@kaldirdikrafakocum
|
Odadan "gir"sesini duyunca hemen kapının kulpunu çevirip odaya girdim ve arkadan kapıyı kapattım. "şey rüzgar ben sana bisey soracaktım" Odadaki berjerde oturup kitap okuyan rüzgar kitabını bırakarak yanıma geldi ve "sor aylança"dedi. "ben duş alcam da başımdaki bandajı çıkartsam sorun olur mu" "sorun olmaz aylança ben yeniden pansuman yaparım başına "cevabını alınca "peki o zaman ben gidiyorum "diyerek kapıya yöneldim. "Peki o zaman sen git"diyerek beni tekrarlayan rüzgarla istemsiz sırıtarak odadan çıktım. İstemsizce bugün huzurlu hissediyorum hadi hayırlısı inşallah bir bok çıkmaz içinden. Bolcana aminn. Tekrar bana verilen odaya geldiğimde hemen soyunarak uzuncana bir duş aldım. Allah'ım sanki içimdeki kötü enerjiyi temizledim. 'off sen niye şimdi burç yorumcuları gibi böyle şeyler diyon' Off ne bilimm be. İçime huzur geldi işte rahatladım. Duşun ardından havanın soğukluğun dan dolayı kalın bir şeyler giymeye karar vererek lacivert bir sweet ve kalın pamuklu bir eşofman giydim. Saçlarımı da kurutunca odadan çıkıp soluğu yine rüzgarın odasında aldım. Başıma pansuman yapılması gerekliydi. Kapıyı çalınca yine aşina olduğum rüzgarın sesini duyunca içeri girdimki parsın da burda olduğunu fark ettim. Şimdi bunun burda ne işi vardı. Her yerden bir bok çıkacak illa. Hala ayakta kazık gibi dururken Rüzgar beni görünce yeni hatırlamış gibi"hah gel aylança başına pansuman yapalım"diye duvarda asılı duran sağlık çantasını aldı. Sağlık çantasını almasıyla bende onun yatağına oturup onun pansuman yapmasını beklemeye başladım. Rüzgar yanıma gelip pansuman yaparken parsta yanıma gelip oturarak sanki kendi canı yanıyormuşcusuna yüzünü buruşturdu ve "canın yanmıyor değil mi"diye sordu. Ne kadar onu terslemek istesem de bu davranışlarım yüzünden ergen gibi olduğumu düşünmesinler diyerek sustum ve sonra sorusuna cevap vermemek saygısızlık olacağı için "hayır acımıyor"dedim. 'hey edep sen ne güzel şeysin' Tabii edep güzelde herkeste yok iste. "bitti"diyerek yanımdan kalkan rüzgar ile bende oturduğum yataktan kalkıp "pansuman için teşekkür ederim"diyerek odadan çıktım. Çok bileydi onlara. 'lan taam onlar da hatalı ama bu kadar da ergen olunmaz amkk' Kes bence içimdeki mal ne kadar ergen olsam bile hiç çakal uzi dinlemedim. Hiç popüler kültür kölesi olmadım. Hiç bir ergenin yaptığı şeyleri yapmadım yani. 'at yalanı siksinler inanı' sonuncu dışında hepsi doğru ne kasıyon dedim hala benle tartışan iç sese. Allah'ım ben delirdim vala bak. Yani yolun ortasında bön bön durup kendi kendine kim konuşur kinee. Daha fazla burda böyle durmamaya karar verdiğim de hemen aşağı kata inerek oturma odasına geçtim. Kimsecikler yoktu galiba konak halkı hala uyuyordu. Hemen kendimi koltuğa atıp cebimden telefonumu çıkarttım ki internetimin olmaması ile siktiri çekerek ofladım. Yav neden yavv bir kez benim de internetim olsun acı nolurr. Ben içimden hala pahalı paket fiyatları yüzünden internet alamama söverken alperin gelmesi ile ona baktım. "günaydın"diyerek koltuğa oturan alperle bende ona günaydın dedim. Sonra can sıkıntısından derince yine ofladımm. "offf" "noldu" "canım sıkılıyor" "gel beraber pastahaneye gidelim hem can sıkıntın da geçer" "taam yaa gidelim o zaman" "hadi"diyerek ayağa kalkan alperle bende ayaklandım ve alpere"ceketimi alıp geliyorum"diyerek hızlıca yukarı çıktım. Odaya geldiğimde gardıroptan bir deri ceket alıp giydim ve aşağıya indim. Kapının önünde beni bekleyen alper beni görünce "hadi aylança"demişti. Beraber dışarı çıktığımızda alper"burdan yürüyerek 15 dakika uzaklıkta pastahane var ama eğer istersen arabayla da gidebiliriz". Aslında aşırı üşengeç bir insan olduğum için arabayla gitsek daha iyi olurdu ama alpere"sabah sabah yürüyüş olur hem yürüyerek gidelim "dedim alpere. Ama içim ne anlatıyon amkk ne güzel araba varken neden yürüyerek gidiyon diyordu. Alperle beraber pastahaneye doğru yürümeye başladığımız da ikimiz de sessizdik. Daha önce hiç konuşmuşluğumuz da yoktu zaten onunla. "ee