@kaeiine
|
20 yıl önce.. 18 Haziran, 2004 "Hadi ama abya banada göster kitabını" diye mızmızlanıyordu yine Kardelen. Ablası ise okuduğu gazeteyi küçük kardeşi Kardelene göstermemekte ısrarlıydı. "Başımı şişirme Alaca, senin yaşına göre değil bu gazeteler, sen git evcilik falan oyna" diye öneri sundu Kardelene. Ablası Zeynep ise Kardelene hep ikinci adı olan 'Alaca' ismi ile hitap ederdi. Kardelen ne kadar 'benim adım alaca değil Kardelen' diye itiraz girişiminde bulunsa da bir süre sonra o da alışmıştı bu duruma. "Abla" dedi Kardelen tekrardan Zeynep ise hiç cevap vermeden bakışlarını tekrardan Kardelene çevirdi. Bu bakışlar 'efendim' demekti. "Bende büyüdüğümde bu senin okuduklarını okuyabiliymiyim?" Diye sordu Kardelen. "Hele bı sen önce okuma yazmayı öğren sonra istediğini okursun" dedi Zeynep İkiside bıkkınlıkla önlerine döndüler. Kardelen cam kenarından yolu izlemeye başladı. Ablası Zeynep ise ellerinde tuttuğu gazeteyi okumaya başladı. Kardelen büyük bir zevkle bulutları izlemeye başladı. Bakışlarını hemen yanında gazete okuyan ablasına kaydı. Gülümsedi. Sonra tekrardan bakışlarını cam kenarına çevirdi. Ön koltukta oturan annesi Fatma ise radyodan gelen doksanlar şarkısını kendisi söylüyor babası ise arabayı sürmekle meşguldü. "Zeynep.." dedi annesi. "Kızım şu gazeteden kafanı çıkar artık. Baei tatilde okuma yoksa alırım o gazeteyi bir daha da vermem" dediğinde Zeynep ofladı. "Of anne" diye söylenip gazetesini nazikçe katlayıp çantasına yerleştirdi. "Sen az önce annene mı ofladın?" Diye sordu annesi kızgınlıkla. Zeynep ise hemen ortamı yumuşatmak açısından gülümseyerek "yoo" dedi. Fakat annesi Fatma hanım hiç yumuşamışa benzemiyordu. "Ah Zeynep ah, ne bu senden çektiğim" diyip önüne döndü Fatma Hanım. Zeynep için kitaplar, gazeteler ve dergiler onda çok ayrı bı yeri vardı. Okuma yazmayı ilk öğrendiği gibi ilk işi babasının ona aldığı kitapları okumak olmuştu. Zeynebin en sevdiği gazete türü ise magazin gazeteleriydi. Büyüyünce aynı magezin gazetelerinde ki kadınlar kadar güzel olmak istiyordu. Birisi Zeynebe 'büyüyünce ne olmak istiyorsun?' diye sorduğunda herkese gazeteci olmak isterim derdi. En büyük hayallerinden di gazeteci olmak... Zeynebin bakışları yanında başı yana düşmüş Kardelene kaydı. "Alaca" dedi tok bir ses tonuyla. Alaca ise çoktan uykuya dalmışa benziyordu. Gerçekten uyuyup uyulmadığını kontrol etmek için Kardelene iyice yaklaştı. Evet Kardelen uyumuştu. Kardelen ne zaman gözünü kapatsa iki dakika geçmeden uyuyakalır dı. Uyuyunca o kadar tatlı oluyordu ki. Uzun kirpikleri ile bembeyaz teni öylesine uyumluydu ki. Bakışları beyaz tenini süsleyen çillerine kaydı. Bu çiller genetikti. Aynıları onda da vardı. Gülümseyip kardeşinin yüzüne düşen saçları geriye doğru itekledi. "Anne Alaca uyumuş" diye mırıldandı annesine. Annesinin bakışları anında Zeynebe döndü. "Tamam uyusun, uyandırma kardeşini" diye mırıldandı annesi. Zeynep ise sadece annesine baktı. "Anne" dedi yumuşak bir ses tonuyla annesi ise bıkkınlıkla cevap verdi. "Efendim Zeynep" diye söylendi. Zeynep annesinin kendisini her seferinde tersleyişine alışmıştı. Annesi her zaman hep Kardelene değer verirdi. Zeynebi hep ikinci plana atarlardı. "Yok bişey" diyip geçiştirdi. Yanında uyuyan Kardelene döndü bakışları tekrardan. Belki Kardelen kadar güzel olsaydı annesi onuda severdi. Derin bir nefes alıp oda başını geriye doğru yasladı. Onun da uykusu gelmişti. Gözlerini yavaşça kapattı. Annesinin çığlık sesiyle gözlerini anında açtığında en son gördüğü şey onlara doğru yaklaşan bir tır'dı. Yediği sert bir darbeyle Kardelenin yanına düştü. Kollarını Kardelene sardı. Kendini kardeşine siper etti. Sonrasında ise gözleri kapandı. Herşey kapkaranlık oldu... Geriye ise sadece onu bekleyen karanlık kaldı.. |
0% |