Yeni Üyelik
40.
Bölüm

21. Bölüm

@kalemdendusen

Zeynep, Elif ile Fatih’in odasında oturmuş düşüncelere dalmıştı. Sessizlik odayı kaplamışken, Zeynep’in telefonu titredi. Mesajı açtı ve kaşlarını çattı.

 

“Kızım biz İstanbul’a geliyoruz. Haberin olsun,” yazıyordu annesi Esma’dan gelen mesajda.

 

Zeynep, içindeki tedirginlikle Elif’e döndü. “Annemler İstanbul’a geliyor. Konakta olmadığımı fark ettiklerinde ortalık karışır.”

 

Elif, derin bir nefes aldı ve yavaşça başını salladı. “O zaman senin bir an önce konağa dönmen gerekiyor.”

 

Tam bu sırada, kapı yavaşça açıldı ve Fatih ile Atakan odaya girdiler. İkisinin de yüzünde tuhaf bir merak vardı.

 

“Ne oluyor burada?” diye sordu Fatih, bakışlarını Zeynep’e dikerek.

 

Zeynep, annesinden gelen mesajı onlara gösterdi. “Annemler geliyor. Şimdi benim konakta olmam lazım. Ama nasıl çıkacağım buradan fark edilmeden?”

 

Fatih, biraz düşündükten sonra gözleri ışıldayarak cevap verdi. “Tamam, Zeynep. Seni çıkarmanın bir yolunu buluruz. Gerçi sıradan bir yöntem işe yaramaz. Konu gizli bir operasyon olduğunda yaratıcı olmalıyız.”

 

Atakan ise hafif bir gülümsemeyle Fatih’e döndü. “Ne tür bir 'yaratıcı’ çözüm bulacaksın? Bu iş ciddi.”

 

Fatih, odanın içinde dolaşmaya başladı, bir plan yapıyormuş gibi parmaklarını şıklattı. “Tamam! Ne dersiniz, Zeynep'i bir oda servisi arabasıyla çıkarsak? Ya da... bekleyin, daha iyi bir fikir! Zeynep’i kılık değiştirmiş olarak çıkaralım.”

 

Zeynep kaşlarını kaldırdı. “Kılık değiştirmek mi?”

 

Fatih, gülümseyerek başını salladı. “Evet, seni bir hizmetli gibi giydireceğiz. Kimse seni tanımaz, böylece rahatça çıkarsın!”

 

Atakan, bu planı düşünür gibi başını salladı. “Evet, belki işe yarayabilir. Ama birinin dikkatini çekmeden nasıl yapacağız?”

 

Fatih, kendinden emin bir şekilde devam etti: “Biz dikkat çekecek kadar abartılı davranacağız, böylece kimse Zeynep’e bakmayacak bile. Sanki bir tartışma çıkarıyormuşuz gibi yaparız.”

 

Elif de bu fikri duyar duymaz bir tebessümle başını salladı. “Biraz çılgınca ama belki gerçekten işe yarar.”

 

Zeynep, derin bir nefes alarak başını salladı. “Tamam, başka çarem yok yok. Deneyelim.”

 

Fatih’in gözleri parladı. “Harika! O zaman hazırlanın, operasyon başlıyor.”

Fatih gülümseyerek tekrar atıldı. “Kılık değiştirme işini abartmadan yaparız. Evin temizlik görevlilerinden biri gibi çıkacaksın. Ama biz de dikkat dağıtacağız.”

​​​​​​

 

Zeynep şüpheyle sordu: “Ne gibi bir dikkat dağıtma?”

 

Fatih, bir yandan odanın çevresinde dolanırken parmağını kaldırdı. “Biz Atakanla salona inip biraz gürültü yapacağız. Sanki bir şey arıyormuşuz gibi ortalığı karıştıracağız. Sen de bu sırada sakin bir şekilde villadan çıkarsın. Bizim üzerimize odaklanırlar.”

 

Zeynep derin bir nefes alarak ayağa kalktı. “Peki, denemekten başka çaremiz yok sanırım.”

 

Fatih hızla başını salladı. “Aynen öyle! Şimdi hemen harekete geçmeliyiz.”

 

Atakan araya girdi. “Sadece fazla abartmayalım, dikkat çekmek istemiyoruz.”

 

Fatih kıkırdadı. “Merak etme, ortalığı yıkmayacağız, sadece biraz kafa karıştıracağız.”

 

Elif, Zeynep’e sarılarak ona cesaret verdi. “Her şey yoluna girecek. Kendine dikkat et.”

 

Zeynep başını sallayarak ona sarıldı. “Sen de.”

 

Fatih kapıyı açarak dışarıya baktı. “Tamam, harekete geçiyoruz. Zeynep, hizmetli kıyafetlerini giy ve biz hazır olunca aşağıda buluşacağız.”

 

Zeynep hızla kıyafetlerini değiştirdi, saçlarını sade bir şekilde topladı ve aynada kendisine bakıp derin bir nefes aldı. Artık dikkat çekmeden çıkmaya hazırdı.

 

Fatih ve Atakan kapıdan çıkarken, Fatih bir kez daha güldü. “Zeynep, hazır ol. Biz salona indiğimizde harekete geçeceksin!”

 

Zeynep gergin bir şekilde onlara baktı ama başka çareleri yoktu. Fatih ve Atakan’ın peşinden sessizce kapıdan çıktı, onlar salonda planlarını uygularken Zeynep de dikkat çekmeden villadan ayrılmak üzere harekete geçti.

Sonunda Zeynep, bu kılıkta sessizce evden çıktı. Fatih ve Atakan, dışarıda gözetleyerek durumu kontrol ederken, Zeynep’in gözlerden uzaklaşmasını sağladılar. Herkes başarılı bir şekilde durumu idare etmişti.

