Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Hipnoz

@kafautuluyoruz

Bu bayram, babam bizi kendi memleketine amcamların yanına götürünce itiraz edemedik zaten ne zaman söz söylebildik ki? Saatlerce komşularla, akrabalarla bayramlaşmaktan sıkılmıştım. Biraz hava almak istemiştim. O sırada kardeşim de takılmıştı peşime tuturdu. "Ben de geleceğim!" diye. Evden çokta uzaklaşmadan -annemlerin görebileceği bir mesafeyle- etrafta geziniyorduk. Evin tam karşısında ormanlık arazi dikkatimi çekmişti. Gelirken fark etmemiştim. Amcamlar bu ormanın içinde duran evde oturuyorlarmış sonra evleri eskimiş olduğundan burayı depo olarak bırakmışlardı. İlk kez buraya gelmiş olmanın vermiş olduğu coşkuyla "Ya burası ne kadar güzel öyle değil mi?" diyerek kollarımı açtım. Etrafta şu çirkin evden başka her şey insana huzur veriyor gibiydi. Kuş sesinden, uçuşan kelebeklere kadar her şey muhteşemdi ta ki onu görene kadar. Kardeşimde büyülenmiş gibiydi. Soruma cevap vermeyince ona baktım. Bir yere kitlenmiş öylece bakıyordu. "Merve?" diye seslendim. "Nereye bakıyorsun öyle?"

Ağaçların arasında neredeyse yeşillikten kaybolmuş bir eve takılmıştı gözleri. "Şurada çok güzel bir bir ev var" diyerek oraya doğru hipnoz olmuş gibi gidiyordu. Hemen yerden kalkıp birkaç adım ilerledim. Bu güzelliğin içinde terk edilmiş harabe hiçte masum görünmüyordu. İçimi bir ürperti kapladı. Kapısı o kadar eskiydi ki üflesem uçacaktı. Kardeşim eski şeyleri çok severdi. Otantik falan diyor ama evin korkunç olduğunu görmüyordu. Eve doğru gidiyordu ki peşinden koşup yetiştim.

"Aslı bu ev çok iyi!" Bu söz üzerine kardeşimle ne kadar birbirimize zıt olduğumuzu bir kez daha görmüştüm. Harabe bir evin nesini sevmişti anlamamıştım. Perdeleri asılı duruyor ama korniş koptu kopacak, kapıyla uyumlu penceler de yıpranmıştı hatta birkaçı kırılmış olduğundan kötü bir izlenim veriyordu. Yani en azından benim için... Etrafta hayvanların çamurda izi çıkmış ayak izleri vardı. Biraz daha yaklaşacaktım ki üzerine bastığım şeyle gözüm otların arasına rastgeldi. Öyle pis bir koku vardı ki anlatacak kelime bulamıyordum. Ceset gibiydi. O sırada sineklerin etrafını sardığı domuz bağırsağına bakınca midem bulandı. Merve içeri girmek üzereydi ona yetişmem gerekiyordu. Pisliği temizlemekle uğraşmak yerine ayağımla otlara sürüp temizledim. Neyse ki kilitliydi. Ben kardeşimin ne yaptığına bakarken sanki o evinde kötü bir şey vardı ve kardeşimi içeriye davet ediyordu. Defalarca kez seslenmeme rağmen duymuyordu. Burada oek iyi şeyler dönmediği belliydi. Yerden aldığım bir çalıyı alıp Merve'ye fırlattım. Uykudan uyanmış gibi irkilip bana döndü. "Ne oldu bana? Neredeyim?"

Bilinçli olarak oraya gitmediğini biliyordum. Hâlinden tavrından anlaşılıyordu. Hemen kardeşimin koluna girip onu bu evden uzaklaştırdım. Merve hipnoz olmuşsa ben neden olmuyordum? Beni neden kendine çekmemişti bu ev? Aklım hâlâ o evdeydi. Gördüğüm şey neydi acaba? Göz yanılsamamsı mı? Yoksa gerçekten birileri mi vardı orada? Gece boyunca sohpet edip yiyip içtik evi de unutmuştum. Fakat Merve hâla daha durgundu. Ne olmuştu bilmiyorum ama fena etkilenmişti. İyi de o evde kim yaşabilir ki? Gecenin sonuna doğru salona yatağımız serilmişti. Merve bir koltuğa ben de öteki koltukta uyuyorduk daha doğru ben sadece gözlerimi kapatmıştım. O ise durmadan oraya bakıyordu. O eve! Pencereye vuran sesle sıçradım yataktan. Etrafa baktım hemen.

Gecenin bu saatinde birisi, viranenin önün de duruyordu ilk başta bir karartı gibi duruyordu. Merve de ona bakıyordu.


Loading...
0%