Küçük kız çocuğu benim torunum benimle kalacak sebebini sen gayet iyi bilirsin hatırla iki yıl önceyi"

Barış bey iki yıl lafını duyduğu anda dondu.Iki yıl önce olanlardan son kendinde bu hakkı görmedi çünkü zarardı. Liya güven ile büyümeliydi.

~~~~~ 

Camdan baktığı gökyüzünde artık yıldızlar vardı akşam olmuştu.Yıldızlar çıkmıştı. Kapının açılması ile arkasına baktı tek istediği annesinin gelmiş olmasıydı ancak gelen annesi değildi dokuz yaşında bir erkek çocuğuydu ve daha önce hiç görmemişti onu. Bugün ilk defada konuşarak

"kimsin sen ? "

Merak etmiyordu sadece tanımadığı için sordu "Adım Aras. Anneme bakmak için geldim ama kayıp oldum senin adın ne? Neden ağlıyorsun ?" Meraklı başını tekrar gökyüzüne çeviren Liya kendini tanıttı

" Anneni buradaki yardımcı ablaya sorarsan bulursun ve adım Liya Nida annem öldü o yüzden ağlıyorum"

Aras ne demesi gerektiğini bilemedi ancak küçük adımlar ile kızın önüne çöktü.Minik elleri ile Liyanın gözlerindeki yaşları sildi

" Ne demeliyim bilmiyorum ama ağlama " Liya bakışlarını Aras'a çevirerek " ama annem gitti"

Aras bu sefer Liya'ya sarıldı.ilk defa annesi dışında birisi sarılmıştı ona." Başka kimse yok mu ?" Aras kollarını çözerek yere oturdu. Liyanın yaşlarını tekrar sildi ve devam etti "Dedem var ve Barış amca"

"Deden ve Barış amcan varmış" başını gökyüzünden ayırmadan cevap verdi Liya." Barış amca gidecek ama" Aras Liya'nın önüne oturarak "Deden kalıyor ama Barış amcada gelir hep" cevap vermedi Liya.

Aras Elini cebine atarak küçük üstünde

Orion (Avcı) Takımyıldızı, Canis Major (Büyük Köpek) Takımyıldızı, Gemini (İkizler) Takımyıldızı ve Auriga (Arabacı) Takımyıldızı çizimi olan kâğıdı çıkardı ve

kağıdı Liyaya uzattı" Al bunu yıldızlara bakıp bakıp duruyorsun bari bakamadığın zaman buna bakarsın"

Liya kağıdı aldı ancak sormadan geri durmadı

" Bu harita nedir? Neden verdin bunu?" Aras anlattmaya başladı " Bu benim çizdiğim ilk yıldız haritası ve bunu sana veriyorum. Anneni gökyüzünde bulamazsan Buna bakarsın. Belki bu harita sana yol göster.Zaten yıldızları da seviyorsun galiba" Liya anlayarak başını salladı." yıldızları seviyorum çünkü annem anlatırdı ama şimdi yıldız oldu ondan bakıyorum belki annemi görürüm diye"

Aras elini Liyanın kalbine koydu. Bu kalbine dokunduğu ilk andı ve ikiside bilmedi

"annen burda emin ol...çünkü sevdiğimiz insanları kalbimizden taşırmışız. Babam hep öyle der."

Liya konuşmak istemiyordu bu yüzden sadece başını sallamakla yetindi.

Aras'ın annesi Aras'ı çağırmasıyla gitti ancak gitmeden önce Liya'ya sarılıp yıldız haritasını verdi.Liya ve Aras ikiside birbirine o gün bir Söz verdi ancak ikisi dışında kimse bilmedi bu sözü

Loading...
0%