 

Fatih ise arkasına yaslanarak Atakan’a baktı. “Böyle küçük sorunları çözmek, bizim işimiz.”

**********************

Halit ve Esma, Davut’la birlikte Urfa'dan İstanbul'a varıp konağa geldiklerinde Zeynep’i evde buldular. Zeynep, kapıyı açtığında şaşırmış ama bir o kadar da sakin görünmeye çalışıyordu. Onu karmaşık duygular içine sokmuştu. Esma kızını gördüğü anda derin bir nefes aldı ve hemen ona doğru koştu.

 

“Kızım! İyi misin?” diye sordu, gözlerinde endişe vardı.

 

Zeynep, annesine hafif bir gülümsemeyle karşılık verdi. “İyiyim anne, neden böyle birden geldiniz?”

 

Halit, sert bir ifadeyle Zeynep’in yanına geldi. “Elif nerede? Onun nerede olduğunu biliyormusun?”

 

Zeynep bu soru karşısında bir an duraksadı. Elif’in yerini biliyor olsa da, o an babasına gerçeği söylemek istemedi. Gözlerini kaçırarak, “Bilmiyorum. Onu siz getirmediniz mi Antep'ten ?” dedi.

Ama Halit’in öfkeli bakışlarını görünce sessiz kalmayı tercih etti.

 

Davut ise bu sahneyi sessizce izliyordu. Zeynep’in yalan söylediğini fark etmişti, ama o da şimdilik susmayı tercih etti. Elif’in nerede olduğunu gerçekten bilmiyor muydu yoksa gizlemeye mi çalışıyordu, bundan emin olamıyordu.

 

Halit, bir adım geri çekildi. "Elif’in nereye gittiğini öğrenene kadar burada kalacağız," dedi sert bir şekilde.

 

Zeynep bu sözler karşısında kendini daha da sıkışmış hissediyordu. Elif’in yerini söylese, işler çok daha karışabilirdi. Ama söylemezse, babasının öfkesi ve Davut’un baskısı altında ne yapacağını bilemiyordu.

 

 

Zeynep, davut ve babasıyla göz göze gelmekten kaçınarak, “Ben gerçekten bilmiyorum,” dedi tekrar. Ama bu söz, Halit’in içine şüphe tohumları ekmeye yetmişti. Kızının bir şeyler sakladığından neredeyse emindi.

 

Davut, bu sahnenin ortasında sessizce izlerken, içinde bir sıkıntı büyümeye başlamıştı. Elif'in nerede olduğunu öğrenmek onun için de önemliydi, ama Zeynep’in tavırları onu daha da şüphelendirmişti.

 

Halit, bakışlarını Zeynep’e dikerek, "Bir şey saklıyorsan, bunun ortaya çıkmaması imkânsız. Elif’i bulmak için ne gerekiyorsa yapacağız," dedi ve kapıyı sertçe kapatarak içeri girdi. Davut da arkasından sessizce onu takip etti. Konağın içinde bir gerginlik hâkimdi, ve bu gerginlik, her an daha büyük bir patlamaya dönüşebilirdi.

On dakika sonra, Esma, Zeynep’i kolundan tutarak odasına çekti. Kapıyı sessizce kapattı ve Zeynep’in yüzüne dikkatle baktı. Gözlerinde hem endişe hem de korku vardı. Zeynep annesinin bu bakışlarını tanıyordu; bir şeyleri öğrendiğinde, ondan bir cevap beklediğini hissediyordu. Esma, sessizce oturduktan sonra sordu:

Elif nerede, Zeynep?

Derin bir nefes aldı, başını öne eğdi ve mırıldandı:

 

"Anne... Elif güvende. O... Bahsettiğim kişilerin yanında."

Esma'nın kaşları çatıldı, Zeynep’e doğru eğildi. "Kimdir o bahsettiğin kişiler? Kimdir necidirler? Neden böyle belirsiz konuşuyorsun?"

Zeynep başını yavaşça kaldırdı ve annesinin gözlerine baktı. "Derinler ailesi anne. Güvenilir insanlar, gerçekten. Onlar bizim memlekettenlermiş, Urfa’dan tanıdıklarımız."

Esma kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı. "Zeynep, bu kadar basit olamaz. Neden böyle gizemli bir hale büründü her şey? Bu insanlar neden Elif'i yanlarına alıyor? Bize anlatmadığın başka bir şey mi var?"

Zeynep içten içe geriliyordu, ama dışarıya belli etmemeye çalıştı. "Anne, gerçekten güvendiğimiz insanlar. Elif'e zarar vermezler, tam tersine koruyorlar. Derinler ailesinde Fatih, Elif'i korumak için yanına aldı. Eğer burada kalsaydı, Davut’un baskısı onu yok ederdi. Bunu sen de biliyorsun."

Esma, Zeynep’in söylediklerini sindirmeye çalışırken endişeyle ellerini ovuşturuyordu. "Peki ya Halit? kızını alıp kaçırdıklarını öğrenirse ne olur sanıyorsun? Hem Davut… O hiçbir şeyi unutmamış gibi görünüyor. Elif’i ne pahasına olursa olsun bulmaya çalışacak."

 

Tam o sırada, odanın dışında bir gölge kıpırdadı. Davut, kapının ardından tüm konuşmaları duyuyordu. Kimdi bu derinler diye düşundü. Ne pahasına olursa olsun Elif'i alıp Urfa'ya götürmek istiyordu. Sessizce konaktan çıkıp adamlarını topladı.

 

 

 

Loading...
0%