Yeni Üyelik
12.
Bölüm

10. Bölüm 🇹🇷

@kadininbiri

İnşallah beğenirsiniz..

 

 

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

 

Gökçen gözlerini kapatınca Gökalp hemen gökçeni uyandırmaya çalıştı ama uyanmıyordu onun güzeli. Aklını yemek üzereydi daha yeni kavuşmuştu oysaki.

 

Yağız Ali ise transa girmişti Gökçen giderse Ali yaşayamazdı. O yüzden kulaklarını kapatmış boş gözlerle Gökçene bakıyordu.

 

Bekir yeni gelmişti timin yanına ve koşarak gelmişti. Gökçeni gördüğünde ise bir iki saniye kalakalmıştı ama ilk yardım yapmak için hemen kendine gelmişti.

 

Bekir gökçenin nabzına baktığında az attığını görmüştü o yüzden hemen yaranın üzerine baskı uygulamaya başladı.

 

Zaten o sırada helikopter de gelmişti.

Gökçenin helikopterde bir kez kalbi durmuştu. Bekir zor da olsa geri getirmeyi başarmıştı.

 

Yağız Ali ve Gökalp Gökçenin elinden tutmuş bırakmıyordular. Her an gidecekmiş gibi.

 

İkiside ağlamıştı ama Gökçenin iyi olacağını düşündükleri için sakinleimiştiler az da olsa.

 

Helikopter direkt hastaneye inmişti. Timim hepsi inmişti Gökçeni burada yanlız bırakamazdılar.

 

Gökalp ameliyat hanenin önünde yere çökmüş şekilde ellerine bakıyordu kanlı ellerine. Koruyamamıştı güzelini. Kendini suçluyordu. Daha evlenme teklifi edecekti değil mi güzeli öyle istemişti çünkü. O istemese de ederdi ki. Çünnü Gökçen herşeyin en iyisini hak ediyordu. Bunları düşünürken gözünden bir yaş daha düşmüştü.

 

Yağız Alinin ise Gökalp ten farkı yoktu. Kardeşini koruyamadığını düşünüyordu. İçinden dün geçirdiğimiz gece son gecemizmiydi. Hayır hayır olamaz öyle bişey diye geçirdi içinden. Biliyordu kardeşi onu bırakmazdı. Tek ailesi de onu terk etmezdi. Mehmet gelip Yağızın yanına oturmuştu "merak etme Gökçen güçlüdür iyi olacak " dedimişti

Yağız Ali ise başıyla onaylamıştı Mehmeti "tabi iyi olacak benim kardeşim güçlüdür neler atlattı bunu mu atlayamayacak " demişti.

Mehmet ise yağızın kanlı ellini görünce "gel kardeşim tuvalete gidelim elini yüzünü yıka iyi gelir " demişti. Yağız Ali ise başıyla onaylamıştı.

Mehmet o sırada Gökalpe baktı onun durumu da çok kötüydü ama zaten yanına Alperen gitmişti.

 

Üzülerek baktı iki çocuğa da biri sevdiğini bekliyordu diğeri ise kardeşini.

 

Tuvalete gitmek için koridorda Yürümeye başlamıştılar.

 

Alperen ise kardeşi yerine koyduğu adamın haline çok üzülmüştü. Yanına gittiğinde Gökalpin kanlı ellerine baktığını görmüştü.

"kardeşim gel bir elini yüzünü yıkayalım hı? "

Gökalp kafasını hızla iki yana sallamış ve " sen sevdiğin kadın burada canıyla cebelleşirken gidermisin? "

Alperen ise sessiz kalmıştı çünkü haklıydı.

"Alperen benim yüzümden değil mi? Çünkü koruyamadım onu. Ben sevdiğim kadını koruyamadım. O zaman ben ne işe yararım ki? "

Alperen ise "saçmalama kardeşim senin bir suçun yok nereden bilebilirsin ki gökçenin vurulacağını? "

"hem merek etme yengem güçlüdür. Komutanım diye demiyorum ama ikimizi de yere sarar bu haliyle evelallah. "

"inşallah kardeşim inşallah. Biliyormusun görev dönüşü evlilik teklifi yapacaktım "

"yaparsın kardeşim yaparsın merak etme "

"inşallah "

Alperen time dönüp burada baklememeleri gerektiğini karargaha gitmelerini emrermişti. Silahlarını ve çantalarını da Salih ve merte vermişti.

