Yeni bölümle merhaba 🥰

Nereye gideceğimizi merak ediyordum ama sesimi çıkarmamıştım. Zaten kısa süre sonra da araba durmuştu.

Candan dışarı baktığımda ise ormanlık alandaydık. Aşağı indim ve "Alp neler olur burada? Ormana neden geldik? "

"sakin ol yavrum gel hadi. "

Derin bir bir nefes çektim içime. Hadi hayırlısı deyip Alpin alindne tutarak ilerlemeye başladım.

"güzelim şimdi ben önden gideceğim ama sen on dakika sonra buradan düm düz geleceksin tamamı? "

"ne karıştırıyorsun bilmiyorum ama buna da tamam "

Alp ise gülümsemiş ve yanağımdan öpmüştü.

Gideli sekiz dakika olmuştu ve canım sılımştı artık. Ama beklemeye devam ettim.

Zaman dolmuştu o yüzden seri adımlarla düm düz ilerlemeye başaldım.

Biraz ilerledikten sonra ormanın içine doğru ışığın arttığını gördüm. Oraya yönelerek Yürümeye başaldım.

Etrafa baktığımda ise Ağaçlar letlerle süslenmişti. Yolu takip ettiğimde bir tane kulübe vardı. Ama o da letlerle kapalıydı.

Oraya gittiğimde kapıyı açtım. İçeri girdiğimde Alpin kapının önünde diz çöktüğünü gördüm.

Ona anlamsız baktım ne yapıyordu öyle?

O ise cebinden kutu çıkardı.

Yok arrık evlilik teklifi mi edecekti bu kadar çabuk. Gerçti görev içindi. Görev için olduğunu düşününce biraz içim burkulmuştu ama olsun sevdiğim adam yapacaktı sonuçta.

Alp söze başladı"güzelim ben sen vurulduğunda bir daha seni göremeyeceğim diye aklımı kaçıracaktım. O yüzden Vakit kaybetmek istemiyorum güne seninle başlamak seninle bitirmek istiyorum. Güzelim benimle evlenir misin? "

Gözlerim dolmuştu kafamı onaylar şekilde salladktan sonra" evet tabiki "

Ben evet dedikten sonra konfeti patlamıştı. Kimin yaptığına baktığımda ise yağızın beni gözleri dolu dolu izlediğini gördüm. Gözleri dolu olmasına rağmen gülümsüyordu.

Etrafıma baktığımda ise tüm tim ve Umay buradaydı. O da beni gülümseyerek izliyordu.

Etafa bakmayı kesip alpe döndüm o zaten beni izliyordu. Gelip yüzüğü parmağına takmıştı. Sonra ise sarılmıştık. Biz sarılırken dans müziği çalmıştı.

Gül beyaz gül çalıyordu.

Şarkıda Sen olmasan ben solarım dediği yerde Alp kulağıma eğilip tekrar etmişti.

Ve devam etmişti "yavrum ben görev için yapmadım bunu. Seni deliler gibi sevdiğim için yaptım. Lütfen yüzündeki kırgın tebebessümü sil ve yerine gerçeğini koy çünkü sana gülmek çok yakışıyor. "

Bu defa gerçekten güldüm. Harbiden evleniyordum.

Gülüp kafamla onayladım ve ellerimi daha sıkı boynuna sardım. Biraz daha dans ettikten sonra şarkı da bitmişti.

Tim sırayla hayırlı olsun deyip bizi yalnız bırakmıştı. Merak etmeyin tabiki Yağız Ali gitmedi.

Zekiye bu aralar ortalarda görünmüyordu. Görünmesin de zaten delirdiğimi sanıyorum o varken.

Yağız yanımıza gelip bana sıkı sıkı sarıldı. "çok mutlu ol güzelim. Unutma arkanda ben varım. Ne olursa olsun buradayım. Seni çok seviyorum. "

Gözlerim dolmuştu "Yağızzzzzz"

"iyi ki varsın yağızzz seni şok seviyorum."

Ayrıldıktan sonra erkekçe Alple tokalaştılar. "kardeşimi üzersen gebertirim seni "

"sevdiğim kadını neden üzeyim? Eğer üzersem sana kalmadam kendi işimi kendim hallederim merak etme kardeşim. "

Araya girdim "saçmalamayın lütfen "

Kafalarıyla onayladılar. Ali gitti biz yalnız kalmıştık.

