@kalemineguvenenyaz
|
...Eylül'den... Aile, bir bireyin gelişmesinde, büyümesinde, psikolojisinde ve gelecek yaşantısında ki hedeflerinde bile gerekli ve destek olandır. Aile bireyin hayatta dayanak noktasıdır. İçlerinden birisi bile eksildiği zaman birey kendini boşluğa düşmüş gibi hisseder. Anne, hiçbir kokunun değiştirmeyeceği en güzel kokuya sahiptir. Baba ise korumacı tavrı ile hayatta kötülük ne olursa olsun seni kanatları altına alır. Bu sayede sen hayatta tam bir yaşam sürersin ta ki; Aile üyelerinden birini kaybedene kadar... Ben annemi hayata daha yeni adım atacakken,lisenin üçüncü senesinde üniversite için sınava girmeye az kalmışken kaybettim. Nedenini ne ben ne de babam biliyorduk. Tek bildiğimiz ve gördüğümüz şey annemin evde yatan cansız bedeniydi. Ne olmuştu? Neden olmuştu? Bilmiyorduk. Açıkçası o an umrumda bile değildi. Annem gitmişti. Hem de yanında hayalleri mi, inancı mı da almıştı. Hayali "halkla ilişkiler" okumak ve o alanda ilerlemek olan ben, şimdi okumanın güç olacağını düşünüyordum. Ailem tam ise benim hayallerim tamdı. Ailem yarım olursa ben hayallerimi yarıda bırakırdım. Bıraktım da... Liseyi zar zor 70 ortalama ile açıktan bu sene bitirmiş üniversite sınavına da babamın zoru ile girmiştim ama barajı bile geçememiştim. Bana göre annem yoksa bu hayatta her şey yalandı. Babamı çok seviyordum. Ama annemin yerini tutamazdı. Abilerim ise ben küçükken ölmüştü birisi benden bir yaş büyük birisi benden iki yaş büyüktü. Onları görmesem de bebeklik fotoğraflarına baktığım da keşke yanımda olsalardı demiyor değilim. Tek çocuk olarak büyümüştüm. Belkide abilerim olsaydı bu durumda olmazdım. Annem öldükten sonra kimse ile konuşmamıştım. Kimse ile arkadaş olmamış liseden olan arkadaşlarımı da silmiştim. Kimse bana keyif vermiyordu. Babam ile aramız daha çok kötüleşmeye başlamıştı. Yemek yemiyor, onun yanına uğramıyordum. Annemin katilini bulana kadar da uğramak istemiyordum. Benimle kaç defa konuşmak istese de ben reddetmiştim. Hayatımda sadece Benden iki yaş büyük arkadaşım "Emir " vardı. Emir, ben onu hayatımdan kovmaya çalışsamda hayatımdan gitmemişti. Beraberinde ise benim hayatımı kabusa çeviren, her kullanmadığım da krize girdiğim bir bağımlılık getirmişti. Madde kullanmaya ilk olarak onunla beraber gittiğimiz baraka gibi bir yerde başlamıştım. İlk de ne kadar içmek istemiyorum desemde ısrar ederek ilk uyuşturucumu kullandırtmıştı. Ben Eylül Sayer 19 yaşındayım. Altı senedir uyuşturucuya bağımlı olarak yaşıyorum. İlklerde kafamı boşaltması kısa bir an da olsa her şeyi unutmam hoşuma gitmişti. Ama şimdiler de Hayattan enerji alamıyor babamla hiç konuşmuyor; okul desen ona bile gitmiyordum. Normalde üniversiteye gitmem gerekirken ben iyice kendimi saldığım için mezuna kalmıştım. Boş boş evde pinekliyordum. Babam gözümün önünde uyumuyor benimle ilgileniyordu. Emir ile ilgili hiçbir laf etmiyordu. Bir ara tanışmak isteyen adam şimdi bir şey demiyordu. Her gün krizler ile uyanmaktan o kadar çok bıkmıştım ki Artık hayatımı normale sokmak istiyordum. Ama o şeylere o kadar bağımlı olmuştum ki nasıl olacak bilmiyordum. ...Emir'den... Hayatta en büyük eksiğim ailemin nerede olduğunu bilmememdi sanırım. Ailem öldü mü? Ben neden yetimhaneye verildim. Kardeşim var