 

O sırada hemşire çıkmıştı ameliyat Hanenin kapısından ve " Gökçen hanımın yakınları sizlermisiniz? Acil kan gerkiyor 0 Ar -"

Mert hemen "benim uyuşuyor ne kadar gerekiyorsa alın yeterki komutanıma bişey olmasın " demişti.

 

Gökalp ise "Gökçen iyi mi? " diye sormuştu

Hemşire ise "ben bişey söyleyemem doktor hanım çıkınca size aktaracaktır " dedi.

 

O arada Mehmet ve Yağız Ali gelmişti.

Yazız Ali ise koşarak gelmişti "kardeşime birşey mi oldu?"

Alperen ise "kan gerekiyormuş " diye cevap verdi.

 

Yğıaz tamam demişti.

 

Mert hemşirenin peşinden giderek kan vermeye gitmişti.

 

Hemşire kanı aldıktan sonra hızla ameliyat Haneye geri dönmüştü.

Alperen timi göndermişti kendisin burada kalacağını söyleyerek.

 

Bir saat geçtikten sonra doktor çıkmıştı.

Alple Yağız hemen doktorun yanına gitmişlerdi.

Doktor ise "Gökçen hanımın yakınları sizmisiniz? "

 

"biziz bişey mi oldu olmadı deyin"

 

"şu anlık durum stabil ama çok kan kaybetmiş o yüzden uyanana kadar yoğun bakıma alacağız. Geçmiş olsun. " demiş ve gitmişti.

Aynı anda hem sarılıp hem de şükrediyorlardı.

 

Gökalp "çok şükür Allahımsen sevdiğimi bana bağışladın " demişti. Sevinçten gözleri dolmuştu.

 

Yağız Ali ise "Allahım sena kardeşimi bana bağışladığın için çok teşekkür ederim. Çok şükür yarabbim " demişti.

 

Sonunda Gökçen ameliyat haneden çıkmıştı. Ama teni daha da beyazlamış dudakları morarmıştı kansızlıktan.

 

Gökalp zorda olsa Yağızı ve alpereni göndermişti. Ama yağız üzerini değiştirip geleceğini söylemişti. Kardeşini tek bırakmazdı.

 

Gökalp ise tuvalete gidip sadece ellerindeki kanı yıkamıştı. Hastaneden ayrılmayı asla düşünmüyordu.

 

Yoğun bakımın önüne gelip güzelini izlemeye başlamıştı Gökalp.

1 saat sonra Yağız da gelmişti. Beraber ne kadar gökçeni izlediler bilmiyordular ama Alperen gelmişti.

 

Alperen gökalpe bakıp "abi sana kıyafet getirdim en azından üzerini değiştir. Tehlikeli olabilir. "

Gökalp ise itiraz etmeden tuvalete gidip üzerini değiştirmişti.

Geri döndüğünde ise alperene poşeti vermişti.

Alperen ise kantine gideceğini söylemişti.

Kantinden elinde 2 çay ve 2 de tostla dönmüştü." abi gelin iki lokma bişey yiyin bari. Gökçen sizi böyle görse çok üzülür onun yüzünden bu halde olduğunu düşünüp. "

Gökalp "canım istemiyor. benim canım sadece güzelimi istiyor. O uyanmadan bana herşey haram. " demişti.

 

Yağız ise yemek istemediğini söylemişti.

Alperen ikisine de laf anlatamayacağı düşündüğü için sessiz kalmıştı.

 

Bir gün olmuştu ama hâla Gökçen uyanmamıştı. İlaçlardan dolayı uyuyordu. İlaçları kesmişlerdi ve öğleden sonra uyanması bekleniyordu.