Ayakta dura dura yorulmuştum ayol.

Yorulduğumu anlayan Alp elimden tutup beni masaya yönlendirdi.

Sandalyemi çekip oturttu beni.

Yemek yiyecektik belli ki. Çünkü masanın üzerinde tonla yemek vardı.

Geçip karışma oturdu o da. Ona dalmıştım ki "güzelim biliyorum çok yakışıklıyım ama yemek mi yesen kaç gündür düzgün bişey yemiyosun "

Kafamla onayladım. "yanlız sadece bana yakışıklısın aksini idda edersen seni defter gibi dürürüm. "

Kahkaha attı. "tabiki güzelim. Bir tek sana varım ben tıpkı senin de bana olduğun gibi. "

Onaylamıştım onu.

Yemeğimiz bittikten sonra benim yorulduğumu söyleyerek geri dönmek için yola çıkmıştık. Ben itiraz etmiştim ama bir daha geleceğimizi söyleyerek beni ikna etmişti.

Binaya girdikten sonra merdivenleri Alpin kucağında çıkmıştık. Beyefendi koymuyordu yürüyeyim.

Bizim kata gelince Alp kendi evine yönelince "Alp kendi evime gitsem Hım? Hem herşeyim evde duş almam gerekiyor. Sende istersen bana gel. "

Biraz dudu düşündü mantıklı gelmiş olacak ki "Tamam o zaman. Seni bırakayım bende duş alır gelirim. "

"Tamam "

Eve gelince kapıyı çaldım. Yağız açınca beni Alpin kucağında görünce sırıttı. Sonra ise yalandan bir sinirle "kardeşim neden senin kucağında lan it ben alırım " dedi.

Alp ise Yağızı takmadan ayakkabılarını çıkardı. Yağıza da benim ayakkabılarımı çıkarttırdı. Odama gelince beni yatağın üzerine bıraktı ve "dikkat et güzelim tamamı ben hemen gidip geleceğim. Bişey olursa hemen yağızı sesle tamamı "

"Tamam sevgilim tamam. Hadi git sen "

Beni öpüp odadan çıkmıştı. Biraz sonra da kapı kapanma sesi geldi.

Yağız odaya gelince "Yağız sonra konuşalım mı bir duş alayım "

"Tamam kardeşim "

Odadan çıkınca bende hemen banyoya girdim. Yarama su değmesin diye sarmıştım. Kısa bir duşun ardından hemen çıkmıştım.

Pijamalarımı giyinip odadan çıktım. Yağız oturuyordu. Onun yanına gidip oturdum.

Biraz sessiz kaldıktan sonra bana dönüp

"güzelim bu herifle evlenmek istediğine eminmisin? Bak istemiyorsan söyle "

Kıkırdadım. "saçmalama Yağız istemesem neden evet diyeyim. "

Omuzları düştü "peki " dedi.

Hemen ona sarıldım "yanımda olduğun için çok teşekkür ederim Yağız "

"o ne demek güzelim her zaman yanındayım ben. "

Uzanıp yanağından öptüm. O sırada kapı çaldı. Yağız nefes verdi "bu herif bizi hiç yalnız bırakmayacak galiba "

Sadece kıkırdadım.

Gidip kapıyı açtı. Alp ıslak saçlarıyla karşımda durmuştu.

"neden saçlarını kurutmadın? " dedi.

"sen neden kurutmadıysan o yüzden "

Beni onayladı. Yanıma gelip oturdu. Omzuma kolunu atıp kendine çekti. Biz otururken Yağız uyumaya gitmişti.

Uykum gelince alpe uyumak için yer yapmıştım. Beyefendi ise tutturmuştu seninle uyuyacağım. Neymiş efendim kaç gündür benimle uyuyormuş da kokuma alışmış bensiz nasıl uyuyacakmış.

Tabi ki kanmadım kızlar. Hastanede küçücuk koltukta uyuduğu için içim el vermemişti sadece. Şimdi uyusundu geniş geniş.

Bende kendi odama gidip uyumuştum.

