Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@kaleminsesi1905_01

Mehmet Fazıl


Karşımda kişi ile dona kaldım bu yabancının benim evimde ne işi vardı.


"Siz kimsiniz?"


Kum torbasını bıraktı eldiven ellerim ile bana gelen kum torbasını durdurdum.


Öylece bana bakıyordu, sinirlenmeye başladım.


Sert sesim ile "size kim olduğunuzu söyledim!"


"Kendini çok yıpratmışsın gözlerin kan çanağı olmuş."


"Seni ilgilendirmez sen kimsin?"


Elini arkaya atınca dikkatli bir şekilde takip ettim silah çekerse hazırlıklı olmak için.


"Merak etme silahım yok."


Tekrar gözlerine baktım. Alayla bakıyordu.


Yüzüne yumruğumu geçirmemek için kendimi tutuyorum.


Arka çebinden cüzdanı çıkarıp kimliğini gösterdi.


"Pöh Yılmaz Aslan"


"Şehit teğmen Osman Aslan neyin olur."


Gözlerinde anlandıramadığım duygu vardı


"Kuzenim."


Geri kum torbasına dönüp vurmaya başladım koruyamamıştım onları.


Kum torbasını yine tuttu.


"Eee yeter ha tutma şunu."


"Böyle yaparak kendine zarar veriyorsun."


"Sana ne lan sana ne ben sinirimi böyle çıkarıyorum."


Bana yumruk atacaktı engel olup yüzüne kendi yumruğumu geçirdim.


"Çok çevik ve dikkatlisin."


"Meresi sana mı kaldı."


Dudakların kenarları kıvrıldı. Kaşı patlamıştı.


"Osman abim senin neşeli biri olduğunu anlatırdı."


Yutkundum cevap vermedim o ben eskiydi şimdi ben timimi kaybedince yeni bene geçmiştim.


Kum torbasına tam vuracaktım kolumdan tuttu.


"Ebesinin amı ama."diyip tekrar yüzüne geçirdim.


"Ölmüş ebeme küfür etme."


Benimle alayla konuştuğunda sinirliydim kat ve kat yine sinirlendim.


"Sikerler böyle işi ne istiyorsun benden."


"Ben senden değil Bordo taputcudan istiyorum."


"O zaman ona git."


Umursamazlıkla kum torbasına vurmaya başladım bu defada durdurursa sikerdim belasını.


"Ben zaten onun yanındayım."


Şaşırdım ama yüzümden bir mimik bile oynamadı.


"İşine bak yaa ben kendisini tanımıyorum."


Kum torbasına vurmaya devam ediyordum.


"Kıdemli yüzbaşı Mehmet Fazıl ATEŞOĞLU Abisi tarafından eğilten ve Bordo taputcu lakabını verilen sensin."


Konuşmadım yine duymamazlığa vurdum.


"Piyade Binbaşı Sarp Çelik'in gerçek kimliğini nasıl çözdün."


Olduğum yerde donup kaldım.


"Gerçekten merak ediyorum."


"Herkesin bir zayıf noktası vardır."


"Seni gizli numaradan arandığını nereden biliyordun."


"Sadece tahmin çünkü bana şarkı dinletti ve bu şarkıyı dedem ben abim ve Rüzgardan başkası bilmiyordu."


Ona bakmadan arkasındaki koltuğa oturdum.


Oda gelip yanıma oturdu.


"Bunları bana neden soruyorsun."


Oda benim gibi karşı duvarı izliyordu.


"Ben Resul abi ile çalışan bir polis özel harekatcıyım."


Ağzımdan hı soluğu çıktı resmen benimle oyun oynuyordu.


"Bende salağa yatıyım tam olsun ne dersin."


Derin nefes aldı.


"Sen gerçekten hastalıklısın."


Omuz silkip "huyum kurusun."dedim


"Ben bazen gizli ajanlık yapıyorum."


"Oooo bende salağa yatıyorummm."


"İster inan ister inanma!"


Kaşlarımı yukarı kaldırıp "sence?"


"Sana söyleyemem."


"Tüh bende cevapların hepsini unuttum görüyormusun çalışmadığım yerden geldi!"