 

Gökalpi zorla eve göndermişlerdi. O da ter kokuyorsun gökçenin yanına böylemi geleceksin dedikleri için gitmişti.

 

Ama kırk dakika sürmeden geri gelmişti.

 

İkisi de bişey yememişti. Alperen bişeyler almış ve Gökalpin eline tutuşturmuştu. Yemezse artık baş ağrısı olacaktı. Zorla da olsa bir iki lokma yemişti Gökalp.

 

Yağız ise Gökalpin zoruyla yemişti. Kendi yiyemiyordu ama yağız yesindi. Zorla da olsa ikisi de iki lokma bişeyler yemiştiler.

 

Albay arayıp Yağızı ve alpereni çağırmıştı. Gökalpe bişey demiyordu. Çünkü öğrenmişti ki zaten bu iki deli birbirlerini seviyordular.

 

Albay içinden "iyi bari görev bahanesiyle sevenleri kavuşturuyoruz " demişti.

 

Yağız gitmek istemese de zorla gitmişti ve en ufak bir şeyde Gökalpin haber vermesini istemişti.

 

Bir saat sonra gökçenin odasına doktorlar girmeye başlamıştı. Gökalp çok korkmuştu bişey oldu diye. Kalbi ağzında atıyordu resmen.

 

Camdan baktığında ise Gökçenin yorgun bir şekilde Gülümseyip ona baktığını görmüştü.

 

Gökalp yine şükretti rabbine. Çok şükür onu bana bağışladın Allahım. Diye içinden geçiriyordu.

 

Doktorlar ise gökçenin normla odaya alınmasını söylemiş gitmişlerdi.

 

Gökçen normal odaya alınırken Gökalp mesaj ile herkese haber etmişti ama akşama anca geleceklerini öğrenmişti. Çünkü Gökalpin ve Gökçenin işlerinin hepsini albay timin üzerine yıkamıştı.

 

Albayın pilanı ise iki aşığı biraz yalnız bırakmaktı.

 

Gökalp gökçenin odasına gidip yatağın yanındaki sandalyeye oturmuştu. Gökçen uyuyordu. Önce gökçenin yüzünün her köşesini öpmüştü dudakları hariç. Sonra saçlarını sevmişti. Sonra ise kafasını boynuna gömüp derin derin gökçenin kokusunu içine çekmişti.

 

Ya bir daha alamasaydım bu kokoyu diye geçirdi içinden sonra kafasındaki düşünceleri sildi. Çok şükür güzeli iyidi.

 

Gökalp gökçenin elini tutmuştu. Çok yorgundu ama Gökçenden gözlerini ayırmıyordu. Sanki yok olacakmış gibi sıkı sıkı da elini tutmuştu.

 

Kafasını yatağa ya koyarak gökçeni izlemeye başlamıştı ama gözleri dayanamayarak yavaş yavaş kapanmıştı.

 

GÖKÇEN ALAKURT'UN ANLATIMI İLE ;

 

Gözlerimi açtığımda beyaz tavanla karşılaştım. Nerede olduğumu başta anlayamadım ama sonra olanları hatırlayınca yüzümü buruştumuştum. Vurulmuştum ben değil mi? Karnımda hafif bir sızı vardı e o da çok normaldi. Ölmediğime şükür etmeliydim. Vatanıma canımı veririm ama yaşayıp daha güzel işler yaparak fayda sağlayabilirim.

 

Bir iki dakika beyaz tavanı izleyip kendime gelmeye çalıştım. Daha sonra ise elimin üzerinde sıcaklık hissettim.

 

Alp uyuyordu. Yorgun olduğu belliydi. Göz altları morarmıştı ve yüzü çökmüştü.

Yorgun göründüğü için uyandırmak istemedim.

 

Ve onu izlemeye başaldım. Çok yakışıklıydı. Sarıya yakın kumral saçları, uzun kirpikleri, hafif dolgun dudakları ve düzgün küçük bir burnu vardı. Göz rengi ise maviydi. Anlayacağınız benim sevdiceğim çok yakışıklıydı. Tabi gözlerini görmek isterdim ama uyandırmaya kıyamamıştım.

