Yeni Üyelik
31.
Bölüm

31. Bölüm

@kaleminsesi1905_01

Fazıl

 

Hastane olayından iki hafta geçmişti tamamen iyileşince soluğu karagahta aldım.

 

Toprak beni hangar da bekliyordu önemli bir konu hakkında konuşmak istemişti üniformamı düzeltip odadan çıktım.

 

Kapıyı kilitleyip hangara yol aldım...

 

Etrafta bizim timden kimse gözükmüyordu nereye kayboldular acaba.

 

Hangarın önüne geldiğimde etrafa baktım çok sessizdi

 

Ağır kapıyı hiç zorlanmadan açtım açmamla üstümde patlayan konfeti.

 

İyi ki doğdun şarkısı eşlik etti.

 

Lan bugün benim doğum günüm yaaa...

 

Tebrikler vs ile geçti.

 

.

.

.

.

 

Doğum günümü unutmuşum yüzümde tebessüm ile bilgisayardan dosyaları inceliyordum ve düzenliyordum.

 

Tatlılar ile aram iyi olmadığı için bana küçük bir dilim ikram ettiler.

 

Gözüm arada masamın üstündeki pasta dilimine kayıyordu.

 

Cihat karşı masada bir kaç dosyaya imza atıyor kaçamak bakışlarla bana bakıyordu.

 

Neden ona bakıp moreli mi bozuyordum ki...

 

Kapı çok hafif çaldığında cihat bana baktı.

 

Komutu verdiğimde açıldı.

 

İçeriye Tuğçe ile Umut Ali girmişti Umut baba diye bağırarak Cihat'a doğru koştu dudaklarım Afif kıvrıldı onunda tedavisi bitmişti.

 

Cihat oturduğu sandelyeyi arkaya doğru kaydırdı Umut direk kucağına zıplamıştı.

 

Cihat'ın yanağına sulu bir öpüçük kondurmuştu.

 

Ben daha çok ortamda bulunmamak için bilgisayarı kapatıp ayağa kalktım.

 

Odanın anahtarı ikimizde de olduğu için kendisi de çıkınca kilitleyeceğini bilincindeydim.

 

Kapıya doğru dönmüştüm ki Tuğçe bana bakıyordu görmemiş gibi yaparak kapıya doğru bir adım attım.

 

"Mehmet Fazıl amca senin sayende iyileştim ve bir sürü arkadaşım oldu."

 

Tebessüm edip Umut'a baktım.

 

"Senin adına sevindim afacan sen çok güçlü bir çocuksun."

 

Masanın üstünde ki küçük dilimi alıp Umut'a uzattım.

 

"Buda iyileştiğinin şerefine benden küçük bir ikram."

 

Umut arkama baktı arkamda Tuğçe vardı.

 

Galiba izin için bakmıştı izini alınca yüzünde kocaman bir gülümseme ile elimdeki pasta dilimini aldı.

 

Ne kadar avuç içim başını okşamak için kaşınsa da kendimi tuttum.

 

Göz kırptım oda iki gözünü açıp kapattı olmayınca elindeki pasta dilimini Cihat'ın masasının üstüne koyup sağ elini sağ gözüne kapattı.

 

Tekrar gözünü açıp kapattı dudaklarımdan küçük kıkırma döküldü.

 

Arkamı döndüğümde Tuğçe kocaman gülümseme ile Umutla bana bakıyordu.

 

Yüzümü ciddi hale getirip oda dan çıktım.

 

Arka bahçeye gidip kör noktada ki banka oturdum buradan herkesi görürsünüz ama kimse burayı göremezdi arkama yaslanıp etraftaki askerlere baktım.

 

Kimisi gurup haline oturup sohbet ediyordu kimisi verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyorlardı.

 

Telefonum çalması ile elimi üniformanın cebine atıp arayana baktım.

 

Ay yüzlüm arıyor...

 

Hemen açıp kulağıma götürdüm.

 

"Aloo"

 

"Efendim güzelim"

 

"Neredesin Fazıl."

 

"Arka bahçede."

 

"Tamam geliyorum."

 

Çağrı sonlandı. Telefonu cebime geri koyup arkama yaslandım iki kolumu iki tarafa uzatıp bacaklarımı araladım.

 

Gelen kişi ile toparlanıp ayağa kalktım dedim yaa burayı kimse göremezdi.

 

Beni görmesi ile yanıma doğru adımladı.

 

Elindeki poşeti bana uzattı tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım boynuma sarılıp yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

 

Kulağıma fısıldadı.

 

"İyi ki doğdun sevgilim."

 

Sol elimi beline sarıp iyice kendime yapıştırdım başının üstüne buse kondurup kulağına fısıldadım.

 

"Teşekkür ederim güzelim"

 

Askeri botlarımın üstüne basıp dudağını dudaklarıma kapattı.

 

İkimizde hareketsizce duruyorduk.

