Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Kırık Bağlar

@kadriye_elvan

Sabah erkenden alarmla kalktığımda içimden bir ses bugün hastane de yorucu bir gün olacağını söylüyordu. Sanki her gün yaptığım bir şeymiş gibi yatakta biraz doğrulup komodinin üzerinde ki telefonuma uzandım ve Instagram’a girdim. Sanki ellerim benden bağımsız olarak hareket ediyor gibiydi. Gelen bazı mesajlara göz gezdirdim. Önemli gibi olanlara bakıp cevapladıktan sonra Mahmut’a yazmaya karar verdim.

-“Günaydınnnnnn.”

Altı n ile, galiba bazen fazla kitap okuyorum kıs kıs kıs, bende yan etki bırakıyor. Kendi düşüncelerime kendi kendime gülerken bir bildirim sesi geldi. Mahmut’tan olması dileği ile telefonumu geri açtım. Evvet ondan gelmişti. Ufak çaplı bir sevinç dansından sonra mesajına baktım.

-“Hayırlı sabahlar.”

Ne zaman dan beri aklımı kurcalayan o soruyu hatta daha doğrusu o soruları sormanın tam vakti gibi gelmişti. Ayağı da kırık olduğuna göre şu an müsaittir diye bir tahmin de bulunup yazmaya karar verdim.

-“Eğer müsaitsen seninle uzun zamandır aklımı kurcalayan bazı konular hakkında konuşmak isterim.”

Galiba sohbetim de bekliyordu mesaj anında görüldü oldu ve yazmaya başladı.

-“Ah tabii müsaidim ne konu hakkında konuşmak istiyordun?”

Sanki ona soru sormamdan memnun olmuş gibi bir hali vardı ya da bilemiyorum belki de ben öyle hissetmek istediğim için bana öyle geliyordu. Fazla vakit kaybetmeden yazmaya karar verdim.

-“Dinler hakkında, senin dinin ne?”

-“Ben ateist im ama içimde kocaman dolduramadığım bir boşluk var sanki, bir şeyler eksik gibi.”

-“Diğer dinler de de bazı birbirini tutmayan şeyler var yani çok kararsızım aslında hiç bir şeyden emin olamıyorum.”

-“Hiç biri bana göre değil nasıl anlatsam bilemiyorum.”

Art arda bir sürü mesaj yazdığımı fark ettiğimde silmek istedim ama artık her şey için çok geçti galiba, çünkü mesajları çoktan görmüştü bile.

-“İlk önce benim dinim İslam elhamdülillah Müslümanım ve lütfen yazarken biraz nefes al. Zaten kullandığım kelimelerden bence dinimi anlamışsındır. İstersen İslam’a girip Müslüman olabilirsin aklına takılan her soruya cevap vermeye hazırım.”

Onun bana böyle sıcak ve içten gelen davranışları çok hoşuma gidiyordu, yüzümde peyda olan yumuşak tebessüme engel olamadım ve tekrar sorularımı yazmaya koyuldum.

-“Aklıma her ne gelirse mi?”

Sanki az önce dediklerine inanmak istermiş gibi tekrar ve tekrar aynı soruyu sormak istiyordum.

-“Evet, aklına her ne gelirse sorabilirsin. Bildiğim bir konu ise elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.”

Kalbim eriyordu sanki onun bu sıcak davranışların da ailem öldükten sonra halamgil ve Halil amcamgil dışında bana hiç bir arkadaşım bu kadar yakın hissettirmemişti. Bir dakika ya biz arkadaş mıydık ki?

-“Bu sorumun konu ile alakası yok ama biz arkadaş mıyız şimdi?”

Anında cevap geldi.

-“Bence evet, seninle arkadaş olmamak için bir sebep göremiyorum ya sen?”

Onun cevabından sonra tuttuğumun farkında olmadığım nefesimi yavaş yavaş verdim ve tekrardan yazmaya koyuldum.

-“Evet, evet benim için de bir sorun yok. Bana biraz kendi dininden bahseder misin rica etsem.”

Cevap vermesi biraz uzun sürdü sanki ya da tam olarak ne diyeceğini bilememiş de olabilir. Sonunda yazmaya başladığında merak ve heyecanla beklemeye başladım.

-“İslam dini tek Tanrılı bir din. Biz Allah’a iman ve kulluk eder, ahiret hayatımızda da ebedi Cennet’i kazanmak için çabalarız. Haramlardan kaçınıp Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmek Cennet’e girmemiz için yeterli bir şey. Başka sorun ya da anlamadığın bir yer?”

Bu açıklama üzerine biraz düşünmem gerekti. Aklıma ilk gelen soru haram dediği şeylerdi o yüzden ilk buradan başlamaya karar verdim.

-“Haram dediğin şeyler tam olarak ne yani anlayamadım biraz açar mısın?”

