Yeni Üyelik
16.
Bölüm

14. Bölüm 🇹🇷

@kadininbiri

Herkeze merhaba...

 

 

 

Alpin bana seslendiğini duydum ama uykum çok tatlıydı. "güzelim hadi uyan geldik "

 

"hımmm uyandım"dedim ama tekrar uyuklamaya başladım.

 

O ara dudağımın üzerinde bir baskı hissettim. Alpin nefesi yüzümü okşuyordu.nefesini dudaklarıma vererek "yavrum uyan artık "

 

Dayanamayıp gözlerimi açtım. Alp burnumun dibinde bana sırıtarak bakıyordu. "yavrum her gün seni böyle uyandırmamı mı istiyorsun? O yüzden mi uyanmıyorsun? "

 

"aynen kocacım " dedim yanağını öptüm. Geri çekilince arabadan indim gece üç veya dörttü. Uykum kaçmıştı. Alple otele el el girince direkt odamıza çıkarılmıştık.

 

Odaya girince Alp uykusuz duruyordu. "hadi uyu sen benim uykum kaçtı. Çok uyumuşum zaten. Ama önce şu elbiseden kurtulmam gerekiyor. "

 

Alp bana çok farklı bakıyordu "neden öyle bakıyorsun? "

 

Hızla yanıma geldi belimden tutup kendine çekti "ben çıkarmana yardımcı olabilirim "

 

"çok iyi olur fermuarını açsan çok mutlu olurum. "dedim.

 

"hımmm benim daha farklı planım var ama yavrum "

 

Biraz daha beni kendine çekip yüzüme yaklaştı.

"Ne gibi planmış bu kocacım" o sırada ellerimi boynuna dolayıp ensesindeki saçlarıyla oynuyordum. Ne yaptığımızın gayet farkındaydım.

 

"uygulamalı olarak gösterebilirim karıcım " diyince

"e göster bari kocacım " dediğim gibi dudaklarıma yapışması bir olmuştu.

 

İlk şoku atlattıktan sonra karşılık vermeye başlamıştım. Sonunu siz tahmin edersiniz artık.

 

 

 

 

Beş günlük balayı maceramız bitmişti artık. Bu gün eve dönüyorduk. Eve döndükten sonra artık görev başlamış olacaktı. Nasıl ilerleyecekti hiçbir fikrim yoktu maalesef.

Valizleri taşıyan kocama baktım. Süzmeye başladım. Neden süzmeyeyim ki kocam değil mi?

 

Geniş omuzları, uzun boyu, hele bir de gece yaşadıklarımızı düşününce iyice süzmeye başlamıştım.

 

Gökalp onu süzdüğümü anlayınca kahkaha attı "biliyorum karıcım sende beni özledin ama eve dönünce özlem gideririz. Bir an önce Şırnaka dönmemiz gerekiyor. Seninle ilgilenirsem geç kalırız. "

 

Omuz silktim "kocam değilmisin? Özlerim olamaz mı? Ayrıca haklısın bir an önce gitmemiz gerekiyor. "

 

"tabiki karıcım özle. Ben seni yanımdayken özlüyorum. Senin beni özlemen çok doğal. "

"Tamam tamam hadi gidelim bir an önce. "

 

Arabaya binince Şırnaka doğru yol aldık. Ara vermeden Şırnaka ulaşmıştık. Araba binanın önünde durunca alpe döndüm.

 

"Gazamız mübarek olsun kocacım "

 

Derin nefes alıp

 

"Amin karıcım amin. Bakalım bundan sonra bizi ne bekliyor. "

 

Arabadan inince kocam bey bagajdan valizleri alırken bende etrafa bakıyordum. Bizim binanın karşısında albayın evi vardı. Oraya döndüğümde onun yanındaki evde bazılarının taşındığını gördüm. Demekki üst rütbelilerden biriydi.

 

Alpe döndüğümde o da benim baktığım yere bakıyordu. Sonra bana dönüp "demekki erken gelmeye garar vermişler normalde yarın gelmeleri gerekiyor. Yarbay yarın gelecek "

 

Kafamla onayladım onu. "hadi eve gidelim sonra tanışırız. "

 

İçlerinden biri bizi izliyordu ama umursamadım. Alpin yanağını öptüm. O da anlımdan öpmüştü "hadi gidelim karıcım. "

 

Onayladım ve eve gitmeye başladık. Bizim kata çıkınca eve girdik. Çok acıkmıştım "ben yemek için bişeyler hazırlayayım sonra karargaha albayın yanına gidelim son kez bir komutan olarak görüneyim. Görev süresi belli değil. Askerliğimi özleyeceğim " dedim üzgün sesle.

