@kadininbiri
|
Herkeze merhaba 👋...
İlahi bakış açısı :
Ülkü tayininin çıkmasını bekliyordu. Artık ne abisinden ne de sevdiği adamdan uzak kalmak istemiyordu.
Yağıza sana sürprizim var derken tayinininden bahsediyordu. Ama bir ay olmuştu hâla haber yoktu. Umudu kalmamıştı.
Yağızı çok özlemişti en azından görev dönüşü izin alabilirsem giderim diye düşünüyordu.
Hala olacağından haberi dahi yoktu. Ona büyük sürpriz olacaktı.
Yağız ise başka alemdeydi. Gökalpe nasıl Ülküyle sevgili olduğunu açıklayacağını düşünüyordu. Gizli saklı iş yapmak istemiyordu ama Gökalpten de çekiniyordu. En iyisi Gökçenden yardım almaktı.
Gökçene söylemediği için büyük tirip yiyecekti. Saklamak istememişti ama Ülkü çok az Gökçenden çekindiği için söylemesini istememişti. O da saygı duymuştu.
Alperen ve umayın düğününe az kaldığı için telaş içerisindeydiler. O yüzden Umay Gökçen ve yağızla fala iletişime geçmiyordu çünkü hem iş hem de düğün telaşesi vardı. Sadece arada mesajlaşıyorlardı.
Mert ise aleynayı gördüğünde alışık olmadık tepkiler veriyordu artık. Kız gördüğünde ilk çapkınlık yapan Mert gitmiş onun yerine aleynayı düşünür olmuştu. Kendine itiraf edemezse bile salihle Bekir dalga geçiyordu onunla. Aşık olduğunu söyleyip duruyordular. Ama Mert asla kabul etmiyordu. İki günlük heves deyip geçiyordu. Olmazdı olamazdı. Aşık olmamalıydı. Hayatı bekar olarak çok iyidi öyle de kalsındı onun için.
Mehmet abi ise çocuklarıyla ve karısıyla gayet güzel ilerliyordu. Çok mutluydu.
Salihle Bekir desen dünya umurlarında değildi. Neden olsundu? Dağda it avlamak herşeyden güzeldi onlar için.
Gökçen sabah uyandığında Gökalpi yanında görememişti. Nereye gitti bu adam? diye içinden geçirdi.
Yatağından kalkıp banyoda işlerini halletti. Odadan çıkınca mutfaktan ses geldiğini duydu. Oraya adımlayınca gökalpin kahvaltı hazırladığını gördü.
Büyükçe gülümsedi ve kapıdan kocasını izlemeye başladı.
Gökalp ise karsı ve çocuğuna kahvaltı hazırlamak istemişti.
Gökçen "kocacım neden zahmet ettin bu kadar? "
Gökalp Gökçene dönüp baktı. Daha sonra ise hızlı adımlarla yanına geldi. Belinden tutup kendisine çekti.
Gökalp "günaydın karıcım. Hem ne zahmeti? Çocuğum ve annesine kahvaltı hazırlamak ne zamandan beri zahmet oldu ki? Benim canıma minnet. "
Gökçen de Gökalp konuşurken kollarını boynuna dolamıştı. Daha çok yaklaşıp "yaa öyle mi kocacım " demişti.
Gökalp "hımmm öyle karıcım. " demişti.
Gökçen daha fazla dayanamayıp dudaklarını birleştirmişti. Doyamıyordu kocasına.
Nefes nefese ayrıldılar. Daha sonra Gökalp gökçeni kucağına alıp masaya kadar taşıyıp sandalyesine oturttu.
Saçlarından öpüp "sen başla güzelim ben çayları doldurup hemen geliyorum. " demişti.
Gökçen ise onaylayıp yemeye başlamıştı. Çok acımıştı. Şimdiden böyleyse son ayları düşünemiyordu. Duba gibi olurdu. Daha çok dikkat etmesi gerekiyordu.
Bunu düşününce iştahı kaçmıştı. Gökalp masaya gelince gökçenin yemediğini görünce kaşlarını çatmıştı. Beğenmemişmiydi acaba?
"güzelim beğenemedin mi? Başka bişey yapayım " diye sormuştu.
Gökçen onun yüzne bakınca gözleri dolu doluydu. Gökalp endişelendiği için hemen oturup gökçenin iki yanağından tutup kendine çevirmişti. Sandalyesini kendisine yaklaştırıp "bişey mi oldu güzelim? Neden gözlerin doldu senin? "
Gökçen daha fazla dayanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Alp? "
"efendim güzelim"
"sana bişey sorucam "
"sor güzelim "
"ama doğruyu söyleyeceksin "
Alp başıyla onayladıktan sonra Gökçen derin nefes alıp "şimdi ben hamileyim ya "
Gökalp onaylayıp devam etmesini bekledi. "ya ilşte hamileyim ya şimdi ben kilo alacağım. Yine de beni severmisin? "
Gökalp hiç böyle bir soru beklemiyordu ama hemen cevap vermek zorundaydı. Karısı yanlış anlayabilirdi.
