@kadininbiri
|
Herkese merhaba..
Heyecanla kapıyı açtım. Karşımda Albay duruyordu. Onun arkasında ise sırayla Ülkü Alperen ve Alp duruyordu. Herkez sıraya girdi. Ülkü ise elindeki çikolatayı Alinin eline tutuşturmuştu.kıkırdadım sadece herkez içeri geçmişti.
Alp de içeri geçince kapıyı kapattım. Koridorda sadece ikimiz kalmıştık. Siyah takım elbise giyinmişti ve çok yakışıklı görünüyordu. Onu hayran hayran izledim.
Yüzüne baktığımda ise o da beni hayran hayran süzüyordu. Tek adımda yanıma yaklaşıp belimden tutup kendine çekmişti beni. Anında sarılışına karşılık vermiştim.
Geri çekilip anlımdan öpmüştü. Tam dudağım ineceği sırada. Geri çekildim. Ben geri çekilince Alp bana kedinin ciğere baktığı gibi bakıyordu. Omuz silktim. "çok yakışıklısın Alp ama içeri gitmemiz gerekiyor bizi bekliyorlar. "
Kafasıyla onayladı ve "çok güzelsin yavrum. Senin benim kalbimle zorun mu var Hım.?" demişti.
Sadece gülümsedim. Yanağını öptüm ve "hadi geç içeri. Bu arada çiçeğimi ver elinde kaldı. "
İçeri geçince bende sakin adımlarla içeri geçtim. Alp sadece beni izliyordu.
Biraz havadan sudan konuşulduktan sonra selin abla bana kahveleri yapmamı söylemişti.
Mutfağa gelince ben sadece Alpin kahvesini yapmaya başladım. Umay ise diğerlerine yapıyordu.
Kahveler bitince Ülkü"abime her şeyi kat tamamı? Yansın biraz. " deyip kötü kadın gülüşü atmıştı.
Ona göz devirdim ve bal ekledim. Tabiki tuz koymayacaktım.
Herkesin kahvesi dağıtıldıktan sonra bende Alpin kahvesini götürdüm. Yanına oturdum. Herkez Alpin kahvesini içmesini bekliyordu.
Alp ise bana bakıyordu. Gülümseyip göz kırptım.
Kendini hazırlamış olacak ki bismillah diyerek kafasına dikti kahveyi. Bir yudum alınca kahvenin tuzlu olmadığını anlayınca rahat rahat içmişti.
Aslında rahat da söylemezdi çünkü normalde sade kahve içiyordu kendisi. Çayı bile şekerli içemiyorudu. Ama mecburdu içmeye tuz olsaydı daha mı iyidi?
Alpin kahvesini bitirdiğini gören albay söze başladı.
"Allahın emri peygamberin kavliyle kızımız Gökçeni oğlumuz Gökalpe istiyoruz "
Yağız Ali ise sadece bana bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Kendimi zor tuttum gidip sarılmamak için.
En sonunda ise "gençler birbirlerini görmüş beğenmiş sevmişler bize de onların yuvasını kurmak düşer. Verdim gitti. " demişti.
Kalkıp albayın elini öpmüştük. Daha sonra ise yiğite sarılmıştık. En son yüzükler kesilmişti.
Albay biraz daha sohbet ettikten sonra kalkmıştı.
Bizde nişan yapılacak mekana gidecektik.
Alp takım elbisesini çıkarmayacaktı. Ben ise hemen gidip üzerime yeni aldığım gözlerimle aynı renk yeşil uzun boylu yırtmaçlı. Tüllü ve motifleri olan bir elbise giyindim. Hazır olunca yola çıkmıştık.
Oradan ise eğlenmek için Ülkü ve uymayın kapattığı mekana gittik.
Alple ayrı arabalarda geldiğimiz için beni görmemişti. O yüzden şu an beni süzüyordu.
