Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@kaleminsesi1905_01

Yazar bakış açısı


Genç kız babasının odasında bekler içeri giren babası kızını görünce şaşırır.


"Mahrum ne oldu?"


Genç kız babasının sesinde kendine gelir.


"Hiç öyle seni görmek için geldim."


Babası tebessüm ederek kızının yanına oturur.


"Sadece beni görmek içinmi buradasın!"


Yutkunarak.


"Elbette baba."


Kopuz tek kaşını kaldırıp yüzüne bakar.


"Peki madem öyle olsun."


"Baba!"


"Efendim mahrum."


"Bana inanmadınmı?"


"Sence"


"Doğru ben kimi kandırıyorum ki bir bordo bereliyi."


Kopuz kafasını olumlu anlamda salladı.


"Peki karşılaştınmı."


"Hemde nasıl karşılaşma."

.

.

.

.


Bahçede ağaçlık alanda oturup sırtını ağaca dayayan genç adam ve karşısın da oturan abisi ile sohbet ediyorlardır.


"Mehmet'im abim bak başka insanların duygularıyla oynama."


Genç adam anlamayarak abisine baktı.


"Ben kimin duygularıyla oynuyormuşum‽"


"Atilla'ya bana gıçıklık manasında ona abi dedin sen bizimle uğraşırken ona abi dediğinde yüzünde bir gülümseme oldu ve bunun farkında değildin."


Genç adam odada olanları bir hafızasında geçirdi gerçekten onun yüzünü hiç görmemişti.


Birden ayağa kalktı. Onunla beraber abiside kaltı.


"Benim Allah belamı versin ben farkında değildim."


"Ama abi beni sevmiyordu ki hata nefret ediyordu."


"Sen öyle san hastane kolidorunda olan olaylarda gözünü dağil kırpmadan yoğunbakım penceresinden sana baktı."


"Bana torpil muhabbetini yaptı."


Kaşlarını çatarak baktı.


"Ne zaman?"


Olayı anlatan Fazıl abisine baktı.


"Ve böylelikle senin bordo tabutçu olduğunu öğrendiler."


"Vala senin suçun benim aklımla oynadın."


Abisi derin bir nefes alıp ellerini beline yerleştirdi.


"Mehmet'im ben seninle ne yapacağım?"


"Benim gibi kardeşi atsan atılmaz satsan satılmaz."


Resul 'bundan adam olmaz' gibi bakıyordu genç adama.


"Sen önce git Attila'nın yanına konuş ondan sonra seninle bir konuşalım."


"O zaman sende Alparslan'la konuş ama mesafeli konuş adam senin gözüne baktiğinda göz bebekleri parlıyor."


Kolarını açtığında hiç zaman kaybetmeden abisine karşılık verdi.


"Ne olursa olsun sen de benim kardeşimsin."


" O zaman ben hatamı delafi edeyim."


"Abim o senin öz abin mesafeli davranma onlara karşı."


"Senin bu işin ne zaman bitecek abi."


Lafı değiştiren kardeşine bakar ve oyununu devam ettirir.


"Üstler ne zaman karar verirse."


"Keşke beni bordo tabutçu yapmasaydın benim yüzümden aileni hep uzaktan izlemek zorunda kaldın."


Hemen ondan ayrılıp kolarından tuttu.


"Mehmet neden kendini suçluyorsun bunun seninle ilgisi yok."


"Çoçuk mu kandırıyorsun abi! Çünkü bordo tabutçunun kimliğini öğrenmek isteyen çok düşman var ve onu bir tek sen biliyorsun böylelikle şehit olarak gösterdin."


"Seni ben seçmedim abim üstler seçti."


Genç adam tek kaşını kaldırarak baktı.


"Eğitimde rekor kırdın farkındaysan sana çok yükleniyordum. Çünkü üstlerden gelen emir buydu ve senin bir bordo taputcu olmanı istediler."

.

.

.

.


Attila ile Alparslan karargahta çıkmak üzereyken arkasından gelen ses ile dondu.


Çünkü odada abi dediğinde Resul'ü kıskandırmak için demişti.


"ATİLLA ABİİİ"


Atilla arkasını dönüp aynı kanı taşıdığı kardeşinin gelmesini bekledi.


"Ne abisi hayırdır birader."


Genç adam sen ciddi misin der gibi Alparslan'a baktı.


"Efendim Fazıl."


Fazıl elini ensesine atıp kaşımaya başladı.


Attila bu hareketine tebessüm ederek baktı.


Aklına kardeşi ziya geldi o da öyle yapıyordu.


"Şey ben şey diyecektim abi."


"Hep bana abi de olurmu."


Alparslan kaşlarını çatarak abisine baktı.


"Hop hop bir dk bir dk sen ne diyorsun abi."



" Alparslan sen de benim kardeşimsin, 27 yıl boyunca ve devam da edecek."


Alparslan"tamam abi biraz kıskandım seni doğru diyorsun."


Fazıl'a dönüp elini uzattı.


"Fazıl bey ben özür-"


"Asıl ben özür dilerim Alparslan bey ama ufak bir sorun var aradaki siz biz kaldırsak olmazmı."


"Tabiki de olur Fazıl."


