@kadininbiri
|
Herkeze merhaba...
Hadi başlayalım...
İlahi bakış açısı :
Gökalp kucağındaki karısına bakıyordu. Kıyamıyordu güzelinin rengi solmuştu resmen. Gözleri kızarmıştı ağlamaktan. Gökalp iç çekti ve gözlerinin altını sevdi. Hafiften öptü.
Helikopter alanına gelmişlerdi ve helikopterin gelmesini bekliyordular. Buraya kadar kucağında taşımıştı karısını. Yağız istemeye bile yeltense direkt vermek istemediğini ve kendisinin karısını taşıyacağını dile getirmişti.
Çok korkuyordu tekrar bişey olacak diye.
Gökalp karısını severken iki tim de onları izliyordu. Hayran kalmışlardı ikilinin aşklarına. Hepsi içlerinden maşallah demişti.
Demir bir kardeşine baktı bir de gökalpe. Aklına gökalpe sarıldığı ve yağıza sarıldığı an gelmişti. içi burkuldu kardeşi ona da öyle sarılabilirdi. Bekli Gökalp yerine onun kucağında uyuyor da olabilirdi. İç çekti bir an önce kardeşine kavuşması gerekiyordu.
Yankının ise ilk defa zoruna gitmişti. Kardeşini izlerken gökalpin kucağında olmaması gerektiğini düşünüyordu. Abileri dururken Gökalp kimdi? İçi burkuldu onu ilk gördüğünde ağlamaktan gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Hem yağıza sarılırken ki halini de görmüştü keşke ona da öyle sarılsaydı.
Yağız ise rahatlamıştı kardeşine çok şükür bişey olmamıştı. Şükretti tabi biraz da Gökalpten kıskanmıştı. Resmen kardeşini ona vermiyordu. Ama haklıydı bir yandan. üç gündür deli olmuştu. O yüzden bişey de demiyordu.
Helikopter gelince önce Gökalp binmişti daha sonra ise diğerleri. Hain kemali ise hem kelepçelemiştiler hem de iple bağlamışlardı. Helikoptere bindikten sonra yuvaya dönmeye başlamışlardı.
Asena hanım ve kerem bey ise kızları bulunduğu için seviniyorlardı. Artık ayrı kalmak istemiyorlardı.
Karargahta ise birisinin korkudan paçaları tutuşmuştu eğer onu öğrenirlerse mesleğinden men edilirdi. Ailesi için tehditlere boyun eğmişti. Çok üzgünündü o yüzden kendisi albaya olanı biteni anlatmaya karar vermişti. Albayın yanına gittiğinde bir maruzatının olduğunu söylemişti. Albay da dinlemeye başladı.
"komutanım şimdi size anlatacaklarımın hepsi tehtit sonucu yapılmış şeylerdir lütfen beni dinleyin "
Albay Kafasıyla Onaylayıp "anlat Teğmenim dinliyorum. "
"komutanım benim bir suçum günahım yok yarbay kemal beni ailemi öldürmekle tehtit etti. Şu an rehineler onun elinde. Sizin odanıza dinleme cihazı yerleştirmem karşılığında ailemi srerbest bırakacağını söyledi ama bırakmadı. Mecburdum komutanım özür dilerim çok pişmanım. "
Albay anlayışla kafasını salladı. Daha yeni okulu bitirmiş Teğmeni tehtit etmişti. Albay ilgileneceği söyledi ama soruşturma da açılacağını söyledi. Daha sonra ise iki eri çağırıp ve nezaret haneye götürülmesini söyledi.
Derin nefes aldı albay bu da böyle kapanmıştı çok şükür.
Helikopter inişe geçtiğinde Gökçen de uyanmıştı. Üzerinden Tır geçmişti sanki. Tam doğrulacakken gökalpin ona "hareket etme güzelim bir yerin acıyacak."
Tamam diye kafasını sallamıştı sadece. İki tim bu ikiliyi gülümseyerek izlerken Demir ve Yankı kıskanç bakışlarıyla ikisini izliyordu.
Gökalp onların kıskanç bakışlarını görünce keyiften dört köşe oldu ve gökçeni kendie biraz daha çekip anlından öptü. Dudağından öpmek istiyordu ama gökçenin gazabından korkuyordu.
Sonunda kapı açılınca herkez inmişti. Gökçen ayağı kalkmak istese de kendinde o gücü bulamıyordu. O yüzden Gökalp taşıyordu tekrar.
Herkez sıraya girdiğinde Alp girmemişti çünkü Gökçen albaydan utanıyordu. Albay geldiğinde yanında Asena hanım ve kerem bey de vardı. Hepsi gurur duydular evlatlarıyla.
Asena hanım ve kerem bey sadece kızlarına bakıyordular ama Gökçen utandığı için başını gökalpin boynuna gömmüştü.