İki gün sonra şükür ünüformama kavuşmuştum. Tabi Yağızdan ve Gökalpten tonla laf dinlemiştim ama umurunda değildi. Ben ev insanı değilim.

Artık öğretmen olarak nasıl görev yapacaksam?

Odadan çıkınca Alpin de kapısı açılmıştı. Yüzüme bakmamıştı resmen tirip yiyordum işime döndüğüm için.

İkimizi de albay çağırmıştı onun yanına gidiyorduk.

Kapıya gelince Fatih bizi görüp kapıyı açmıştı. İçeri girdik tekmil verdik "Kıdemli Üstteğmen Gökçen Alakurt /Erzurum "

"Yüzbaşı Gökalp Türk /Ankara bizi emretmişsiniz komutanım "

"geçin oturun çocuklar sizinle konuşalım biraz "

Geçip oturduk hemen.

"evet Gökçen haftaya seni istemeye gelelim artık bir an önce plana başlamamız gerekiyor."

gökalpe baktım bir an ve hemen tekrar albaya döndüm " haftaya mı komutanım?"

"evet. Ne demişler erken kalkan yok alır. Biz de bir an önce halledelim. "

"emredersiniz komutanım " dedim.

Albay ise gökalpe dönüp "oğlum kardeşimi çağır gelsin. Gökçeni ben sana isteyeceğim Yağızdan. "

"emredersiniz komutanım " demişti.

İkimiz de odadan çıktıktan sonra Alple ilgili bişey bilmediğimi fark ettim.

Morelim bozulmuştu.

Bunu fark eden Alp ise "güzelim neden yüzün asıldı? "

"Alp ben senin hakkında bişey bilmiyorum kii. O yüzden biraz morelim bozuldu. "

"dert ettiğim şeye bak güzelim. Gel odama gidelim sen sor ben cevap vereyim. "

Odasına geldiğimizde içeri girip oturduk karşılıklı.

"ne marak ediyorsan sor güzelim "

Kafamla onayladım onu

"ailenden bahsetsen biraz"

"Ailemden sadece kardeşim var. Annem ve babam saldırı sonucunda şehit düştüler "

Bunu anlatırken bana bakmıyordu. Kendime sövmeye başaldım hatırlattığım için.

Kalkıp yanına gittim dizine oturdum. O ise ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. "özür dilerim sana hatırlattığım için yaranı deşmek istememiştim. "

Boynuna sarıldım. O ise beni kendine daha çok çekerek sıkı sıkı sarıldı. "saçmalama güzelim sana anlatmayacağım da kime anlatacağım? Bunları bilmeye hakkın var. Hadi başka soru sor bakalım "

Kafamla onayladım onu.

Tam kalkacakken bırakmadı "böyle kal güzelim "

Mecbur oturdum.

Aklıma gelen şeyle "kardeşinin ismi ne peki ? "

"ismi Ülkü polis özel harakatta komser yardımcısı. Çok cana yakındır. Seni de taa en başından biliyor ve destekliyor. Anlayacağın benden çok seni seviyor. "

"canım görümcem yaaa " dediğim zaman ise Alp kahkaha atmıştı.

Yanağından öpüp sorularıma devam ettim "en sevdiğin renk "

"siyah ve evleneceğim kadının göz rengi yani yeşil "

Erimiştim buhar olmuştum acaba görebiliyormuydu. Ona hayran hayran bakıyordum. Eğilip tekrar tekrar yanağını öptüm.

Nasıl bakıyorsam artık yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Çok seviyordum bee.

Dayanamayıp yanaklarını sıkmıştım.

Geri çekildikten sonra "en sevdiğin yemek ne peki? "

"senin elinden zehir olsa yerim ben güzelim ama en çok etli sarma severim. "

Kafamla onayladım onu. "hımm peki bende en sevmediğin huyum ne "

"ben senin her şeyini seviyorum güzelim sevmediğim tek bir şey bulamıyorum ki "

Ben bu adama git gide eriyordum.

"Tamam o zaman şimdi biraz da kurallardan bahsedelim değil mi? "

Bana anlamayan gözlerle bakıyordu.