 

Ne kadar onu izledim bilmiyorum ama Gökçen diyerek uykusundan sıçramıştı.

 

Beni uyanık görünce ise "güzelim " demişti. Boğazım düğümlendi. O kadar içten söylemişti ki sanki kıyamıyorumuş gibi.

 

Alpin gözleri dolmuştu. Şoku atlatmış olacak ki hemen kalkıp bana dikkatlice sarıldı. Saçıma öpücükler kondurmaya başlamıştı.

"çok korktum Gökçen sana bişey oldu diye çok korktum. Sana bişey olsaydı ben yaşayamazdım. "

Sesi titriyordu "Alp " dedim ama sesi kısık çıkmıştı.

 

Hemen su içirdi bana.

Ben de konuşmaya devam ettim. "Alp bana bakarmısın " bakmıyordu gözlerini kaçırıyordu. Kendini mi suçluyordu yoksa ağladığını saklamak için mi?

 

Yine bakmadı yüzme. Benim de gözlerim dolmuştu sesim titrek bir şekilde "Alp bana bakarmısın? Neden yüzüme bakmıyorsun? Bir sorun mu var? "

 

Yüzüme bakmadan "yok " demişti.

"o halde yüzüme bak. Kendi mi suçluyorsun? Senin ne suçun var? Önüme falan mı atlamayı düşünüyordun pardon da. Yoksa ağladığını görmemek için mi bakmıyorsun bana? "

 

Hemen yüzünü yüzme çeviri "saçmalama güzelim senden ağladığımı saklamam. Ama seni koruyamadım. Ya sana bişey olsaydı. "

"senin suçun değildi sen neredeydin ben taa neredeydim nereden bana yetişecekdin ki? "

"ayrıca ben iyim merak etme bir yerim ağırmıyor. İşte azıcık uyumuş oldum. Kötü mü oldu? " dedim.

 

""dalga geçme güzelim" demişti.

Yeni aklına gelmiş olacak ki "aptal kafam. Güzelim ben doktoru çağırıp geliyorum "

 

Elinden tutup durdurdum. "boş ver gitme şuradaki düğmeye basalım onlar gelirler. "

Kafasıyla onayladı ve yanıma oturdu.

Yağız Aliyi merak etmiştim "Ali nerede beni tek bırakmazdı "

"güzelim Aliyi albay karargaha çağırdı. Ayrıca tek değildin ben burada eşşek başımıym " beni yanlış anlamıştı.

 

"Alp saçmalama lütfen o anlamda demedim bu güne kadar her vurulduğumda yanımda olurdu acaba bişey mi oldu diye merak ettiğim için sordum. "

 

Bana bakmıyordu yine. Resmen tirip yiyordum. Erkek tiribi de hiç çekilmiyordu amına koyayım.

 

"Alp bir yaklaşsana bana bişey diyincem "

 

Yan gözle bakıp bana yaklaşmıştı. Bende hemen onu kendime çekip yanağını öpmüştüm.

 

Alp ise dayanamamış olacak ki dönüp yüzümün her yerini öpmeye başlamıştı. Dudağım hariç yüzümün her detayını öpmüştü. Arada da kendi kendine söyleniyordu" kurban olduğum, Alpin canı, Alpin güzeli " gibi.

O arada doktor gelmişti. Alp de mecburen geri çekilmişti ama söylenmeden edemiyordu."bir rahat bırakmadılar amına koyayım "

Doktor ise duymamış olacak ki "kusura bakmayın geciktim. Hemen yaranıza pansuman yapalım ve konturol edelim. "

Kafamla onayladım. Yaramı pansuman yapıp dosyaya bişeyler yazdı. Bana dönüp "Gökçen hanım dört gün daha buradasınız " deyip bana itiraz etme şansı bırakmadan çıkmıştı.

 

Alple baktığımda ise yorgun görünüyordu "Alp yorgun görünüyorsun hiç gitmedin mi sen eve falan yada uyumadın mı? "

Gözlerimi kaçırmıştı sadece. Anlaşıldı iş başa düşmüştü.