Albay anlayışla gülümsedi ve "Gökalp yüzbaşım eşini revire götür sonra ise hastaneye gidersiniz ya da nereye gitmek isterseniz. " demişti.
Gökalp emredersiniz deyip yanından ayrılıp revire gitmeye başladılar. Revire gidince hemşire neyi olup bittiğini anlatınca "sıyırdı sadece bir kontrol edin biz gidelim. " demişti Gökçen.
Hemşire ise ona bakmıyor kocasına bakıyordu.
Gökçen boğazını temizleyip "hemşireysen hemşireliğini yap buraya geldik de kocamı gözlerinle ye diye gelemedik. Hallet neyi halledeceksen gidelim " demişti sert sesiyle.
Gökalp ise karısına baktığı için fark etmemişti bile hemşireyi ama karısının onu kıskanması çok hoşuna gidiyordu.
Gökalp ve Gökçen revire gittikten sonra albay timleri dinlenmeye göndermişti. Kendisi de odasına çıkmıştı.
Türkoğlu ailesi revire giden kızdaydı akılları. Asena hanım yanlarına gidecekken Demir durdurmuş ve onlarda akşam anlatacakları olduğunu söylemişti. Bu konuşmayı yaptıktan sonra Gökçenele konuşun demişti.
Hiç istemeseler bile onaylamıştılar.
Gökçen Türk'ün anlatımıyla :
Revirden çıktıktan sonra Gökalple arabaya gelmiştik. Beni yan koltuğa oturtup kendisi de sürücü koltuğuna oturmuştu.
Onu izlerken konuşmaya başladı "güzelim evimize gidince yemek hazırlarım. Beraber yeriz daha sonra da uyuruz olur mu? "
Başımla onayladım onu "önce bir duş alayım sen yemeği hazırlarken. Yemek yeriz uyuruz sonrasında. "
Kafasıyla onaylamıştı beni.
Birleşik olan elimize baktım. Bıraksa kaybolurmuşum gibi elimi bırakmıyordu. Çok korkutmuştım onu. Özür dilemem gerekiyordu.
Eve gelince yine Alpin kucağında merdivenlerden çıktık. Daha sonra ise eve gitmiştik. Beni banyoya bıraktığında ise çok ısrar etmişti kendisinin yaptırabileceğini söylemişti ama gerek yoktu bir an önce yemek yiyip Gökalp için uyumak istiyordum. Çünkü gözleri kıpkırmızı olmuştu ve altları mosmordu.
Kıyamazdım ki ben kocama. Duş alıp çıktıktan sonra odamda üzerimi giyindim. Odadan çıktıktan sonra yavaş adımlarla mutfağa gittim.
Canım kocam kıymalı makarna yapmıştı. Yanına da salata.
Beni görünce yanıma gelip kucakladı. Masaya doğru ilerleyip sandalyeye oturttu. Yüzüme baktığında ise eğilip dudağımdan öpmüştü. Ama çok kısa sürmüştü. Çünkü dudağımdaki yarayı fark ettiği anda geri çekilmişti.
"özür dilerim güzelim çok acırım mı? " dedi.
"hayır Alp neden acıtasın? Hem hiç acımadı bir daha öpebilirsin. " dedim bende.
Güldü sadece. " yemek yiyip uyuyalım güzelim " dedi. Bende onayladım onu.
Yemek yedikten sonra masayı öyle bırakıp kalktık. Çünkü kocam bey uykusuzluktan bayılacaktı.
İtiraz etmeme rağmen kucağında beni yatağımıza götürmüştü.
Yatağa uzanınca Gökalpte gelip beni kendine çekti. Konuşmak istyordu biliyorum ama şimdi konuşamazdık çünkü çok uykusu vardı. "sevgilim lütfen bunu uyuyup uyandıktan sonra konuşsak " diye sorunca. Derin nefes aldı ve peki dedi sadece.
Alp yine ağzını açınca bişey demek istediğini anladım. Ona bakınca bana kedi yavrusu gibi baktı "hatun beni göğsünde uyuturmısun? Kalbinin sesine ihtiyacım var. Bir de saçlarımı severmisin? " demişti.
Gülüp göğsünden kalktım. Yastığa kafamı koyunca alpi kendime çekip başını göğsüme koydum. Saçlarıyla oynamaya başaldım. Çok geçmeden uyumuştu.
Bende bu gün hiç uyumamışım gibi tekrar uyumuştum.
İlahi bakış açısı:
Demir ailesini karşısına almış konuyu nasıl anlatacağını düşünüyordu.
Herkez ona merakla bakıyordu. Yankı dayanamayıp "ne anlatacaksan anlat abi seni dinliyoruz. " demişti.