Yazıp saate baktığım da ilk defa erken uyanmış olmanın tadını çıkardığımı fark ettim ama biraz daha oyalanırsam geç kalacaktım o yüzden o yazarken ben de bir yandan hazırlanmaya karar verdim.

-“Haram şeyler mesela domuz eti yemek, zina etmek, içki içmek vesaire haram olan şeylerin sayısı zaten iki elimizin toplam parmak sayısını geçmez.”

Aslında gayet güzel bir açıklama yapmıştı ama hâlâ aklımı kurcalayan sorular vardı ve benim de fazla vaktim olmadığı için hastaneye doğru yola çıkıp kahvaltımı orada yapmaya karar verdim ve çıkmadan hemen önce yazmayı da ihmal etmedim.

-“Bunlar neden haram? Mesela içki ben arada bir içiyorum Müslüman olduktan sonra bir daha içemez miyim?”

Onun yazmasını beklerken çantamı kaptığım gibi arabama binmek için aşağıya inmeye başladım. Arabaya bindiğim an mesajına baktım ve yola koyuldum.

-“İkinci sorunun cevabı evet Allah’ın emirlerine karşı gelmemek lazım gelir. İlk soruna gelirsek de örneğin domuz yaratılış açısından pis bir mahluk o yüzden Rabbimiz etini bize haram kılmıştır. İçki ve zina konusuna da gelecek olursak mesela bir clup de iki kişinin kör kütük sarhoş olana kadar içtiğini düşün ve bunların ne yaptıklarına artık akılları ermiyor. Her hangi birine ciddi zararlar verebilirler velakin farz et ki bu iki kişi zina etti ve bu birleşmeden bir çocuk dünyaya geldi ne kadın ne de erkek bu çocuğu istemiyor, kadın ya bu çocuğu aldırır ya da doğurup o günahsız yavrucağı ölüme terk eder bu da aile yapısını bozar. Çocuk yaşasa bile ana baba yok bir yetimhane de büyümek zorunda kalmak da hiç iyi bir şey olmasa gerek.”

En sonunda mesaj geldiği zaman hastanenin önüne arabamı park etmek ile meşguldüm. Arabadan iner inmez mesajını açtım ve okumaya başladım. Mübarek İgor destanı yazmış oku oku bitiremedim. Gerçekten çok açıklayıcı bir yazı olmuştu ama maalesef ki daha fazla onunla konuşamazdım en azından şu an.

-“Hastane ye geldim iş başı yapmam lazım güzel açıklaman için de ayriyeten çok teşekkür ederim istersen akşam kaldığımız yerden devam edelim olur mu?”

Bu mesajı atar atmaz içim bir burkulmadı değil ama elden de bir şey gelmezdi yani.

-“Asıl ben teşekkür ederim bana değer verip sorular sorup cevaplarımı bıkıp usanmadan dinlediğin için. İşinde de başarılar ve kolaylıklar dilerim akşama görüşürüz Allah’a emanet.”

Mesajına görüldü atmış gibi olmamak için beğendim ve işimin başına geçmek için içeriye doğru adımlamaya koyuldum...

🏍️

Hava tam aydınlanmadan kalkıp kırk takla atarak abdest almak için çabaladım. Ayağım da ki alçı hayatımı resmen tepe taklak etmişti. Bir şekilde abdestimi alıp sabah namazımı vakit çıkmadan çok şükür kılmayı başarabilmiştim.

Hazır abdestim varken de Filistin ve Doğu Türkistan da ki Müslüman kardeşlerimiz için fetih suresi okumaya kara verip zor bela Kur’an ımı alıp okumaya koyuldum. Aslında hafız olduğum için ezberden de okuyabilirdim ama ben çoğu zaman yüzünden okumayı daha çok seviyordum.

Biraz Fetih suresi okuduktan sonra hatmime kaldığım yerden devam etmek için 13. Cüzü açtım ve okumaya koyuldum. Cüzümü de bitirince telefonuma gelen bildirim sesi ile elime alıp mesajın kime ait olduğunu kontrol ettiğimde Anastasia dan geldiğini fark ettim.

Tam altı tane n ile günaydın yazmıştı. Kendi kendime gülerken, (çünkü nedenini bilmediğim bir şekilde bana komik gelmişti) cevap yazmaya başladım.

-“Hayırlı Sabahlar.”

Bir dakika sonra tekrar bir mesaj geldi.

-“Eğer müsaitsen seninle uzun zamandır aklımı kurcalayan bazı konular hakkında konuşmak isterim.”

İlk başta biraz şaşırmadım değil tabii ama hemen cevap verdim.

-“Ah tabii müsaidim ne konu hakkında konuşmak istiyordun?”

Bana soru soracak olması beni biraz mutlu etmişti açıkçası sanki her zaman bu anı bekliyormuş gibi bir halim vardı da hadi hakkımda hayırlısı cevap gecikmedi.

-“Dinler hakkında, senin dinin ne?”

-“Ben ateist im ama içimde kocaman dolduramadığım bir boşluk var sanki, bir şeyler eksik gibi.”

