Teyzemden ayrılıp elime çantamı alıp dışarı çıktım . 2 erkek 2 de kadın vardı kapıda . Beni bekleyen arabaya binerken son kez teyzeme bakıp el salladım göz yaşları içerisinde . Ona kızamıyordum çünkü yapabileceği hiç bir şey yoktu .Diretse de onu kimse dinlemez zorla da olsa yinede bildiklerini yaparlardı .

Arabada giderken kimsenin ağzını bıçak açmıyordu . Çiftliğe kadar hiç kimse tek kelime etmemiş sanki idam mahkumunu idam sehpasına götürür gibi ses çıkmamıştı kimseden.

Çiftliğe vardığımızda kocaman bir konak ,etrafında meyve ağaçları ve kocaman bir havuz karşıladı bizi . Gerçekten çok güzel bir yerdi ama bana göre cehennem.

Arabadaki kadınlardan biri beni konağın üst katına çıkardı. Misafir odası olduğunu sonradan öğrendiğim bir odaya geçtik. Kadın elimde ki çantayı alıp bir kenara bırakıp kapıya doğru yöneldi çıkarken arkasını döndü

-Sen burada bekle birazdan hanım gelecek .

Beni neler bekliyordu bu evde . Bir başıma kimsesiz kalmış çaresizdim ve korkuyordum . Çok geçmeden kapı yeniden açıldı içeriye kırklı yaşlarının sonunda oldu belli olsada hala güzelliğini koruyan bir kadın girdi

-Bugün burada kalacaksın yarın ağa bütün çiftliği davet ettiği bir düğün yapacak sonra odan hazırlanır kendi odanda kalırsın . Ortalarda dolanma ,odadan çıkmak yok bugün yemeğini kızlar getirir sana ihtiyacın olursa da onlara söyle.

Sadece gözlerimi yere sabitleyip söylediklerine tamam anlamında hafifçe başımı salladım .

Odada bir başıma otururken aklımda yaşadıklarımı , yaşayacaklarımı ve yaşayamadıklarımı düşündükçe gözlerimden sürekli gözyaşı süzülüyordu . Teyzem arkamdan ağlayıp kalmış elinden bir şey gelmemenin ezikliği ile iyice çökmüştü . Halil duymuş muydu acaba ama henüz kimse bilmiyordu ki ağaya gelen gelinin ben olduğumu .

Bu düşünceler ve gözyaşları ile uykuya daldım . Sabah hanımın sesi ile uyandım .

-Kalk artık sabah oldu hazırlanman lazım birazdan gelir misafirler .

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamak için odada ki banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım . Aynada kendimi görünce şaşırdım çöken gözlerim olduğumdan daha yaşlı bir hale büründürmüştü beni . Yüzümü kurulayıp içeri geçtiğimde Hanım eli ile itekledi beni

-Hadi uyuşuk davranma hızlı ol biraz . Seni mi bekleyeceğim ben burada .

-Kimsesizlik ne kötü bir şeydi . Bir mal gibi satılıp geldiğim evde de yine bir insan değilde mal gibi hüküm görüyordum

Birazdan kızlardan birisi elinde gelinlikle girdi içeri . Gelinliği görünce ağlamaya başladım Hanım daha da sinirlendi

-Hemende ağlama moduna girme . Ağaya gelin geldin daha ne ! Sultan banyoyu, hazırla önce bir banyo yapsın , sonrada üzerini giydirirsiniz .

Banyoya Sultan isminde ki kızla birlikte girdik . Üzerimdekileri çıkarırken utancımdan yüzüm kıpkırmızı olmuş titriyordum . Yavaşça üzerimden çıkanları bir kenara koyup eline aldığı keseye şampuan dökerken bana gülümseyerek

-Üzülme . Belki de burada mutlu olursun . Hanımım biraz sert birisidir ama gözüne batmazsan mutluca yaşarsın .

Bu cümleleri inanarak mı yoksa benim ağlamamı istemediği için mi söyledi bilmiyordum ama o an onun bu ılımlı konuşması sanki yanımda bir akrabam varmış hissi uyandırmıştı bende .

Banyodan çıktıktan sonra kurulanıp gelinliği giydim. Beni koltuğa oturtup yanında ki kıza seslendi

-Sevda sen hanımın yanına git giyinince yanıma gelin biriniz demişti .

Birazdan Sevda elinde bir çanta ile içeri girdi .

-Bu takıları takacakmışsın gelin hanıma . Birazda acele etsinler misafirler gelmeye başladı dedi hanım .

-Tamam sen biraz yiyecek bir şey getir ekmek arasında . Yazık aç açına inmesin aşağıya .