Gökalp "neden sevmeyeyim güzelim. Sen boşuna mı kilo alacaksın hamilesin sen. Ayrıca sen ister kilolu ister zayıf ol ben senin her halini çok seviyorum seveceğim. Tamamı bundan sonra böyle şeyleri kafana takma lütfen "
Gökçen akan burnunu çekip "gerçekten mi? " diye sormuştu.
Gökalp "gerçekten güzelim "
Gökçen onaylayıp Gökapin yanağından öptü ve kahvaltısına devam etti.
Kahvaltı bittikten sonra "güzelim ben sana randevu aldım bu gün öğleden sonra bebeğimizi görmeye gidebiliriz " demişti.
Gökçen onaylamıştı onu. Daha sonra hazırlanıp karargaha gitmişlerdi.
Türkoğlu ailesi ise hem gece kızlarına kavuştukalrı için rahat uyumuş hem de kahvaltılarını neşeyle yapmışlardı. Şükür ki artık ayrı kalmayacaklardı.
Hazırlanıp karargaha geçtiler. Doğu evde yatmakla meşkuldü.
Karargaha geldiklerinde Gökçen ve Gökalp de arabadan iniyordu.
Onlarda arabadan inince günaydınlaşmıştılar. Gökçen heyecanla bu gün öğleden sonra hastaneye gideceklerini söylemişti.
Asena hanım da gitmek istese de askeriyede çokca işi olduğu için gelemeyeceğini ama başka gün beraber gidebileveklerini belirmişti.
Herkez onayladıktan sonra işlerine bakmaya gitmişlerdi.
Tim gökçenin hamile olduğunu öğrenince çok sevinmiştiler. Şimdiden yiğenleriyle ne oyunlar oynayacaklarının listesini yapmaya başlamıştılar.
Gökçen Türk'ün anlatımıyla :
Sonunda hastaneye gelmiştik. Albaydan izin almak için söylediğimizde çok sevindiğini ve tebrik ettiğini söylemişti.
Şimdi ise Alpin beni buraya bir saat önce getirmesi yüzünden randevu saatini bekliyorduk.
Alpe baktığımda çok heyecanlıydı.
Alp "güzelim sence bebeğimizin cinsiyeti ne olur ? "
"bilmem "
"inşallah kız olur. Sana benzesin. Annesi gibi asil biri olur benim kızım. "
Yanağından öptüm "sağlıklı olsun da ne olduğu önemli değil sevgilim. "
"haklısın güzelim inşallah sağlıkla gelir ama kız olmasını şahsen çok isterim. "
Onayladım onu. Bende erkek olmasını isterdim. Alpe benzemesini falan. Düşüncemi dile döktüm. "bende erkek olmasını isterim. Senin gibi yakışıklı güçlü bir delikanlı. Hım ne dersin? "
"düşününce kulağa çok güzel geliyor ama ben kız olması taraftarıyım çünkü sana benzesin annesi kadar güzel olsun istiyorum. "
Eğilip yanağından öptüm "nasip. Bacağız artık. "
O da yanağımdan öptü "tabi nasip güzelim."
Onayladım onu. Şükür bize sıra geldiği için doktorun odasına girdik. Bizi doktor hanım ayakta karşıladı.
Doktor "hoş geldiniz Gökçen henım buyurun oturun lütfen. Sizde eşi olmalısınız siz de hoş geldiniz. Şöyle buyurun lütfen. "
Gösterdiği sandalyelere oturduk. "hoş bulduk doktor hanım. "
Doktor başıyla onayladı "ben kadın doğum uzmanı Ceyda Cömert tanıştığıma memnun oldum "
"beni biliyorsunuz zaten. Bende memnun oldum. "
Onayladı beni ve "şikayetiniz nedir ?"
"dün bayılarak acile kaldırıldım. Acilde bana hamile olduğum söylendi de onun için gelmiştik "
Dr. Ceyda "ah öyle mi. Hayırlı olsun öncelikle. Gözünüz aydın. "
"teşekkürler "
"e o zaman sizi daha fazla bekletmeden sedyeye alalım bakalım bebeğimiz nasıl "
Başımla onaylayıp kalktım. Alp de benimle beraber kalkmıştı. Doktorla iletişime geçmemişti. Sessiz kalmayı tercih etmişti. Ama heyecanlıydı buradan belli oluyordu.