 

Yatakta yana kayarken bana anlamsız bakışlar atıyordu. Omuz silktim ve yana kaydıktan sonra yatağın boş yerini patpatlayıp"alp gel beraber uyuyalım hem yorgun görünüyorsun "

 

İtiraz edecekken "itiraz kabul etmiyorum " demiştim.

 

Derin bir nefes aldı ve başıyla onayladı beni. Yanıma yattığında dikkatlice bana sarılmıştı. Ağrı kesici yüzünden uykum gelmişti. Ama Alpin göğsüne yatınca daha bir tatlı uykum gelmişti. Alpe baktığımda çokan uyumuştu. Bende gözlerimi yumdum gerisi malum uyumuştum.

 

Odadaki seslerle uyandım. İlk Alpe baktığımda uyuyordu. Yavaş yavaş sesleri kimin çıkardığına baktığımda ise tüm tim bizi sırıtarak izliyordu.

Yağız Ali "günaydın hanımefendi. Şükür uyanabildin. Ben işimi hızlı halletmeye çalışayım ama sen bu muşmula suratla uyu " bunu tirip atarak söylemişti.

 

Tim anıra anıra gülmüştü. O sırada Alp sıçrayarak uyanmıştı ve direk bana aceleyle sormuştu. "güzelim bişey mi oldu bir yerini mi acıttım? "

"sakin ol iyim bişey olmadı. "

Beni onayladıktan sonra odaya bakmaya karar vermişki timi gördü. Kaşlarını çattı "ne işiniz var lan sizin burada. Rahat bırakmıyorsunuz? "

Mert "aşk olsun komutanım kan kardeşimi görmeye geldim" dedi.

"kan kardeşi derken? " diye sormuştum.

Alp sıkıntılı nefes alıp "artık peşinden ayrılmaz bu it. Sana kan verdi ya ondan bahsediyor. "

 

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Sonra ise Kafamla onaylayıp "teşekkür ederim Mert "

"teşekküre gerek yok komutanım siz iyi olun yeterli"

Mehmet abi ise "geçmiş olsun Gökçen çok korkuttun bizi"

"sağol abi. Özür dilerim korkuttupum için "

"özür dilenecek bişey yok. Ama inşallah Merte benzemezsin ne de olsa damarlarında onun kanı da var artık. " demiş ve gülmüştü.

Mert ise "ne varmış bende abi. Çok abartıyorsunuz. "

Salih ise "çapkınsın ya ondan diyor kardeşim. "

Ben de "ne yani bende mi çapkın olacağım. Başım bağlı olamam. " demiştim.

Beni bu tepkim Alp hariç hepsi gülmüştü.

Alp bana sen sonra görürsün bakışları atıyordu. Onu umursamadım.

 

Bekir ise beni sessiz sessiz izliyordu. Gülümsedim ona o da bana buruk şekilde gülümsedi. "geçmiş olsun Gökçen çok korkuttun beni. Ya yetişemeseydim ödüm koptu. "

"teşekkür ederim Bekir beni kurtardığın için. Takma kafana geçti gitti bak buradayım iyim."

Kafasıyla onayladı beni.

Alperen de geçmiş olsun dedikten sonra Ali ve Alp hariç hepsi çıkmıştı.

 

Yağız yanıma gelip anlımdan öpmüştü. Bende onun boynuna sarıldım. Yarama dikkat ederek sarılıp" çok korktum Gökçen ailesiz kalacağım diye çok korktum. Ya sana bişey olsaydı ne yapardım ben? "

 

Gözlerim dolmuştu daha sıkı sarıldım" korkma buradayım ve senin başına bela olmaktan zevk alacağım "

 

" sen iyi ol da başımın belası da ol tacı da " demişti. Sesi titriyordu. Yüzünü bana dönderip yanağını öptüm.

 

Alp ise bizi gülümseyerek izliyordu. Ortamın duygusallığını kırmak için" lan Yağız sen bana muşmula surat mı demiştin? Bana komtanına "

 

Yağız ise ayak uydurmuştu.