Ayağa kalkıp önünde dineldim.


"Ne istiyorsun benden ve sen kimsin."


"Kimliğimi gösterdim yaa."


Elimdeki eldivenleri çıkarıp yakasına yapıştım.


"Bende yedim lan kimsin sen Osman'ın ailesi yok lan."


Benden gözlerini kaçırıyordu.

Sinirlenip kafa attım çat diye ses geldi yazık burun gitti.


Burnundan tulumba gibi kan akıyordu.


"Kimsin lan sen bana gösterdiğin kimlik sahte."

Sağ elim ile omzundan tutup yürümeye başladım.


Benim odama gidip oradan garaja girdim odam ile garaj arasında sadece bir kapı vardı.




Bir arabaya yaslayıp bağırdım.

"Konuşuyormusun yoksa seni öldüresiye döveyim mi? Karar senin."

"Gerçekten seni hafife almam hata olmuş."

Cemil abi buraya geliyordu elim ile onu durdurdum.

"Senide o gönderdi değilmi söyle ona ben ona gizli göreve gittiği için değil beni salak yerine koyup peşime adam taktığı için ve buna Enes Ateşoğlu ortak olduğu için kırgınım ve ikisini bu yüzden affetmeyeceğim."

"ILGAZ"

Koşarak yanıma geldi.

"Buyurun Fazıl bey."

"Bu kişi binbaşı Çelik'in askeri olur sağ salim onun yanına götür götürdüğünde beni ara."

Geri ona döndüğümde." Söyle ona Osman o hikayeleri biz onu yalnız sanmayalım diye anlatıyordu ama ben onun gerçek hikayesini biliyordum.

Şunu da ekle şehit olan ASKERİMİN arkasından da iş çevirmesin, Daha fazla benim canımı acıtma sın, ona olan nefretime nefret eklemesin."

Yakasından tutup Ilgaz'ın eline verdim onu oradan götürürken ben odama geçiyordum arkamdan Cemil abinin geldiğini biliyordum umursamazlıkla banyoya ilerledim.

"Benimle ne zaman konuşacaksınız Fazıl bey"

Olduğum yerde durup arkamı dönmeden cevapladım.

"Benden neden sakladın abi."

"Onların söylemelerini uygun gördüm eğer yaralanmasaydınız o operasyondan dönünce söyleyeceklerdi."

"Abi ben yalnız kalmak istiyorum."

Banyoya girdim. Kapı sesi duyunca yere çöktüm.

Hani derlerdi yaaa erkek adam ağlamaz diye işte o yalan kimin canı yanarsa ağlar.

.

.

.

.

Banyodan çıkıp giyinme odasına ilerledim.

Şirkete gitmek için takım elbisesini giydim.

Odadan cıkınca beni Resul abim odada karşıladı.

Gözünün içine bakarak.

"Binbaşı çelik ne yapıyorsunuz burada."

Üstümü süzdükten sonra yüzüme baktı.

"İlaçlarını içmeden nereye gidiyorsun sen."

Yabancı sesim ile" pardon komutanım ben emir altında çalıştığım komutanlar ile konuşurum, hele sizin gibi yalan söyleyen kişiyle hiç konuşmam şimdi odama nasıl girdiyseniz öylede bir zahmet çıkın."

"Mehmet'im ba-"

Susması için elimi kaldırdım susunca devam ettim.

"Benim adım Fazıl bana Fazıl ismi ile hitap ederseniz sevinirim komutanım. İlk ismimi bana veren kişi seslenir."

Gözlerim dolmuştu ama o göz yaşları akamazdı.

Onun da benden bir farkı yoktu kendisini tutuyordu.

"Tamam ama beni dinle."

"Ben size mesajı yollamıştım komutanım benim arkamdan yine iş çevirip bu paramparça olan kalbi daha fazla parçalamaya çalışmayın."

"Kendine daha fazla zarar vermeden iç şu ilaçlarını."

İlaç ilaç ilaç bıktım yaa ama doğru diyordu kasırga dan sonra psikolojim bozulmuştu ve kendime zarar vermeye başlamıştım.

Titreyen sesim ile."a-a-abi neden bana böyle yaptın."

