@kafra_luu
|
Dün Olimpos Zeus tapınağı'na gitmişlerdi. İlyada böyle şeyleri severdi. Bu yüzden de Yunanistan'da Yunan ve Roma mitolojisini okuyordu. Küçüklüğünden beri seviyordu, annesinin anlattığı masalları hep dinlerdi.
"Hey, sana sesleniyorum." dedi Kuzey.
"Hah, ne oldu?" diye cevap verir İlyada.
"Sana sesleniyorum, duymuyor musun beni?" dedi Kuzey.
"Hah, duymamışım seni." diye cevap verir İlyada.
"Belli duymadığın aklın nerede, senin İlyada?" dedi Kuzey.
"Bir yerde değil, aklım." dedi İlyada.
"Kesin aklın bir yerde değil, canım." dedi Kuzey.
"Off, onu bunu boşver de, yarın hoca hangi konuyu anlatacak biliyor musun?" dedi İlyada.
"Nerden bileceğim ben, hocanın yardımcısı mıyım ben?" diye cevap verir Kuzey.
"Keşke yardımcı olsaydın ya, belki bilirdik hangi dersi işleyeceğini." dedi İlyada.
"Kızım, senin bu mitoloji aşkın beni öldürüyor. Nasıl aşıksan mitolojiye?" dedi Kuzey.
"Çok aşığım, yakışıklı, mitoloji bir aşktır, devrimdir. Mitoloji insanı içine alıyor, tamam mi?". dedi İlyada.
"Tamam, canım arkadaşım, seninle mitolojiyi tartışmak ölüm gibi bir şey, hep kaybeden biz oluruz ha?" dedi Kuzey.
"Abartma, Kuzey, calışırsan sen de kazanırsın." dedi İlyada.
"Bilmez miyim ben?" dedi Kuzey.
"Bilirsin, bilirsin. Sen her şeyi bilirsin." dedi Kuzey.
"Kuzey, olum, ne oluyor sana?" dedi İlyada.
"Ne mi oluyor?" diye cevap verdi Kuzey.
"Aynen, ne oluyor sana, bakayım?" dedi İlyada.
"Ne bileyim, ne oluyor bana? Sen söyle bana, ne oluyor?" dedi Kuzey.
"Sana ne olduğunu ben nerden bileyim, yavru kuşum? Sen kendine ne olduğunu bilmezsen?" dedi İlyada.
"Beynim sikilmiş gibi hissediyorum ben." dedi Kuzey.
"Ne olmuş gibi hissediyorsun?" dedi İlyada.
"Sikilmiş gibi." dedi Kuzey.
"Her şekilde sikildiğin kaldı, bir beyninin sikilmediği kalmıştı, o da oldu, tam oldu." dedi İlyada.
"Tch, tch, yakıştıramadım sana, sikilmiş filan, ayıp oluyor, İlyada." dedi Kuzey.
"Ben sana ayıbı göstereceğim, tam olacak ha?" dedi İlyada.
"Aa, ayıp, ayıp, böyle şeyler denir mi?" dedi Kuzey.
"Kuzey, sabrımı sınamasan mı? Ha, sabrım taşınca neler olur, biliyor musun?" dedi İlyada.
"Bilmem mi gerekiyor?" dedi Kuzey.
"Bilsen iyi edersin." dedi İlyada.
"Zaten biliyorum, aşkısı." dedi Kuzey.
"Bilmesen şaşardım zaten." dedi İlyada.
"Biz neyi tartışıyoruz, te allam?" dedi Kuzey.
"Bir şey tartışıyoruz ama ne tartıştığımız meçhul." dedi İlyada.
"Ayy, yarın ki ders ne, onu öğrenmem gerek benim." dedi İlyada
"Yarın ki dersi ne yapacaksın, Tanrı aşkına? Derse girdiğinde hoca işlerse öğreneceksin zaten." dedi Kuzey.
"Belki de hoca soru sorarsa yanıt veririm." dedi İlyada.
Kuzey ciddi misin bakışı atar.
"Niye öyle bakıyorsun, yaa?" dedi İlyada.
"Ciddi misin diye bakıyorum? Hoca soru sorunca insanlar yanıt vermiyorlar mı, daha doğrusu öğrenciler?" dedi Kuzey.
"Veriyorlar da, ama sen çığır aşmak istiyorsun galiba ders, hem derse hocaya yanıt vermek filan" dedi İlyada.
"Çığır aşmak mı? Derse ilgi duymak çığır aşmak mıdır?" dedi Kuzey.
"Değil midir?" dedi İlyada.
"Sabır, sabır, sen beni deli edersin, ciddi anlamda." dedi Kuzey.
"Ama bu halimi de seviyorsun değil mi?" diye soru sorar tekrardan Kuzey.
"Baya seviyorum, hem de öyle böyle sevmek de değil." dedi İlyada.
"Nasıl sevmek o zaman?" dedi Kuzey.
"Anlatılmaz, yaşanır diyeyim ben sana." dedi İlyada.
"Öyle diyorsun yani?" dedi Kuzey.
"Diyorum, canım arkadaşım." dedi İlyada.
"Diyorsun yani?" dedi Kuzey.
"Diyorum dedim, yaa." dedi İlyada.
"Eh, peki öyle diyorsan, öyle olsun." dedi Kuzey.
Biraz daha orada durduktan sonra yurtlarına giderler.
|
0% |