"ne yani yalan mı söyledim. Muşmula surat değilmisin? Ben anlamıyorum kardeşim senin neyine vuruldu. "

 

Ben dayanamayıp "bir kere Alp çok yakışıklı "

Ali ise bana "ne yani bu it benden daha mı yakışıklı onu mu diyorsun kardeşim. "

 

"sen ayrı yakışıklısın o ayrı yakışıklı. Ayrı dünyanın insanlarsınız beraber olamazsınız "son cümlemi dedikten sonra kahkaha atmıştım. Ama atmamam gerekiyordu çünkü yaram sızlamıştı.

 

Yüzümü buruşturdum ikisi de anlamış olacak ki doktor çağıralım demişlerdi. Ama gerek yoktu bir anlık bişeydi. O yüzden izin vermemiştim.

 

Yağız ise" bu arada albayın selamı var. Dedi ki bir an önce iyileşsin işlerimiz var. Ve ayrıca geçmiş olsun dileklerini iletti. "

 

Kafamla onayladım onu.

 

Tekrar uykum gelmişti. Hiç direnmeden uykuya dalmaya başlamıştım. en son hissettiğimse birinin anlımdan öpmesiydi. Galiba Yağızdı kokusundan tanımıştım.

 

Sabah uyandığımda Alp koltukta uyuyordu. Kıyamazdım ki küçücük koltuğa iki metre adam nasıl sığsındı?

Keşke o da gitseydi burada benim yanımda kalarak kendine eziyet ediyordu.

 

Alp uyurken tuvalete gitmem gerekiyordu. Sürekli beni kucağında taşıyamazdı sonuçta. yük olmak istemiyordum.

 

Yavaşça doğrulup oturdum. Alpi uaydırmak istemediğim için sakince yataktan kalktım.

Yavaş yavaş tuvalete yürüyup içeri girdim.

İşimi hallettikten sonra ellerimi yıkayacaktım ki hızla kapım açıldı. Yerimden sıçramıştım.

 

Alp beni gördüğünde derin bir nefes aldı "güzelim neden haber vermiyorsun? ben seni getirirdim. Bu halde neden kalktın ayağıyla. Ya dikişlerin açılsaydı? "

 

Gelip hemen kucağına aldı beni. İtiraz edememden yatağa götürmüştü.

"yük olmak istemiyorum. Hem benim yüzümden rahat rahat bile uyuyamıyorsun. Keşke gelip yanımda uyusaydın. Özür dilerim korkuttuğum için "

 

"güzelim o nasıl kelime yük olmak ne demek? Sen benim sevdiğim kadınsın nasıl yük olabilirsin ki? Ben seni her gün her dakika kucağımda taşıyabilirim ve asla yük olarak görmem. "

 

Gözlerim dolmuştu. Ben bu adamı çok seviyordum. İyi ki vardı.

"Alp bana biraz yaklaşırmısın?"

Bana biraz daha eğildiği zaman kendime çektim ve sarıldım yanağını öptüm. O ise biraz şaşırmıştı.

" iyi ki varsın sevgilim iyi ki seni çok seviyorum. "

O da şaşkınlığını atıp bana sıkı sıkı sarıldı. Saçımın üzerinden birkaç kez öpüp" sende iyi ki varsın güzelim. Bende seni çok seviyorum. "

Biraz daha öyle kaldıktan sonra ayrılmıştık.

 

O sırada kapı çaldı. Alperen ve yanında güzel bir kadın içeri gitmişti.

Alperene bakığımızda ise" merhaba Gökçen seni nişanlım Umayla tanıştırmak istediğim için onu buraya getirim. Kendisi bu hastanede doktor. "

 

Kafamla onayladım" merhaba hoş geldiniz. Tanıştığıma memnun oldum. "

 

Umay ise" merhaba geçmiş olsun bende tanıştığıma memnun oldum. "

 

Umayı incelediğimde bana birini anımsatıyordu.

" Umay yanlış anlama ama biz seninle daha önce tanıştık mı? "

 

Alperen ve Alp bize anlamsız bakıyordular ama umursamadım.

