Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@kaleminsesi1905_01

Yazar bakış açısı


Gamze kapıya geldiğinde gördüğü kişi ile çok şaşırdı.


Gamze" Resul" diye fısıldadı. Merdivenlerden yavaşça inmeye başladı.


Yutkundu Resul karısının gözlerine baktı.


Gamze yavaş adımlar ile yürüyordu ona doğru yürüdü yürüdü.


Resul"Gamzem güzel-" lafını kesen yüzüne inen tokattı.


Gamze"neden? Neden gittin?"


Resul'ün göğsüne yumruklar atıyordu isyan ederken. Resul Gamze'nin bileklerinden tuttu.


"Gamzem güzelim benim, görev."


Gamze kendisine gelmek için derin derin nefes alıyor.


En sonda kendisini bırakarak ağlamaya başladı.


Resul güzeline sarıldı.


Gamze'de boynuna sarıldı.


Tüm aile şaşkın. Bir Enes'e bir Resul'e bakıyordu. Enes babasına doğru yürümeye başladı.


Öpmek için eline uzanmıştı ki Kürşat ağa elini çekti.


"B-babam-"


Kürşat ağa susturmak için elini kaldırdı.


"Tamam anlarım vatan için herşey bu 25 yıl sürer mi lan‽"


Sesi titremişti torunu Fazıl ile Alparslan'a baktı.


"Siz ne zaman öğrendiniz ve söylemediniz."


Fazıl yutkunarak yere baktı.


"BEN SANA O BAŞ EĞİLMEYECEK DEMEDİMİ LAN"


Bağırması ile herkes Kürşat ağaya baktılar. Fazıl direk başını kaldırdı.


Rüzgar Fazıl abisine baktı gözünü kırpmadan bakmaya devam etti.


Resul" Dede-"


"Ben bahane aramıyorum Türkan sizin yüzünüzden kalkamaz hale geldi çok fazla gözüme gözükmeyin."


Son cümlesini kurduktan sonra şoförüne seslendi.


"Arabaya buradan biraz uzaklaşıp hava almak istiyorum."


Arabaya doğru yürüdü.


Rüzgar."dede bende seninle gelmek istiyorum."


Onlar uzaklaştı oradan.


Tekerek sandalyesinde oturan Türkan hanım ellerini Enes ile Resul'e uzattı sarılmak için.


İkiside hemen karşılık verdi herkes ağlamaya başladı.


Türkan hanım ilk kez konuştu.


"O-oğ-lum"


"Anam, anam affet beni anam."


Fazıl Nesnesinin konuşmasına sevindi.


Asiye kendisine geldiğinde Resul nenesinden ayrılmıştı.


Koşarak abisine gitti.


"Abim Resul abim."


Sarılıp kafasını boynuna sokup kokusunu aldı. Resul'de saçlarına öpüçük kondurdu.


"Abicim Asiyem."


Fatmanur en son 11 yaşında iken gördüğü adama bakıyordur.


"Fazıl abi -yutkunur- gerçekten Resul abi mi?"


Fazıl kafası ile onayladı. Resul tekrar kızına baktığında Nil hemen amcasının boynuna kafasını sakladı.


Resul'ün gözü Fatmanur'a kaydı. Fatmanur arkasını dönüp oradan uzaklaştı.


Enes kız kardeşlarine sarıldı.

.

.

.

.

Ateşoğlu aşiretleri bir araya toplanmıştı.


Enes ile Resul'ün yaşadığını öğrenen tüm ağalarda toplanmıştır.


Kazan kazan yemekler pişiyordur. Bozkurtlar da oradalardır.


Bir ağa "Kürşat ağa bana bı bak hele"


"Buyur Halil Ağa dinlerim seni."


Halil ağa derin bir nefes çeker içine. "Haklısın oğlun ile torununa olan tavrından emir büyük yerdendir."


Enes babasının ne diyeceğini dört kulak ile dinliyordur.


"Bilirim Halil ağa bilirim de ya benim yaşadığım bu bir yalan hayata ne denir."


Halil ağa anlar Enes'e bakarak "komutan biraz zaman geçsin biraz sabır."


Enes onaylar.


Fazıl ile Alparslan at çiftliğinde Nil Asya ile konuşmaya çalışıyorlardır.


"Ufaklık neden böyle davranıyorsun babana?" Dedi Alparslan.


Nil"ama öğretmenim ben babamı sadece resimlerde tanıyorum ve Fazıl amcamı çok üzdü o benim saçımın teline zara gelmesin diye elinden gelenin yapıyordu o zaman babam neredeydi."


Onları gizlice dinleyen Gamze ile Resul birbirlerine baktılar.


Fazıl yeğeninin burnuna ufak bir viske atarak konuştu.


"Amcam benim Alparslan'a Okulun dışı da amca de o senin öz amcam ikinci olarakta sen hani Lina halan gibi asker olmak istiyordun yaa."


Nil Asya kafasını salladı.


"Şimdi diyelim sen büyüdün komutan oldun ve sana babana gelen emir gibi bir emir geldi sen vatanını mı seçerdin yoksa aileni mi?"


Nil Asya, Alparslan ile Fazıl'a bakar.


Derin bir nefes alır."Vatanımı seçerdim amca."


