Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Tanışma

@kadriye_elvan

 

AnastasiaSabaha kadar hastalar ile uğraşmak zorunda kalmıştım. İlk nöbet günüm çok zorlu geçmişti. Halil Amca’mın da durumu malûm bana pek yardımcı olamamıştı. Anlaşılan girdiği depresyondan çıkması epey uzun sürecek gibi görünüyordu. Ona kaç kere işinde uzman bir psikoloğa görünmesi gerektiğini söylediğimi hatırlamıyorum bile ama ben de ailemi kaybettikten sonra uzun bir süre kendime gelememiştim ve bu durumda halamgilin aile psikoloğu çok yardımcı olmuştu.Gitmeyi reddettiğim her gün için pişmanlık duymaya başlamıştım ama o günler eski de kaldı artık. Bence Halil amca bu konuda benden şanslıydı aslında çünkü benim ailemin mezarları yurt dışındaydı ve ben istediğim zaman onları ziyarete gidemezdim, mesleğim el vermezdi zaten en başta. Halil amcamın ise daha doğmamış çocuğu galiba yine gözlerim dolmuştu, buradaydı izinli olduğu günlerde en azından kızının mezarını ziyarete gidebilirdi değil mi?Gerek beraber gerekse Figen yengem ile hep ziyaret ederdik minik Onur Eymen’nin mezarını. Evet daha doğmamış olmasına rağmen erkek olacağı belli olduğundan itibaren Onur Eymen demeye başlamıştık hep beraber. Bende onların ailesinin bir parçası olduğum için o acıyı kalbimin en derininde yaşıyordum çünkü Onur Eymen benim küçük erkek kardeşim olacaktı.Ben hemşire olmadan kısa bir süre önce halam da hayata veda etmişti ve eniştemden bir daha haber alamamıştım.. Sonra da Hastane de Halil amca ile tanıştım. Daha sonralardan öğrendim ki hiç çocukları olmamış o yüzden de ikisi de beni kendi öz evlatları gibi bağırlarına basmışlardı. Yine günlük geçmişe dalma seansımı bitirdiğime göre Mahmut’u kontrol etmeye gidebilirdim. Zaten saat de 09.30’du yanında ki arkadaşını da kahvaltı yapması için yollasam iyi olacaktı.Gözlerim yine dolmuştu, önce dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim ve yavaş adımlarla Mahmut’un odasına ilerledim. Tam da tahmin ettiğim gibi yanında ki arkadaşı da perişan hâldeydi tüm gece uyumamış olsa gerek ki göz altları çökmüştü. Yavaşça yanına yaklaştım ve onu uyandırdım. Ne kadar onu korkutmamaya özen göstermiş olsam da bir an korkudan yerinden sıçradı. İster istemez kıkırdadım adını dahi bilmediğim o genç o an çok komik görünmüştü gözüme.Kıkırdadığımı görünce bana ters ters baktı, bende hemen kendimi toparladım ve kahvaltı etmesi gerektiğini benim de arkadaşının son kontrollerini yapacağımı söyledim. Neyse ki yine bana zorluk çıkarmadan odadan çıktı. Hastayı son bir kez gözden geçirdim zaten en geç öğlene doğru taburcu olacaktı çok da endişelenmeye gerek yoktu bence.Yavaşça yanına yaklaştım içimde hâlâ tam olarak ne olduğunu bilmediğim ve adını koyamadığım duygular vardı. Kahretsin aklım bu duygular ile hakaret etmeye başlamış olacak ki hafifçe yatan gencin elini tuttum.Sanki hissetmiş gibi hafifçe gözlerini araladı ve gözleri yavaş hareketler ile ellerimizi buldu. Bir an ne yapacağımı bilemedim, tabiri caiz ise far görmüş tavşan gibi dondum kaldım. Kıpkırmızı olduğuma da eminim ayrıca, çünkü çok utanmıştım. Elini elimden çekmek için bir harekette bulundu ama başaramadı galiba vücudunun bu kazayı atlatması biraz uzun sürecekti.Elimi hemen çektim onun bu hareketinden sonra ve son durumu ile ilgili bilgileri verdikten sonra tam odadan çıkıyordum ki beni durdurdu.-“Annemin haberi var mı? O nerede? Arkadaşlarım nerede?”Ah tek nefeste üç soruyu birden sormuştu. Tek tek cevap verdim ve tüm cesaretimi toplayarak arkamı döndüm. O kahverengi gözlerini ilk defa görüyordum çünkü geldiğinde bilinci açık değildi. O güzel gözler içinde bir an kaybolduğumu hissettim ama en çok da içinde ki duygular beni benden almıştı.Kendisi için değil de en çok annesi için endişeleniyordu sanki. Anlaşılan annesinin üzülmesine gönlü razı gelmiyordu o an çok isterdim benim de annemin yanımda olmasını. Doya doya onu öpüp koklamayı. Yine gözlerim dolmuştu anlaşılan, bakışları yumuşadı, sanki biraz da endişe kırıntıları vardı o gözlerde. Yine bana seslendi;-“Neden ağlıyorsun?”