 

"Tamam karıcım bende sana yardım edeyim yemekte. Hem üzülme her şey vatan için. Yapabileceğimiz bişey yok. Ne demişler emir demiri keser. "

 

"haklısın " demiştim.

 

Mutfağa girince en hızlı ne yaparım diye düşündüm. Hızlıca karar verdim. Pilav ve tavuk sote yapmaya başladım.

 

Alpe de salata yapmasını söylemiştim. Biz geleceğimiz için Ülkü dolabı doldurmuştu sağolsun. Ona biraz daha kalmasını söylediğimde ise izninin bu kadar olduğunu söylemişti.

 

Yemek hazır olunca beraber masayı hazırlayıp yemiştik. Tabi tonla övgü almıştım kocam beyden. Beraber mutfağı toplayıp üzerimizi değiştirmeye gitmiştik.

 

Ben sivil gidecektim ne olur ne olmaz diye. Ama Alp orada ünüformasını giyinecekti.

 

Yağız Aliyi çok özlemiştim. Albayın yanından sonra onun yanına giderdim artık.

 

El ele binadan çıkınca taşınma işinin devam ettiğini gördüm.

 

Alp "güzelim bir tanışalım istersen Hım? Ayıp olmasın. "

Kafamla onayladım onu. Arabadan yönümüzü onların bahçeye çevirdik.

 

Bahçeden içeri girince dört adam ve bir kadın vardı.

 

Bizi görünce işlerine son vermişlerdi. Biraz daha yaklaşıp kadına baktım. O an içimde bişey koptu ama umursamadım. Kadın çok güzeldi.

 

Hepsi Alple bana bakıyordu. Yanlarına gidince Alp konuştu ben yabancılarla konuşmaktan nefret ederdim.

 

"merhaba hoş geldiniz. Ben Gökalp " beni göstererek "eşim Gökçen " dedi.

 

Alp Gökçen diyince hepsinin yüzü bir anda gerildi. Takmayıp "hoş geldiniz" dedim sadece.

 

Erkekleri incelerken birinin bana tanıdık geldiğini düşünürken nereden tanıdığımı hatırlayamadım.

 

Kadının ise gözlerinden üzüntü geçmişti bir anlık.

Hepimiz birbirimize bakarken sürenin uzadığını anlayan kadın zoraki gülümseyerek. "merhaba hoş bulduk. Ben Asena. "

 

Yanındaki adamı göstererek "eşim Kerem "

Diğerlerini gösterip "oğullarım Demir, Yankı, Selim "

 

Ben isimlerini duyunca gerilmiştim. Olamazdı değil mi? Şaka olmalıydı. Alp de benim gibi düşünüyor olacak ki yutkundu.

 

"memnun olduk. Demi karıcım? "

 

Sessizce "evet " dedim sadece.

 

Yankı denilen adama bakınca aklıma gelmişti birden. Şaka olmalıydı değil mi?

Çünkü gerçek ailemin karşımda olmasının bir açıklaması olamazdı değil mi?

 

Gökalp benim gerildiğim anlamış olacak ki "biz gidelim artık. Kusura bakmayın lütfen biraz işimiz var bizim o yüzden gitmek zorundayız. Size kolay gelsin "

 

Aralarından en büyük olan yani demir benim gerildiğim anlayınca anlamsız gözlerle bana bakıyordu.

 

Asena hanım " teşekkür ederiz. Tabi size kolay gelsin. "

 

Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla uzaklaştık oradan. Arabaya binmeden konuşamazdım anlarlardı yoksa.

 

Arabaya binince Alpin arabayı çalıştırması bekledim. Şükür oradan uzaklaşınca ona dolu gözlerle döndüm.

 

Alp arabayı sapa çekip durmuştu." Alp bunlar onlar. Neden karşıma çıktılar. Hem beni bulmuş olamazlar değil mi? Bulmuş olsalardı bana öyle bakmazlardı değim mi? "

 

Alp beni kendine çekip sarılmıştı. Bende göğsüne sindim. Saçlarımı severken bir yandan da öpüyordu.