Alparslan"işte ufaklık baban ile deden de vatanını seçtiler."


"Ama öğ-amca ben babamın kalbini çok kırdım."


Fazıl tebessüm etti."istersen ona sor seni belki affeder hmm." Fısıldadı kulağına.


Ve biraz sesini yükselterek"abi yenge sizden çıkın kalan oradan ağaç oldunuz."


Alparslan bir anda şaşırdı kendi kendine ne konuşuyor diye.


Arkasından gelen ses ile dönüp baktı.


"Ulan bir bordo bereli süt kardeşim olduğunu unutuyorum bazen."


(Y/N= Fazıl ile Alparslan'ı süt kardeş olarak yazdım çünkü birbirlerin annesinden emdiler sütü böylelikle süt kardeş olmuş oluyor galiba)


Fazıl tek kaşını kaldırarak Alparslan'a bakar "tabi oğlum ne zannettin beni."


Nil Asya kafasını eğerek parmakları ile oynuyordur.


Resul kızının yanına gelerek onun önünde dizini kırıp parmağını çenesi koyarak kaldırır.


"Asyam kızım senin bir suçun yok ki babam kendini suçlama ve bu başını eğme."


"Ben sen den özür dilerim baba"


Nil babasına sarılarak ağlamaya başlar Resul kızının başına bir öpücük kondurdu.


"Dileme kızım sen çok haklısın benden özür dileme."


Kızı kucağında ayağa kalkar ve bir elini eşine uzatır Gamze hemen sarılır.


"Bundan sonra ömrümün sonuna kadar sizi bırakmayacağım."


Fazıl kolunu Alparslan'ın omzuna atarak birbirine sarılan aileyi izliyordur.


Alparslan yandan Fazıl'a bakar ve fısıltı ile "teşekkür ederim."


Fısıltı ile karşılık verir" Etme gereken buydu."


"Allah'a aşkına ne için ettim." Dedi


Fazıl "sen de onun amcasısın hem ikizler beni görür görmez bana amca dediler."


"Biliyorum Aras biraz çekingen biri tanımadığı kişilerle konuşmazdı seni görür görmez sarılmış."


"Hey siz aranızda ne fısıldıyorsunuz bakalım."


Fazıl ile Alparslan yengesine baktılar. Fazıl baoğazını temizleyip.


"Süt kardeşim ile konuşuyorum yenge ne konuşmuş olabilirim."

.

.

.

.


Alparslan ile Fazıl aileyi orada bırakıp konağın önündeki kalabalığın yanına gelmişlerdir.


Başka bir ağa "vay eşek sıpası seni ne ara büyüdün de komutan oldun sen daha dün benim kümesteki tavukları taşlıyordun."


Fazıl kafasını salladı"Ama sizin horoz dan az dayak yemedim."


"Eee Fazıl bey alişabildin mi yeni ailene?"


Fazıl'ın gözleri Bozkurt ailesinin ağası olan Mirzan dedesine bakar onu yeni görüyordur.


"Bilmem zaman gösterir herşeyi."


Soruyu sorar kişi Alparslan'a da aynı soruyu sorar.


"Fazıl'ın dediği gibi zaman gösterir."


Oda Kürşat ağaya bakarak kurdu cümleyi.


Halil ağa"siz aileden önce birbirinize alışmış gibisiniz."


İşte ikili buna tebessüm etti.


İkisi aynı anda" çünkü biz süt kardeşiz."


Ağali bunlara tebessüm ettiler.


Enes öz oğluna ve babalığı iki yaşına kadar yapan oğluna baktı.


Yemekler yendi herkes sohbetini ettiler Şimdi sırada Bozkurt ile Ateşoğlu aşiretlerin barışmasını beklediler.


Mirzan ağa "Ben bir şey diyemem babam ile Resul (kürşat ağan babasının ismi) ağa neden kavgalı olduklarını bilmiyorum."


Kürşat ağa da bilmiyordu ama çocukken parça parça bir şey hatırlıyordur.


"Ben de bilmiyorum ama biz bu savaşı sürdürdük ve devam ediyor."


Mirzan ile Kürşat ağa ayağa kalkarak birbirlerine yürürler.


Mirzan ağa "o zaman biz bu savaşa bir son verelim Kürşat ağa."


Elini uzatır Kürşat ağa ele bakar ve tokalaşmasına karşılık verir.


"Verelim Mirzan ağa verelim."


Birbirine dostane bir sarılış ile sarılırlar.

Tüm ağalar ayağa kalkar ve bu süren küslüğe alkışladılar.


Ziya iki abisinin arasına girerek birbirine sarılan ağalara bakar.


"Bitti değilmi bu savaş." Alparslan ile Fazıl aynı anda kafasına hafif vururlar.


Ziya kafasının iki tarafınıda ovalayarak annesinin yanına yürür.


"Senin oğlanların yüzünden ben arada kaynıyac

ağım anne haberin olsun."


Canlarım sizi beklettiğim için özür diliyorum bir telefonum bozulmuştu ileri geri derken şükür yeni bölümü atabildim.


Yazım hataları of ola.


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.


Hikayenin gidişatı nasıl?


Mutlu kalın ❤️


Loading...
0%