 

Alt dudağını iki dudaklarımın arasına aldım.

 

Arkaya doğru adımladım yavaşca bacaklarıma değen bank ile Mahru'yu sol kolum ile daha sıkı sarıp afif havaya kaldırdım yan bir şekilde dönderdim ve oturup kucağıma oturttum sağ elimdeki poşeti alıp kucağına koydu.

 

İlk ufak bir kutu çıkarıp açtı küçük çikolatalı pasta ve bir tane mum vardı boş elini bana uzattı mesajı anlayıp cebimdeki özel çakmağı çıkarıp eline verdim.

 

Mumu yakıp yüzüme doğru yaklaştırdı tam üfleyecektim ki bana engel oldu.

 

"Önce dilek tut."

 

"Dileğim zaten yanımda"

 

Mumu üfleyip yüzüne baktım gözleri ışıl ışıl bana bakıyordu.

 

"Sana verilen parçadan hiç yemediğini bildiğim için bundan yiyeceksin benim için."

 

Küçük plastik kaşığa küçük bir parça alarak dudaklarıma uzattı elinden alıp onun dudaklarına uzattım.

 

"Önce sen."

 

Ağzını açtığında yaklaştırdım kaşıktaki pastayı alıp çiğnemeye başladı hiç beklemeden dudaklarına kapandım dilimle iki et parçasını yaladım.

 

Ağzıma gelen çikolata tadı ile tekrar öpüp uzaklaştım.

 

"Bana düşen parçayı yedim güzelim tadı çok güzel."

 

Şaşkınlıkla bana bakıyordu kendine geldiğinde elimdeki kaşığı alıp küçük parça alarak dudaklarıma yaklaştırdı.

 

Gözlerinin içine bakarak ağzımı açtım.

 

Lokmayı zar zor yutup gözlerine baktım.

 

Kalan pastayı ona yedirdim. Biten pasta ile çöpünü yanımdaki boşluğa bırakıp tekrar kucağımda yan şekilde oturmuş güzelime baktım.

 

Sol kolum yerini biliyormuş gibi belinden hiç ayrılmadı.

 

Tekrar poşete uzanıp içinden hediye paketini bana uzattı.

 

Tek elimle onun da yardımıyla açtım.

 

 

Gördüklerim ile Mahru'ya döndü bakışlarım.

 

"Hiç gerek yoktu güzelim ne zahmet ettin."

 

Omuz silkip bana baktı.

 

"Olsun içimden geldi."

 

Yerimden dikleşip arka çebimden cüzdanı çıkarıp eline verdim.

 

"Yerleştir güzelim."

 

Eski cüzdanımda ki kartları ve kimlikleri yeni cüzdanıma yerleştiriyordu.

 

İçindeki gördüğü resim ile tebessüm edip bana gösterdi.

 

"Nil Asya'ın bebekliği?"

 

Kafamla onayladım.

 

Onu da güzelce koyup yeni cüzdanı bana uzattı elinden alıp arka cebime koydum.

 

Bileğimde ki dayıma ait olan saate bakıp ayağa kalktı.

 

"Kendimce aldığım iznim bitmek üzere canım anca yetişirim."

 

Dudaklarıma buse kondurup uzaklaştı.

 

Kutuyu hediye paketin içene koyup poşete koydum.

 

Banktaki çöpleri de alıp yürümeye başladım.

 

Gördüğüm çöp ile elimdeki çöpleri çöpe attım.

 

Cebimdeki arabamın anahtarını alıp arabama doğru yürüdüm kiliti açıp elimdeki poşeti güzelce yerleştirip kapıyı kapattım.

 

Kilitleyip binaya doğru yürüdüm.

 

Kapıda ki kişileri görmem ile duraksadım.

 

Umut beni gördüğünde koşarak gelip bana sarıldı.

 

"Bugün senin doğum gününmüş amca doğum günün kutlu olsun."

 

"Teşekkür ederim küçük afacan."

 

İkiliye bakmadan yanlarından geçtim.

 

Selam veren askerleri kafam ile onaylayarak çay ocağına doğru yürüdüm.

 

Çay ocağında görevli er askere baktım.

 

"Sade türk kahvesi odam da bekliyorum."

 

Selam verip. "Emredersiniz komutanım."

 

Kafa sallayıp odama yol aldım.

 

Kolidorda yürüken telefonum çaldı elimi cebime atıp arayana baktım.

 

Cemil abi arıyor...

 

Cevaplayıp kulağıma götürdüm.

 

"Fazıl bey casusu bulduk."

 

Hiçbir şey demeden kapattım.

 

Doğu şerefsizine kim ötüyorsa boğazı bu akşam kopacaktı.

 

Selam aşklarım ben geldim uzun bir aradan sonra.

 

Bugün benim doğum günüm olduğu için böyle bir bölüm yazmak istedim.

 

Mutlu kalın ❤️

 

Loading...
0%