@kaldirdikrafakocum
|
Medya:Aylança
Boğazımdaki kuruluk gittikçe uykumun içine ettiği için istemeyerekte olsa gözlerimi araladım.
Hayvan gibi susamıştım.
Odada su olmadığı için telefonumun fenerini açıp bana verilen odadan çıktım.
Büyük ihtimalle saat gece 1'e geliyordu.Bu yüzden ışığı açıp milleti uyandırmak gibi bir fikrim yoktu.
'büyük ihtimalle diyeceğine elindeki telefondan saate baksan ya hanii '
Evet arkadaşlar bu iç sesimiz mal gerçekten.Bizim eski sınıfta zehra diye bir varlık vardı böyle her boku bildiğini sanıp ,akıl veren.Hep sessiz olun yaa ders çalışıyorum diyan haa tam o.
İnsan kimi kınarsa ona dönüşür ya benim ki de o hesap.
İç sesimle olan tartışmam bu kadarken çoktan mutfağa gelmiştim bile.
Kapısı kapalı olan kapıyı yavaşca açınca ağzımın kapatılıp kapıya çalınmam bir oldu.
Çığlık atmaya çalışıyor lakin ağzımdaki kürek gibi el sayesinde çığlığım boğuk bir şekilde çıkıyordu.
"Kimsen sen"diyen kalın sesi duyunca elimdeki telefonu kaldırıp adamın yüzüne tuttum.
30 yaşlarda esmer bir adamdı.
"hımmm"dedim ağzındaki elimi göstererek "çekiceğim ama bağırma"diyen esmer adam elini ağzımdan çekti.
"ne demek kimsin sen,bu da yenimi çıktı hangi hırsız soyduğu evdeki kişilere kimsin sen diyo"dedim hayretle.
"oradan bakınca hırsıza mı benziyorum"diyen adamla"evet"dedim.
Adam dayanamıyormuşçasına ellerini başına götürüp okşamaya başladı ve"yeni temizlikçi kız mısın yoksa"dedi.
"yooo ben rüzgarın karısıyım ne temizlikçisi"dedim alayla.
"Ohaa"diye aniden bağıran adamla "Sus duyacaklar"diyerek bende bağırdım.
"Bana sus diyon sen bağırıyon sende biraz mallık varmı küçük yenge"
"Allah'ım küçük yenge diyo birde yaa"
"niye rüzgarın karısı değil misin"diye soran avanakla "sen cidden aptal mısın ilk önce bir rüzgarın yanında nasıl dururum onu düşün sonra tekrar sor bu soruyu tamam mı?"
"Galiba haklısın rüzgarın yanında bayağı küçük durursun sen .Sanırım 13 yaşında falansın boyunda taş çatlasa 1.45 tir.Pardon bacım hani adanadayız ya burada aşiret falan oluyor bende seni berdele kurban gitti sandım ".
"yaa sabır,sen arap mısın kardeşim ben 16 yaşındayım hem boyum da 1.59".
"1.59 'a bu kadar övünüyorsunya ,herhalde boyun bir 1.60 olsa ölürsün övmekten"
"bak boy benim kır- diyordum ki "tamam tamam anladım sen şimdi neysin"diyen esmerle "onu bende bilmiyom be aga"dedim efkarlıca.
"öghhh kusacam bu nasıl ergence konuşma"diyen adamla gözlerimi yumdum bu adam tam köteklikti ve ironi denen şeyden asla anlamıyordu.
"sensin ergen"dedim dişlerimi sıkaraktan.
"of tamam"dedi gülerek"cidden kimsin sen"diyen adamla"ben aylança, yıllardır ölü olarak bilinen kız"
"o mevzudan annem bahsetmişti sen yaşıyorsun cidden ha"
"senin annen kim ki"dedim merakla.
"ayşeee"diye kelimeyi ağzında uzatan adamla"seninle ben kuzeniz o zaman"dedim.
"öyleymiş prenses"deyip gülen murat ardından "ne için geldin gecenin bir saati mutfağa"diye sordu.
Bu adam gerizekalımı gecenin bir saati mutfakta ne yapılır.
"gecenin bu saatinde ne yapılır?su içmek için geldim asıl sen ne için burdasın"dedim merakla.
"tüm gün bürodaydım hayvan gibi acıktığım için buradayım"derken bir yandan da dolaptan akşamki yemekleri çıkaran muratla arıtmadan bir bardak su koyup içtim ve birde sürahiye su doldurdum.
"sana afiyet olsun o zaman ben kaçar"diyerek su doldurduğum sürahiyi elime aldım.