Demir derin nefes aldı ve konuya bodoslama dalmaya karar verdi "Gökçen bizi öğreneli üç ay bile olmamış. Yani bizi daha yeni öğrenmiş de diyebiliriz. Aynı bizim gibi. "
Yankı "nasıl yeni öğrenmiş "
Demir "lafımı kesme Yankı "
Yankı sessiz kalmıştı, demir devam etti "gökçenin kaçırlıdığı zaman Gökalple konuştuk. Ben neden bizden sakladıklarını sorduğumda gökçenin bizi öğreneli daha üç ay olmadığını söyledi. Hem Gökçen de bizim onu bir yıldır bilip de istemediğimizi sanıyor. Gökçen bizim onu araşrırdığımızı öğrendiğinde bir yıldır yeni mi akılları başlarına geldi? Neden bir yıldır değilde şimdi araşrırdığımızı anlamamış. Ayrıca bence biraz korkuyor aile ortamından. "
Asena hanım ve kerem bey ise sesiz kalmışlardı sadece düşünüyordular.
Yankı"yani biri bize oyun mu oynamış birbirimizi istemediğimizi sanmamız için. Ayrıca aklıma takılan şey Gökçen bizim onu araşrırdığımızı nereden öğrendi? Hadi öğrendi diyelim dosyası neden gizli? "
Demir " bilmiyorum Yankı ama yağız ve Gökalp gizlettirmiş olabilir sonuçta onlar da askerler. Başka mantıklı açıklama bulamıyorum. " Kerem bey söze girince herkez ona şokla baktı" ya da gökçenin kendisi asker sadece kimliğini gizliyor ve gizli görevde. "
Herkez şok olmuştu en çok da Yankı gözleri büyümüş bir şekilde babasına bakıyordu " yok artık daha neler çok naif birine benziyor asker olması biraz abartı değil mi baba? "
Kerem bey sessiz kalmıştı. Cevap vermemişti.
Asena hanım ise " gizli görevde nasıl olacak ki? "
Kerem bey cevap verecekken Demir araya girdi "kendini gizlemek için. "
Yankı ise "bilmiyorum ama bana mantıklı gelmiyor." Aeena hanım" tamam şimdilik bu konu kapansın selim geldiğinde tekrar konuşuruz. Hem daha doğuya da söylememiz gerekiyor daha ablasını bulduğumuzdan haberi yok çocuğumun. Hem Gökalp önce konuşsun bize ters tepki gösterebilir. "
Kerem bey" Asena haklı Gökalp önce konuşsun bize ters davranabilir. Anladınız mı? "
Herkez onaylamıştı onaylamasına ama düşünmeyecekleri anlamına gelmiyordu. Düşünmekten bir aydır düzgün uyku uyumuyordu Türkoğlu ailesi. Ama sonuç olarak kızlarını bulmuşlardı.
Gökçen Türk'ün anlatımıyla :
Sabah uyandığımda alpe kuala gibi sarılmış uyuyordum. Başımı kaldırdığımda Alpin beni izlediğini gördüm. Gülümsedim gülümsedi.
"günaydın kocacım " "günaydın karıcım " dedi o da.
Tam doğrulacakken Alpin beni kendine çekip altına alması bir olmuştu.
Ağzımdan hihh diye bir ses çıkmasını engelleyememiştim.
"napıyosun Alp? "
Bana yaklaşıp burnunu burnuma sürttü "karımı özledim "
"hımmm öyle mi? Bende kocamı özledim " deyip boynuna sarıldım kendime doğru çektim.
Biraz daha üzerime eğildiğinde dudaklarımız kavuşmuştu.
Nefes nefese ayrıldık. Daha sonra ise Gökalp "güzelim? "
"Hımmm "diye cevap verdim. Kendime biraz daha çektim.
" güzelim artık konuşmamız gerekmiyor mu? "
Omuz silktim" şurada keyif çıkarıyorum sen gelmiş diyorsun konuşalım ha kocacım. Keyfimiz yerinde kaçırmaya gerek var mı? "
Kaşlarını çattı doğrulup oturdu " ben sensiz nefes alamadım ne keyfinden bahsediyorsun Gökçen. Çok korktum sende beni anla çok korktum güzelim. "
Son söylediklerini sessizce söylemişti. Gözleri dolduğu için de bana bakmıyordu.
Gözlerim doldu. Beni bu kadar seven adamı üzmüşüm. Kalkıp boynuna sarıldım. Anında kollarını belime sardı.