mı? Onlar da mı yetimhane de büyüdü? Kafamda çocukluğumdan beri soru işaretleri vardı. Yetimhanedeki insanlar iyi insan olmasına rağmen orada olmak beni bir çöp gibi hissetiriyordu. Sanki yetimhane çöp konteyneri ben de içindeki binlerce çöpten biriymişim gibi, tek farkı buradaki Her çöpün farklı, Derin hikayesi vardı. Yetimhaneden on altı yaşında evlatlık alınmıştım. İlkez bir ailem olacaktı. Oldu da ama kısa sürmüştü. Beni evlatlık alan adam kısa süre sonra vefat etmişti. ben yine orta da kalmıştım. Yetimhaneye girmek istemediğim için bakıcımın olduğunu bana baktığını yanlız olmadığımı söyleyip onları atlattım. Lise üçüncü sınıfta bir devlet lisesinde okuyordum. Yetimhane beni okula bir sene erken yazdırtmıştı. Bir alt sınıfta ise İki en yakın arkadaşım vardı. Birinin ismi" Eren" diğeri de sevgilisi "Elifti" İkisi de çok iyi insanlardı. Birbirlerini de çok seviyorlardı. Daha sonra farklı sınıfta olan ama aynı yaşta olduğumuz bir kız ile Elif sayesinde tanıştım. Elif'in ortaokuldan kulüpten arkadaşıymış ismi ise" Esra" idi. Esra çok güzel ve çok komik bir kızdı. Benim tam dengimdi. Onunla sonradan tanışmamıza rağmen onunla daha iyi anlaşmıştık. Hergün okul çıkışı bir yerlere gidiyor tek yaşantımı daha doğrusu hayatımı ona anlatıyor o da sabırla dinliyordu. Bir kere bile sıkıldığını görmemiştim. Oda benim gibi yetimhanede büyümüştü. Evlatlık alınmış şu an ailesinin yanında yaşıyordu. Dediğine göre çok mutluydu. Bende o mutlu diye çok mutluydum. Seneler geçmiş ben esra'ya aşık olmuştum. Cesaretimi toplayıp lise son sınıfta ona itiraf edecekken o birden bire okula gelmemeye başlamış. Kısa bir süre sonra da ondan haber alamamıştım. Okuldan çıktığımız bir gün Eren ile bana bir video gelmişti. İkimizde aynı anda videoyu açtığımızda video da bir maskeli adam birkaç fotoğraf göstererek konuşuyordu. Fotoğraftaki biri benim çocukluğumdu. Videoda adam Eren ile bizim fotoğraflar üzerinden kardeş olduğumuzu anlatıyordu. Ve video da bir tane de kız kardeşimizin olduğunu söylüyordu. Ondan sonra video son buluyordu. Eren ile birbirimize bakmış ve direk hastaneye tahlil için gitmiştik. Zor da olsa tahlil yaptırmış sonuca göre Eren ile kardeş çıkmıştık. Ne kadar şaşkın olsak da yalnız olmadığımı anlamış ve sevinmiştim. Eren ile abi kardeş olarak aramız daha iyiye gidiyordu. Derken lise bitmişti. Artık önümüzde kardeşim ile yeni şehir ve üniversite vardı. Tabi daha sonra videoda denilen kız kardeşimizi belkide babamızı bulmak vardı. Evde eren'in yanıma gelmesini beklerken telefonuma mesaj geldi mesajda elif'in bağlı ve yarı çıplak sayılabilecek resmi vardı. Bir yandan gönderen telefonu arıyor bir yandan koşarak attığı adrese gitmeye çalışıyordum. Adrese geldiğimde yüzü maskeli adam Elif'e dokunacakken" Bırak lan kızı şerefsiz herif" Sesimi duyması ile oradan kaçmıştı. Elif baygındı. Eren'i aramak için telefonumu çıkardım. Telefon ile arayıp mesaj ss'ini ona gönderdim. On beş dakika sonra da Eren gelmişti. Eren Elif'in burnuna kolonya tutmuş elif ayılmıştı. Elif biraz kendine geldiğinde oradan uzaklaştık. Eren ile büyük kavga etmiştik. Sebebi de o maskeli şerefsiz yüzündendi. Benim tanıdığımı düşünüyordu. Ona bu konu hakkında video gelmişti. Ve ona göre de Bana mesaj göndermesi saçmaydı. Bana