Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kalemdendusen

Kikayemize geçmeden önce hikayeyi eğer beğenirseniz kütüphanenize ekler misiniz?

Sabahın erken saatlerinde camdan gelen sert güneş ışığıyla Elif'in başı zonklamaya başladı. Hafif bir baş ağrısıyla yataktan kalktı ve pencereye doğru yürüdü. Tam o sırada kapı hızla çalındı. Elif, üzerine hızlıca bir hırka geçirip kapıyı açtı.

 

"Ne oldu Rıza?" diye sordu, hâlâ uykulu bir sesle.

 

"Elif Hanım, Halit Bey sizi hemen görmek istiyor," dedi Rıza, aceleyle.

 

"Tamam, 10 dakikaya geliyorum," diyerek kapıyı kapattı ve aceleyle üstünü değiştirdi. Aşağı inerken içi sıkışmıştı. Yine ne olmuş olabilir? diye düşündü. Merdivenlerden iner inmez evin her köşesinden dikkatli bakışlar ona çevrildi.

 

"Neler oluyor?" diye sordu, gergin bir şekilde etrafa bakarak.

 

Babası elindeki cep telefonunu göstererek, "Bu ne Elif! Bu ne?!" diye sert bir ses tonuyla bağırdı. Elif, hemen anladı; gece dışarıda çekilen videosu internete düşmüş olmalıydı. Bu sefer gerçekten zor durumdayım, diye düşündü.

 

"Baba, o video eski gerçekten. Şimdi tekrar yayınlamışlar," diye açıklamaya çalıştı.

 

"Eski video ha? Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun? Yüzün aynı, kıyafetin aynı! Gece evden kaçtığını fark etmediğimi mi düşünüyorsun?" diye sertçe karşılık verdi babası.

 

Elif'in açıklamaları işe yaramadı. Babasının öfkesi her geçen an artıyordu.

 

"Bu böyle gitmeyecek Elif! Sonunda bizi rezil edeceksin! Yeter artık! Önümüzdeki ay nişanlanıyorsun, karar verildi!" dedi kararlı bir sesle.

 

"Nişan mı? Baba, lütfen! Daha çok gencim, bunu yapamam! Söz veriyorum, bir daha dışarı çıkmayacağım. Ama nişan olmaz, hayır!" dedi Elif, sesi titreyerek.

 

Ancak babasının geri adım atmaya niyeti yoktu; her şey çoktan planlanmıştı.

"Sana fikrini soran olmadı, Melis," dedi Halil Bey sert bir şekilde, "yarından itibaren bize uygun bir damat bakmaya başla," diye ekleyerek odasına yöneldi.

 

"Hayır, teyze, hayır! Ben istemiyorum, lütfen bir şeyler yap. Bulamadım de, yalvarırım," diye Melis’e döndü Elif, çaresizlikle.

 

"Elifcim, seni savunabilecek bir durum bırakmadın ki. Maalesef elimden bir şey gelmez," dedi Melis, kaşlarını kaldırarak.

 

"Anne, sen bir şeyler söyle, lütfen!" diye annesine döndü Elif, son bir umutla.

 

"Gel, odanda konuşalım," dedi annesi yumuşak bir ses tonuyla. Elif, annesiyle birlikte odasına çıktı.

 

"Elif, bak babam sana daha önce de bu konuda uyarıda bulunmuştu. Neden hâlâ ters düşüyorsun?" dedi, ablası Zeynep, biraz sertçe.

 

"Bunaldım, abla! Ev üzerime geliyor, sıkılıyorum!" dedi Elif, içindeki tüm sıkışmışlığı dışa vurarak.

 

"Babana karşı çıkma, kızım. Ne diyorsa yap," dedi annesi, sakin bir sesle.

 

"Mutlu olmayacağım, mutsuz olacağım!" dedi Elif, içten bir isyanla.

 

"Nereden biliyorsun? Belki de çok mutlu olursun," diye ekledi Zeynep, iyimser bir ses tonuyla.

 

"Ne yani, kurbanlık mı seçiyoruz? Damat seç ne demek?! Hem ben Yusuf’tan vazgeçemem," dedi Elif, sesinde kararlılık vardı.

 

"O zaman Yusuf gelsin, babamın karşısına çıksın. Desin ki: 'Ben Elif’e aşığım, onunla evlenmek istiyorum.' Madem öyle," dedi Zeynep, meydan okuyarak.

 

"Abla, öyle olmaz ki. Evliliğe hazır değiliz daha," dedi Elif, gözlerini kaçırarak.

 

"Yusuf’un cesareti yok desene!" dedi Zeynep, sertçe.

 

"Abla! Lütfen!" dedi Elif, gözlerini devirerek.

 

"Ne ablası? Yalan mı?" diye ekledi Zeynep, daha da sert bir tonla.

 

"Bu konu burada kapanıyor, Elif," dedi annesi, son noktayı koyarak.

 

"Saçmalamayın, Allah aşkına!" dedi Elif, öfkeyle.

 

"Elif, yeter! Bu gidişle değil Yusuf, hiçbir adam seni almaz," dedi annesi, kesin bir dille.

 

Loading...
0%