Tam sedyeye oturacakken Alp beni belimden tutup oturttu. Uzandığımda göbeğimi açtı.
Ceyda hanım bizi gülümseyerek izliyordu. Alp eğilip anlımdan öptü ve elimi tuttu.
Ceyda hanım hazır olduğumu görünce yanıma geldi ve ultrason makinasının yanına oturdu.
Karnıma jel sıkınca jelin soğukluğu hoşuma gitmişti. (Benden jelin soğukluğunun beni ürperttiğini söylememi belelmiyorsunuzdur umarım. Askerim ben asker bana bişey koymaz.)
Ceyda hanım ultrasona baktığında şaşırdı. Bişey mi olmuştu?
"doktor hanım bişey mi oldu? "
Gülümsedi ve "hayır hayır merak etmeyin"
Şimdiye kadar konuşmayan Alp "neden şaşırdınız o zaman? "
Ceyda hanım Alpin çıkışını beklemiyor ki "yanlış anlamayın lütfen bebeklerinizi görünce şaşırdım. "
Alp "ler derken? "
Ceyda hanım "doğru duydunuz ikiz bebeklere hamile Gökçen hanım "
Ben şokla doktora bakarken Gökalpe baktığımda gözleri kayıyordu.
Şaka yapmıyorum yine bayılmıştı. Kos koca yüzbaşı ikiz çocuğu olacağı için bayılmıştı.
Durumuma ağlasam mı gülsem mi bilemiyorum.
Ceyda hanım benim halimi görünce önce bir duraksadı. Daha sonra ise Alpin uyanmasını beklemeyerek masasındaki kolonyayı koklattı.
Şükür beş dakikaya atılan alpe baktığımda algılayamıyormuş gibi bakıyordu.
Bu haline kahkaha attım. Doktor ve o bana bakınca elimle ağzını kapatmaya çalıştım ama olmadı.
Ceyda hanım Alpin kendine geldiğini görünce tekrar yanıma geldi ve oturdu.
Alp ise "güzelim ben doğru duydum değil mi bebeğimiz ikiz? Biz ikizlere hamileyiz? "
Tekrar kahkaha attım ve "kocam sen hamile değilsin ve evet ikizlere hamileyim "
Alp omuz silkip "her neyse işte. Şimdi bizim iki tane minnak gökçenimiz mi olacak? "
Dudaklarımı bizdüm "bilmem cinsiyetleri belli değil ki"
Ceyda hanım araya girerek ultrason fotoğraflarını bana verdi "çocuklarınızın ilk fotoğrafı bende olsun " deyip gülümsemişti.
Gülümseyip elinden aldım. Ceyda hanım ise "isterseniz siz toparlanın ve masamda konuşmaya devam edelim. "
Onayladım onu. Ve göbeğimi silip üzerimi düzelttim.
Tekrar eski yerime oturunca gerekli olan şeyleri anlatmaya başladı.
On beş dakika doktoru dinledikten sonra odasından Alple el ele çıktık.
Alple sessiz bir yolculuktan sonra nehir kenarına geldik. Şu an kasımdaydık ve gayet soğuktu. O yüzden dışarıda durmak yerine Alple çay bahçesinde oturduk. Çay bahçesi dedğim yer kapalı bir yerdi.
Alp yanıma oturmuştu. "güzelim bana bu duyguyu iki defa yaşattığın için teşekkür ederim. " eğilip şakağımdan öptü.
"ben teşekkür ederim sevgilim. Beni bu kadar sevdiğin için. "
Eğilip tekrar şakağımdan öptü. Sonra aklına gelen şeyle gülmeye başladı. Ne oldu diye kaşımı kaldırmıştım.
"salak yankı ve salak Yağız Alinin tepkilerini merak ediyorum. Diğerinde bayıldılar bunda ne yaparlar acaba. " söyleyip gülmeye devam edince.
"e onlar da en fazla senin gibi tekrar bayılırlar hayatım. " dedim.
Alp kaşlarını çattı. "bir kere ben babayım tamam mı? Çok normal, hayatımda kaç kere baba oldum? "
"istersen bir de ben de başkasının çocuğuna baba ol alp Hım ne dersin? "
Sinirli çıktığı için alp kırıdğı potu anlayıp.
Aceleyle "yok güzelim ben lafın gelişi dedim biliyorsun. Benim senden başkasını gözüm görmez bilmiyormusun? "
"bilemiyorum artık "
Günün devamı ise benim tiripleirmle Alpin beni ikna etmekle uğraşmasıyla geçmişti.
Eve geldiğimizde ikimize de pijama alıp çantaya koymuştum. Sözüm vardı bu gün biyolojiklerle kalacaktık.
