Toplantının başlamasına yarım saat vardı. Toplantıya katılmadan önce lavaboya gitmeliydim bu benim ilk toplantımdı ve midem ağrıyordu nedenini heyecana verdim, düşe kalkada olsa bir şekilde kendimi tuvalet kabinine attım ve istifra etmeye başladım. Midem çok kötüydü. Kabinden dışarı çıktığımda bir kadının bana baktığını gördüm bu kadınla daha önce karşılaşmamıştım. Simsiyah uzun düz saçları, gökyüzüne benzeyen mavi gözleri, kavisli küçük burnu, dolgun pembe küçük dudakları vardı, kemikli belirgin çenesiyle bebek gibi görünüyordu. Boyu benden birkaç santim uzun olmalıydı, üzerinde dizinin hemen üzerinden başlayan sıkı beyaz bir elbise ayağında ise siyah stilettolarıyla çok şık görünüyordu.Kadına daha fazla bakmadan ellerimi yıkamaya başladım. Makyajımın bozulmasını umursamadan yüzümü de yıkadığımda midemin ağrısı az da olsa geçmişti

Makyajımı tekrar yapmaya başladım yüzüme kapatıcıyı günlerdir uyumayıp bu toplantıya hazırlandığım için moraran ve çöken gözaltlarıma uygularken ne kadar kötü bir halde olduğumu anladım, yeşil gözlerim boş bakıyordu. Makyajımı tamamladıktan sonra sarı saçlarımı çantamda olan küçük tarakla taradım. Aynaya son kez baktım bu toplantı bitince rahat bi uyku uyuyabilirdim. Tam lavabodan çıkacağım sırada koluma biri dokundu. Bu az önce gördüğüm kadındı yüzünde küçük bir tebessümle bana bakıyordu. Elini indirdikten sonra "Hanımefendi az önce kötü gözüküyordunuz iyimisiniz?" dedi. Bu nazik soru karşısında hemen "iyiyim, sorduğunuz için teşekkür ederim." dedim. Kadının yüzündeki tebessüm artarken bende kendimi zorlayıp tebessüm etmeye çalıştım. Kadın bu seferde "Rica ederim, sizi daha öncede görmüştüm fakat siz beni görmediniz, tanışma fırsatımız olmadı." dedi ve elini uzattı "Ben Ecenaz Sonyalı ." dedi bu hızlı çıkış karşısında şaşırsamda elimi uzatıp elini sıktım "Bende...Duru Işık memnun oldum." dedim o da "Bende, hoşçakalın ." dedi. Ellerimizi ayırdığımız da hızlı bir şekilde lavabodan çıktım kolumdaki saate baktığımda toplantının başlamasına 2 dadika kaldığını gördüm toplantı üst kattaydı. Üzerime giydiğim askılı sıkı bordo elbisem ve siyah topuklularım hızlı yürümeme hiç yardımcı olmuyordu. Merdivenleri bu şekilde çıkamayacağımı anladığımda asansöre doğru yürümeye başladım saate baktığımda 1 dakika kaldığını gördüm. Paniklemiştim günlerdir yememiş içmemiş bu toplantıya hazırlanmıştım bu işi bağlayamassam şirket batabilirdi. Asansöre bindim ve kat düğmesine bastım asansörde bir adam daha vardı.Bu adam benden uzundu muhtemelen 1.95 boylarındaydı mavi gözleri, gece siyahı saçları, kavisli ve kanatlı bir burnu, dolgun kırmızı dudakları, kemikli bir yüzü, köşeli çenesinde çok belli olmasada yara izleri vardı, geniş omuzluydu, sinekkaydı tıraşıyla ve siyah takım elbisesiyle tam bir iş adamı gibiydi.Benim aksime çok rahat görünüyordu. Bana dönüp kalın sesiyle "Merhaba." dedi. Aynı anda asansörün kapıları açıldı. Bu konuşmaya vaktim olmadığı için hızlı bir şekilde adamı arkamda bırakarak koşar adımlarla toplantı salonuna girdim. Daha başlamadığı için çok rahatlamıştım. 10 saniye sonra içeriye az önce asansörde gördüğüm adam girdi ve beraberinde herkes ayağa kalktı. Bu adam toplantı yapıcağımız diğer şirket başkanı olmalıydı.