Bana doğru adım atınca bir adım geri atıp elim ile durdurdum.

"Ben senin şehit haberini aldığımda-"

İşaret parmağımı kalbime götürüp.

"-burada öyle bir acı hissettim ki bu acı o gün kavgada odama geçip yıkıldım da daha çok ağrıdı ama ben sen kendini şehit olarak gösterip görev yaptığın için değil arkama adam takıp takip ettirdiğin ve senin için doğum günlerinde ARKADAŞ şarkısını dinletip ve robot sesi ile konuştuğun için ağrıdı."

Gözlerinden yaşlar geliyordu benim gibi.

"Sustum hadi ne anlatmak istiyorsan anlat ne sormak istiyorsan sor."

Odadaki koltuğa oturup ona baktım yatağıma oturdu.

"B-ben senin böyle yıkılacağını tahmin etmemiştim o şarkıyı dinletip yanlış atak yapmanı bekledim."

"Yapacaktım Yusuf'un yanına gitmek istedim beni Cemil abi durdurdu."

"Benim size şehit haberim gelince sizi boş zamanlarda uzaktan izledim. Nil Asya doğduğu gün oradaydım odasında Gamzem ile yalnız kalınca uyutturdum ve ikisinin kokusunu içime çektim."

Sustum devam etmesi için sustum.

"Gamze'nin abileri gelip Gamze'yi götürmeye çalıştıklarında sen o hışımla üstünde operasyon kıyafetleri ile gelip onlara daldın."

"Nil'imi ilk gün okula sen götürdüğünde bile seni izledim."

Dayanamayıp konuştum.

"Sen neden arkama adam taktın onu söyle."

"Senin karıştığını öğrendiğimde işim vardı o yüzden Yusuf'un takip etmesini söyledim."

"Söyledinmi emir mi verdin."

Sustu gözlerimin içine baktı.

"Sen-"

"Araştırdım."

"Nasıl imkansızdı."

Derin nefes alıp ağzımdan sesli bir şekilde verip ayağa kalktım.

"Sen beni hiç tanımamışsın Resul Ali Ateşoğlu."

"Sen nasıl o ses kayıtlarını da o yoldan buldun değilmi?"

"Hangi yoldan ben sadece Mustafa itin araştırması için Ilgaz dan rica ettim oda araştırıp bana verdi."

"Revirdeyken Doğandan bilgisayar isteyip flaş belleğe yükleyip hazırlıklı oldun."

Kafamı olumsuz anlamdan salladım.

"Hayır ben o kavgayı çıkarmadan önce araştırdım çünkü uzun bir aradan sonra ikiside Toprak ile uğraşmıyorlardı korumalardan Ilgaz'dan takip ettirip araştırmasını istedim."

"Sen her zaman hazırlıklıydın."

"Evet çünkü eğitmenim her zaman hazırlıklı olmamızı ister idi bizden."

Kapıya doğru yürüyüp konuştum.

"Merak etme eve gelirken içtim ilaçları."

Arkamı dönüp ona baktım

"Bana bir daha sahte kimlik ile birini yollama ve arkamdan daha fazla iş çevirme kabuk bağlayan yaramı kanatma"

"Kıdemli yüzbaşı Mehmet Fazıl ATEŞOĞLU."

Hiç tepki vermedim gözlerine boş boş baktım.

"Sizden emir almıyorum."

"Ben Resul Ali Ateşoğlu olarak emrediyorum asker." Dediği an hazır ola geçtim.

"Bizim bordo taputcuya ihtiyacımız var bu gizli bir görev olacak ve bundan sadece benim haberim var ona göre bahane uydurup eski depoya gel akşam yola çıkacağız."

"Emredersiniz komutanım."

Garaj olan kapıdan çıkıp gitti. Oradan girmesine Cemil abi yardım ettiğini adım gibi biliyorum.

Telefonu elime aldığımda Ilgaz aramış ulaşamayınca da mesaj atmış mesajına cevap verip çıktım.

.

.

.

.

Fıstıklarım ben geldim.


Yorumlarınızı bekliyorum...


Oy vermeyi unutmayın ⭐


Yazım hatalar af ola 🗒️🗒️


Loading...
0%