@kafautuluyoruz
|
Bir gece, genç bir adam, arkadaşlarıyla birlikte korku dolu bir macera yaşamak için terk edilmiş bir eve gitti. Evin hikayesi, yıllar önce binanın cinler tarafından ele geçirilidiğiyle alakalıydı. İddialara göre, buradaki aile cinlerle bağlantıları vardı. Süleyman ve arkadaşları hiç korkmadan karanlık ve sessiz evin kapısından içeri adım attılar. Evin içi soğuk ve ürkütücüydü içeriden garip sesler duyuluyordu. Kahkaha sesleri, fısıltılar ve hatta çığlık sesleri kulaklarını dolduruyordu. Evin her odasını araştırmaya başladıklarında daha da korkunç bir atmosferle karşılaştılar. Duvarlarda kan izleri, eskimiş eşyalar ve gizemli sembollerle doluydu. Süleyman, arkadaşlarından biriyle birlikte alt kata inip orayı kontrol etti. Burada birkaç değerli eşya vardı. Altına benzeyen kolyeyi cebine atıp etrafa bakındı. Burayı yağmalamak için gelmişlerdi. Garip bir merak ile odaya girdiğinde birdenbire, kapı kapandı. Panik içinde, kapıyı açmaya çalıştılar ama başaramadılar. O sırada, yan taraftan tuhaf bir ağlama sesi geliyordu. Buradan bir an evvel çıkmak için evin içinde dolaşmaya başladılar. Her adımda daha da karmaşık bir labirente benzeyen koridorlara doğru gittiler. Neyseki yalnız değildi. Kolye de cebinde duruyordu. Fakat tuhaf şeyler dönüyordu korkunç şeyler, izler, duvarlara çizilen redimler hareket ediyordu. "Abi buradan çabuk çıkalım ev başımıza yıkılıcak!" dedi birisi ama Süleyman dinlemedi. Etrafı kollarken kirli bir masada bir dizi fotoğraf buldu. Fotoğraflar, silik ve ürkütücüydü. Her resimde karanlık bir siluetler peyda oluyordu. Fotoğraf elindeyken önünde bir karartı belirince hemen fotoğrafı elinden attı ve korkuyla geri çekildi. O buradaydı!
|
0% |