-“Kişisel bir mesele.”Diyerek onu geçiştirmek istedim zaten öyleydi de. Benim ailem den kime ne ki. Ben yine düşünürken düşüncelerimi bölen onun sesi oldu;-“Konuşmak istersen Instagram hesabımı verebilirim. Biraz fazla dolu gibi geldin bana, arkadaşlarım iyi bir dinleyici olduğumu söyler hep.”Şu an onu kırmak ne mümkün. Tamam dedim. Telefonumdan Instagram’a girip ona doğru uzattım elime temas etmemeye dikkat ederek telefonu elimden aldı ve hesabına istek attı. Telefonumu alırken ki hareketini biraz yadırgadım ama doğrusu takdire şayandı. Bu devirde kimin ne olduğu belli olmuyordu yani en azından niyet açısından. Telefonumu geri aldıktan sonra son bir kez o gözlere baktım ve o gözlerde şefkat gördüm.Ben tam kapıdan çıkarken arkadaşı ile karşılaştım, yüzünde garip bir ifade vardı ama bananeydi ki. Tanımam etmem sonuçta. Odadan çıkar çıkmaz Halil Amcamın yanına gittim ve olanları ona anlatmaya başladım. O benim sadece manevi babam değil aynı zamanda da en yakın dostum ve sırdaşımdı.MahmutSedat’ın yanımda olduğunu biliyordum. Tüm gece başımda beklemiş can dostum. Uyandığım an onu karşımda görmek o kadar iyi gelmişti ki nasıl anlatsam bilemiyorum, kelimeler yetmez bu mutluluğumu anlatmak için.Onunla biraz sohbet ettik, annemi ve diğer arkadaşlarımızı sorduktan sonra derin bir oh çektim. Biraz daha sohbet ettikten sonra artık ağırlaşan göz kapaklarıma dayanamayıp tekrardan derin bir uykuya daldım. Gözlerimi yummadan önce en son gördüğüm şey onun da uykuya dalmasıydı.Bir kaç Saat SonraSabah bir elin elime hafif teması ile gözlerimi araladım. İlk başta annem falan gelmiştir sandım ama gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm kişiyi daha önce hiç görmemiştim. Elimi çekmeye çalıştım ama başaramadım galiba biraz sıkı tutuyordu, kazadan sonra da gücümü toparlamam gerektiği için başaramamıştım.Karşımda kıpkırmızı olmuştu, gülmemek için kendimi zor tuttum desem yeridir. Son durumum hakkında biraz bilgi verdi işte sonra da sorularıma cevap verip tam odadan çıkacağı zaman arkasını döndü.Gözleri dolmuştu biraz, ağlıyordu galiba nedenini sorduğumda kişisel bir mesele deyip kestirip atmak istedi ama gözlerin de en ufak bir yalan kırıntısı göremedim. O yüzden tanımadığım o yabancı ya güvenmeyi tercih ettim.Bir derdi vardı anlaşılan ve neden bilmiyorum ama elimden bir şey gelmese de en azından dinlemek istiyordum. O yüzden Instagram hesabımı verdim.Yazarsa konuşurduk artık yapacak bir şey yok elden gelen bu. Tam o odadan çıktı kapıdan Sedat girdi. Aha mükemmel zamanlama valla sıçtım, bir an önce buradan çıkıp anamın yanına gitmek istiyorum.Bana biraz muzır bir ifadeyle bakıyordu. Bu çocukta kesin bir şeyler vardı da neyse hakkımızda hayırlısı artık. Taburcu olmam için gereken bir kaç işlemi de hallettikten sonra can dostum sağ olsun beni Tekerlekli sandalye ile iteleye iteleye bir şeyler başardı.Bacağım alçı da olduğu için böyle daha kolay olacağını düşünmüştük ama epey bir zorlanmıştık. Arabalar, insanlar gerçekten epey zor olmuştu.Fakat Allah kullarına kaldıramayacağı yük yüklemezdi zaten. Yaklaşık iki saatin sonunda eve anca gelebilmiştik ya rabbim çok şükür. Annem ve arkadaşlarım bizdelerdi, beni gördükleri an hepsinin gözlerinin içi parladı adeta. Akşama kadar oturduk muhabbet ettik. Konuyu evirdim çevirdim motoruma getirdim. Bir anda tabiri caizse dut yemiş bülbül gibi ağızlarını bıçak açmadı.O an yıkıldım sanki.O motorun manevi değeri bende çok fazlaydı.O motor bana babamdan kalan son hatıraydı.Bir anda kendimi tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Annem de bana bakıp ağlamaya başladı. Arkadaşlarım teselli ettiler biraz, sonra yavaş yavaş sakinleştim ve Sedat’ın da yardımı ile lavaboya kadar gidip elimi yüzümü yıkadım artık biraz daha iyiydim. Arkadaşlarla akşam yemeğini de yedikten sonra herkes evlere dağıldı. Annem de biraz ev işi yaptıktan sonra eline örgüsünü alıp yapamaya koyuldu. Canım anam kışın kafam donmasın diye bana şapka örüyor.Biraz onu izledikten sonra yorgun olduğumu söyleyip odama çekildim. Instagram hesabıma biraz göz gezdirdim. Canım takipçilerim endişelenip beni sormuşlardı. Neredeyse hepsine tek tek döndüm ve en son da açıklama amaçlı bir hikaye paylaştım ve tam uygulamadan çıkıp, telefonu bırakacakken bir mesaj geldi...

Loading...
0%