Hazır olunca trpli şekilde "hadi çıkalım bizi bekliyorlar. "
Alp de ayağı kalktı. "güzelim yapma böyle biliyorsun benim senden başkasını gözüm görmüyor "
Biliyordum ama canım tirip atmak istiyordu. O yüzden omuz silkip kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giyindim Alp de benim gibi giyinince elimden tutacakken arkamı dönüp merdivenlerden inmeye başaldım.
Alp de peşimden geliyordu."güzelim yapma böyle tut şu elimi. "
Omuz silktim. O sırada ayağım kayınca az daha merdivenlerden yuvarlanacakken Alp beni belimden tutmuştu.
Kucağına almıştı. Ben korkuyla gözlerimi yumarken söylenmeye başlamıştı.
Korkum bana bişey olması değildi bebeklerime bişeyin olma ihtimaliydi.
Alp "sana elimi tut dedim değil mi güzelim? Ya düşseydin? Sana bişey olsaydı? "
O kızarken gözlerim dolu dolu ona bakınca sesini kesmişti.
Ağlaycağımı anlayınca merdivenlere oturdu. Kucağında olduğum için bende kucağına oturdum.
Boynuna sarılıp ağlamaya başladım. Lan ben bu kadar duyusal değildim. Hay böyle işin ben emi.
Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken Alp sakinleşmem için saçlarımla oynuyor, sırtıma daireler çiziyordu.
Biraz sakinleşince geri çekildim. Bana bakınca "özür dilerim güzelim sesimi yükselttim biraz. Çok korktum ama. Ya olmasaydım? "
Tekrar gözlerim dolunca "Alp ya bebeklerime bişey olsaydı? "
Tekrar ağlayacağımı anlayınca "şşş sakin ol bak ben yanındayım size bişey olmasına izin verirmiyim hiç? "
"vermezsin deği mi? "
"vermem tabiki sen kocana güven. Hem sen de çok güçlüsün karıcım. Ben olmasam bile korursun kendini ve bebeklerimizi sana güveniyorum. "
Başımla onayladım. "değil mi korurum bebeklerimizi? "
Gülümsedi "Korursun "
Başımla onayladım. Çok şanslı biriydim bence. Ya da tüm şansımı Alple kullanmıştım. İyi ki de öyle olmuştu.
Sakinleştiğimi anlayınca ayağı kalkacaktı ki hiç beklemediği anda dudaklarına yapıştım. O da zaten direk karşılık vermişti.
Allahtan kimse gelmemişti. Yoksa rezil olurduk çünkü askeri lojmanın ortasında öpüşmüştük.
Nefes nefese ayılınca Alp tekrar küçük bir öpücük bıraktı dudaklarıma "güzelim bu gün ailenle kalmasak da evimizde bu güzel anı devam ettirsek. Hem doktor da izin verdi. "
Okuz silktim "çok isterdim kocacım ama sözüm var. Ama sana da sözüm olsun kocacım " dedim. O da beni onayladı. Ama gitmekstemiyordu.
Oflayıp kucağında benimle birlikte ayağı kalktı. İneceğimi söyleyeceksen "Sus yavrum buna karışma bari " demişti.
Bende kocamla gece vakit geçirmek istiyordum ama ne yapayım söz vermiştim.
Başımla onayladım. Biyolojiklerin kapısının önüne gelince kucağından inmiştim.
Kapıyı çaldığımızda Doğu açmıştı. Bana bakıp önce gülümsedi. Daha sonra alpe bakıp gülümsedi. İçeri davet etti.
İçeri girince herkez ayakta bizi bekliyordu. Sırasıyla hepsine sarıldım. Sıra demire gelince sarıldığımızda " ağladın mı sen? O herif mi ağlattı. De pataklayayım " demişti.
Kıkırdaım "saçmalama Demir kocam beni neden ağlatsın. Onunla ilgisi yok. "
"neden ağladın peki "
Sadece omuz silktim. Daha sonra masaya geçip oturduk Asena hanım yemekleri servis ettikten sonra yerine oturdu.
Sessiz sessiz yemek yerken Asena hanım "kızım doktora gidecektiniz. Ne dedi? "
Hafif gülümsedim. "gayet iyilermiş. Bişeyleri yomuş " dediğimde
Yankı "lermiş derken? "
Alp ise bana göz kırparak "lerlermiş derken ikiz olduklarından bahsediyor " Demişti.
Herkez "ne ikiz mi?" derken
Yankı tekrar bayılmıştı. Şaşırıp kalmıştım. Alp ise ben sana demedim mi bakışı atıyordu.
Halime gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Resmen trajikomik bir hayatım vardı....
Yıldıza basmayı unutmayın... 👀
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın..... 🥹🫶 |
0% |