Aşağıdan yukarıya doğru süzmeye başladı. Gözleri yırmacımın üzerinde biraz oyalandıktan sonra elbisenin tamamına bakmıştı. Yutkunmuştu ve hızla yanıma gelmişti.
"yavrum çok güzel olmuşsun. Ama herkez sana bakıyor ben çıldırırım be güzelim. "
"Teşekkür ederim. Ve bakmasınlar ne yapayım boş ver çıldırma. Bu gün ikimizin günü. Eğlenelim biraz Hım. "
"Tamam güzelim bu gün bizim günümüz bozmayalım haklısın "
Slow dans müziği çalıyordu. O yüzden bizde ayak uydurduk. Alp belimden tutarken bende boynuna sardım kollarımı.
"nişanlım bey bu gün ayrı yakışıklısın. Hayran oldum. "
Nişanlım dediğim için hoşuna gitmişti gülümsüyordu.
"yavrum biliyorum bana hayransın ama ben nişanlım hanıma daha bir hayranım. Nefesim olmuş o benim. "
Eridim bittim. Yandım kül oldum.
Ona yaklaşıp yanağından öpecekken bana doğru döndüğü için dudağından öpmüştüm.
"hiçbir fırsatı kaçırma tamamı"
"yok güzelim kaçımrayacağım inşallah. Kızım sen artık benim nişanlımısın. Nişanlımı öpmek en doğal hakkım. "
"evet sevgilim en doğal hakkın öpebilirsin ama yanağımdan. Düğünden önce yok sana bişey "
"ama neden yavrum. Ben seni çok özlüyorum. Hem ben seni öpmeden duramam ki. Zaten bir koymadılar ya öpeyim gerçi. "
Kıkırdadım sadece. Dans bittiğinde ayrılmıştık ama ellerimiz birleşikti.
Yemek yiyecektik o yüzden hızlı masaya oturduk. Sakin sakin yemek yemiştik.
Her şey bitince de evlere dönmeye başlamıştı çoğu kişi.
Ülkü de Aliyle gidince sadece Alple ben kalmıştık.
Çok uykum vardı. Stresten uyuyamamıştım tüm gece. Ben esneyince Alple geri dönmeye başladık.
Yolda eve gelene kadar Alpi ve yüzüklerimizi incelemiştim.
Ben bu adamı hak edecek ne savap işlemişim çok merak ediyordum.
Binanın önünde durunca beraber indik. El ele bizim kata çıkmıştık.
İyi geceler deyip yanağını öptüm.
Alp ise derin bir iç çekip anlımdan öpmüştü. "şimdi seni şu duvara yaslayıp doya doya öpmek vardı da neyse kendimi zor tutuyorum . Hadi içeri gir güzelim. "
Dediğinde bişey demedim. Tekrar yanağını öpüp iyi geceler dedikten sonra eve girdim. Kısa bir duşun ardından üzerimi giyinip uyumaya başlamıştım.
Düğün hazırlıklarına başlamamız gerekiyordu. Çünkü görevin başlamasına çok az kalmıştı.
Sabah uyanır uyanmaz hazırlandım ve kahvaltı hazırladım. Daha güneş doğmamışti.
Yağızın odasına gidip "koğuz kalk kalk kalk!" diye bağırdım. Yağız ne olduğunu anlamadığı için yataktan fırladı tekmil vermeye başladı.
"Yüzbaşı Yağız Ali Bozkurt /Erzurum emredin komutanım " Kahkaha atmaya başlayınca ne olduğunu anladı ve kendini yatağa tekrar bıraktı.
"ne oldu kardeşim sabah sabah benimle kafa bulacak kadar enerjin nereden geliyor? "
Omuz silktim "kalk hadi kahvaltı yapalım. Sonra karargaha geçeceğiz. "
Onaylamış ve odadan kovmuştu beni.
Yağız geldikten sonra hızlı hızlı kahvaltı yapıp karargaha doğru yola çıktık.
Ünüformamı giyindikten sonra içtima alanına gittim.