 

" yanlış anlaşılacak bişey yok. Bende sana aynısını diyecektim. "

"inanırmısın bilmiyorum ama küçükken benim de senin adında bir ablam vardı. Bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kalmıştık. "

 

O öyle diyince "Umay lütfen yanlış anlama ama sen yetimhanede hiç yaşadın mı? "

 

"yanlış anlayacak bişey yok. Evet 4 yaşına kadar orada yaşadım sonra ise evlatlık alındım şimdiki ailem tarafından. "

 

"yok artık tamam bir soru daha sorucam Gökçen dediğin kızın yanında 7 yaşlarında bir erkek çocuğu varmıydı? "

 

"evet evet hatta peşlerinden ayrılmazdım. Hatta bana dilimin papuç kadar olduğunu söylerdi Ali abim "

 

"yok artık "

"ne oldu güzelim? "

"Alp bir dur "

Sessiz kalmıştı.

"sen erzurumda ki yetimhanedemiydin? "

"evet "

Gözlerim dolmuştu. "birbirimizi bulduk galiba ha güzellik "

"anlamadım şimdi sen benim Gökkuş ablammısın? "

Ağlamaya başlamıştı.

Bende ağlamaya başlamıştım. Hızla yanıma gelip bana sarılmıştı. Bende ona sarılmıştım ama biraz yaram acımıştı. Yüzümün şeklinden anlayan Alperen umayı benden ayırmak için "Umay güzelim Gökçen yaralı " dedi.

Umay bunu duyur duymaz geri çekilmişti.

 

"hiii özür dilerim bir yerini acıttım mı " deyip beni konturol etmeye başladı.

 

"iyim ben sorun yok. "

Kafasıyla onaylamıştı beni.

"Ali abim nerede peki? Yoksa onunla da mı ayrıldınız. Bulamazmıyız? "

Gülümsedim. O sırada kapı açıldı. "iyi insan lafın üzerine gelirmiş Ali de geldi "

 

Ali bana anlamsız bakışlar atıyordu. Sonra umayla baktı bir iki saniye tekrar bana döndü. Ne olduğunu çözmeye çalışıyordu galiba.

 

""Ali hani Umay vardı ya hatta geçen gün konuşmuştuk."

Başıyla onayladı beni" evet bende onu bulmak için istihbaratçı bir arkadaştan yardım istedim. Bulalım eşek sıpasını. " demişti.

 

" gerek kalması "

" nasıl gerek kalmadı "

Umayı göstererek " gerek kalmadı çünkü biz onu bulmadan o buldu "

" nasıl bizi buldu "

" baya baya karşındaki Umay meğersem alperenle nişanlılarmış "

" yok artık lan ben kardeşlerimin hepsini bu hanzolara kaptırmak zorundamıydım "

İsyan eder gibi demişti.

Biz ise kıkırdamıştık.

Alperen ise alınmış olmalı ki" aşk olsun kardeşim " demişti. Ama yağız omuz silkmişti.

 

Yazğız umayın yanına gelerek onu kaldırmıştı ve sarılmıştı . Umay da çok geçmeden karşılık vermişti. "kız cadı çok özlemişim seni. ben sen bizi hatırlamazsın diye aramıyordum "

"ne unutması abi ben sizi hiç unutmadım ki. Hatta resimleriniz yatağımın başında. "

 

Biraz daha hasret giderdikten sonra onlar gitmişti.

Alple baktığımda gözlerinden uyku akıyordu. Yana kaydım ve yar açtım.

"Alp gel beraber uyuyalım ama önce kapıyı kilitle. Bir daha basılmak istemiyorum. "

 

Kapıyı kilitleyip yanıma uzandı. Bende sarıldım ve başımı göğsüne koydum. O ise saçlarıma burnunu gömmüştü.

 

Yeni aklıma gelen şeyle hemen doğruldum.

Çok pistim ve Alp rahatsız olabilirdi.

Alp bana ne oldu dermişçesine bakıyordu.