göre de saçmaydı. Sonuçta sevgilisi erendi. Ne kadar dil döktüysem de bana inanmadı ve çekip gitti. O yetmezmiş gibi kirayı ödeyemediğim için evden de atılmıştım. Artık hem sokakta kalmıştım hemde yalnız kalmıştım. İlk sevdiğim kız sonra da kardeşim hayatımdan gitmişti. Ne kadar sokakta kaldım bilmiyorum ama en son bir çetenin kaldığı barakada kalmak için izin istedim. Kabul etmelerinin sonucu yatacak bir yerim olmuştu. Tabi yeni bir alışkanlığımda; madde bağımlılığı ile tanışmıştım. Ve her geçen gün daha çok bataklığa batmıştım. Biriktirdiğim paraları ona veriyordum artık. Bir gün tesadüf eseri tanıştığım bir kız arkadaş ile hayatım yine değişmişti. Kız ile sabah baraka'ya yakın cadde de tanışmıştık kıza aşırı kendimi yakın hissetmiştim. Onu da kendime benzetmiş küçük yaşında bağımlı yapmıştım. Buluştuğumuz bir gün kucağına bayılmıştım o bunu şuan hatırlamaz büyük ihtimalle beni kaldırıp hastaneye götürmüş uyandığımda yanımda yoktu. Başımda hemşireler vardı. Kan için eylül ellerine büyük ihtimalle kimlik vermişti. Birisi " kardeşiniz size kan vermese haliniz yamandı. Kan şekeriniz düşük çıktı baya kana ihtiyacınız vardı. Çok tatlı kız kardeşiniz varmış ayrıca" Elindeki Eylül'ün kimliğini masaya koydu. Videoda ki adamın söylediği anne babamın ismi ile aynıydı. Bulmuş muydum? Kız kardeşimi bulmuş muydum? Emin olmam lazımdı. Hastanede olduğumuz için test yaptıracaktım. Hemşire den bir makas rica ettim ilk şaşkın şaşkın baksa da vermişti. Durumu da kısa bir özet geçtiğim de hemşire anlayışla onaylar şekilde kafasını salladı. Eylül gitmeden gizliden saçından tutam aldım. Hemşirelerden rica edip testi yaptırdım. Sonuç pozitif çıkmıştı. Eylül benim kardeşimdi. O zaman onun babası da babamdı. Hem kız kardeşimi hemde babamı bulmuştum. Hayat nelere kâdir gelecekti daha kim bilir.... ...Eren'den... Hayat herkese oyunlarını teker teker oynar. Kimini ailesinden vururken kimini ise sevdiği kızdan vurur. Bende hepsi sırayla olmuştu. Aile sevgisi doğuştan bende yoktu. Yetimhane de şiddetle ve zorbalıkla bu yaşa gelmiştim. Oradan yaşlı bir teyzenin evlatlık alması ile adeta yeni özgürlüğe kavuşmuş gibi mutlu olmuştum. Bir iki sene yaşlı teyze ile kalmıştım. Durumu iyiydi. Bakıcılarım vardı. Hepsi iyi insanlardı. Teyze öldükten sonra da bana bakmaya devam etmişlerdi. Bende onlara destek olmak için okuldan sonrası için gündelik iş, part time iş gibi işler yapıyordum. Okul demişken okul hayatım da çok güzel gidiyordu. Lise ikinci sınıfta bir devlet lisesinde okuyordum. Bir üst sınıfta ise,İki en yakın arkadaşım vardı. Birinin ismi " Emir" diğeri de "Esraydı." İkisi de çok iyi insanlardı. Okuldan çıktığımız bir gün Emir ile bana bir video gelmişti. İkimizde aynı anda videoyu açtığımızda video da bir maskeli adam birkaç fotoğraf göstererek konuşuyordu. Fotoğraftaki biri benim çocukluğumdu. Videoda adam Emir ile bizim fotoğraflar üzerinden kardeş olduğumuzu anlatıyordu. Ve video da bir tane de kız kardeşimizin olduğunu söylüyordu. ondan sonra video son buluyordu. Emir ile birbirimize bakmış ve direk hastaneye tahlil için gitmiştik. Zor da olsa tahlil yaptırmış sonuca göre Emir ile kardeş çıkmıştık. Ne kadar şaşkın olsak da yalnız olmadığımı anlamış ve sevinmiştim. Emir ile abi kardeş olarak aramız