Mutfaktan çıkarken muratın yemek yediğinden dolayı boğuk çıkan sesiyle sağol dediğini duyunca istemsizce gülerek odama gidip yarım kalmış uykuma devam ettim. | | |
"Aylançaa kalk"diyerek başımda bağıran azizle "ne var kalktım işte ne var"diye hafifçe bağırdım.
"kahvaltı hazır hadi gel"
"üstümü değiştirip gelirim"diye mırıldanıp yataktan kalktım.
Paytak adımlarla banyoya giderken "üstünü değiştirme sadece yüzüne yıka da gel geri uyursun"diyen azizin teklifini üstümü değiştiremeyecek bir halde olduğum için kabul ettim.
Yüzümü yıkayıp aşağı indiğimde çalışan kızlardan biri beni görüp "gelin aylança hanım yemek odası bu tarafta"diyerek beni yönlendiren kadınla"aylança"dedim
"anlamadım"diyen kadınla derin bir nefes alıp "aylança demeniz yeterli "dedim.
"peki o zaman"diyen kadınla gülümseyip yemek odasına girdim.
Herkes sofrada oturmuş bekliyordu.
"pardon geciktim"diyerek azizin yanındaki boş yere oturdum.
Masaya oturmamla "önemli değil ya küçük çocukların uykusunu alması önemli zaten"diyen haktanla göz devirdim.
"haktaan"diyen ayşe yengeyle"ne var anne ,yarım saatir hanfendiyi bekliyoruz"dedi haktan ayısı.
"tekrardan kusura bakmayın "dedim mahcup bir tavırla.
"önemli değil kızım"diyen hafsa hanımla ona gülümseyip dede bey afiyet olsun dediğinde kahvaltıya başladım.
Masada murat ve bir adam gözüme çarpmıştı.Hafsa hanım benim onlara baktığımı görmüş olmalı ki "kızım abin pars ve kuzenin murat"dedi.
Pars bana baş selamı vererek önüne döndü murat ise sırıtarak"biz zaten tanıştık küçük hanımla"dedi ve bana göz kırptı.
"nasıl"diyen bu sefer Ayşe yengeydi.
"dün mutfağa su içmek için gutmiştimde öyle"dedim bir an önce konunun kapanması için.
"aynen"dedi murat da.
Bu konuşmadan sonra zaten hiç kimse konuşmadan kahvaltısına devam etmişti.
Doyduğumu hissettiğimde afiyet olsun diyerek masadan kalktım.
Ardından bana verilen odaya geçtiğimde bir adana turu güzel olur diye düşünerek getirdiğim çantamdan beyaz bir tişört ve mavi bir jean çıkardım.
Zaten dalgalı olan saçlarıma hiç bir şey yapmadan yüzüme güneş kremi sürüp dudağıma lipbalm sürdüm.
Ve hazırım.
Ayıptır söylemesi taş gibiydim.Rabbim boydan kısaltınca bayağı güzellik vermiş bu kuluna.
Ayağıma da siyah Converselerimi geçirip aşağı indim.
Herkes salondaydı.
"şeyy"dedim dikkat üzerime çekerek"ben dışarıya çıkacağımda biraz geç gelebilirim"
"tek başına mı kızım"diyen hafsa hanımdı."evet tek başıma"
"azizde seninle gelsin"dedi Barlas bey soğuk bir sesle.
"gerek yok ben tek gid-"
"azizde seninle gelsin dedim yoksa hiç gidemezsin"diyen Barlasla sinirle gözlerimi yumdum.
Bu adam manyaktı.
"siz bana karışamazsınız yıl olmuş 2024 telefon var teknoloji var hiç bir şey olmaz"dedim sinirle.
"ne yazik ki o saçma teste göre babanım bu nedenle karışırım".
Hayır bu hayvan herifin sözlerine gözlerim dolmamalı hayır.
"barlass"diyen hafsa hanımdı.
"haddini aşmayasın oğul"diyende dede bey.
"o test saçmaysa bana karışmayın o zaman "dedim ve hızlı adımlarla salondan çıktım.
Kendini bir halt sanıyordu baba bozuntusu.
Bahçe kapısının önüne geldiğimde korumalara "kapıyı açar mısınız"dedim.
"üzgünüm hanımım barlas beyin emri var açamayız"diyen korumayla daha da sinirlenip tekrar odama geri döndüm.
Barlas Taşdemir sen kurnazsan bende kurnazım.Bakalım ben bu evden çıkıyormuyum çıkmıyormuyum.
-BÖLÜM SONU-
|
0% |