 

"güzelim isim benzerliği olamaz değil mi? "

 

Başımı olumsuz anlamda salladım. "olamaz o yankı denilen adamı ben kurtarmıştım bir kere. Kıdemli yüzbaşı kendisi. Soyisimleri Türkoğlu oradan biliyorum. "

 

"her şeyi bilirken nasıl bilmemezlikten geleceğim ben? Hem onlar mutlu aile tablosu yaşarken ben onları uzaktan izleyecekmiyim?"

 

"canım yanıyor Alp. Canım çok yanıyor "

 

Bana daha sıkı sarıldı biraz öyle durmuştuk. Daha sonra ise "bana bak güzelim "

 

Yüzüne bakınca "kimsenin seni üzmesine izin vermem biliyorsun değil mi? Sen benim gözbebeğimsin. Hiç sana bişey yapmalarına izin verirmiyim? "

 

Eğilip dudağımdan öptü "hem benim karım güçlüdür. Onlar kim? "

 

Bir kez daha öptü. Bende sakinleşmeye başlamıştım. "iyi tarafından bak güzelim ne olup bittiğini yakından öğreniriz. Sen kızlık soy adını yağızın soy adını kullanırsın Bozkurt dersin anlayamazlar. "

 

Bir kez daha öpünce "haklısın. Rol yapabilirim değil mi? Sonucunda ise gerçekleri öğrenebiliriz. Hem sende Yağız da benim arkamdasınız değil mi? "

 

Tekrar öptü. Anın büyüsü kaybolmasın diye bişey demiyordum. Ama bu adam tam bir kuduruktu.

 

"o nasıl söz güzelim tabi ki arkandayız. Yağız da bende ne olursa olsun arkandayız. Karımın arkasında durmayıp kimin arkasında duracağım ki? "

 

Başımla onayladım onu. "sakinleştiysen karargaha Gidelim mi güzelim? "

 

Başımla onayladım ve bende onun dudağından öpüp geri çekildim.

 

Ne yani kocamı öpemeyecek miyim?

 

Gülümseyip arabayı çalıştırmıştı. Yağızla konuşmam gerekiyordu.

 

Karargaha gelince Alp ünüformasını giyindi. Kızlar saçmalamayın tabiki izledim.

 

Albayın odasına gelince posta kapıyı açmıştı. Önce ben tekmil verdim. Bir değişik olmuştum. İlk defa Soyismimi farklı kullanacaktım.

 

"Kıdemli Üstteğmen Gökçen Türk /Ankara emredin komutanım. "

"Yüzbaşı Gökalp Türk /Ankara emredin komutanım. "

 

Albay "demek döndünüz. Geçin oturun çocuklar bu bir emirdir! "

 

Oturduktan sonra "ilk önce tebrik ederim çocuklar inşallah çok mutlu olurusuz. "

İkimiz de teşekkür ettik. Daha sonra

 

"çocuklar artık göreviniz resmi olarak başladı. Gökçen senin bilgilerin değişti kayıtlarda öğretmen olarak görünüyorsun ama çalışmıyorsun. Yeni evlendiğin için izin almışsın. "

 

Albayı onayladım. Gökalpe dönüp.

 

"Gökalp sen zaten yarbayı takip edeceksin ona yakın olmaya çalış. Gökçen sende yarbayın eşiyle yakın olacaksın. Yeni gelen kadın yarbayımız Asena hanımla da yakın ol ki anlamasın tamamı? "

 

İçimden derin bir of çekip "emredersiniz " dedim.

 

Alp de emredersiniz dedikten sonra çıkmıştık odadan.

Söylenmeye başladım "insanın istemediği ot burnunun dibinde bitiyor. Ne yapacağım ben yaa"

"sakin ol güzelim "

 

Bişey demedim. Yağızın odasına doğru yürümeye başladım. Alp de peşimden geliyordu.

 

Odanın kapısını çalmadan açtım. Hep o mu benim odama izinsiz girecekti.

 

Tam bişey diyecekti ki kafasını dosyadan kaldırdı. Beni görünce hızla ayağa kalkıp yanıma geldi sarıldı. Bende sarılışına karşılık verdim. Alp ise geçip oturmuştu.

 

Biraz daha öyle durduktan sonra ayrılmıştık.

 

Yerlerimize geçip oturduk. Yağız gülerek "ee ne var ne yok anlatın bakalım. Nasılsınız?"

 

"Yağız onlar burda "dedim sadece.

 

Birkeç dakika bekledikten sonra jetonu düşmüştü sanırım"yok artık " dedi.

 

"seni mi buldular?"