"Şimdi oldu Alparslan. Şey babam dedi ki yani Enes babam bu gizli yani kendilerini şehit olarak gösterdiler yaa o görevleri bittmişte. Eğer gelmek istersen gel bu akşam kendileri açığa çıkacaklar Ateşoğlu konağında yani mardinde ki konakta."


"Dur oğlum nefes al." Attila


"Çok mu hızlı konuştum."


"Evet kıpkırmızı oldun."


Derin bir nefes aldı.


"Seni de bekliyor yani hem Bozkurt ailesi de gelmiş olur olmazmı."


"Olmaz abim."


Hiç düşünmeden cevap veren Attila'ya kaşlarını çatarak baktı.


"Neden?" İkili aynı anda konuştu.


"Şöyle ki Kürşat ağan babası ile bizim büyük dedemiz kavgalılarmış bu da devam ediyor."


"Dedem bana böyle bir şey hiç anlatmadı." Dedi genç adam.


Alparslan"neden kavgalılar?"


Derin bir nefes aldı.


"Bende bilmiyorum babam ile dedem konuşurlarken kulak misafiri olmuştum."


Genç adam Alparslan'a baktı. "Bu işi biz ikimiz bitirebiliriz ?"


Atilla "sanmam."

.

.

.

.


Albay kopuz "eee karar verdiniz mi yeni tim ismine."


Azat ile Fazıl birbirlerine baktı.


"Ben timin ismini efsane olarak kalmasını isterim komutanım." Dedi genç adam.


Ama düşündü kurt ismi de Azat için önmeliydi.


"Eğer sizde kabul eder iseniz efsane kurt olmasını istiyorum."


Mahru baktı iki tim ismini birleştirmesine şaşırmadı çünkü iki ismin hikayesi vardı.


Kopuz kafasını olumlu anlamda salladı.


"İyi düşünmüşsün evlat, sizi bunun içinde çağırmadım tabi ki de olay açığa çıkacağı için Sen, Toprak ve Lina izinlisiniz."


"Bu süreçte emir komuta Azat'a olacak."


Fazıl"umarım bir sorun yoktur komutanım."


Kopuz kızına baktı mesajı anlayan kızı.


"Babam benim hastaneye gitmem gerekiyor."


Kopuz kafasını salladığında ayağa kalktı.


Kapı kapandıktan sonra kopuz Fazıl'a döndü.


"İki günlüğüne sınır karakoluna kalmaları gerek saldırıya karşı gelen ihbara göre o karakola saldırı olacağını aldık, yanlış haber de olabilir her ihtimale karşı efsane kurt gidecek."


"Sorunuz yoksa çıkabilirsiniz."


İkili baş selamı verip çıktılar.


"Komutanım siz ne düşünüyorsunuz."


"Kopuz albay plansız adım atmaz vardır bir bildiği, hem tim sana emanet dikkatli olun ve beni habersiz bırakma."


"Emredersiniz komutanım."

.

.

.

.

Mardin Ateşoğlu konağında herkes bekliyordur.


Alparslan da aralarındadır.


Büyük hala"vay benim yeğenim çok yakışıklı birisiymiş."


Fazıl bu sözlere yutkundu halaları ve çoçukları onu hiç sevmemişti.


Gözleri dolmuştu ve bunu sindiremediği için konaktan uzaklaşmak istiyordu.


Dedesi durumu anladiğinda bu işe el atmak istedi.


"Fazıl oğlum neden buraya toplandık bir durum yoktur inşallah."


Fazıl amcasına baktı bir durum varmı yokmu.


Rıza"babam şimdi iki kişi gelecek çok önemli kişiler."


"Kim onlar oğlum."


"Geldiğinde görürsünüz."


Fazıl'ın telefonuna mesaj geldiğinde odadaki herkes ona bakıyordur.


Fazıl amcasına baktı. Birbirlerine kafa salladılar.


"Geldiler dedem."


Ortanca hala"hı senin gibi uğursuz kimi getirmiştir."


"Yaprak!"


"Tamam baba sustum."


'uğursuz' bu kelime hiç ağızlarından düşmezdi.


Fazıl ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdü daha fazla durursa kötü olurdu.


Bolkandan elleri cepte konağa giriş yapan siyah jipe bakıyordur.


Araban inen önce iki maskeli ardından abisi ile babası indi.


Nil Asya amcasının arkasından gittiği için o da görmüştür.


"Amca bu adam resimdeki babama çok benziyor."


Nil'in sesini duyan dışarı çıktı.


Yaprak"a-abi" şaşkın bir şekilde bakıyorlardır.


Fazıl Nil'i kucağına alarak abisinin yanına gitti.


Merdivenden inerken"çünkü o senin baban amcam Resul Ali Ateşoğlu."


Nil"babam mı şimdiye kadar neredeydi ki."


Resul kollarını uzattığında kaşlarını çatarak babasına baktı.


Amcsaının boynuna sarılıp kafasını gömdü.


Resul ile Fazıl birbirlerine baktı.


Tüm aile onları izliyordur.


Mutfaktan çıkan Gamze konağın dış kapısında tüm aileyi gördüğünde oda meraktan dışarıya çıktı.


Ben geldim uzun bir aradan sonra.


Yorumlarınızı bekliyorum ☺️


Seviliyorsunuz


Mutlu kalın


Loading...
0%