-“Diğer dinler de de bazı birbirini tutmayan şeyler var yani çok kararsızım aslında hiç bir şeyden emin olamıyorum.”

-“Hiç biri bana göre değil nasıl anlatsam bilemiyorum.”

Sanki hiç nefes almadan yazmış gibi bir hali vardı. Art arda o kadar mesajı ne ara nasıl yazdı aklım almadı, okuyup hemen mesaj yazmaya koyuldum.

-“İlk önce benim dinim İslam elhamdülillah Müslümanım ve lütfen yazarken biraz nefes al. Zaten kullandığım kelimelerden bence dinimi anlamışsındır. İstersen İslam’a girip Müslüman olabilirsin aklına takılan her soruya cevap vermeye hazırım.”

Cevabını beklerken annem içeriye kahvaltı etmek için çağırdı yavaş yavaş yanına gitmek amacıyla yol aldım o sırada yeni bir mesaj geldi çok yavaş ilerlediğim için durup ona cevap verdim.

-“Bu sorumun konu ile alakası yok ama biz arkadaş mıyız şimdi?”

-“Bence evet, seninle arkadaş olmamak için bir sebep göremiyorum ya sen?

-“Evet, evet benim için de bir sorun yok. Bana biraz kendi dininden bahseder misin rica etsem.”

Bı sorusu üzerine en iyi şekilde nasıl açıklarım diye biraz düşünmem gerekti. Açıklayıcı ve net olduğunu düşündüğüm kısa bir cevap yazdım.

-“İslam dini tek Tanrılı bir din. Biz Allah’a iman ve kulluk eder, ahiret hayatımızda da ebedi Cennet’i kazanmak için çabalarız. Haramlardan kaçınıp Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmek Cennet’e girmemiz için yeterli bir şey. Başka sorun ya da anlamadığın bir yer?”

-“Haram dediğin şeyler tam olarak ne yani anlayamadım biraz açar mısın?”

-“Haram şeyler mesela domuz eti yemek, zina etmek, içki içmek vesaire haram olan şeylerin sayısı zaten iki elimizin toplam parmak sayısını geçmez.”

-“Bunlar neden haram? Mesela içki ben arada bir içiyorum Müslüman olduktan sonra bir daha içemez miyim?”

-“İkinci sorunun cevabı evet Allah’ın emirlerine karşı gelmemek lazım gelir. İlk soruna gelirsek de örneğin domuz yaratılış açısından pis bir mahluk o yüzden Rabbimiz etini bize haram kılmıştır. İçki ve zina konusuna da gelecek olursak mesela bir clup de iki kişinin kör kütük sarhoş olana kadar içtiğini düşün ve bunların ne yaptıklarına artık akılları ermiyor. Her hangi birine ciddi zararlar verebilirler velakin farz et ki bu iki kişi zina etti ve bu birleşmeden bir çocuk dünyaya geldi ne kadın ne de erkek bu çocuğu istemiyor, kadın ya bu çocuğu aldırır ya da doğurup o günahsız yavrucağı ölüme terk eder bu da aile yapısını bozar. Çocuk yaşasa bile ana baba yok bir yetimhane de büyümek zorunda kalmak da hiç iyi bir şey olmasa gerek.”

O bana tek içkiyi sormuş olmasına rağmen ben konu bütünlüğü açısından ve daha iyi anlasın diye saydığım haramları örnek vererek açıklamıştım. Maşallah mesaj da Manas destanı gibi olmuştu.

-“Hastane ye geldim iş başı yapmam lazım güzel açıklaman için de ayriyeten çok teşekkür ederim istersen akşam kaldığımız yerden devam edelim olur mu?”

-“Asıl ben teşekkür ederim bana değer verip sorular sorup cevaplarımı bıkıp usanmadan dinlediğin için. İşinde de başarılar ve kolaylıklar dilerim akşama görüşürüz Allah’a emanet.”

Son mesajı da Yazıp yolladıktan sonra telefonu kapatıp cebime koydum. Hesaba katmadığım tek şey elinde terlik ile beni bekleyen annemdi- aha şimdi sıçtım ayağım da alçıda kaçma oranı sıfır.

-“İki saattir seni bekliyorum oğlum neredesin sen?”

-“Şey annecim bir arkadaşım ile konuşuyordum da dalmışım hakkını helal et. Kaçamıyorum da terliği sert atma olur mu?”

Annem bir anda yumuşayıp terliği elinden bıraktı, pamuk kalpli anam ya kurban olduğum. Derin bir nefes verip arkasını dönerek tekrar mutfağa gitti.

-“Eğer yine geç gelirsen terliği yersin yavrucuğum, yürü gel bayılacağım şimdi şuraya.”

-“Hemen geliyorum anne, ayağımın izin verdiği kadar.”

Terliği yemekten kurtulduğum için derin bir nefes alıp annemin yanına gittim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%