 

Başımla reddettim. Benim konuşmayacağımı anlayan kocam konuşmaya başladı. "kardeşim buraya yeni atanan albay ve yarbay onlarmış. Biz de buraya gelirken tanıştık. Ama gökçeni tanımıyorlar. Tabi şimdilik. " dedi.

 

"ne yapacağız peki? Nasıl yol izlemeyi düşünüyorsun? "

 

Alp plan yapmış olmalı ki konuşmaya başladı. "şimdi senin bişey belli etmemen gerekiyor güzelim. Yoksa elimize yüzümüze bulaştırırız. " onayladım onu.

 

"Yağız seni öz abisi gibi tanıyacaklar. Evlenmeden önceki soy ismini de Bozkurt olarak bilecekler. Böylelikle bişey bulamazlar. Sonrasında işin gerçeğini öğreniriz. Sonra da benim güzelim ne isterse o olacak. "

 

Hepimiz onaylamıştık. Biraz daha hasret giderdikten sonra eve gitmek için ayaklanmıştık.

 

Arabam Yağızdaydı istemedim kullansındı. Ben kocamla giderdim. Arabalara binince eve doğru yol aldık.

 

Eve gelince yemekleri ısıtıp yemiştik. Yağız da bizimle yemişti.

Yağız gittikten sonra biz de odamıza geçmiştik.

 

Gökalpin bana sarılmayla birlikte ayakta duruyorduk. Bende boynuna sarıldım ve ensesiyle oynamaya başladım.

 

Öyece yüzüme bakıyordu. Konuşmaya başlayınca onu dinlemeye başaldım.

 

"karıcım sana bir sözüm vardı hatırlıyormusun? "

"neymiş o "

"eve gelince özlemini giderecektim"

"ha o mesele. Giderelim kocacım. Sen benim özlemimi ben seninin özlemini gidereyim "

 

Dedikten sonra Alpi beklemeden dudağına yapışmıştım. Öpüşleri derinleşirken kapı çalmıştı. Umursamadım çalar çalar giderdi.

Evliyken bile rahat yoktu amına koyayım.

 

Kapı yeniden çalınca mecbur ayrılmıştık. Alp söyleniyordu ve çok haklıydı . " bu şehirde bize rahat yok amına koyayım yok. Çıldıracağım adaptör mü taktılar ne yaptılar sürekli seninle yakınlaşınca ya basılıyoruz ya da başka bişey oluyor bıktım lan"

 

"bende anlamadım ki kocacım. Gidip bakalım kim gelmiş. "

 

İkimizde odadan çıkıp kapıya ilerledik. Kapıyı açınca Yağız gelmişti. Telefonunu unuttuğunu söylemişti.

 

Gidip getirdim ve iyi geceler deyip kapıyı kapatmıştık.

 

Kapıyı kapatıp ilerleyecekken Alple burun buruna geldik.

" nerede kalmıştık güzelim ? "

Dudaklarımı büzdüm. O ise anında dudaklarıma yapışmıştı. Kapı ile Alpin arasında sıkılmıştım. Dudaklarını ayırmadan beni kucağına aldı. Bende bacaklarımı beline sarmıştım. Anlaşılan gece uzun sürecekti.

 

 

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

 

Türkoğlu ailesi az önce yanlarından giden kadın ve kocasına bakıyordu.

 

Gökçeni görür görmez içinde anlamlandırmadığı bir sevgi hissetmişti kadına. Ama aşk gibi değildi bu his. Başka bişeydi.

 

Asena hanım çocukları ve kocasına bakıp "ne kadar güzel bir kızdı. Benim Gökçenim de böylemidir? "

Yankı "güzelliğinden bize ne anne. " demişti sadece Gökçen isminde bişey duymak istemiyordu.

 

Selim ise "Gökçen kadar güzeldir benim kardeşim de " demişti.

 

Demir ise sessiz kalmıştı. Gökçen gibi kardeşinin de evli olduğunu düşündüğü an içi sıkılıyordu. Ama Gökalp denilen adamın karısına nasıl baktığını görmüştü. Demekki sevmek böyle oluyordu.

 

Kerem bey ise bu kızın ne kadar karısının gençliğine benzediğini düşünüyordu. Sadece kendisi fark etmişti nedense. Karısı bile anlamamıştı. O yüzden bişey diyip de karısına umut vermek istemiyordu. Bunu araştırmaya karar vermişti.

