@kalemdendusen
|
Cem'den Aslı ile ilk tanıştığımda, gözlerindeki buzlu bir parıltı beni ürkütmüştü. O, dünyayı siyah beyaz gören, her şeyi kontrol altına almak isteyen biriydi. Ben ise, hayatı akışına bırakmayı seven, özgür ruhlu bir adamdım. O toplantı odasında karşılıklı otururken, aramızdaki uçurumun ne kadar büyük olduğunu anlamıştım. O, miras davasının tüm detaylarını zihnine yerleştirirken, ben pencereden dışarıyı izliyordum. Şehir, gece ışıklarıyla parlıyordu. Benim için ise her şey o kadar parlak değildi. Ailem, beni bir kukla gibi kullanmaya çalışmıştı. Miras kavgaları, şirket entrikaları... Bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor, beni boğuyordu. Müzik, benim sığınağım, hayatımın anlamıydı. Aslı’nın o soğuk bakışları, beni geçmişime götürdü. Babamla olan son tartışmamız, gözümün önünde canlandı. Beni mirasın dışında bırakırken, yüzündeki o acımasız ifade... O an anlamıştım ki, kan bağı denilen şey, insanları ne kadar kolay birbirinden ayırabiliyor. Düşüncelerimden sıyrılıp Aslı'ya baktım. Dosyaları karıştırırken ne kadar da ciddi görünüyordu. O, bu davayı kazanmak için her şeyi yapardı. Ben ise, sadece kendi dünyamda yaşamak istiyordum. Ama kader bizi bir araya getirmişti. Ve ben, bu oyunun içinde kendimi ne kadar süre tutabileceğimi merak ediyordum.
|
0% |