Aslı'dan

Gözlerim bilgisayar ekranına kilitlenmişti. Cem'in stüdyosunda, omuz omuza vererek bu zorlu mücadelede yer alıyorduk. Cem'in odaklanmış yüzünü izlerken içim bir kez daha gururla doldu. O sadece bir şarkıcı değildi, aynı zamanda adalet için savaşan bir kahramandı.

Sosyal medya kampanyası her geçen gün büyüyordu. Cem'in hazırladığı içerikler, insanların kalbine dokunuyor ve onları harekete geçiriyordu. Binlerce insan, davanın hashtag'ini kullanarak destek mesajları atıyordu. Bu dayanışma beni çok duygulandırmıştı. Cem'i arayıp, bu harika haberi paylaştım.

"Cem, inanabiliyor musun? Dava tüm ülkenin gündemine oturdu! İnsanlar artık bu şirketin yaptığı yanlışları görüyor." dediğimde, onun da sesi heyecandan titriyordu. "Biliyorum, aşkım! İnsanlar duyarlılık gösteriyor. Bu kampanya işe yarıyor," diye cevap vermişti.

Cem, sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda çok iyi bir insan. Onun bu kadar fedakarca çalışması beni her zaman hayran bırakıyor. Bu mücadelede yanımda olması benim için en büyük destek. Birlikte bu davayı kazanacağımıza inanıyorum.

Cem'den

Ofisimde, bilgisayar ekranına kilitlenmiştim. Sosyal medya hesaplarımda paylaştığım her gönderinin ne kadar yankı uyandırdığını görmek beni hem heyecanlandırıyor hem de sorumluluk duygusuyla dolduruyordu. Ahmet amcanın hikayesi, artık sadece bizim değil, tüm ülkenin hikayesi olmuştu. Telefonumun titreşimiyle irkildim. Aslı'ydı.

'Cem, inanabiliyor musun? Dava tüm ülkenin gündemine oturdu!' diye bağırdı heyecanla. Gülümsedim. 'Biliyorum, aşkım! İnsanlar artık bu şirketin yaptığı yanlışları görüyor.' dedim.

Aslı'nın sesindeki mutluluk bana bu yolda ilerlemek için daha çok güç verdi. Bu kampanyayı başlattığımızda, sadece Ahmet amcanın hakkını aramak istiyorduk. Ama şimdi görüyorum ki, bu mücadele çok daha büyük bir anlam kazanmıştı. İnsanlar artık seslerini duyurmaya başlamışlardı.

Bu destek dalgası beni çok etkilemişti. Her geçen gün daha fazla insan bize katılıyordu. Sosyal medyada paylaştığımız her gönderi, binlerce kişiye ulaşıyordu. Artık sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda bir değişimin parçasıydım. Aslı'nın yanımda olması, bu zorlu süreçte bana büyük destek olmuştu. Onunla birlikte, bu davayı kazanacağımıza inanıyordum.

Başkan Selim'den

Bu skandal yüzünden şirketimizin itibarı yerle bir oluyor! Sosyal medyada başlatılan o lanet olası kampanya yüzünden yatırımcılarımız bizden uzaklaşıyor, müşterilerimiz ürünlerimizden vazgeçiyor. Hemen bir şeyler yapmalıyız!" diye bağırdım masaya vurarak.

Pazarlama müdürü titrek bir sesle, "Başkanım, halkla ilişkiler ekibimiz gece gündüz çalışıyor. Olumsuz yorumları silmeye ve şirketimizin güvenilirliğini vurgulayan paylaşımlar yapmaya çalışıyorlar. Ancak bu kampanya çok güçlü, ne yapsak fayda etmiyor." dedi.

Sıktığım nefesimi bıraktım. Bu durumdan kurtulmanın bir yolu olmalıydı. "O zaman başka bir yol bulmalıyız. Aslı'ya bir teklif götürebiliriz. Belki de para karşılığında bu davadan vazgeçmeyi kabul eder." dedim soğukkanlılıkla.

Bu planım, vicdanımı biraz sızlatsa da şu an için yapabileceğim en mantıklı şey gibi görünüyordu. Şirketimizi bu bataklıktan çıkarmak zorundaydım.

Aslı'dan

Evdeydim. Bir yandan dava dosyalarını karıştırırken bir yandan da telefonumdaki haber uygulamasını yeniliyordum. Cem'in başlattığı kampanya ülke genelinde yankı bulmuştu. İnsanların desteği beni çok duygulandırıyordu. Tam o sırada kapı zili çaldı. Kim olabilirdi ki? Kapıyı açtığımda karşımda kalp pili şirketinin bir temsilcisi belirdi. Yüzünde yapmacık bir gülümsemeyle, "Merhaba Bayan Aslı, şirket olarak bu durumun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Size bir teklifimiz var," dedi. Çantasından çıkardığı zarfla bana doğru uzandı. İçinde yüklü miktarda para vardı. Davadan vazgeçmemi istiyorlardı. Sanki adaletin bir fiyatı varmış gibi! İçimdeki öfkeyle yerinden oynuyordu. "Bu bir şantaj!" diye bağırdım. "Benim için para değil, adalet önemli. Ahmet amcanın hak ettiği tazminatı alacağım." Şirket temsilcisi şaşkınlıkla bana baktı ve odadan çıktı. Tam o sırada Cem içeri girdi. Endişeli gözlerle bana baktı, "Ne oldu aşkım? Her şey yolunda mı?" diye sordu. Ona sarıldım ve olanları anlattım. "Şirket pes etmeyecek gibi görünüyor ama biz de pes etmeyeceğiz. Haklı olduğumuz sürece kazanacağız," dedim. Cem'in kollarında, tüm bu karmaşanın içinde bile bir anlık huzur buldum. Onun desteğiyle bu mücadeleyi kazanabileceğimize inanıyordum

.