Sadece Alp oradaydı. Yanına gidip oturdum.
Muzip bir gülümsemeyle" günaydın komutanım nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Nişanınız hayırlı olsun "
O da bana ayak uydurdu." günaydın üstteğmenim. İyim sen nasılsın?teşekkür ederim. Bir gün tanışırsın inşallah nişanlımla. "
" eminim güzeldir Nişanlınız"
Kafasıyla onayladı "güzel ne kelime üstteğmenim dünyadaki kadınlar bir yana benim nişanlım bir yana o kadar güzel. Kelimeler kifayetsiz kalıyor. " dedi.
Oyunu bozup "yaaaaa Alp " dedim. Gözümden kalp fışkırdığına emindim.
Önce etrafı konturol etti. Sonra ise hızlıca eğilip ben ne olduğunu anlamadan dudağımdan öpüp geri çekildi.
"yaa Alp yapma kimse görecek "
"görsün ne yapayım nişanlım değilmisin kime ne "
"haklısın sevgilim zaten o yüzden demedim albay görebilir o yüzden dedim "
"hımm yani yalnızken öpebilirim öyle mi? "
"laf cambazlığı yapma hayatım evlenmeden olmaz. "
"ne yapıyoruz sanki yavrum küçücük minnacık masum öpücük sadece "
"aynen aşkım aynen "
Bir şey diyecekti ki tim gelmişti.
"sonra konuşalım bunu yavrum başbaşa " Onayladım onu ve kalkıp timin yanına geçtim.
İçtimaya başlayacaktık. Alp mutlu olduğu için kısa tutmaya karar vermişti. 15 tur koşu, 50 mekik, 50 Şınav, 25 barfiks.
Salih Alpin mutlu olduğunu düşündüğü için "komutanım bu gün çok mutlu görünüyorsunuz. Allah bozmasın "
Alp ise "Amin salihçim Amin darısı senin başına "
"Amin komutanım "
İçtima bittikten sonra odama gidip duş aldım. Dosyaları halletmem gerekiyordu. İç çekip oturdum masaya başladım dosyalarla uğraşmaya.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama kapım çalındı "gel " dedim.
Alp gelmişti. "güzelim albay timle odasına çağırıyor. Görev var. "
"hadi gidelim o zaman " ayağı kalktım odadan çıkmak için ayağı kalkınca Alp önümde durdu.
"güzelim çok dikkat et tamamı? Ben seni kaybetmek istemiyorum lütfen çok dikkat et "
Boynuna sarıldım
"Tamam sevgilim tamam edeceğim. Ama sende dikkat et tammı bende seni kaybetmek istemiyorum "
"Tamam güzelim edeceğim "
"Tamam anlaştık " Geri çekilecekken beni tuttu bırakmadı.
"yavrum öpiyim mi? "
Derin nefes aldım "e öp bari "
Eğildi tam öpecekken kapı açılmıştı. Hızla geri çekildim. Yağız gelmişti.
Alp dayanamamış olacak ki "içine sıçacağım böyle işin. Amına koyayım kimseden rahat yok. Nişanlandık yine baslıyoruz. Lan kapı neden var çalınması için var. " Yağıza dönüp "seni de göreceğim. Lan göreceksin gününü rahat bırakmayacağım seni " Yağız ise "aynen canım aynen yaparsın sen " Deyip gülmüştü. Çok oyalandoğımızı düşündüğüm için hadi artık gidelim. Albayın daha fazla bekletmeyelim.
İkisi de onayladıktan sonra beraber odaya geldik. Tim de gelmişti bizi bekliyordular.
Özür dileyip oturduk.
Albay ise zaman kaybetmeden" görev var çocuklar. Kuduz yerinde durmuyor maalesef. Onu yakalamanız gerekiyor. Kampa baskına gideceksiniz. Ama kuduzu canlı istiyorum. "
Emredersiniz deyip odadan çıktık.
Hemen hangara gidip hazırlanmaya başladık.