daha iyiye gidiyordu. Derken lise son sınıf olmuştum Emir de mezun olmuştu. Artık önümüzde kardeşim ile yeni şehir üniversite vardı. Tabi daha sonra videoda denilen kız kardeşimizi belkide babamızı bulmak vardı. Emir'in yanına gitmek için evden çıktığımda emir beni aramıştı. Olanları duyduğumda Emir'in verdiği adrese koşmaya başladım. Adrese geldiğimde Elif'in baygın olduğunu gördüm. Yanında ise emir vardı. Elif'in yanına oturdum. Elif'in burnuna kolonya tutum. elif ayılmıştı. Elif biraz kendine geldiğinde oradan uzaklaştık. Emir ile büyük kavga etmiştik. Sebebi de o maskeli şerefsiz yüzündendi. Onun tanıdığını düşünüyordum. Bana bu konu hakkında video gelmişti. Bir türlü onun masum olduğuna inanasım gelmiyordu. O adamın her dediği çıkmıştı. Bu da doğruydu. Daha fazla orada olmak istemeyip bir daha onunla görüşmemek üzere hayatından çıktım. Numaramı değiştirdim. İzimi ona kaybettirdim. Elif'in ise ailesi bizi birlikte oldu zannetmişti. Kim dedi bilmiyordum ama abimden sonra onunda hayatımdan gitmesi beni soğuk içine kapalı yapmıştı. Ve liseden mezun olmuştum. İki sene boş gezinmiştim. Dershaneye gitmek için para biriktirmek istiyordum. Bunun için çalışmaya başladım. ...Elif'den... Zorluklar ile büyüyen bir kız çocuğu bu hayatta ne isteyebilir diye hep sordum kendime, cevap hep aynı çıktı. Huzur, sevgi, mutluluk... İstediğim şeyler aslında kolay olsa da bana nedense kolay olan şeyler bu hayatta zor oluyordu. Hayatım zengin, şaşalı belki de rahat bir hayat olmasına rağmen babamın bana söylediği ufak zannettiği ama aslında büyük olan yalanlar sayesinde bunların hiçbir önemi yoktu. Evdeki saçma hayatımdan tek kurtuluşum okumaktı. Okulumu seviyordum. Okulumda aynı sınıfta olduğumuz ve çok sevdiğim sevgilim, iki de arkadaşım vardı. İkisi bir üst sınıfımızda okuyordu. Birisi "Esra" birisi de " Emirdi. Esra benim aynı zamanda ortaokuldan kulüp arkadaşımdı. Hayatımız çok güzel gidiyordu. Evin stresini onlar ile atıyordum. Okuldan çıkacağımız zamandı. Çantamı toplarken Kitapların arasında bir mektup buldum. Mektubu açtığımda mektupda iki kardeşimin olduğu birisinin arkadaşın bildiğin kişi Esra'nın olduğunu birinin de erkek olduğunu söylemişti. Gerçek anneme ise yeni annemle babam oyun oynamış kalıtsal hastalık diyerek Esra ile beni güya ameliyata almışlardı. Sonrasında ise Esra'yı bir yetimhaneye vermişler bana da babam ve şuan ki üvey ailem bakmıştı. İnanması belki de güçtü ama neden biri oyun oynayacaktı ki? Ama bir yanımda mektup olduğu için tedirgindi. Mesela video olsa ama kanıtlı video o zaman belki inanırdım. Yine de bizimkilerden habersiz hastaneye gitmiş test yaptırmıştık. Sonuç Esra benim ablamdı. Çok sevinmiş Eren'i arayıp müjdeyi vermiştim. Oda çok sevinmişti. Kardeşimle aramız çok iyiydi. Her şey çok güzel gidiyordu. Hedefimiz erkek kardeşimizi ve annemizi bulmaktı. Bunun için çalışıyorduk. Her şey güzel giderken Esra tuhaflaşmaya başlamıştı. Telefonlarıma dönmüyordu. Ortadan kaybolmuştu. Evlerine gittiğimde ise boşaltılmış olduğunu gördüm. Neden böyle yaptı bilmiyordum... Okuldan çıktığımız bir gün eve doğru ilerliyordum. Arkamdan birinin burnumu kapatması ile debelenmeye başladım sonrası karanlık... Uyandığımda yanımda eren'in ve Emir'in olduğunu gördüm. bağlı ve yarı