" ben bir duş alsam sonra uyusak. Saçım ve vücudun kirli. Sen nasıl o saçları öptün? Resmen birbirine girmişler. "

 

Gözlerimi devirip tekrar beni göğsüne çekmişti. Burnunu saçıma gömerken aynı zamanda da öpmüştü.

"saçmalama güzelim çok güzelsin hem çok da güzel kokuyorsun. Bu kokuyu hiçbir şeye değişmem. Hem benim çok uykum var bırakta tadını çıkarayım Hım"

 

Peki demiştim sadece.

 

Sabah kapının çalmasıyla uyandım.

Halimize baktığımda ise resmen Alpin üzerinde uyuyordum. Kapı bir kez daha çalınca Alp de gözlerini açmıştı.

 

Uzanıp anlımdan öptü ve "günaydın güzelim " demişti.

 

Yanağından öptüm "günaydınn "

 

Yine kapı çalmıştı. Alp yeni farkına varacak ki bir bana bir de benim nerede olduğuma baktı.

Beni utandırmak istemediği için kucağında benimle birlikte kalkıp beni yatağa yatırdı.

 

Kapıya ise "bir dakika bekle açacağım " demişti.

 

Gelip tekrar anlımdan öptü ve kapıyı açmaya gitti.

 

Kapıyı açtığındaysa Mert ve Salih gelmişti.

Salih "günaydın komutanım. Eee hani yiğenimiz? " demişti.

 

Ben Salih hariç her yere bakarken Alp ise ensesine silleyi yapıştırmıştı. Hak etmişti.

Mert ise "kanım işe yaramış galiba kardeşim. Bunlardan hızlısı daha görülmedi. " demişti.

 

Oysaki hiç bişey yapmamıştık. Uslu uslu uymuştuk sadce.

 

Alp mertin ensesine de vurunca odadan kovmuştu.

 

"güzel başlayan günümün içine sıçtılar. " diye söyleniyordu.

 

Bir süre sonra ise doktor gelip iki gün daha burada kalacağımı söylemişti. Ama ben çok sıkılmıştım.

 

"Alp "

"efendim güzelim "

"ben çok sıkıldım hastaneden artık eve gitsek Hım? Hem sende burada benim yüzümden böyle hastanede sürünüyorsun.

Hem ben artık duş almak istiyorum kendimden tiksindim artık"

"Tamam güzelim doktorla konulup geliyorum "

 

Tamam demiştim. O gittikten sonra kalkıp Alinin bana getirdiği kıyafetleri giyindim.

 

Alp gelince çıkardık artık.

 

Bir süre sonra elinde reçeteyle gelmişti.

Ayağı kalkıp gidecekken beyefendi beni yürümemem için kucağına almıştı.

Odadan çıktıktan sonra alpe hayran hayran bakan hemşirelere öldürücü bakışlar attım ve alpe daha çok sarıldım.

 

O ise alttan alttan güliyordu.

 

"ne gülüyosun komik mi? Bana erkekler baksa hoşuna gider mi? "

Anında kaşları çatılmış ve vücudu kasılmıştı

" kim bakacakmış onu bir kaşık suda boğarım. "

 

"indir beni bende gidip kızları bir kaşık suda boğayım. " demiştim. Beni daha sıkı tutarak bırakmamıştı.

 

Alpe bakıyordum. Aklıma gelenle hemen sordum "Alp Ali neden hiç gelmedi yanıma bu gün? "

"işi vardır güzelim. Hem ben yetmiyormuyum sana? "

"öyle değil ama o eli kanda bile olsa gelirdi "

"üzülme güzelim işi vardı karargahta benim işlerimi hallediyor. Ben senin yanında kalmak için ona yıktım tüm işleri. "

Onaylamıştım sadece.

 

Arabaya binince Bir süre sonra eve gitmediğimizi fark ettim" Alp nereye gidiyoruz? "

" gidince görürsün " demişti.

 

Merakla beklemeye başladım acaba nereye gidecektik?

 

Yıldıza basmayı unutmayınnn..

 

 

 

Loading...
0%