İşim bittiğinde herkez gitmişti Alp hariç. Yavaş yavaş yanıma geldi ve" dediklerimi unutma güzelim. Dikkat et "
" Tamam hayatım tamam edeceğim. "
Eğilip hızlıca öpüp geri çekildi." yapmasaydım içimde kalırdı be yavrum "
Kafamla onayladım." hadi gidelim bizi bekliyorlar. "
Birlikte helikopter sahasına geldik. Biz geldikten sonra albay geldi.
"kurşun Allah yar ve yardımcınız olsun. Birinizin burnu kanamayacak. "
Hep birlikte emredersiniz deyip helikoptere binmiştik.
İki saat sonra gelebilmiştik. Beş kilometre yürümemiz gerekiyordu. Hızlıca yola koyulduk. Bir saatte gelmiş yerlerimizi almıştık. Alpten emir bekliyorduk.
Biraz bekledikten sonra çok şükür benim atışımla başlayacaktık.
Alp "kurşun başlıyoruz. Hazır olun. Üstteğmenim başla "
Ses veremedim. Gerek duymadım. Atışımla emri uygulamalı gösterirdim.
Gözüme bir it kestirdim. Anlının çayından vurdum. Temiz iş yapmayı seviyordum.
Çatışma başlamıştı. Ama itler bizi vurmayı bile başaramıyordu.
Salihle Mert goy goy yapıyordular. "komutanım sizin düğün ne zaman? " Ben cevap verdim. Çünkü görevde dilim açılıyordu.
"çok uzatmayı düşünmüyoruz. Dönünce hazırlıklara başliyicaz. Uzatmanın anlamı yok. "
Salih "haklısınız komutanım hayırlı iş uzatmaya gelmez en doğrusunu yapıyorsunuz. "
Alp "izin verdiğin için çok sağol Salih "
Salih "estağfurullah komutanım " demişti.
Çatışma git gide azalmıştı. O sırada kuduz it mağarasından çıkmış kaçıyordu. Bu defa aynı hataya düşmeyecektim. Ayrıca Alpin azarını dinleyemezdim. O yüzden hızlıca iki bacağına sıktım.
Yere düşmüştü. Ama hala sürünmeye devam ediyordu. Hakkı oydu zaten.
Silah sesleri bitince hızlıca kontrollü şekilde aşağı inmiştiler. Ben yerimde güvenliği sağlıyordum.
İşleri bitince toplayıp geri dönmeye başladık. Ama kuduz susmuyordu. Artık Alperen bile dayanamamış olacak ki "Sus lan artık gebermediğine şükret. Kes sesini " Helikoptere bineceğimiz alana gelince beklemeye başladık. Gelince binip yola koyulmuştuk.
Bekir ise kuduz itin kan kaybından ölmemesi için yaralarını sarıyordu.
Başım ağrıdığı için Alpin omzuna koymuştum kafamı. O da kafasını bana yaslamıştı. Biz öyle dururken yiğit "iyice aşk böceği oldunuz siz " deyip kusma işareti yapmıştı.
"kıskanma lan. Çalış senin de olsun. " demişti Alp.
Yağız ise gülmüştü sadece. Görürüz gibi bir bakış atıyordu alpe.
Umursamadım zaten biraz daha durduktan sonra uyumuştum.
Alpin bana seslenmesiyle uyandım. "geldik güzelim hadi uyan " "Tamam uyandım. " Doğruldum ve gözlerimi ovdum.
İnişe geçmiştik.
İndiğimizde hızlıca indik. Kuduzu da erler almıştı.
Albay time izinli olduğunu söyleyince Alple bana dönüp "Yüzbaşı ve üsteğmen odama " Alple albayın peşine takıldık ve odasına girdik.