Asena hanım ise yarın kocasına bu Karargah taki timi ve Gökçenle eşini yemeğe davet etmek istiyordu. Anlamadığı şekilde Gökçene yakın olmak istiyordu. Kendi kızı olduğunu öğrense ne yapardı Allah bilirdi.

 

Sabah olunca Gökçen alpi ise göndermiş kendisi de zamanı geçsin diye temizlik yapmıştı.

 

Asena hanım ise bu gün izinli olduğu için ev ahalisini işe göndermiş akşama hazırlık yapıyordu.

 

Öğleden sonra ise hayin yarbay geliyordu. Ama planlananın aksine karısını getirmiyordu.

 

Gökalp karargaha gelince ünüformasını giyinmişti. O sırada posta gelip albayın onu timiyle bahçede beklediğini söylemişti. Timin ise bazı şeylerden haberi vardı. mesela gökçenin görev için askerlik yapmayacağını biliyorlardı. Ve Gökçenin gizli görevde olduğunu söyleyecekleri. Ama ismi gizli kalacaktı kimse tarafından bilinmeyecekti.

 

Gökalp timin yanına gittiğinde dinlenme odasında oturduklaeını gördü. Yanlarına gittiğinde hep beraber bahçeye çıktılar.

 

Bahçeye çıktıklarında Yağız ve Gökalp birbirlerine baktılar. Çünkü Türkoğlu ailesi karşılarında ünüformalı duruyordu. Onlar sadece yankının ve kerem beyin asker olduğunu düşünürken demirin de binbaşı çıkması biraz şaşırtmıştı.

 

Sakince karşılarına gittiler. Rütbe sırasına göre dizildiler.

Selçuk albay ise tekmil ver asker diyerek bağırdı

• Astçavuş Mehmet Dağdelen /Konya emredin komutanım!

• Kıdemli Astçavuş Mert Kaya / Elazığ emredin komutanım!

• Üstçavuş Salih Kelle /Rize emredin komutanım!

• Asteğmen Bekir Bozboğa /Kars emredin komutanım!

• Teğmen Alperen Doğu /Muğla emredin Komutanım!

° Yüzbaşı Yağız Ali Bozkurt /Erzurum emredin komutanım!

• Yüzbaşı Gökalp Türk/ Ankara emredin komutanım!

Selçuk albay askerlerinden memnunmuşçasına kafasını salladı ve yağıza döndü.

 

Yağız içinden hayır hayır bu mendeburun timine gidemem değil mi? Şaka olmalı diyordu ki.

 

Selçuk albay "Yüzbaşı Yağız Ali Bozkurt yeni timine geçebilirsin onlarla tanış kaynaş. "

 

Yağız bir adım öne çıkarak "emredersiniz komutanım! " dedi.

 

Ağlayacaktı Yağız Ali çünkü kurşun timine çok alışmıştı. Önce Gökalple sonra da albayla konuşup gökçenin olduğu timde olmak istiyordu. Mendebur suratlı yankıyı ne yapsındı.

 

Selçuk albay tekrar konuşmaya başladı "tanıştırayım sizi çocuklar kerem beyi göstererek Albay Kerem Türkoğlu, Binbaşı Demir Türkoğlu, yankıyı göstererek kıdemli yüzbaşı Yankı Türkoğlu. Yankı aynı zamanda ecel timinin komutanı. "

 

Gökalpin ise aklından tam zamanında çimen gözlümle evlenmişim albayla yüzbaşı bişey değiller ama bu binbaşı bana vermezdi güzelimi demişti.

 

Kimse dağılmadan Kerem bey söze girdi."çocuklar akşam bize yemeğe davetlisiniz itiraz istemiyorum. " gökalpe dönerek"Gökalp oğlum sende Gökçen kızımı da getir Asena onu özellikle davet etti. "

 

El mecbur hepsi emredersiniz demiştiler.

 

Gökalp Gökçene nasıl diyeceğini düşünüyordu.

 

Düşüncelerle odasına gitti. Peşinden ise Yağız Ali gelmişti.

Kapıyı açıp "kardeşim biraz konuşalım mı?"

"gel kardeşim "

Yağız Ali oturur oturmaz ağlak bir ifadeyle "lan ben o suratsız yankının timine gitmek istemiyorum. Albayla konuşup beni sizin time aldırsan? "

 

Alp derin nefes aldı" konuşurum. Bende senin gitmenden memnun değilim. Zaten Gökçen şu an timde değil. Sen de gidersen biz iyice az kalacağız."