çıplak sayılabilecek şekildeydim. Eren'in ve emir'in anlattıklarını duyduğumda kendime gelemedim. Biraz da olsa kendime geldiğimde oradan uzaklaştık. Eve yorgun bir şekilde gelmiştim. Babam elindeki kağıdı bana gösterdi. Kağıtta Eren ile benim birlikte olduğum yazıyordu. Bunu kim yazmıştı bilmiyordum ama ortalıkta görülmeyen bir kişi bunu yapabilirdi. Oda Esraydı. Ne söylesem de dinlememişlerdi. Beni iki sene yurt dışına yollamak için harekete geçmişlerdi iki sene yurt dışında okumuştum. Türkiye ye döndüğümde annem ve babamı kaza sonucu kaybettiğimi öğrendim. Üzülmem gerekirken gram içimde üzüntü yoktu. Onlar beni sevdiğimden ayırmıştı. Bir iki gün evde durduktan sonra gündelik işlere gitmeye başladım. ...Esra'dan... Hayatını ezilerek, dövülerek geçiren bir kız çocuğu düşünün işte o benim. Yetimhanede sürekli eziliyordum. Bazen dövüyorlar bazen de yemek vermiyorlardı. Bu hayatım ne zaman son bulacak diye düşünüyordum. Bir tek iyi yanları beni okula göndermeleriydi. Nihayet bir aile beni evlatlık almış ve beni bu çileden kurtarmıştı. Yetimhaneden çıkmış okulumda arkadaşlarımla güzelce okumaya devam ediyordum. Lise üçüncü sınıfta bir devlet lisesinde okuyordum. Yetimhane beni okula bir sene erken yazdırtmıştı. Bir alt sınıfta ise İki en yakın arkadaşım vardı. Birinin ismi" Eren" diğeri de sevgilisi "Elifdi" elif ayrı zamanda benim ortaokuldan kulüpten arkadaşımdı. İkisi de çok iyi insanlardı. Birbirlerini de çok seviyorlardı. Daha sonra farklı sınıfta olan ama aynı yaşta olduğumuz bir çocuk ile Elif sayesinde tanıştım. ismi ise" Emir" idi. Emir çok yakışıklı ve çok komik bir çocuktu. Benim tam dengimdi. Onunla sonradan tanışmamıza rağmen onunla daha iyi anlaşmıştık. Hergün okul çıkışı bir yerlere gidiyor tek yaşantısını daha doğrusu hayatını bana anlatıyor ben de sabırla dinliyordum. Bir kere bile sıkılmamıştım. Oda benim gibi yetimhanede büyümüştü. Evlatlık alınmış şu an bakıcısı bakıyordu. Seneler geçmiş ben emir'e aşık olmuştum. Ama bir türlü kendimi ona açamıyordum. Son senemiz ve mezun olacaktık. Okuldan çıkacağımız zamandı. Çantamı toplarken Kitapların arasında bir mektup buldum. Mektubu açtığımda mektupda iki kardeşimin olduğu birisinin arkadaşın bildiğin kişi Elif'in olduğunu birinin de erkek olduğunu söylemişti. Gerçek anneme ise yeni annemle babam oyun oynamış kalıtsal hastalık diyerek Elif ile beni güya ameliyata almışlardı. Sonrasında ise beni bir yetimhaneye vermişler elif'e de babam ve şuan ki eşi bakmıştı. Her ne kadar saçma gelse de bir yanım istiyordu. Sonuçta sadece yazıydı. Fotoğraf yoktu, video yoktu. Neden inanacaktım ki video olsaydı ne bileyim bebeklik fotoğrafı ikimizin olsaydı o zaman inanırdım Ama içimden bir ses test yaptırmam gerektiğini söyledi. Elife de aynj mektubun geldiğini öğrenince Bizimkilerden habersiz hastaneye gitmiş test yaptırmıştık. Sonuç Elif benim kardeşimdi. Çok sevinmiş emir'i arayıp müjdeyi vermiştim. Dediğine göre o da çok sevinmişti. Kardeşimle aramız çok iyiydi. Her şey çok güzel gidiyordu. Hedefimiz erkek kardeşimizi ve annemizi bulmaktı. Bunun için çalışıyorduk. Her şey güzel giderken bana yine bir mektup gelmişti. Mektupta elif'den uzaklaşmam yazıyordu. Bu sefer yazan belliydi. Namıdeğer babamdı. Dediğine göre elif'in ilk