Sıkıntılı nefes verdi. "çocuklar buraya gelecek olan yeni askerlerde artış oldu ve bir hafta erkenden gelecekler. Anlayacağınız o ki beş gün içerisinde resmi nikah kıyılacak. Düğün de olacak. Yeni gelenlerin adasında Albay, binbaşı, zaten biliyorsunuz yeni bir tim ve hayin yarbaydan ayrı da başka bir yarbay geliyor. Hızlı olmamız gerekiyor. Hazırlıklara başlayın bir an önce evlenmeniz gerekiyor. "
Emredersiniz komutanım dedik ve odadan çıktık. Hazırlanıp Karargahtan çıktık ve nikah günü almaya gittik. Üç gün sonraya vermişlerdi.
Gökalp"ee nişanlım hanım üç gün sonra karım oluyorsun artık. Çok şükür "
"ee nişanlım bey üç gün sonra kocam oluyorsun heycanlımısın? "
"sen ne kadar heycanlıysan ben senin iki katın heyecanlıyım yavrum "
"Hım öyle mi? "
"öyle öyle. Hadi gidelim eve daha çok işimiz var. Yarın alışverişe çıkarız. Görevden yeni geldik zaten gidip dinlenelim. "
"bana uyar dedim. " Eve gelince Alple vedalaşıp direkt eve girdim ve uyumak için direkt odama gittim. Çok sürmeden uyumuştum.
Sabah uyanınca ilk iş umayı aradım ve gelinlik bakmaya gideceğimizi söylemiştim.
Sonra ise Selin ablayı aradım onu da çağırdıktan sonra ülküyü aradım. Onu da davet ettiğimde heyecanla kabul etmişti.
Kalkıp hızla duşa girip çıktım. Hızlıca üzerimi giyinip evden çıkmıştım. Kızlarla çarşıda buluşacaktık.
Çarşıya gelince bana gelinlik kızlara ise elbise bakmıştık. Gelinlik işini hallettikten sonra Bir yere geçip oturduk.
Selin abla "kına da yapalım sana kınasız olmaz tamamı "
"Tamam abla ama kendi aramızda evde olsun lütfen "
"eh buna da şükür " demişti.
Kızlarla biraz daha oturduktan sonra ayrılmıştık. Alp ise kendi için damatlık bakıyordu. Beraber yapmayı çok isterdik ama elimizde olan bişey değildi ki. Herşeyi 2 gün içinde halletmemiz gerekiyordu.
Bu gün alışveriş yarın ise kına daha sonraki gün de düğündü zaten.
Zaten kızlar elbise beğenene kadar akşam olmuştu.
Eve gelince alpi ve Yağızı görmeden uyumuştum.
Sabah kapının çalmasıyla uyandım. Kapıyı açtığımda ise kızları karşımda görmeyi beklemiyordum. Ellerinde kırmızı bir elbise de vardı.
Neymiş etrafı süsleyeceklermiş. Ben duş alıp kahvaltı hazırlarken onlar da salonu süslemiştiler.
Alpi aradığımda ise şu an işi olduğunu ama bana en kısa sürede döneceğini söyleyip kapatmıştı.
Yağız da kaç gündür ortalıklarda yoktu. Bişeyler karıştırıyorlardı ama hadi hayırlısı.
Kahvaltıdan sonra beni hazırlamaya başladılar. Zaten uyandığımda öğlen olduğu için şu an akşam üzeriydi.
Kına gibi değil de bekarlığa veda gibi yapmıştık. Ne kadar elime kına sürmek istemesemde sadece avuç içime koymuşlardı.
Parti bitince evi toparlayıp öyle gitmişlerdi. Çünkü yarın düğünüm vardı.
Onlar gidince bende Alpin evine gidecek tüm eşyalarımı toplamıştım. Yerleştirmesi kalmıştı.
Onu da Ülkü hallederdi. Çünkü biz güyya balayından dönüyormuş gibi yapacağımız için evde olmayacaktık beş gün sonra geri dönecektik.
Güyya dedim ama harbi balayına gidiyorduk galiba. Alpin rahat duracağını hiç sanmıyorum.