 

Yağız sevinçle" kardeşim benim bee. " kalkıp sarılmıştı.

 

Gökalp ise sıkıntılı nefes aldı." Yağız ben Gökçene nasıl diyeceğim yemeğe bekleniyoruz diye? "

 

" direkt söyle Gökçen bişey demez bizim yanında olduğumuzu bildiği sürece her yere gelir sen merak etme. "

 

"tamam kardeşim sağol "demişti Gökalp.

 

" sende sağol kardeşim ne demek "demişti Yağız Ali.

 

Sonra ise işi olduğunu söyleyip kalkıp gitmişti.

 

Gökalpte dosyalara gömülmüştü.

 

Ne kadar zaman geçti bilinmez Gökalpi Gökçen arıyordu. Hemen açtı.

 

"efendim güzelim "

"napıyosun kocacım? "

"dosyalarla uğraşıyorum sen napıyosun karıcım? "

"kolay gelsin. Keşke bende orada olsaydım. "

"sağol güzelim. İnşallah kısa sürede senin de başına gelir. "

"Amin amin. Alp akşam yemeğe ne yapayım? "

 

Alp derin nefes aldı "yavrum bu gün yemek yapma çünkü davetlendik "

 

"canıma minnet yemek yapmamak da nereye davetlendik? "

 

"Türkoğlu ailesi hepimizi yemeğe davet etti. Ayrıca Asena hanım da seni özellikle bekliyormuş. "

 

Gökalp cevap beklerken. Gökçen düşüncelere dalmıştı. Gökçen kendini toparlayıp "Tamam gideriz. Mecburi olmasa asla gelmezdim. Hasta der kurtulurduk "

 

"Allah korusun yavrum yalan da olsa hasta olma başka bir şey uydururduk "

 

"neyse ne olan oldu. "

 

"aynen karıcım. "

 

Alp derin nefes aldı "güzelim "

 

"efendim aşkım "

 

"özledim."

 

"bende seni özledim "

 

"akşam bir yere gitmesek de özlem giderek hı güzelim? "

 

"Alp sen iyice kuduruk bişey oldun. "

 

"sadece karıma ama. "

"yok bir de başkasına olsun. Konuştukça batıyorsun Alp! "

 

"Tamam karıcım sakin ol. Bişey demedim faz et güzelim. "

 

Gökçen ofladı ve "Tamam hadi görüşürüz Allaha emanet ol seni çok seviyorum "

 

"bende seni çok seviyorum çimen gözlüm. Sende Allaha emanet ol kendine iyi bak. "

 

Telefonu kapatmıştılar.

 

Gökalp tekrar işine döndü ama karısını düşünüyordu. Odaklanamıyordu. Oflayıp bahçeye inmeye başladı.

 

Bahçeye indiğinde kırıklı yaşlarının sonunda bir adam duruyordu. Yüzüne bakınca hain yarbay olduğunu gördü. Hızlıca yanına gitmeye başladı. Ne de olsa yanında olması gerekiyordu.

 

Gökalp yarbayın yanına giderken yarbay Gökalpi görüp önce süzdü sonra ise ona doğru gitmeye başladı.

 

Gökalp konuşmadan yarbay konuştu. "Yüzbaşı ben yarbay kemal aksakal. "

"Yüzbaşı Gökalp Türk /Ankara emredin komutanım! "

"beni Selçuk albayın yanına götür yüzbaşı "

"emredersiniz komutanım "

 

Gökalp önde yarbay kemal arkada albayın odasına doğru yürüdüler. Gökalp yarbaya odayı gösterdikten sonra kendi odasına gitti.

 

Çıkış saati de gelmişti zaten. Karargahtan çıktıktan sonra eve gitmeye başladı.

 

Eve gelince kapıyı çaldı. Gökçen kapıyı açmıştı. Gökalpin içi bir hoş oldu çünkü karısı o geldiğine kapıyı açmıştı.

 

İçeri geçip gökçenin dudaklarına yapıştı. Çok özlemişti karısını.

 

Özlem giderdikten sonra hazırlanıp Türkoğlu ailesinin evine doğru yürümeye başladılar.

 

Gökçen Alpin elinden sıkı sıkı tutmuştu. Yoksa her an arkasını dönüp kaçabilirdi.

 

Kapıyı çalmadan önce ikisi de aynı anda gazamız mübarek olsun dediler.

 

İçeride onları ne bekliyordu Allah bilirdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yıldıza basmayı unutmayın.... 👀

 

Loading...
0%