@kalemdendusen
|
İçimde kötü bir his oluşmaya başladı. Belki de dalgaların arasında kalmıştı. Ayağa fırlayıp denize daldım. Gözlerim çılgınca etrafı tarıyordu. "Aslı! Aslı!" diye bağırıyordum ama sadece dalgaların sesi geliyordu. Paniklemeye başlamıştım. Nefesim daralıyor, kalbim göğsümden fırlayacak gibi oluyordu. Bir süre sonra, uzaklarda bir şey gördüm. Aslı! Ama çok uzaktaydı ve dalgalar onu sürekli örtüyor, tekrar gözden kaybediyordu. Tüm gücümle ona doğru yüzmeye başladım. Kalbim yerinden oynamak üzereydi. Nihayet ona ulaştığımda, bitkin bir şekilde ona sarıldım. "Aslı, çok korktum!" diye fısıldadım. O da bana sıkıca sarıldı. "Ben de çok korktum," dedi titrek bir sesle. Tam rahat bir nefes alacakken, birdenbire büyük bir gölge üzerimize düştü. Başımı kaldırdığımda, devasa bir köpekbalığıyla göz göze geldim. Kalbim yerinden fırladı. Aslı'yı daha sıkı sıktım ve suyun altında daha derine inmeye çalıştım. Köpekbalığı, bizden hemen birkaç metre uzakta dolanıyordu. Yavaşça su yüzüne çıktık ve nefes nefese kaldık. Aslı'ya sıkıca sarılmış, gözlerimi kapatmıştım. Aslı'yla birlikte soluk soluğa karaya doğru yüzüyorduk. Güçlerimizin tükendiğini hissediyordum. Bir yandan da, Aslı'nın durumunu kontrol ediyordum. Soğuktan titriyordu ve dudakları morarmıştı. Gözlerim kararıyordu. Birden, uzaktan bir siren sesi duydum. Başımı çevirdiğimde, bir sahil güvenlik teknesi hızla bize doğru geliyordu. Tüm gücümle bağırmaya başladım. Teknenin ışıkları bizi bulmuştu. Sahil güvenlik ekipleri, bizi hemen tekneye aldılar. Üşüyen bedenlerimiz, battaniyelerle örtüldü. Bir yandan da, yaşadıklarımızı anlatmaya çalışıyorduk. Doktorlar, Aslı'ya ilk müdahaleyi yaptı. Ben ise, yaşadığım korkuyu atlatmaya çalışıyordum. Denize baktıkça içim burkuluyordu. Eskiden o kadar çok severdim ki... Dalgaların ritmiyle kendimi kaybeder, sonsuzluğa doğru sürüklenir gibi hissederdim. Şimdi ise, sadece korku duyuyordum. O gün yaşadıklarım aklımdan hiç çıkmıyordu. O dev canavar, o karanlık derinlikler... Cem beni çok iyi anlıyordu. Her anımda yanımda oldu. Beni sakinleştirmeye çalıştı, bana güven verdi. Ama içimdeki o korkuyu bastıramıyordum. Geceleri kabuslar görüyor, denizle ilgili her şeyden kaçıyordum. Bir gün, Cem beni sakin bir koyda yürüyüşe çıkardı. Güneş batarken, denize doğru baktık. O kadar güzel bir manzaraydı ki, içimde bir şeyler kıpırdandı. Belki de tamamen unutmak zorunda değildim. Belki de korkularımla yüzleşebilirdim. Cem'e sarıldım ve ona her şeyi anlattım. O an, kendimi çok daha iyi hissettim. Biliyordum ki, bu süreci tek başıma atlatamazdım. Cem benim en büyük destekçimdi. Sonraki günlerde, Cem'in yardımıyla yavaş yavaş denize girmeye başladım. İlk önce ayaklarımla suya dokundum, sonra dizlerime kadar girdim. Her adımda kalbim hızla çarpıyordu ama Cem'in elini tuttuğum sürece her şey daha kolay geliyordu. Bir gün, güneşli ve sakin bir günde, cesaretimi topladım ve denize atladım. Suyun serinliği beni sarmaladı. Gözlerimi açtığımda, üzerimde sadece gökyüzü vardı. O an, korkularımın üstesinden geldiğimi anladım. Hala içimde küçük bir ürperti olsa da, artık deniz beni korkutmuyordu. Cem'e dönüp gülümsedim. "Başardık," dedim. O da bana gülümseyerek sarıldı. Biliyordum ki, bu yeni bir başlangıçtı. Artık hayatımıza daha sıkı sarılabilecektik.
|
0% |