"evlendikten sonraki kurallar tabiki sevgilim bey "

Kaşlarını havaya kaldırdı "peki neymiş o kurallar yavrum "

Yavrum kelimesine odaklanmadım yoksa soru soramazdım. Bu adam beni tek bir kelimesiyle buhar ediyordu.

"şöyleki ilerdeki kocacım bey Allah korusun ama illaki kavga ederiz ama küssen de yüzüme de bakmasan her zaman aynı yatakta uyuyucaz . Ayrıca yatağa girmeden o konu çözülmüş olacak anlaştık mı? "

Alple baktığımda bana sırıtıyordu "bir daha desene "

"neyi "

"az önce söylediğini "

Biraz düşündüm ve ampul yandı. "ha sen kocacımı diyorsun "

Aynen anlamında kafa salladı. "kocacım " demiştim bir kez daha. Ama bu ses benden nasıl çıkmıştı Allah bilirdi.

Bana hayran haydan baktı biraz. Eğilip anlımdan öptü.

"kocan kurban olur sana karıcım " demişti.

Karıcım demişti bana değil mi?

Ay doğru ben onun karısıydım inşallah yani . Yine Erimiştim buhar olmuştum.

O sırada kapı açıldı. Döndüğümde Mehmet abi bize far görmüş tavşan gibi bakıyordu. Bir Mehmet abiye yakalanmadığımız kalmıştı o da oldu çok şükür.

Alpin kucağından hızlıca kalktım. Alp de ayağı kalkmıştı.

Ben Mehmet abiye bakamıyordum utançtan. O da bana bakamıyordu zaten gözlerini kaçırıyordu.

Alp sıkıntılı bir nefes verip "bir sana basılmamıştık bir de albaya seni de hallettiğimze göre albay kaldı. "

Göz devirdim ama Alp durmadı. "lan bir rahat bırakmadınız amına koyayım bıktım yemin ederim. Sen neden geldin abi? "

Mehmet abi ise "komutanım sizi yemeğe çağırmak için gelmiştim. Ve kusura bakmayın "

"Tamam sen git geliyoruz bizde "

Odadan çıkınca kahkaha attım. O ise yanağımdan öpmüştü.

"Bir rahat bırakmadılar be. En güzel yerinde yine kesintiye uğradık " demişti.

Göz devirdim. Sanki ne yapıyorsun en güzel yeniymiş. Pis sapık.

Gözlerimi devirdiğimi görünce "yavrum yapma şöyle şeyler gözlerine yazık. Bozacaksın "

Tekrar göz devirip odadan çıktım.

Alp de peşimden geliyordu.

Yemek haneye girdiğimizde herkez ayağı kalkmıştı. Çünkü en yüksek rüttbeli alpti.

Yemek alıp timin yanına oturduk.

Alp ise aliye dönüp"Yağız haftayı Gökçeni istemeye geleceğiz haberiniz olsun. "

Ne ben ne de Yağız beklemiyorduk ki çorba ikimizin de boğazına kalmıştı.

Tamam belki biliyordum ama böyle söylemesini beklememiştim.

Ben öksürürken Alp aceleyle bana su içirmişti. Allahtan geçmişti. Aliye döndüğümde kıp kırmızı olmuş şekilde bize bakıyordu.

" ne oldu yangından mal kaçırmaya yemin mi ettin Gökalp ne bu acele? "

Alp derin nefes alıp "kardeşim biliyorsun ki bizim yarına çıkacağımız meçhul. E Gökçen beni seviyor ben gökçeni çok seviyorum. E evlenme teklifi ettim kabul etti. E daha neden bekleyelim ki? "

"Tamam haklısın gelin isteyin bari"

Timdeki herkez tekrar tebrik etmiştiler.

Mesai bitince eve gelmiştik. Pijamalarımı giyindim. Salona girince Alp filim seçiyordu. Bende koltuğa oturup onu bekledim.

Filmi seçmiş olmalı ki gelip yanıma oturdu ve film izlemeye başladık.

Ağrı kesiciden dolayı benim uykum geldiği için Alpin göğsüne başımı koymuştum.

Biraz durduktan sonra ise tamamen uyumuştum.

Hayal meyal saçlarımdan öpüldüğümü hissettim.

Biraz kısa oldu ama kusura bakmayın artık..