Düşüncelerle uykuya dalmıştım. Sabah ise erkenden kalkıp kızlarla kuaföre gelmiştik. Buradan da fotoğraf çekilmeye gidecektik.
Hazırlık bittiğine kuaföre ilk Yağız Ali girdi. Beni görünce donup kaldı " Abicim çok güzel olmuşsun. Peri kızı gibisin. Kuğ gibisin. " bunları derken gözleri dolmuştu. Benim de gözlerim dolunca Ülkü söze atladı
"Yağız kızı ağlatma makyajını bozacaksın. Eğer makyajı bozulursa seni gebertirim. "
Demişti. Ali onu takmadan yanıma gelip bana sarılmıştı. Bende ona sarıldım. Ayrılmayacağımızı anlayan Umay "abicim ve ablacım ayrılın artık yeter aaaa eniştem kapıda bekliyor "
Biz ayrıldıktan sonra Alp içeri girdi.
Kapıdan bana baktığı an orada kala kalmıştı. Bu haline kıkırdadım.
Bana parlayan gözlerle bakıyordu biraz utanmıştım açıkcası.
Kendine gelmiş olacak ki hızlı adımlarla yanıma geldi." yavrum çok güzelsin. Cennetten düşen bir melek gibisin. Konuşacak kelime bulamıyorum o kadar güzelsin ki kelimeler kifayetsiz kalıyor. "
Bir adım daha atıp bana sarılmıştı ve anlımdan öpmüştü. Bir yandan da fısıltıyla şükrediyordu.
En sonunda bizim romantik anımızın içine sıçmak için yemin eden Yağız" geç kalıyoruz gidelim artık fotoğraf çekimini kaçıracağız"
Alp göz devirdi. "asla rahat bırakmayacak " demişti. Kıkırdadım ve omzumu silktim.
Kuaförden çıkıp fotoğraf çekilecek alana gelmiştik neredeyse üç saat sürmüştü. Yemin ederim dağda it avlamak daha az yorucuydu. Ayağımdaki topuklular zaten beni mahvetmişti.
Şükür bitmişti ama daha düğün duruyordu. Ne yorucu işlermiş bunlar öldüm lan yorgunluktan.
Düğün salonuna gelince arabadan indik ve gelin odasına geçtik biz Alple. Gerisi ise misafirlerle ilgilenecekti.
Kendimi odadaki koltuğa bırakmıştım kafamı arkaya attım ve alpe "bu düğün işi ne zormuş yaaa öldüm bittim yorgunluktan. Dağda it avlamak daha az yorucu bu ne yaaa "
İsyan eder gibi konuştuğumda ise "güzelim ne yapalım bir defa evleniyoruz kuru nikahla mı geçiştirseydik? İlerde çocuklarımız demez mi annemle babamın düğün vidyosu ya da resmi yokmu diye "
Gözlerimi devirdim "He canım aynen her işi hallettik çocuk kalmıştı"
"kocaya göz devrilmez. Taş olursun taş. Ayrıca tabiki çocuğumuz olacak bana sakın istemiyorum deme "
"ben zaten taş gibiyim. İstemiyorum demedim şu görevi bitirelim o zaman Allah nasip ederse o da olur. Herşeyin sırası var. Bu arada nasıl çocuk doğurayım ha kocacım? " "haklısın. Zaten bir an önce bitirmek istiyordum şimdi ise hemen bitirmem gerektiğini anladım. Ben karım gibi güzel kızlarım olsun istiyorum. Bir it oğlu it yüzünden onu da erteliyoruz. " dedi.
"Aynen aynen bir an önce bitsin de bende görevime döneyim dağları şimdiden çok özledim. Alaca olmayı özledim "
"dönersin yavrum dönersin. Bende seninle aynı yerde çalışmayı şimdiden özledim "
Biz konuşmaya devam ederken Umay gelmişti ve misafirlerin hepsinin geldiğini ve bizim de çıkış saatinin geldiğini söyledi.
