Yeni Üyelik
37.
Bölüm

20.Bölüm

@kalemdendusen

🛏️➡️🚿➡️👭💬➡️🛏️🛋️➡️🍽️🍷➡️😄💬➡️🛏️❌➡️🛋️😆🛏️🛌

 

 

 

 

Fatih ve Atakan, Elif ile Zeynep’i güvenli bir şekilde odalarına yerleştirdikten sonra derin bir nefes aldılar. Oda sessiz ve huzurlu bir ortam sunuyordu, deniz manzarası ise adeta zihni ferahlatıyordu. Ancak Fatih'in içindeki gerginlik devam ediyordu. Elif ve Zeynep’in burada olmalarının nedeni hâlâ tehlikeliydi; Zeynep'in biran önce İstanbul'daki konaklarına dönmeleri gerekiyordu. Ailesine öyle demişti.

 

Fatih, sessizce pencereye doğru yürüyüp manzaraya baktı. Düşünceleri dağınıktı. Bir yandan annesinin onları fark etmesinden endişe ediyor, bir yandan da Elif’in yaşadığı tüm bu zorluklara nasıl katlandığını düşünüyordu. O kadar sessiz ve güçlü görünüyordu ki... Ama içeride neler yaşadığını kimse bilemezdi.

Elif, Fatih’in düşünceli halini izlerken odanın diğer ucunda Zeynep, sessizce bir koltuğa oturmuştu. Yorgundu, ancak kardeşi Elif’in yanında olmak onu biraz rahatlatmış gibiydi.

 

“Atakan,” dedi Fatih sessizce, “Buradan nasıl çıkaracağız Zeynep'i tekrar sandıkla mı?

Zeynep " Bu iş daha karmaşık bir hal aldı. Ne sandığı yaaa ben asla o sandığa bir daha girmem.”

Herkes Zeynep'e kendini tutamayarak sırıtıyordu.

Fatih "Belki içinden...." Zeynep Fatih'in sözünü bitirmesine izin vermeden "tamam suss suss anladık antika hazine."

 

Atakan omuzlarını silkerek Fatih'e yaklaştı. “Bir yolunu buluruz, ama şimdi onlara dinlenmeleri için zaman verelim.”

Zeynep, bakışlarını Fatih ve Atakan’dan kaçırarak kardeşine döndü. “Elif, bu kadar sessiz kalmana dayanamıyorum. Lütfen bize ne düşündüğünü söyle.”

Elif, derin bir nefes alarak Zeynep’e baktı. “Ne düşünebilirim ki? Bu kadar yol katettik ama hâlâ kendimi güvende hissedemiyorum. Sadece kaçmak istemiyorum, özgür olmak istiyorum. Davut'un gölgesi hep üzerimizde.”

Zeynep kardeşinin elini tuttu. “Biz buradayız, birlikteyiz. Her şey düzelecek.”

Fatih, Elif’in konuşmasını dinlerken içindeki koruyucu duygular daha da güçlendi. Onlara yardım etmek zorundaydı, ama nasıl?

Tam o sırada merdivenlerden sesler gelmeye başldı.

Kapı aralandı. Gülnihal Hanım, odanın kapısında belirmişti. Şüphe dolu bakışları Fatih’in üzerinde geziniyordu.

“Ne yapıyorsun burada bu saatte, Fatih? O sandık nereye gitti?”

Fatih donup kaldı, annesinin ansızın ortaya çıkışı onu hazırlıksız yakalamıştı. Durumu toparlamak için hemen bir bahane uydurdu. “Ah, anne. Sandığı yerleştiriyordum."

Gülnihal Hanım kaşlarını çatarak odayı süzdü. “Bana yalan söyleme, Fatih. Bu işte bir gariplik var.”

Elif ve Zeynep derin bir nefesle yatağın diğer tarafında saklanmaya çalışırken Fatih, annesinin dikkatini dağıtmak için onu dışarı davet etti. “Anne, gerçekten bir sorun yok. Ama konuşmamız gereken bir şey var. Aşağıda biraz oturalım mı?”

Gülnihal Hanım’ın gözleri şüpheyle daraldı, ama yine de Fatih’in teklifini kabul etti. “Peki, gel bakalım. Ama bu işin peşini bırakmayacağım.”

 

Fatih, annesini dışarı çıkarırken Atakan kapıyı kapattı ve Elif ile Zeynep'e döndü. “Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Sizde biraz dinlenirsiniz.” dedi kısık bir sesle.

 

Odanın içinde kısa bir sessizlik hakim oldu. Elif, Zeynep’in elini sıkarak onu rahatlatmaya çalıştı. Tehlike henüz sona ermemişti, ama birlikte oldukları sürece her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyordu.

Loading...
0%