" özür dilerim. Özür dilerim seni bu kadar korkuttuğum için. Ama biliyorsun mecburdum çok özür dilerim sevgilim "
Hem konuşup hem de iyice kendime çektim. "hem ben seni çok seviyorum seni korkutacak bişey yaparmıyım? "
Kafasını boynuma gömdü "aklım çıktı güzelim. Seni kaybedeceğim sandım. Biliyorum senin suçun yok. Elimde olan bişey değildi ama çok korktum be yavrum. Seni kaybedersem ne yapardım ben? "
Boynumda ıslaklık hissettim. "şşşş iyim ben. Bak yan yanayız ayrılmadık hım"
"rabbime çok şükür ki seni benden almadı "
Biraz daha öyle kaldık. Sakinleşince soracağımı sorayım dedim bende "kocacım? " Başı boynumda olduğu için sadece hımm demişti.
"ben ne zaman mesleğime geri döneceğim ünüformamı çok özledim. "
"bilmiyorum güzelim ama albaya sorarım. Bende seni karargata görmeyi özledim. Beraber göreve çıkmayı da özledim. "
"Tamam soralım. Hem bende çok özledim seninle göreve çıkmayı. "
Onaylamıştı beni. Daha sonra boynumdan kafasını çekti yüzüme bakmaya başladı.
"karıcım "
"efendim kocacım "
"konuşacağımızı konuştuk ya hani "
"evet kocacım "
Biraz daha yaklaştı "e o zaman neden duruyoruz? "
Anlanlamamazlıktan geldim "nasıl yani? "
"Hımmm ben seni özledim sen beni özledin değil mi? "
"evet kocacım "
"yavrum neden beni yoruyorsun Hım "
Tam ne alaka diyecekken dudaklarıma yapılmıştı. Direkt karşılık vermiştim. Sonrası malum :).
Banyodan çıktıktan sonra üzerime beyaz saten gecelik giyindim. Sabahlığımı takıp kahvaltı hazırlayan kocamın yanına gitmeye başladım.
Mutfağın kapısına gelince üstü çıplak bir kocamı beklemiyordum. Duramadım, biraz izlemekten zarar gelmez. Ne de olsa kocam değil mi kime ne ayol?
Sırt kasları çok iyidi. Gözlerimle yiyordum kocamı ama o bana döndü. Sırtı neyse de baklavaları daha iyidi. Ben onu hayran hayran izlerken o bana yaklaşıp beni belimden tutup havaya kaldırdı.
"naspıyorusn güzelim. Beni yedin bitirdin doydun mu bari? "
"hayır kocacım neden doyayım manzaram mükemmel bayıldım. "
"hımmm öyle mi? "
Kafamla Onaylayıp onu taklit ettim "hımmm öyle kocacım "
Bacaklarımı beline sarınca o da ellerini altta birleştirmişti. Yani şu an tamamen kocamın kucağındaydım.
"beni delirtmek için mi böyle giyiniyorsun güzelim? "
"yoooo ne münasebet " deyip kıkırdadım.
Yavaş yavaş ilerleyip beni mutfak tezgahına oturtturdu.
"hımmm" diyip bana yaklaştı.
"hımmm" diyip bende ona yaklaştım.
Tam öpecekken burnuma yanık kokusu gelmişti.
"Alp bişey yanıyor " dediğim an Alp geri çekildi ve ocağın yanına koştu.
Kahkaha atmaya başladım. Ben gülerken o da tavanın altını kapatmıştı. Omlet yapıyordu galiba ama omlet değil kömür olmuştu.
Ben gülerken yanıma geldi tekrar "akıl mı bıraktın be güzelim "
Ben tekrar gülünce eğilip gülüşümden öptü.
İçini çekti "sen hep böyle gül tammı güzelim? "
Bende onu öptükten sonra "sen benim yanımdayken zaten gülüyorum kocacım. Sen mutlu olunca bende mutlu oluyorum. "
Başıyla onayladı. Tekrar öptü bende karşılık verdim. Ama ayrıldım hemen bu böyle devam ederdi çünkü.
Tezgahtan indikten sonra "sen otur ben yaparım omleti zaten herşeyi hazırlamışsın "
Beni onaylayıp oturmuştu. Omleti beş dakikaya yapmıştım. Biz güzel güzel kahvaltı yaparken telefonum çalmıştı.
Baktığımda albaydı. Gökalp de bana merakla bakıyordu.
Albayı hemen açtım.
"Kıdemli Üstteğmen Gökçen Türk /Ankara emredin komutanım "
Alp hoperlora almamı işaret ettiği için telefonumu masanın üzerine koyup hoperloru açtım.
"üstteğmen bu gün görevin bitti. Artık geri dönebilirsin. Yarın seni ünüformanla karşımda görmek istiyorum "
"emredersiniz komutanım "dedikten sonra yüzüme kapattı.
Gökalpe döndüğümde bana parlayan gözlerle bakıyordu.
" gazamız mübarek olsun " dedi.
Gülümsedim" gazamız mübarek olsun kocacım" dedim.
Artık yarın bizi ne bekliyordu Allah bilirdi.
Bölüm nasıldı? Yıldıza basmayı unutmayın..
|
0% |