Danstan hemen sonra ilk nikah kıyılacaktı. Sonrası ise malum oynamalar falan. Düğün bittikten sonra da üzerimizi değiştirip Mardine balayına gidecektik. Neden Mardin demeyin çünkü Şırnaka yakın diye.
Alpin yardımıyla ayağı kalktıktan sonra önce kapıdan ben peşimden ise Alp çıkmıştı.
Salonun kapısına gelince kapı açıldı ve giriş müziği çalmaya başladı. Ortaya gelince Alple dans etmeye başladık. Dans müziğimiz ise evlenme teklifi aldığım gün dans ettiğimiz müzikti. Gül beyaz gül.
Alp kulağıma eğilip "kaçış yok biliyorsun değil mi yavrum. Balayında bizi basacak kimse yok. Bakalım o zaman da kaçabilecekmisin? "
"ne demişler olmuşla ölmüşe çare yok geleni durduramam ya "
Ben böyle deyince küçük kahkaha atmıştı. Dans bitince sıra nikaha gelmişti. Benim nikah şahidim tabi ki de Yağız Aliyi. Gökapin ise Alperendi.
Nikah memuru soruyu sorunca "EVETTT" diye bağırmışım. Alpe sorunca ise "Rabbim benden bu emanet bedeni almadığı sürece bırakmayacağıma ve eşim olarak bul edeceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim. SONSUZA KADAR EVET "
Demişti. Ben yine ona kalpler fışkıran gözlerle bakıyordum. Şahitler de evet dedikten sonra imzaları atmıştık. Ama sürekli Ülkü Alpin ayağına basmamı işaret ediyordu. Ne olursa olsun diyerek ayağına bastım. Bana şok olmuş gözlerle bakıyordu.
"bakma öyle bana şaşkın ördek gibi kocacım adetmiş "dedim.
O sırada nikah memuru aile cüzdanını bana verdi ve gelini öpebilirsiniz demişti.
Alp ise anlıma derin bir öpücük kondurdu. Daha sonra ise kulağıma eğilip" dua et karıcım rütbeliler burada yoksa dudaklarına yapışmıştım. "
Şok olmuş gözlerle ona baktım" pis sapık. Senin banim yanımda yatman yasak geceleri gelme sakın "
" hayır ben sözümde duran bir adamım. Ve karıma söz verdim ne olursa olsun hiçbir gece ayrı uyuyamayız "demişti.
Göz devirmekle yetindim. O ise" kocaya göz devrimez " demişti
"He he "diyerek geçiştirdim onu.
İlerleyen zamanlarda tim ve Alp ortadan kaybolmuştu. İki dakika sonra Umay beni ayağı kaldırdı ve piste sürükledi.
Pistin başında durduğumda ise zeybek müziği çalmaya başlamıştı.
En önde Alp ve arkasında tim vardı. Mutluluktan gözlerim dolmuştu. Çok seviyordum ben bu adamı yaa.
Zaybek bittikten sonra takı töreni olmuştu. Sonrasında ise pasta kesmiştik. Çok saçmaydı ama neyse.
Yavaş yavaş düğün bitmişti şükür.. Ama bende bitmiştim. Çok yorgundum. Eve uğramadan direkt balayına gidecektik. O yüzden valizler arabadaydı.
Gelin odasın agelince dini nikahımızda kıyılmıştı.
Önce üzerimi ben değiştirecektim ama Ülkü tutturmuştu elbise giyin. Bende zorla da olsa giyinmiştim. Mini bir beyaz elbiseydi.
Ben değiştirdikten sıra alp de değiştirdi. Daha sonra herkezle vedalaşıp arabaya bindik.
Çok yorulduğum için uykum gelmişti ama uyumak istemiyordum. Alp anlamış olacak ki uyumamı söylemişti. Sanki bu komutu duymam gerekiyormuş gibi uykuma yenik düşmüştüm...
Yıldıza basmayı unutmayın...
|
0% |