Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.Bölüm

@kaizeninizimm

İnsan ilk görüşten aşık olurmu? Olurmuş çünkü ben oldum... Kara sevda dedikleri bu olsa gerek,aklımda kurduğum hayaller kötülerle bulandı bir an... Askerdi,binbaşıydı... Ya şehit olsaydı... Ya en güzel günümüzdeyken vazifeye gitseydi... Ahhh asker karısı olmak,hayali bile güzeldi ama yüzünü görüp yarasını sarmak kadar zordu...

Bana o asker verilmiş yaralarına bakmam gerekirse,onlarca dikiş atmam ameliyata almam söylenmişti... Odaya girdim uzun beyaz perdeyi kenara çektiğimde askerin oturduğu,üst vücudunda beyaz sargı yüzünde bir sırıtış,çünkü donup kalmıştım...

"Etkilendinmi küçük hanım?"

Hemen kendime geldim...

"Ne alakası var!?"

Yanına gelip bandajı açarken dişini sıktığını gördüm vücudunun her yerinde kurşun ve bıçak izi doluydu,ama gözleri beni kesiyordu... Kanayan yarasına baktım eldivenlerimi takıp... Tentürdiyotu pamuğa döktüm yaraya bastırdığımda hafif inledi.

"Sen nasıl askersin? Bir yaraya bile katlanamıyorsun."

Sırıttı. Şu sırıtışı görmek için dünyaları vereceğim kesindi...

"Askerım ben küçük hanım,binbaşı karayaman. Adımı duymuşsundur... Savaşlarda yüzen komutan."

İsmimin yazdığı karta baktı ve beni süzdü...

"Yani yaralansak bile bir güzelin elinden pansuman yapılınca acır canımız... Anladınmı beni doktor hanım"

Kurşunu çıkarırken sert davranıp çıkardım ve demir pansuman kabına koydum. Tekrar pamuğu bastırdım güldü. Gülmesi sinirlerimi oynattı. Dikiş aletini alıp iğneyle uyuşturdum. Dikmeye başladım

"Eliniz ağırmış doktor hanım"

"Fazla konuşuyorsun ve sinirimi bozuyorsun karayaman."

Ağzını kitlemiş gibi fermuar çeker gibi yaptı sırıtarak. Tüm pansumanları bitirdim ve yaralarını sardım. Arkamı döndüm kalkıp. Toplamaya başladım pamukları eldivenle tutup eldivenleri tek hamleyle çıkarıp çöp kutusuna attım. İç çekti...

"Benim annemde senin gibi bir doktordu..."

~2006...~

Ali annesinin yanına koşarak geldi annesi nefise yemek yapıyodu yoldan kopardığı minik papatyayı kulağına sıkıştırdı... Annesi üstünü bile çıkarmadan hastane önlüğüyle yemeği yapıyordu...

"Anne! Bu papatya sana çoook yakıştı!"

Nefise Ali'yi alıp taşıyıp tezgaha otutturdu yanağını öptü

"Benim arslan oğlum getirmiş,yakışmazmı..."

Ali güldü annesinin önlüğünü çıkardı hemen tezgahtan indi annesine yeni kıyafetler getirdi arkasını döndü masaya oturup yüzünü kollarına gömüp yavaş yavaş yeni öğrendiği 15 e kadar saydı... nefised hızlı şekilde giyinip eşlik etti

"veee 15!"
güldü ali hızlı şekilde annesine sarıldı gözleri parıldadı

"tam bir prenses gibisin anne..."

Annesi neşe içinde güldü alnını evladının alnına dayadı...

"anne hani haberlerde görüyoruz ya böyle güçlü güçlü abiler var bende o abilerden olmak istiyorum anne... ben türk askeri olmak istiyorum anne"

Annesinin gülüşü yerım kaldı çünkü babası,Alinin dedesi yüzbaşıydı,nefisenin doğum gününde askeriye saldırında şehit düşmüştü.. Böyle bir şeyi nasıl kabul ederdi ki,bir yanı gurur bir yanı hüzün doldu nefisenin. Minik oğlunun kömür karası saçlarını okşadı... sımsıkı sarılıp kokusunu içine çekti oğlunun..

~2024~
Alinin kara gözleri dalgın dalgın yeri izledi gözlerim doldu... Uzun sohbet fırsaımız varken yanına oturdum ve acı dolu bir tebessüğm ile ben anlatmaya başladım.

"Benim hayatım çocukluğum,istanbulun kenar mahallelerinden birinde,sürekli korku ve gerilim içinde geçti. Babam recep eve her geldiğinde sanki fırtına kopacakmış gibi hiisederdim. Küçükkenibabamın öfkesinin ne zaman patlayacağını kestiremezdim.Süreklidiken üstünde yaşardım.Bazen akşamları,onun ayak seslerini duyduğumda kalbim hızla çarpmaya başlardı.Annemle göz göze gelmemeye çalışır,başımı eğip sessizce odama çekilir,kulaklarımı tıkar,başka bir dünyaya kaçmaya çalışırdım. Ama hiçbir zaman yeterince uzaklaşamadım. Annem neriman beni korumak yerine sürekli benden mükemmel olmammı beklerdi. 'Komşulara rezil olmayalım' derdi sık sık,'kız dediğin terbiyeli olur,sesi çıkmaz,başını öne eğer.' Onun bu sözleri,üzerimdeki baskıyı arttırırdı. Annem beni koruyormuş gibi yapardı ama aslında toplumun ve babamın beklentilerine boyun eğmemi isterdi. Onun sessizliği,babamın şiddetini kabullenmemi kolaylaştırdı. Ne zaman babamın sert bakışlarını üzerimde hissetsem,annemin o çaresiz sessizliğine gömülürdüm. Benim için okul bir kaçış noktasıydı. Ama hep toplumun ve ailemin baskısından gerçek dünyaya dönerdim... Ergenlik çağına geldiğimde çok çalıştım gayret ettim ailem avukat olmamı isterken doktorluk ve ressamlık hayalimi umursamazken ben tüm bunlara rağmen istediğim bölümü kazandım. Babamın öfkesi annemin güvensizliğiyle tıp okudum. Şimdi ise burdayı adım yayılmış bir doktor oldum..."

Beni dinlyordu,yumruklarını sıktığını sinirlendiğini gördüm...

"şey,özür dilerim fazla konuştum."

Kalkıyordum ki incecik bileğimi saran el,beni kendine çekti

"konuş küçük hanım,konuş doktor hanım ben seni ebediyen dinlerim..."

toprak yeşili gözlerime,yüzümdeki çillerime ardından kumral saçlarıma odaklandı... Gülümsedim gamzelerim çıktı...

"senin şu gülüşün bana ötüken küçük hanım."

Yüzüm dahada gülmüşken bir şey oldu... Büyük bir gürültü Hastaneyi kapladı... Bomba... Bomba sesi...

Loading...
0%