aylança yarın okula başlıyacaksın biliyorsun di mi" "evet malaasef " "senin bölümün ne peki"dedi Alper daha da konu açmaya çalışarak. "sayısal seçicem ben daha doğrusu seçtim ama hiç başlamadım". "matematiğin iyi mi" "yani yanii iyi gibi" "fizik kimya biyoloji " "onlarda idare eder bir kimyam biraz güzel işte" "hmm anladım" Yolun geri kalanı ufak tefek sorular dışında sessiz geçerken pastahaneye varmış ekmek simit börek poğaça gibi şeyler alıp çıkıp tekrar konağa doğru yürümeye başladık. "of çok güzel kokmadı mı poğaça"diyen alperle başımı olumlu anlamda salladım. Bu alperde konu bulamayınca en saçma soruları soruyordu be. Kısa süre sonra konağa vardığımız da Alperle beraber kahvaltı telaşı içindeki avluya geçmiştik. Hafsa hanım yanımıza geldiğinde "neredeydiniz bakalım"demişti yarı hesapsorar bi tavırda ama şaka yaptığı belliydi. "Aylançayla pastahaneye gittik" "hmm iyi hadi o zaman ellerinizi yıkayıp sofraya gelin" Hafsa hanımın bu sözünü başımı sallayarak onayladım ve konağın içine doğru girdim. Arkamdan gelen adım sesleriyle alperin de elini yıkamak için geldiğini anlayınca hemen koşarak lavobaya girip kapıyı kapattım. Alper salağı arkamdan birden hızlı hızlı gelmeye başlamıştı. Ama bu aylo yermi. Yemezz. Ellerimi yıkayıp lavobadan çıktığımda Alperin kötü bakışlarıyla karşılaşsam da onu takmadan hafif sırıtarak yanından geçerek avluya geçtim. Avluya geldiğimde hazır kahvaltı sofrasına oturup arkama yaslandım ve bir kaç dakika sonra da yanımdaki sandalye çekilmişti. Başımı sağa çevirdiğimde alperi görmemle tekrar sırıtıp önüme döndüm. "çok gıcıksın biliyormusun"diye soran alperle yine sırıtarak "evet"dedim. Alper yine bana kötü bakışlarını atmıştı ama bu sefer bişey demedi. Bende bişey demeyerek önüme dönüp kahvaltımı etmeye başladım. | | | Evet okulu sevmiyorum günahım kadar bile sevmiyorum. Okul eşittir bok yuvası. Okulu seven maldır. Türkiye'nin eğitim sistemi iğrençtir. Vs vs vs. Okulla ilgili mükemmel sloganlar aylança dan sorulur. Okulu günahım kadar sevmesem bile okul alışverişi yapmayı seven tayfa bir el sallayın bakalım. Kahvaltı dan sonra hafsa hanım beni ve azizi alışveriş yapmak için göndermişti. Ve bende avmye giderkene okula, eğitim sistemine ve o malûm kişiye sövüyordum. Neden illa okumak gerekli kine. Yani mesela doktor olmak isteyen bir kisinin zaten üniversite de öğrendikleri dışında tüm eğitim öğretim yılında öğrendiklerini boş zaten. Boş yanii. Ama bunu anlamıyorlar. Ben hala içinden eğitim sistemine söverkene sonunda araba bir AVM'nin önünde durmuştu. Arabadan indiğimde aziz de benim ardımdan hemen inmişti. Beraber AVM ye girdiğimizde etrafa bir göz gezdirip kırtasiye ye girmiştim. Aşırı üşengeç bir insan olduğumdan hemen eve gitmek istiyordum. 'Daha yeni geldik ya amk' olabilir ama ben hemen gitmek istiyorum. Kırtasiye ye girdiğimde ihtiyacım olan hemen hemen her şeyi aldığımda azizi kasanın yanında beni beklerken gördüm. Ve elinde de bir poşet vardı. Yoh amk bu ne hız. Kucağımdaki defter mefter ne varsa hepsini kasaya bıraktım. Aziz fiyatını öderken bende etrafa bakıyordum. Ne yani param yoktu bide ben ödeyeceğim sizin paranızı istemiyorum triplerine giremezdim. Aziz parayı ödeyince poşetleri alarak kırtasiye den dışarı çıktım. Azizde yanıma gelince "hadi gidelim"dedim hemen. "annem bir kaç kıyafet falan alın sinemaya gidin yemek yiyin falan demişti ama"diyerek ensesini kaşıyan azizle bunun hafsa hanım değilde kendisinin uydurduğu aşikardı. Ama böyle de çok tatlı olmuştu şerefsiz. 'mallık yapma aylança azcık zaman geçirseniz ne olur' taam ya acıdım şu azize . "peki madem"dedim pekte memnun olmayarak. Biraz naz gerekti. 'o senin abin gerizekalı kartala yap sen o nazını ' yav şimdi Kartal ne alaka hmm. NE ALAKA Biz sadece arkadaşız. 'he he' "Hadi o zaman"diyerek koluma girerek beni sürükleyen azizle "yavaş olsana be"diye cırladım" "tamam kızım ya" diyerek bu sefer daha insancıl yolla kolumu tutan azizle bende ona ayak uydurdum ve turumuza başlamış bulunduk. -BÖLÜM SONU-
|
0% |