mektubunu bulmuştu. Ve her şeyi öğrenmişti. Eğer uzaklaşmazsam Elif'i yurtdışına yollayacağını yazmıştı. elif yurtdışına gidemezdi onun burada sevdiği vardı. Kabul edip yurtdışında okumak için ailemle Ortadan kayboldum. Yaklaşık iki sene sonra da tekrar geri döndüm. Fakat bu seferde elif orada yoktu. Hayatta kalmak için gündelik ve part işler aramaya başladım. Bir kargocuya işe girmiştim. Kargo almak için bir yakışıklı çocuk geldi. İlk müşterim olmasından mı yoksa yakışıklı olmasından mı bilmiyorum içime heyecan dolmuştu. Çocuk kimliğini çıkardı. "Kargom vardı, emre aras adına tc kimliği de kimlikten bakın lütfen" Kafamı sallayıp kimliğini elime aldım. Kimlik numarasını girdikten sonra seri numarasını önde göremeyince arkaya baktım. Orada da yoktu ama başka bir şey dikkatimi çekmişti. Anne ve baba adları... ikimizin de anne baba adları aynıydı. Soyadlarımızda aynıydı. Belki yanılıyor olabilirdim ama denemek lazımdı. Kargoyu teslim etmek için işlemleri yaptıktan sonra şansa emre benden su istedi. Bilerek bardakta verdim. Suyu içip kargoyu alarak ayrıldı. Bardağı ve benim bardağımı alıp molada test için gittim. Sonuca göre o çocuk benim kardeşimdi. Yanılmamıştım. O benim kardeşimdi hem annemi hemde kardeşlerimi bulmuştum. ...Emre'den... Hayatımda baba sevgisinden uzak büyümenin verdiği bir eksiklik vardı. Babam vefat etmişti. Ama bende iyi biri olarak kalmamıştı. Ben on beş yaşındayken babam annemi başka kadınla aldatmıştı. Annem ile babam ben okuldan eve geldiğimde bunun kavgasını yapıyordu. Beni gördüklerinde annem gözü yaşlı bana bakmış babam ise, "erkekliğin kuralı bu annen ile olmadı" deyip bir daha gelmemek ve aramamak üzere evi terk etmişti. Kavgadan iki gün sonra da boşanmışlardı. Derslerim ilkde pek iyi olmasa da lise ikinci sınıfta anneme verdiğim söz sayesinde notlarımı yükseltmiş hatta sınıf birincisi olmuştum. Yanımda beni destekleyen yetim iki arkadaşım dışında başka kimse yoktu. Ablalarım ben küçükken ölmüşlerdi. Birisi benden iki yaş büyük birisi de bir yaş büyüktü. Annem beni fazla anlamıyordu. Şirket işleri ile ilgileniyordu. Arkadaşımın biri zeynep biri ise, emrahdı. Zeynep, annesini babasını bir kaza sonucu kaybetmiş kız kardeşi ile yetimhaneye verilmişti. Akrabaları onu istememişti. Tabi sonra zeynep orada yapamamış ve oradan çıkmıştı. kız kardeşini oradan almak için hem işe girmiş hemde okumaya çalışıyordu. Kardeşi gözde'de bizimle aynı lisede bir alt sınıfımızda okuyordu. Emrah ise; anne babasını birer sene ara ile kaybetmişti. Tek çocuk olduğu için bir yandan şanslıydı. Amcası ona sahip çıkmıştı. Kuzeni Burak ile kardeş gibi olmuş, zeynep ile kaderlerinin benzerliği aşka dönüşmüş sevgili olmuşlardı. Yaklaşık 4 senedir sevgililerdi. Burak ve gözde de aynı sınıfta okuyordu. Onlarda iki senedir sevgiliydiler. Ben babam sayesinde aşka ve uzun ilişki, evlilik gibi şeylere inanmıyordum. Tek gecelik kafası vardı bende, kızları avıma düşürüyor ama icraate geçemeden ya kız dolandırıcı çıkıyor ya da sevgilisi oluyordu. Bir türlü başarılı olamıyordum. Şimdi ise, üniversite sınavına hazırlanıyorduk. Burak ve gözde bu sene lise üçüncü sınıftı. Onlar o konuda şanslıydı. Biz ise bu sene ki artık son olacağını umduğumuz bu seneki mağdurlardık. ...İyi okumalarrr... |
0% |